ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ABD ve Türkiye'nin
Suriye'de YPG’nin güvenli bölgeden çekilmesi konusunda anlaştığını söyledi.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan ile görüşmesinden sonra ABD'nin Ankara Büyükelçiliği konutunda basın
toplantısı düzenledi.
Basın toplantısı sırasında Pence'in yanında ABD Dışişleri
Bakanı Mike Pompeo da yer aldı.
"Türkiye ve ABD, Suriye'de ateşkes için anlaştı."
ifadesini kullanan Pence, "Barış Pınarı Harekatı'na 120 saatliğine ara
verilecek." dedi.
Pence, Türkiye ve ABD'nin, DEAŞ'ın Suriye'nin kuzeydoğusunda
tamamen yok edilmesi konusunda fikir birliğine vardığını
vurgulayarak,"(120 saatlik süre içinde) ABD, YPG'nin güvenli bölgeden
çekilmesini sağlayacak. Amacımız önümüzdeki 120 saat içinde (YPG'nin)
çekilmesini sağlamak. Bu başlamış durumda." ifadesini kullandı.
YPG'nin kendilerine söz konusu bölgeden çıkma güvencesi
verdiğini belirten Pence, Türkiye'ye yönelik ekonomik yaptırımlara ilişkin ise,
"120 saatlik sürede yeni yaptırım olmayacak. Suriye'nin kuzeydoğusunda
kalıcı ateşkes sağlandığında mevcut ekonomik yaptırımlar da kaldırılacak."
şeklinde konuştu.
"Türkiye ve ABD,
güçlü dostlukları sayesinde anlaşmaya vardı"
Pence, ABD Başkanı Donald Trump'ın geçen hafta Türkiye'den
operasyonun durdurulmasını istediğini hatırlatarak şunları söyledi:
"Türkiye ve ABD, Başkan Trump ve Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın güçlü dostluğu ve liderliği, Türkiye ve ABD'nin güçlü dostluğu
sayesinde bugün bir ateşkes konusunda anlaşmaya vardı. Türk tarafı, Barış
Pınarı Harekatı'na YPG'nin güvenli bölgeden çekilmesine izin vermesi için 120
saatliğine ara verecek. Çekilme tamamlandıktan sonra operasyon tamamen durdurulacak."
ABD yönetiminin, terör örgütü YPG/PKK ile şu anda temas
halinde bulunduğunu belirten Pence, YPG/PKK'nın, sınırın 20 mil (yaklaşık 32
kilometre) güneyine çekilmesini sağlamaya başladıklarını kaydetti.
Pence, Türkiye'nin Aynularab'da (Kobani) bir askeri
müdahalede bulunmayacağını söyleyerek, ileride uluslararası temelde
oluşturulacak bir güvenli bölge için Türkiye ve ABD'nin anlaşmaya vardığını
belirtti.
Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü DEAŞ'ın faaliyetlerinin
tamamen bitirilmesi için iki ülkenin taahhütlerini yinelediğini ifade eden
Pence, "Bu aynı zamanda, DEAŞ'ın eskiden kontrol ettiği bölgelerdeki
hapishaneler ve yerlerinden edilmiş kişilerle ilgili çabaların koordinasyonuyla
ilgili mutabakatı da içeriyor." diye konuştu.
Pence, Suriye'nin kuzeyinde zorluk çeken halk ile dini ve
etnik azınlıkların korunması için de anlaştıklarını belirterek, "Biraz
önce Başkan Trump ile konuştum. Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ateşkes
için adım atması konusundaki istekliliğinden ve bir hafta önce başlayan bu
çatışmanın barışçıl yollarla çözülmesinden minnettarlık duyuyor."
ifadelerini kullandı.
