BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

25 Ocak 2019 Cuma

MHP Lideri Bahçeli: Biz Milliyetçi-Ülkücü Hareketiz, biz Türklüğün ve Türkiye’nin beka davasıyız

SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ & UNUTMAYIN TEK GELİR KAYNAĞIMIZ REKLAMLAR & SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: "31 Mart seçimleri, yeni hükümet sisteminin ilk demokratik imtihanıdır. Bu imtihandan alnımızın akıyla çıkmamız aynı zamanda beka meseledir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Yeni darbe senaryoları dillendirenlerin, bunun için el ovuşturanların başına dünyayı yıkacağız. Seçimi itibarsızlaştırmaya kalkışanlar, sandığın meşruiyetini lekelemeye yeltenenler, yalanlarla hayali seçmen üretildiğini iddia edenler beyhude yere çırpınmasın, alayının oyununu bozacağız." dedi.
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen Aday Tanıtım Toplantısı'nda konuştu.
Bahçeli, konuşmasına, "'Beka için milli karar, cumhur için istikrar' diyor, adımlarımızı hızlandırıyoruz. 'Sağduyunun birlikteliği, Cumhur İttifakı' diyor, anılarımızı atiye taşımak, parlak bir geleceğin kilidini açmak için çalışıyoruz. Çünkü işimiz çok, hedeflerimiz büyük, yükümüz ağırdır. İnanıyorum ki 31 Mart 2019'da Türkiye ehline emanet edilecektir. İnanıyorum ki Türkiye'nin önünü kesmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir." diyerek başladı.
Bahçeli, 9 Ocak 2019'un Ülkü Ocaklarının kuruluşunun 50. yılı olduğunu anımsatarak, 24 Ocak 1993'te de Milliyetçi Çalışma Partisi'nin dördüncü Olağanüstü Kongresi'nde MÇP-MHP'nin bütünleşmesinin sağlandığınıaktardı.
Bahçeli, 9 Şubat'ta MHP'nin 50. yıl dönümünü şölen havasında ve çok görkemli bir şekilde kutlayacaklarını bildirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuşması şu şekilde:
Aziz Dava Arkadaşlarım,
Değerli Belediye Başkan Adaylarımız,
Muhterem Hanımefendiler, Beyefendiler,
Maşallah heyecanınız hayranlık uyandırıyor.
Allah nazardan saklasın, coşkunuz muazzam bir uyanışı müjdeliyor.
Sizleri selamların en güzeliyle selamlıyorum.
Hepinize hoş geldiniz diyorum.
Ankara Kapalı Spor Salonu’na teşrif eden her kardeşimi hasretle kucaklıyorum.
Yurdumun dört bir köşesinde hayat mücadelesi veren değerli vatandaşlarıma sevgi ve şükranlarımı sunuyorum.
Cenab-ı Allah’tan hepinize sağlık, afiyet ve esenlikler diliyorum.
Ülkemizin en hassas döneminde yapılacak olan 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerine 67 gün kala belediye başkan adaylarımızın takdim ve tanıtımını yapmak maksadıyla toplandık.
Ne mutlu bizlere ki, inançlıyız, ilkeliyiz, iradeliyiz, istekliyiz, itibarlıyız, elbette sonuna kadar Ülkücüyüz.
Buna karşılık ihanetin, işgal ve istila emellerinin iki cihanda da can ve kan düşmanıyız.
“Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar” diyor, adımlarımızı hızlandırıyoruz.
Çünkü yapacaklarımız pek çoktur.
“Sağduyunun Birlikteliği, Cumhur İttifakı” diyor, anılarımızı atiye taşımak, parlak bir geleceğin kilidini açmak için çalışıyoruz.
Çünkü işimiz çok, hedeflerimiz büyük, yükümüz ağırdır.
İnanıyorum ki 31 Mart 2019’da “Türkiye Ehline Emanet” edilecektir.
