Dünyada bu yıl uluslararası alanda Suriye, Yemen, Afganistan
ve İran’ın aralarında olduğu 10 bölgede yaşanacak gelişmelerin kamuoyunda öne
çıkması öngörülüyor.
Merkezi Brüksel’de bulunan sivil toplum örgütü Uluslararası
Kriz Grubu, dünyada 2019 yılında takip edilmesi gereken 10 bölge ve buralarda
beklenen ihtilafları derledi.
Yazıda, ABD‘nin dünyadaki tartışmasız gücünün sorgulanır
hale geldiği belirtilerek, uluslararası düzenin kargaşa içindeki haline dikkat
çekildi.
Birleşmiş Milletler (BM) gibi ortak eylem araçlarının
işlemez hale geldiğinin altı çizilen yazıda, “Uluslararası Ceza Mahkemesi dahil
hesap verilebilirliği sağlayan kurumlar göz ardı ediliyor ve küçümseniyor.”
ifadelerine yer verildi.
Yazıda, 2019’da Yemen, Afganistan, ABD-Çin gerginliği,
İran’a karşı Suudi Arabistan-ABD-İsrail ekseni, Suriye, Nijerya, Güney Sudan,
Kamerun, Ukrayna ve Venezuela gibi ihtilaflı konular ve bölgeler, uluslararası
alanda takip edilmesi gereken başlıklar şeklinde sıralandı.
Yemen
Yemen’in 2018’de uluslararası hukuksuzluğun odak noktası
haline geldiğini vurgulanan yazıda, Yemen’deki krizin 2019 yılında daha da
kötüleşebileceği ve 16 milyon Yemenlinin kıtlık tehdidi altında olduğu
kaydedildi.
Yazıda, yardımların geldiği Hudeyde limanının kontrolü için
Husiler ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli Yemenli militanlar
arasındaki çatışmalara yer verildi. Hudeyde’de çatışmaların sonlandırılması
için taraflar arasında kararlaştırılan “Stokholm Anlaşması” hatırlatıldı.
Ocak ayından itibaren ABD’de Demokratların Temsilciler
Meclisinde ağırlık kazanmasıyla, ABD’nin Yemen’de çatışmanın önlenmesi için
baskılarını artırması ihtimaline vurgu yapıldı.
Yemen’de çatışmanın sonlanması veya azalması için tüm
taraflara baskı uygulanması gerektiği ifade edilen yazıda, “Avrupa, Umman ve
İran’dan Husiler üzerine, ABD’den Suudi Arabistan ve Birleşik Arap
Emirlikleri’ne, Körfez ülkelerinden Yemen hükümetine ve Kongreden ABD yönetimine
yapılacak baskılar değişime yol açılabilir.” değerlendirmesine yer verildi.
Suriye
Suriye’ye ilişkin 2018’dekine benzer bir durum öngörülen
yazıda, Rusya ve İran’dan destek alan Esad rejiminin muhaliflere karşı
güçleneceği öngörüsü yer aldı.
Yazıda, DEAŞ’a karşı yürütülen mücadelenin sona yaklaştığı
belirtilerek, terör örgütü PKK/YPG işgali altındaki bölgede Türkiye’nin
operasyonunun beklendiği kaydedildi.
Suriye’de taraflar arasında bir uzlaşının, Esad rejimi ve
PKK/YPG arasında yapılacak anlaşmayla sağlanabileceği belirtilerek, aksi halde
DEAŞ’ın yeniden canlanabilme ihtimaline vurgu yapıldı.
Afganistan
Yazıda Afganistan’ın 2018’de dünyada çatışmalar nedeniyle en
fazla ölümün görüldüğü ülke olduğunun altı çizilerek, geçen yıl içinde 40 bin
savaşçı ve sivilin öldüğü belirtildi. Afganistan’da ABD müdahalesinin ardından
en fazla kaybın 2018’de yaşandığı ifade edildi.
Taliban militanlarının ülkenin hemen hemen yarısını kontrol
ettiği ifade edilerek, ana yollardaki ulaşımı kapattığı, şehirleri ve
kasabaları kuşattığı bilgisine yer verildi.
ABD birliklerinin yarısının Afganistan’dan ayrılmasının
etkisi değerlendirilen yazıda, bu yöndeki olası kararın mevcut belirsizliği
artırdığı ifade edildi.
ABD-Çin gerginliği
ABD ve Çin arasındaki gerginlik için “silahsız bir ticaret
savaşı” ifadelerine yer verilen yazıda, Washington ve Pekin arasındaki
restleşmenin karşılıklı açıklamalarla yükseldiğine işaret edildi.
Yıllardır terörün en üst sırada yer aldığı ABD’nin Ulusal
Güvenlik Stratejisinde, 2018’de en üst sırada Rusya ve Çin’in bulunduğuna vurgu
yapıldı.
Washington ve Pekin arasında bir uzlaşının gerginliği
azaltacağı belirtilen yazıda, aksi halde jeopolitik ve ekonomik rekabetin bir
kırılma noktasına doğru gittiği bilgisine yer verildi.