Trump ile Erdoğan'ın güçlü liderliğinin bugünkü uzlaşıyı
mümkün kıldığını vurgulayan Pence, Türkiye ile Suriye sınırında oluşturulacak
güvenli bölgede barış ve istikrarın sağlanması için Türkiye ve diğer ülkelerle
çalışmaya devam edeceklerini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: İstediklerimizi aldık
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD heyetiyle yapılan görüşmeye
ilişkin, "Bugünkü müzakerelerde Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli
liderliği sonucunda istediklerimizi aldık." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkan Yardımcısı Mike
Pence arasındaki görüşme ile heyetler arası görüşmenin ardından basın
mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Güvenli bölge tesisi konusunda ABD ile bir sonuca
varılamadığı için Barış Pınarı Harekatı'na başlandığını hatırlatan Mevlüt
Çavuşoğlu, "Amacımız, bölgenin teröristlerden temizlenmesiydi. Bugünkü
müzakerelerde Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliği sonucunda istediklerimizi
aldık. ABD tarafı, Türkiye'nin meşru güvenlik çıkarlarının korunması bakımından
güvenli bölgenin önemini ve işlevselliğini kabul ediyor. Buranın kontrolünün
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılmasında tam mutabakat sağlandı.
Böylelikle ABD tarafı harekatımızın ve hedeflerimizin meşruiyetini kabul etmiş
oldu." diye konuştu.
Çavuşoğlu, bundan sonraki süreçte herkesle bu alandaki iş
birliğinin sürdürüleceğini bildirdi.
"YPG unsurları çıktıktan sonra biz ancak harekatı
durdurabiliriz"
"Diğer taraftan YPG'nin ağır silahlarının toplanması,
mevzilerinin ve tahkimatlarının imha edilmesi hususlarında mutabakat
sağladık" diyen Bakan Çavuşoğlu, "Suriye'nin toprak bütünlüğünün
korunmasına ve BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı temelinde siyasi sürece
bağlılığımızı da bugün bir kere daha teyit ettik, vurguladık." ifadesini
kullandı.
Görüşmede, iki NATO müttefiki olarak, iki ülke arasındaki
dayanışmanın kayda geçirildiğini belirten Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"PKK/YPG'nin 120 saat içinde güvenli bölgeden çıkması
için Barış Pınarı Operasyonu'na ara vereceğiz. Durdurma değil, ara vereceğiz.
Bu bir ateşkes değildir. Ateşkes ancak iki meşru taraf arasında yapılır. Biz,
sadece zaten operasyonun hedefi olan teröristlerin güvenli bölgeden çıkması için
harekata ara veriyoruz. Güvenli bölgeden terör unsurları tamamen çıktıktan
sonra ancak harekatı durdurabiliriz. Ancak terör unsurlarının çıkmasından sonra
operasyonu durdurmamız söz konusu olacaktır. Biz operasyona ara verdiğimizde
ABD tarafı yaptırım girişimlerini durduracaktır ve daha sonra biraz önceki
şartlar gerçekleştikten sonra, yani 120 saat içinde YPG unsurları çıktıktan
sonra biz ancak harekatı durdurabiliriz. Bu aşamadan sonra da şu andaki mevcut
yaptırımlar kaldırılacaktır."
"4 binden fazla DEAŞ'lı teröristi Türkiye etkisiz hale
getirdi"
Fırat'ın doğusunda DEAŞ ile mücadele konusunda eş güdüm ve
iş birliği içinde çalışılacağını da dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"DEAŞ'a karşı biliyorsunuz bugüne kadar Türkiye çok
kararlı bir mücadele vermiştir ve Suriye'de 3 bin, Irak'la beraber toplamda 4
binden fazla DEAŞ'lı teröristi Türkiye etkisiz hale getirmişti. ABD'li
muhataplarımıza sürekli 'bir terör örgütüyle mücadelede başka bir örgütüne
ihtiyaç yoktur' demiştik. Dolayısıyla bundan sonra DEAŞ ile mücadelede iş
birliği içinde olma konusunda mutabık kaldık. Bu sonuca Sayın
Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliği sayesinde ulaştık. Ayrıca dünden beri
Amerika'dan heyetler vardı. Esasen Sayın Cumhurbaşkanımızın Trump ile Bakü'den
yaptığı telefon görüşmesinde de Sayın Cumhurbaşkanımız, 'heyetleriniz gelsin
ondan sonra konuşalım'. O zaman Trump sürekli 'harekatı durdurun' diyordu.
