SADECE HAKİKAT VE GERÇEKLER
FETÖ’cüleri koruyor
Siyasi operasyon
Türkiye ve ABD'nin tek
taraflı müttefikliği ne kadar sürer?
ABD Senatosu'nda tartışma: Türkiye bir müttefik olabilir ama ortak değil
‘ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN İÇERİĞİ
ARAP BAHARI'NIN ARDINDAN BOŞALDI'
‘ABD, TÜRKİYE'NİN KIRMIZI
ÇİZGİLERİNE SAYGI GÖSTERMİYOR'
‘ABD'NİN TUTUMUNUN MÜTTEFİKLİKLE ALAKASI YOK'
Not:ABD'nin kendi çıkarları ve Dünya'daki gücünü koruması için Her türlü yola başvurduğu,Müttefik dost olduğu ülkelerin iç işlerine karışıp gizli ortak olarak hareket ettiği,Çıkarları İçin DEASH,El Kaide gibi örgütleri kurup organize ettiği sonra bunları yok etmek adına Ülkeleri işgal ettiği,En Son Deash bahanesi İle Irak'ta İsrail güdümlü yapay devlet kurma çalışmaları,Deash Bahanesi İle Suriye'de PKK terör örgütüne binlerce Tır silah yardımı yaptığı,Türkiye'de Darbe girişimini organize ettiği,Artık güneş kadar açık ve nettir.Geçmişte Irak ve İran Savaşının Mucidi de Amerikadır.Arap Baharı organizatörüde Amerikadır.Kısa ca Amerika İsrail Çıkarları İçin Ortadoğu'da dökülen kanın Tüm şer odaklarının sahibidir.
Amerika'ya güven olmaz.Tam Bağımsız Türkiye Olmadan Ortadoğu'da ayakta kalınmaz.....
![]() |
Tamer Ashraf |
ABD'den şok açıklama: "Türkiye bir Ortadoğu
ülkesi"
ABD Obama dönemi Dışişleri Bakan Yardımcısı Gordon,
Financial Times'ta yayımlanan makalesinde "Türkiye artık güvenilir bir
müttefik değil ve bir Ortadoğu ülkesi" ifadelerini kullandı.
BBC Türkçe'nin haberine göre, ABD eski Dışişleri Bakan
Yardımcısı Philip Gordon, ABD ile yaşanan vize gerginliğinin ardından Financial
Times'ta yayınalanan bir makalesinde Türkiye için "Artık bir Ortadoğu
ülkesi" ifadelerini kullandı.
PEKİ AMERİKA MÜTTEFİK BİR DEVLET Mİ?
Kimse Ayranım ekşi demiyor.Bugüne kadar Amerika İsrail
dışında hangi ülkeye müttefik olmuştur.
Bütün Ülkeleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanmış,İşi
bitince kirli bir mendil gibi atmıştır.Peki kullanılan ülkelerin
çıkarları,Mesela Türkiye’nin Çıkarlarına ABD bugüne kadar nasıl bir müttefiklik
göstermiştir…..
ABD bu; mesajı bazen eski bürokratlar üzerinden verir. O
yüzden, Gordon’un sözleri ABD yönetiminin Türkiye’ye karşı gelecekte izleyeceği
stratejiyi de özetliyor. O zaman şu soruyu sormak gerekiyor, “Peki ABD
güvenilir bir müttefik midir?”
ABD, Tükiye’nin yıllardır mücadele ettiği terör örgütü
PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG’ye toplam 2 bin kamyondan oluşan 50 bin kişi
donatacak kadar silah ve mühimmat verdiyse ve Türkiye’nin Kuzey sınırı boyunca
bu örgütün kontorülünde bir koridor oluşturmaya çalışıyorsa bence güvenilir bir
müttefik değildir.
FETÖ’cüleri koruyor
ABD, kendi İç Güvenlik Bakanlığı’nın gönderdiği ve mahkemeye
ulaşan belgelere göre darbenin sivil imamı Kemal Batmaz’ın FETÖ lideri ile
ilişkisi ortaya çıktığı halde, ifadelerle, fotoğraflarla 15 Temmuz darbe
girişimi ile FETÖ bağlantısı ispatlanmasına rağmen hala Fetullah Gülen’i
korumaya devam ediyorsa bence güvenilir müttefik değildir.
ABD, darbeye karıştığı açık olan kişilerin geçerli pasaportu
bile olmadan ülkesinde kalmasına göz yumuyor, onları Türkiye’ye karşı istihbarat
operasyonu aracı olarak kullanıyorsa bence güvenilir müttefik değildir. Kavgaya
karıştığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumaları hakkında tutuklama kararı
çıkarıp, iki Türk’ü tek tip turuncu elbiseyle hapsediyor, 80 koli belgenin
kapağını açıp Türkiye’de darbe girişiminde bulunan FETÖ’cülere tek bir soru
sormuyorsa bence güvenilir bir müttefik değildir.