İran’a karşı Suudi Arabistan, ABD ve İsrail ittifakı
İran’a karşı Suudi Arabistan, ABD ve İsrail’in ortak tehdit
algılamasına işaret edilen yazıda, Suudi Arabistan ve İsrail’in bölge
ülkelerinde İran’a karşı operasyonlar yürütme sinyalleri verdiği kaydedildi.
Romanya AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı devraldı Romanya AB Konseyi Dönem
Başkanlığı’nı devraldı
ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilerek ve ekonomik yaptırımlar
uygulayarak, Suudi Arabistan ve İsrail’in yanında İran’ın bölgesel gücünü
kırmayı amaçladığı ifade edildi.
İran’ın bu çatışmalara karşı hazırlık yaptığı belirtilerek,
Tahran yönetiminin Suriye’deki çıkarlarının tehlikeye düşmesinden endişe
duyduğu belirtildi.
Nijerya
Nijerya’da siyasi istikrarsızlığın çatışmaya dönüşme riskine
işaret edilen yazıda, 2019’un şubat ayında yapılacak seçimlerde ülkenin yeni
cumhurbaşkanının ve federal meclisinin, mart ayında da eyalet valileri ve
meclislerinin seçileceği hatırlatıldı.
Nijerya’da daha önceki birçok seçimde şiddet olaylarının
yaşandığı hatırlatılan yazıda, mevcut Cumhurbaşkanı Muhammadu Buhari ile eski
yardımcısı Atiku Abubakar arasında çetin bir yarış geçeceği öngörüldü.
Seçime hazırlanan Nijerya’daki gerilim noktaları olarak Boko
Haram terörü, Hristiyan çiftçiler ve hayvancılıkla uğraşan Müslümanlar
arasındaki çatışmalar, petrol zengini Nijer Deltasındaki güvenlik sorunları
gösterildi.
Yazıda, yerel güçlerle federal hükümet arasındaki
çatışmaların alevlenme ihtimaline dikkat çekildi.
Güney Sudan
Güney Sudan’da 5 yıl önce patlak veren iç savaşın ardından
400 bin kişinin öldüğü belirtilerek, Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit ile
rakibi Riek Machar arasında 2015 bir ateşkes anlaşması imzalandığı hatırlatması
yapıldı.
Bu anlaşmanın 2016’da sekteye uğradığı ifade edilen yazıda,
2022’de yapılacak seçimlere kadar Kiir ve Machar arasındaki çekişmenin devam
edeceği öngörüsünde bulunuldu.
Anlaşmanın taraflar ve bölgesel aktörler tarafından olumlu
karşılandığına vurgu yapılan yazıda, şiddet oranının azalmasının bu anlaşmayı
desteklemek için yeterli bir neden olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.
Kamerun
Yazıda, Kamerun’un İngilizce konuşulan bölgelerindeki iç
savaş tehlikesine yer verilerek, bölgede 2016’da başlayan Fransız eğitim ve
hukuk sistemine yönelik protestoların artarak devam ettiği belirtildi.
Kamerun’daki çatışmalarda en az 500 sivilin yaşamını
yitirdiği kaydedilen yazıda, 30 bin kişinin Nijerya’ya göç ettiği ve yaklaşık
437 bin kişinin Kamerun içinde bir yerlere göç ettiği bilgisi yer aldı.
Ayrılıkçı bir hareket halini alan Kamerun’daki olayların,
eğer kapsamlı bir uzlaşı sağlanamazsa, büyük çapta ve istikrarsızlığa yol açan
bir çatışmaya dönüşeceği ifade edildi.
Ukrayna
Yazıda, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhakının ardından
başlayan savaşın Ukrayna’da sonunun görünmediği ifade edildi.
Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde Rusya yanlısı
ayrılıkçıların desteğiyle olayların şiddetlendiği belirtilen yazıda, Rusya ve
Batı ülkeleri arasında bir jeopolitik bir ihtilafa dönüştüğü kaydedildi.
Gelecek yıl ise Ukrayna’da seçimler öncesinde hareketliliğin
yaşanabileceği belirtilirken, diğer yandan seçim sonuçlarının iç barışı veya
Rusya ile uzlaşıyı sağlayabileceği ihtimaline yer verildi.
Venezuela
Yazıda Venezuela’nın zengin petrol yataklarının önceleri
komşularını kıskandırırken, ekonomik sorunların toplumsal etkisiyle Venezüela
halkının komşu ülkelere göç ettiği belirtildi.
Venezuela’nın toplam nüfusu 31 milyon nüfusunun 3 milyonunun
ülkeyi terk ettiği belirtilen yazıda, BM’nin 2019 sonuna kadar bu sayının 5,3
milyonu bulacağını tahmin ettiği bilgisine yer verildi.
ABD ve Avrupa’nın hedefinde Maduro yönetiminin olduğu ve
hükümete yönelik yaptırımların Venezüela’nın komşularıyla ilişkilerine ve
halkına zarar verebileceği vurgulandı.