İnanıyorum ki, Türkiye’nin önünü kesmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir.
Bayrakla dertleşen, toprakla birleşen, can verip devleşen kahramanlar olduktan sonra, ölürsem şehit kalırsam gazi diyen inanç kaleleri bulunduktan sonra hangi melun kuvvet, hangi kudurmuş niyet Türk milletini durduracaktır?
Hiçbir zalim, hiçbir hain aklından çıkarmasın ki, sınırda nöbete ihtiyaç varsa, bir sela yeter bu aziz ve necip millete.
Ateş bacayı sarmışsa, ne gam ne tasa, söndürecek cesaret vardır.
Belalar kol geziyorsa silip atacak dirayet vardır.
Karamsarlık bulutları birikiyorsa dağıtacak kifayet vardır.
Zalimler toplanıp yıkım için fırsat kolluyorlarsa hepsini def edecek hamiyet vardır, heyecan vardır.
Bunların hepsi buradadır, bu salondadır, hamd olsun zafere inanmış, sefer için de son hazırlıklarını tamamlamışlardır.
Milliyetçi-Ülkücü Hareket kahramandır, korkusuzdur, fedakârdır, sabırlıdır, vicdanlıdır, tutarlıdır, akıl doludur, nitekim vatan ve millete sevdalanmış yüreklerin muhteşem mecmudur.
Değerli Dava Arkadaşlarım,
İçinde bulunduğumuz zaman kesiti, aynı zamanda kutlu davamızın üç önemli gelişmesinin yıldönümüne tekabül etmektedir.
Bunlardan ilki 9 Ocak 2019’da Ülkü Ocaklarımızın kuruluşunun 50’inci yılıdır.
Kurumsallaşma ve olgunlaşma seviyesine nice badireleri geçerek ulaşan Ülkü Ocaklarımızla her daim iftihar ettik, varlığının devamı, daha da güçlenip Türk gençliğinin sesi olması hususunda üzerimize düşen sorumlulukları harfiyen yerine getirdik.
Ülkü Ocakları Türk-İslam ülküsünün bereketli yurdu, Türklüğe mensubiyet şuuru, İslam ahlak ve faziletine bağlılık ve sadakat yuvasıdır.
İkinci olarak, tam 26 yıl önce, yani 24 Ocak 1993’te, Milliyetçi Çalışma Partisi’nin 4’üncü Olağanüstü Kongresi yapılmıştı.
Bu Kongrede MÇP-MHP bütünleşmesi sağlanmıştı.
Elbette üç hilal amblemi altında partimizin ismi tekrar MHP olarak kabul ve tasdik görmüştü.
Rahmetle andığımız merhum Başbuğumuz Türkeş Bey bu vesileyle demişti ki:
“Artık dedelerimizin azamet ve ihtişam sembolü diye isimlendirdiği şanlı üç hilalimiz, yine şerefli bir mücadelenin adı olarak tarih sayfalarına yazılan Milliyetçi Hareket ismi, 12 Eylül’den bu yana olduğu gibi, sadece gönüllerimizde yaşayan bir sevgi unsuru olmaktan çıkarak, hukuken ve fiilen de siyasi hayatımızdaki yerini alma imkânına kavuşmuştur.”
Birleşip bütünleştik, ayrılık yok, birlik var dedik, Milliyetçi Hareket Partisi’ni ülkü ve ilkelerine uygun şekilde Türk siyasetindeki onurlu mevkiine bir kez daha taşıdık.
27 Aralık 1992 Kongremizde partimizi bölüp parçalamak istemişlerdi.
Türkeş’siz bir parti planlamışlardı.
Aynı isimler 12 Eylül sonrası bu işin bittiğini, boş işlerle uğraşıldığını, gayretlerin boşuna olduğunu söylemişler, üstelik farklı siyasi partilere postu sermişler, kapağı atmışlardı.
Benzerlerine yakın bir dönemde de şahit olunmadı mı?
Yükseliş Koleji’ndeki oyunların, Türkeş’siz MHP peşine düşenlerin çok değil, birkaç yıl önceye kadar farklı isimlerle aynı tür komplolara heves ettikleri görülmedi mi?
Ancak unuttukları veya bilmedikleri bir gerçek vardı:
Bu dava dualıdır, bu dava ihlaslıdır, bu dava kutludur, bu dava şehitlerin kanı üzerinde imanlı kalplerin feragatleriyle yükselmiş, bugünlere gelmiştir.
Biliniz ki, mert kovalar, namert kaçar.
Davamıza gölge düşürenler kaçmaya mahkûmdur.
Bunlar kaçtıkça biz kovalamaya mecburuz. Bunu da seve seve yapacağız.
Acizler için imkânsız, korkaklar için müthiş gözüken şeyler kahramanlar için idealdir.
Milliyetçi-Ülkücü Hareket için imkânsız diye bir şey yoktur.
Böyle bir şey kitabımızda yazmaz, yazmamış, asla da yazmayacaktır.
Türk milletine hizmet yolunda zorluk varsa aşacağız, imkânsızlık varsa mutlaka üstesinden geleceğiz.
Hep söyledim, yine söylüyorum, iman varsa imkân vardır, irade diriyse istiklal güvendedir, istikbal güvence altındadır.
Gerisi masaldır, hikâyedir, palavradadır.
Bir Türk dünyaya, inanmış bir Ülkücü asırlara bedeldir.
Allah’ın izniyle önümüzdeki yüzyıllarda da üç hilal tıpkı ecdadımızın zaferlerine mihmandarlık ve müşahitlik yapar gibi gururla dalgalanacak, Türk milletinin gelecek umudu olacaktır.
Sözümüz sözdür, başarmaktan başka seçeneğimiz yoktur.
Üçüncü olarak, önümüzdeki 9 Şubat günü, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 50’inci yıldönümünü şölen havasında ve çok görkemli bir şekilde kutlayacağız.
50 yıla neler sığmadı ki?
50 yılda neler yaşanmadı ki?
50 yılda hangi çileler çekilmedi ki?
50 yılda sevdalar birbirine eklemlendi, gönüller tutuşup Türk-İslam ülküsüyle yandı.
Yandıkça yükseldik, yandıkça güçlendik, yandıkça hamlıktan olgunluğa geçiş sağladık.
Mücadelemiz kolay değildi, ucuz değildi, uyduruk hiç değildi.
1948’de Millet Partisi’yle başlayan doğuş, Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’yle doğruluşa, buradan da 9 Şubat 1969’da Milliyetçi Hareket Partisi’ne adım adım, aşama aşama, perde perde ulaşmıştır.
Siyasi hayatımızın yol haritasını çizen, elden ele mücadeleyi sürdüren, demokrasiye ve millete muhabbetten bir an olsun ayrılmayan dava ve siyaset büyüklerimizi, tüm şehitlerimizi hürmetle anıyorum.
Merhum Mareşal Fevzi Çakmak’a, merhum Osman Bölükbaşı’na, elbette merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’e Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum.
Partimizin yaşı 50’dir, siyasetimizin yaşı 71’dir, davamızın yaşı Türklüğün yaşıyla eştir, eşittir.
Atilla kırbacını Roma’ya vururken biz şahittik.
Hunlar Avrupa’yı titretirken biz vardık.
Orhun Anıtları dikilirken biz oradaydık.
Ötüken’den çıkıyor, Bozkurtla yürüyor, Issık Gölü’nde soluklanıyor, Orhun’dan kana kana içiyor, Tanrı Dağı’nın eteklerinde güneşe buz veriyorduk.
Bedir’in aslanlarıyla aynı mevzideydik.
Müşriklerle boğuşan mümin kalplerin hemen dibindeydik.
Haçlıları boğan kudrettik, rezil akınları durduran kuvvettik.
Söğüt’te çadır kuran bizdik, İstanbul’u fetheden yürek ve yüksek vasıf bizdendi.
Çanakkale’de iman siperi, Sakarya’da istiklal mihveri, Büyük Taarruzda ileri atılan kurtuluş hedefiydik.
Devleti kuran, vatanı kurtaran, milleti kucaklayıp mihnetleri ve müşkülatları yere seren cesaret bizdik.


YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ


google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html