Dünden bu yana heyetler burada, tüm arkadaşlarımızla Cumhurbaşkanlığındaki
arkadaşlarımızla aynı şekilde Milli Savunma Bakanımız ve yine Milli Savunma
Bakanlığındaki arkadaşlarımız, Milli İstihbarat Başkanımız ve istihbarattaki
arkadaşlarımızla bakanlığımızdaki çalışma arkadaşlarımızla beraber bu süreci
dünden beri yürüttük ve ben tüm arkadaşlarımıza da huzurlarınızda bu iş birliği
ve gayretleri için çok teşekkür ediyorum."
YPG/PKK'nın çekilmesine ilişkin detaylara değinen Çavuşoğlu,
"Burada sadece YPG'lilerin çekilmesi değil, YPG'lilerin elindeki
silahların alınması, sadece ellerindeki silahların alınması da yeterli değil,
tüm muharip mevzilerinin kullanılmaz hale getirilmesi ve tahkimatların
yıkılması dahil hepsi var." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"20 mil yani 32 kilometre derinlikte Fırat'ın
doğusunda, Irak sınıra kadar yani 444 kilometrelik bir uzunlukta hiçbir
teröristin kalmaması ve tüm bu bölgenin güvenli bölge olarak tesis edilmesi...
Bizim güvenliğimiz açısıdan da bu önemli."
Çavuşoğlu, çekilmeye ilişkin 120 saatlik süre başladığında,
ABD'nin taahhüdü ilave yaptırımlarla ilgili herhangi bir çalışma olmayacağını
belirtti.
"365 binden fazla Suriyeli DEAŞ ve PKK'dan
temizlediğimiz alanlara döndü"
Bakan Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı
harekatlarından sonra, DEAŞ ve PKK'dan temizlediğimiz alanlara şu ana kadar 365
binden fazla Suriyeli'nin döndüğünü söyledi.
"Bizim Kobani veya başka bir taahhüdümüz olmadı"
diyen Çavuşoğlu, "Pence'in söylediği gibi biz oraya girmeyeceğiz gibi bir
şey demedik." diye konuştu.
"Ara vermek demek, oradaki güçlerimizin çekilmesi demek
değildir"
Harekata verilen aradan sonra bölgedeki Türk askeri varlığa
ilişkin bir soru üzerine Çavuoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Ara vermek demek, bizim askerimizin ve oradaki
güçlerimizin çekilmesi demek değildir. Biz orada olacağız, var olmaya devam
edeceğiz."
Çavuşoğlu, "Gerek oradaki mevcudiyetimiz gerek
istihbari kaynaklarımızla birlikte ne yapıldığını ve ne yapılmadığını bizzat
takip edeceğiz. Yani gözümüzün önünde olacak, denetimini de yapacağız."
ifadelerini kullandı.
"Biz zaten cevabımızı sahada verdik"
ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı
mektupla ilgili Çavuşoğlu, "Biz harekatı ne zaman başlattık, 9'unda
başlattık. Dolayısıyla biz zaten cevabımızı sahada verdik." dedi.
Çavuşoğlu, Trump'ın mektubundaki üsluba ilişkin ise şunları
söyledi:
"Amerikan toplumu böyle bir seviyesizlik görmedik diye
temelinde daha birçok yorumlar var. Biz böyle bir seviyesizlik olduğu zaman da
işin doğrusu Türkiye Cumhuriyeti ciddi bir devlettir. Devleti yönetiyoruz.
Cumhurbaşkanımızın böyle bir seviyeye inmesi de hiçbir zaman olmamıştır, olmaz
da."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin teröristle herhangi bir müzakereye
girmeyeceğini bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump'a söylediğini belirtti.
Türkiye-ABD anlaşmasının detayları
Türkiye ile ABD arasında, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Barış
Pınarı Harekatı'na yönelik görüşmelerin ardından 13 maddelik ortak açıklama
yapıldı.
Türkiye ve ABD arasında yürütülen Barış Pınarı Harekatı'na
ilişkin görüşmelerin ardından kamuoyuyla paylaşılan 13 maddelik ortak
açıklamada, ABD'nin, Türkiye'nin güney sınırına dair meşru güvenlik kaygılarını
anladığı belirtildi. Ortak açıklamada, "iki yakın NATO üyesi" olan
Türkiye ve ABD'nin, Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ’la mücadele faaliyetlerinin
devamında kararlı olduğu bildirildi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkan
Yardımcısı Mike Pence'in baş başa, iki ülke yetkililerinin heyetler arası
görüşmelerinin ardından, 13 maddelik "Kuzeydoğu Suriye'ye İlişkin Türkiye
- ABD Ortak Açıklaması" kamuoyuyla paylaşıldı.