Siyasi operasyon
ABD, FETÖ’cü polis ve savcılarla sıradışı ilişkilere giren
İstanbul Konsolosluğu çalışanı Metin Topuz’un tutuklanması sonrası halkı
cezalandırarak kaos yaratmaya çalışıyorsa bence güvenilir müttefik değildir.
ABD, ezeli düşmanı Rusya’ya bile daha önce uygulamadığı tüm
vize başvurularını askıya alma kararını Türkiye’ye uyguluyorsa bence güvenilir
bir müttefik değildir.
ABD, Rıza Sarraf davası üzerinden Türkiye’yi “teröre yardım
eden ülke” gibi yargılamayı amaçlıyor, siyasi operasyon yapıyorsa bence
güvenilir bir müttefik değildir.
PYD'ye yardım sonrası 10 soruda Türkiye-ABD ilişkileri
ABD’nin PKK uzantısı PYD terör örgütüne silah yardımı kararı
sonrası ABD-Türkiye ilişkileri nasıl olması gerekir dersek 40 Yıllık Türkiye’nin
Kanını emen PKK terör örgüne desdek veren Amerika nasıl müttefik olabilir.
ABD 2012 sonrası Suriye politikasını PYD üzerine kurdu.
Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturma planı vardı ve bu düzlemde
gidildi. O nedenle ABD yönetiminin PKK uzantısı PYD terör örgütüne silah
yardımı yapması yeni bir durum değil. Doğrudan silahlandırma projesi Obama
dönemine aitti. Donald Trump, 20 Ocak'ta yemin ettikten sonra silah sevkiyatı
sürdü. Pentagon sevkiyatın Obama döneminde alınan kararın devamı olduğunu
savunmuştu. Bugün gelinen noktada ise Donald Trump'ın onayıyla doğrudan silah sevkiyatı
başladı.
Özellikle Irak ve Suriye'de görevli Centcom tamamen PYD'ye
odaklı bir askeri yapı. Ve Obama'nın Suriye-Irak'taki askeri ekibi şu an mevcut
politikayı da yürütüyor.
Trump'ın onayı ve Pentagonun açıklamalarına gelecek olursak,
Türkiye ile ilişkiler konusunda çok hassas olduklarını görüyoruz. Yapılan
yanlışı kabullenmeseler de bu yanlışın Türkiye'ye karşı olmadığını, Türkiye'nin
bundan hiçbir şekilde zarar görmeyeceğini ısrarla vurguluyorlar. Yani Amerika,
"biz PYD'ye silah veriyoruz ama sizinle de ilişkilerimizin kötüye
gitmesini asla istemiyoruz" diyor.
Çocuk Kandırıyorlar.Dalga geçer gibi mesaj ve açıklama
yapıyorlar.
"Rakka operasyonu bittikten sonra PYD ile işimiz
bitecek" diyorlar, Başbakan da bunu açıkladı. ABD'nin sözlü taahhütlerine
güven olmaz ama karşılarında da öyle birkaç lafla kandırabilecekleri bir
Türkiye yok.
Bundan sonra nasıl olur da Türkiye-ABD ilişkileri nasıl iyiye gidebilir.?
ABD Senatosu'nda gerçekleşen 'ABD-Türkiye ilişkileri'
oturumunu değerlendiren Uzman Gencehan Babiş, ABD'nin Türkiye'den
‘müttefiklerinin çıkarlara uygun' davranmasını beklerken YPG'ye yardımı
kesmeyip Fetullah Gülen'in iadesi etmemesinin ikili ilişkilerde daha büyük
sıkıntılara yol açacağı görüşünde.
Türkiye ve ABD'nin tek
taraflı müttefikliği ne kadar sürer?
ABD Senatosu'nda tartışma: Türkiye bir müttefik olabilir ama ortak değil
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu'nda Çarşamba günü
düzenlenen "ABD-Türkiye İlişkilerinde Öncelikler ve Zorluklar"
başlıklı bir oturum, ABD-Türkiye ilişkilerindeki kaygan zemini ve muğlaklaşan
yakın geleceği bir kez daha ortaya koydu. Türkiye'nin NATO'da güçlü bir
‘müttefik ama ortak olmadığına' işaret edilen görüşmede, hava savunma sistemi
olmayan Türkiye'nin Rusya'dan alacağı S-400'lerin ‘Türkiye'nin müttefiklerinin
çıkarlarına ‘ters' olduğuna değinildi. Halihazırda F-16 pilotlarının eğitim
süreçlerine ilişkin Ankara ile anlaşmazlık içinde olan Washington yetkilileri,
Türkiye'nin pahalı, yüksek teknoloji ürünü silahların geliştirilmesi ve satın
alımı süreçlerine katılmasına kısıtlamalar getirilmesini de tartıştı.
