Biz Milliyetçi-Ülkücü Hareketiz, biz Türklüğün ve Türkiye’nin beka
davasıyız.
Biz “Ne Mutlu Türküm Diyene”
sözüne bağlanan, “şehitler ölmez vatan bölünmez” diyen ferasetiz, basiretiz,
teslim olmaz bedeniz.
Diyorum ki, nice 50 yıllara,
nice 500 yıllara doğru bu dava yürüsün dursun.
Şehitlerimiz ve gazilerimiz
emin olsun mücadelemizden taviz vermeyeceğiz, ülkülerimizden sapmayacağız.
Yastığımız mezar taşı,
yorganımız toprak olsun, biz bu yoldan döner isek namus bize ar olsun.
Muhterem Dava Arkadaşlarım,
Öyle bir dönemdeyiz ki, hem
tarih yazıyor, hem de yazılan tarihe şahitlik ediyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi 50 yıllık
birikim ve tecrübesiyle, 50 yıllık ilke ve tutarlılığıyla, 50 yıllık siyasi
ahlak ve ağırlığıyla Türkiye’nin önünü açıyor, serpilip gelişmesine destek
veriyor.
Herhangi bir çıkar
gözetmeksizin, herhangi bir pazarlık veya al-ver sürecine dahil olmaksızın
milli bekamızın haklarını savunmak için fedakarlıksa fedakarlık, mücadeleyse
mücadele, bedelse bedel, kısacası ne gerekiyorsa onu yapıyoruz.
31 Mart 2019 Mahalli İdareler
Seçimlerini de bu şekilde kavrıyoruz.
24 Haziran 2018
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleriyle birlikte ülkemiz yeni bir
hükümet sistemine geçmiştir.
Bu tarihi bir eşiktir.
15 Temmuz FETÖ darbe
teşebbüsünü dikkate alarak bu geçişi düşünüp planlayan Cumhur İttifakı’dır.
Bu geçişe onay veren büyük Türk
milletidir.
Cumhur İttifakı cumhurun
özlemlerini şuurla benimsemiş, Türkiye Cumhuriyeti’ni yükseltme amacına sebatla
odaklanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti sistemsel
yenilenmeyi başarmış, bunu da başkalaşmadan değişerek elde etmiştir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi’nin iyice yerleşip kökleşmesi hayat memat konusudur.
1 Nisan sabahı için felaket senaryoları yazanların hevesleri
kursaklarında kalacaktır.
Bu yeni sistemin mimarlarından
birisi de Milliyetçi Hareket Partisi’dir.
İçinde olduğumuz, payımızın
bulunduğu, var olması için çaba sarfettiğimiz bir hükümet sisteminin
güçlenmesini istemek, kurum ve kurallarıyla derinlik kazanmasını amaçlamak
tutarlılıktır, doğru bir siyasetin tezahürüdür.
Yaptığımız ve yapacağımız da
budur.
Cumhuriyet’in yüzüncü
yıldönümüne, yani 2023’e; huzur, istikrar, derlenmiş toparlanmış, kronik
sorunlardan kurtulmuş şekilde mutlaka erişeceğiz.
31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri yeni hükümet sisteminin
ilk demokratik imtihanıdır.
Bu imtihandan alnımızın akıyla
çıkmamız aynı zamanda beka meselesidir.
Bu imtihanda başarılı olmak
aynı şekilde milli bekamızın haysiyet konusudur.
Elbette bugüne kadar aday
olarak ilan ettiğimiz 863 belediye başkan adayımızın seçilmesini istiyoruz.
Elbette Cumhur İttifakı’nın
zafere imza atmasını, bununla birlikte il, ilçe ve büyükşehir belediye
meclislerinde daha çok temsil edilmeyi amaçlıyoruz.
51 ilimizdeki il genel
meclislerine daha fazla girelim, daha çok yer alalım arzusundayız.
Ancak önümüzdeki seçimde bizim
için beka her şeyin önünde ve üstündedir.
Beka yoksa belediye taş yığını,
beton yıkıntısıdır.
Beka yoksa yani var oluşumuz
hücum ve hüsrana uğramışsa, ne yapalım belediyeyi, nasıl yapalım siyaseti?
Malum zillet korosu hep bir
ağızdan soruyor, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin bekayla ne ilgisi
varmış?
Hezeyan çukuruna düşen zillet
neferlerine göre, yerel seçimler ülke bekası için önemli değilmiş.
İnce ince nifak taşları
döşeyen, kıyıda köşede, orada burada partisinin genel başkanını hedef alan bir
zat da, Cumhurbaşkanı adaylığında yaşadığı şok ve hezimeti atlamadığından
ağzından çıkanı kulağı duymayacak bir noktaya savrulmuştur.
Aklı epey incelmiş bu zavallıya
göre, sadece bir yerel seçimi beka sorunu olarak millete anlatmak olsa olsa
zeka sorunuymuş. Bu yaklaşımdan da uzak durulması lazımmış.
Gerçi gafile kelam, nafile
kelamdır, ama yine de biz hak edene hak ettiği gibi söyleyeceğiz.
Bu ucube zihniyete layık olduğu
muameleyi yapacağız.
Vay densiz vay, bekayı zekâ
sorunu olarak görmek ancak senin gibi mankurtların işidir, ancak senin gibi
sabah başka akşam başka konuşan çarkı feleklerin üslubudur.
Zillet beğenmedi, zillet
sevinmedi, zillet takdir ve tebrik etmedi diye bekamızı yok mu sayacağız?
Kaldı ki,
CHP-İP-HDP-PKK-FETÖ’den oluşan, arkalarında Türk düşmanlarının bulunduğu zillet
koalisyonu 31 Mart’ı beka görseydi biz kendimizden şüphe eder, acaba doğru mu
yapıyoruz diye kendimizi sorgulardık.