"Türkiye ve ABD, iki yakın NATO üyesi olarak bu
ilişkilerini teyid eder. ABD, Türkiye’nin güney sınırına dair meşru güvenlik
kaygılarını anlar." ifadeleriyle başlayan açıklamada iki ülkenin
Suriye'nin kuzeydoğusu başta olmak üzere sahadaki gelişmelerin, ortak çıkarlar
temelinde daha yakın eş güdüm gerektirdiğini kabul ettiği belirtildi.
Açıklamada, "Türkiye ve ABD 'Hepimiz birimiz, birimiz
hepimiz için' anlayışıyla, NATO topraklarını ve halklarını tüm tehditlere karşı
koruma taahhütlerini muhafaza eder." ifadeleri kullanıldı.
Her iki ülkenin, insan hayatı, insan hakları ile dini ve
etnik toplulukların korunmasına yönelik taahhütlerini yinelediğinin altı
çizilen açıklamada diğer maddeler şöyle sıralandı:
"5- Türkiye ve ABD, Suriye'nin kuzeydoğusunda DEAŞ'la
mücadele faaliyetlerinin devamında kararlıdır. Bu, önceden DEAŞ kontrolünde
olan alanlarda yaşayıp yerinden edilen şahıslar ile alıkoyma merkezleri
hususlarında uygun şekilde gerçekleştirilecek eşgüdümü de içerir.
6-Türkiye ve ABD, terörle mücadele harekatlarının yalnızca
terör unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve
gereci hedef alması gerektiği üzerine mutabık kalır.
7- Türk tarafı Türk kuvvetleri tarafından kontrol edilen
güvenli bölgedeki tüm meskun mahal (güvenli bölge) sakinlerinin dirliği ve
güvenliğini sağlayacağını taahhüt eder, sivillerin ve sivil altyapının zarar
görmemesi için azami dikkati göstereceğini vurgular.
8- Her iki ülke Suriye’nin siyasi birliği ile toprak
bütünlüğüne ve Suriye ihtilafını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254
sayılı kararına uygun şekilde sonlandırmayı hedefleyen, BM öncülüğündeki siyasi
sürece olan bağlılıklarını yineler.
9- Her iki taraf Türkiye'nin, YPG ağır silahlarının
toplanması ve YPG tahkimatları ile tüm muharip mevzilerinin kullanılmaz hale
getirilmesi dahil, milli güvenlik kaygılarının giderilmesini teminen bir
güvenli bölge kurulmasının devam eden önemi ve işlevselliğinde mutabık kalır.
10- Güvenli bölge, evvelemirde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
kontrolünde olacak ve her iki taraf, güvenli bölgenin her veçhesiyle
uygulanmasında eşgüdümü artıracaktır.
11-Türk tarafı Barış Pınarı Harekatı’na, güvenli bölgeden
YPG’nin 120 saat içinde geri çekilmelerini teminen ara verecektir. Barış Pınarı
Harekatı, bu geri çekilmenin tamamlanmasını müteakip durdurulacaktır.
12- Barış Pınarı Harekatı’na ara verildiğinde ABD, 'Blocking
Property and Suspending Entry of Certain Persons Contributing to the Situation
in Syria' başlıklı 14 Ekim 2019 tarihli Başkanlık Kararnamesi uyarınca hayata
geçirilen yaptırımlara ilavelerini getirmeme ve Kongre nezdinde uygun şekilde
çalışmalar ve istişareler yürüterek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin
2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye’de barış ve güvenliğin teminine dönük
kaydedilen ilerlemenin altını çizmek hususunda mutabık kalır. Barış Pınarı
Harekatı 11. paragraf uyarınca durdurulduğunda, yukarıda bahsi geçen Başkanlık
Kararnamesi uyarınca hayata geçirilen mevcut yaptırımlar kaldırılacaktır."
Açıklamanın son maddesinde, her iki tarafın bu açıklamada
kaydedilen tüm hedeflerin uygulanması için birlikte çalışma taahhüdünde
bulunduğu belirtildi.