Türkiye'nin ‘ABD'nin çıkarlarına uygun davranması gerektiği'
fikrinde buluşan senatörler; Türkiye tarafından PKK'nın uzantısı ve ‘terör
örgütü' olarak tanımlanan YPG ile iş birliği yapmaya kendilerini itenin de
bizzat Ankara olduğunu savundular. Oturumdan çıkan bir diğer karar ise
Türkiye'ye ‘Gülen'in iade süreci ve Rıza Sarraf davasının siyasileştirilmemesi'
konusunda çağrı yapılması oldu. ABD Senatosu'nda gerçekleşen ve ‘Türkiye'den
tek taraflı olarak ‘müttefikliğe uygun davranış' beklendiği sonucuna varılan
oturumu, Türkiye Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analiz Merkezi'nin
(TÜRKSAM) ABD araştırmaları uzmanı Ahmet Gencehan Babiş, Sputnik'e
değerlendirdi.
‘ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN İÇERİĞİ
ARAP BAHARI'NIN ARDINDAN BOŞALDI'
ABD-Türkiye ilişkilerinin başarısızlıkla sonuçlanan Arap
Baharı sürecinin ardından çıkmaza girdiğine işaret eden Babiş "Türk-
Amerikan ilişkilerine son dönemde bakıldığında ilişkilerin ne içeriğinin ne de
modelinin tam olarak belirlenmediğini görebiliyoruz. Özellikle Arap Baharı'nın
başarısızlığından sonra ilişkilerin muhtevası bir bakıma boşaldı. Özellikle 15
Temmuz sonrası gerek FETÖ terör örgütünün ele başının iade edilmemesi ve Diğer
taraftan YPG'ye silah desteği Türkiye'nin hoşuna gitmeyecek gelişmeler oldu.
Son olarak, 17-25 Aralık süreciyle ilgili olarak Zafer Çağlayan'a dava açıldı.
Kısacası tüm bu süreç, son derece gergin devam eden Türkiye-Amerika ilişkilerine
işaret ediyor" dedi.
Türkiye'nin pahalı, yüksek teknoloji ürünü silahların
geliştirilmesi ve satın alımı süreçlerine katılmasına kısıtlamalar
getirilmesinin gündeme getirildiğinin hatırlatılması üzerine Babiş
""Türkiye'nin NATO bünyesinde kullandığı füze ve silahların birçoğunun
yazılımı ve fikri mülkiyeti Türkiye'de değil, bu bilgi transferi zaten
yapılmıyor. Türkiye'nin milli sanayisini daha da ilerletmesi gerekiyor. Hava
savunma eğitimlerinde çeşitli iş birliklerine gidilmesi ve yerli sermayesinin
geliştirmesi taraftarıyım" dedi.
‘ABD, TÜRKİYE'NİN KIRMIZI
ÇİZGİLERİNE SAYGI GÖSTERMİYOR'
ABD'nin Türkiye'nin kırmızı çizgileri olan hususlarda
müttefike yakışır şekilde davranmadığına işaret eden Babiş "Amerika'nın da
Türkiye ‘nin kırmızı çizgilerine saygı göstermesi gerekiyor. Türkiye'nin
etrafında, alfabenin farklı harfleriyle süslenerek terör örgütü değilmiş gibi
gösterilmeye çalışan terör örgütlerine yönelik desteğini kesmesi ve bu
örgütlerin desteklenmesinin önünü kesmeden, terör konusunda istihbarat
paylaşımına gitmeden ilişkilerin çok da sağlıklı gittiğini söylemek zor. ABD,
Türkiye'nin terör örgütü olarak tanımladığı örgütleri yanına almış durumda.
Uzun vadede de bu ilişkiler açısından büyük sıkıntılar yaratacaktır. Ayrıca,
asıl anlaşamama noktası FETÖ'nün iadesi. Şu ana kadar çok umut dolu açıklama
gelmedi" ifadelerini kullandı.
‘ABD'NİN TUTUMUNUN MÜTTEFİKLİKLE ALAKASI YOK'
ABD'nin Türk F-16 pilotlarının eğitimi için uzmanlarını
Türkiye'yi göndermeyi kabul etmediğini hatırlatan Babiş "Bu süreçte ABD,
Türk pilotların ABD'de eğitilmesi konusunda diretmişti. Ancak bir yandan da
Türkiye'nin sınırındaki terör örgütlerine yardımı sürdürüyor. Bu tavruın
müttefiklikle bir ilgisi yok. Türkiye serzenişte çok haklı" dedi.
ABD'nin tutumunun ilişkileri olumsuz etkileyeceğine değinen
Babiş "İlişkilerin daha da durağan hale gelmesi muhakkak eğer bu tavır
aynı şekilde giderse. Ancak Türkiye NATO üyesi bir ülke ve Türkiye, iki gün
içerisinde elini sallayarak NATO'dan çıkamaz. Bu yüzden statükonun hem ABD'yi
hem de Türkiye'yi frenlemesi gerek" diye ekledi.