Bilenlerle bilmeyenler,
samimiyetle sahtekârlık hiç bir olur mu?
Günahla sevap hiç aynı olur mu?
Bekayla bozguncu emeller hiç
yan yana gelir mi?
Be hey cahil, be hey zalim, be
hey zillet ittifakı, hakla batılın, doğruyla yanlışın, caniyle şehidin, aynı
safta toplandığını, aynı hizaya geldiğini bir kez olsun gördünüz, bir kez olsun
duydunuz mu?
Kimin ne söylediğinin önemi
yoktur.
31 Mart 2019 Mahalli İdareler
Seçimleri beka seçimidir.
Bakınız çevrenize, huzurlu bir
tek coğrafya, iç denge ve barışını tesis etmiş bir tek ülke görebilecek
misiniz?
Balkanlar sarsılıyor, özellikle
Makedonya kaynıyor.
Avrupa sancılı, Kafkasya
sallantıdadır.
AB’de kanama vardır,
Londra-Brüksel ilişkisi karmakarışıktır.
Dahası güney sınırlarımız
boyunca kanlı ve karanlık bir hesap görülmektedir.
Her yer karışık, her taraf karanlıktır.
Küresel emperyalizm şirret oyun
peşinde, habis senaryosunu icranın derdindedir.
Fırat’ın doğusunda neyin
olacağı belli değildir.
Gündemde olan güvenli bölge
teklifleri masadadır, ne var ki boyutunu, ne getirip ne götüreceğini, dahası
içeriğini tam bilen de yoktur.
ABD’nin dayattığı güvenli bölge
teklifiyle terör örgütlerinin güvenliğini sağlama gayesi ön plandadır, son
tahlilde milli bekamız risk ve tehditlerin markajındadır.
Yeni bir Barzani modeli
kafalardadır, yeni bir özerk yapılanma gündemin başköşesindedir.
Geçen hafta Türkiye’yi ziyaret
eden ABD’li Senatörün YPG’yi PKK’nın politik kolu olarak itiraf ve ifadesi hala
akıllardadır.
ABD’nin Suriye’den çekildim
çekiliyorum iddiaları her geçen gün anlam ve inandırıcılığını kaybediyor.
Menbiç’te, Afrin’de ABD’li
askerlere yönelik peş peşe manidar saldırılar gerçekleşiyor.
Ve Türk milleti Fırat’ın
doğusuna girilmesini, teröristlerin imha edilmesini sabırsızlıkla bekliyor.
Kaybedilen her gün, her saat,
her an aleyhimizedir.
Fırat’ın doğusu hainlerden temizlenmedikten
sonra vatan tehlikededir.
Sınırlarımızdan başlayarak 30
km’lik derinliğe kadar bir güvenli bölge kurulacaksa, bunun denetim, kontrol ve
yönetimi kesinlikle Türkiye’de olmalıdır.
Başkalarının stratejik
türbülansına kapılırsak tedavisi çok zor yaralar alırız.
Başkalarının eline avucuna
bakarsak yenilgi üstüne yenilgi yaşarız.
ABD’nin uluslararası hukuka
tamamen aykırı, insanlık vicdanına, insan haklarına, devletlerin egemenlik
haklarına bütünüyle ters teklif ve dayatmaları uygulanırsa, bilinsin ki,
Ortadoğu’da önümüzdeki süreçte meydana gelecek olaylar bugünleri mumla aratacaktır.
Güvenli bölge önerisini, terör
örgütlerinin güvenliği için planlayanlar ateşle oynamaktadır.
Türkiye’ye karşı güvenli bölge
kurmayı aklından geçirenler gaflet ve dalaletin pençesindedir.
Türkiye Cumhuriyeti milli
güvenliğini tehdit eden terör örgütleriyle mücadelede hiçbir devletten, hiçbir
güç odağından müsaade istemeyecek, izin alma sırasına girmeyecektir.
Biz onuruna düşkün, adam gibi
adam bir milletiz.
Biz bağımsızlığına tutkun ve
bağlı bir ülkeyiz.
Hiç kimse fıtrat değişti
zannetmesin, kan yine o kandır.
Menbiç Yol Haritasına uymayan,
PKK/YPG/PYD’yi Kürt kökenli kardeşlerimizle ilişkilendiren ABD, kontrollü ve
yönetilebilir bir istikrarsızlık sarmalıyla aziz milletimizin sabrını test
etmektedir.
Az evvel temas ettiğim, MÇP’nin
MHP’yle bütünleştiği 24 Ocak 1993 4.Olağanüstü Kongresi’nde merhum Başbuğumuz
aynısıyla şöyle seslenmişti:
“Birlikte hayır, ayrılıkta azap
vardır. Kürtler ne kadar Kürt’se biz de o kadar Kürt’üz. Biz ne kadar Türk’sek
onlar da o kadar Türk’tür.”
Tekrar diyorum ki, hepimiz
birlikte Türk milletiyiz.
Doğudan batıya, güneyden kuzeye
tek bilek, tek nefes, tek yürek, bölünmez ve dağılmaz tek ve büyük bir aileyiz.
Ayrımız gayrımız yoktur,
fitne-fesat ayaklarımızın ta altındadır.
Kürt kökenli kardeşlerimizle
terör öğütleri arasında bağ kurmak tarihe hakarettir, bin yıllık hukuka
ihanettir, adalete ve vicdana karşı işlenmiş en vahşi cinayettir.
Zalimlerin oyunu boşa
çıkarılacaktır.
Kuşku yok ki, Fırat’ın
doğusundaki terör yuvalanması ifna edilecektir.
Menbiç tepeden tırnağa
arındırılmalıdır.
Geçtiğimiz yılın Haziran ayında
rotası çizilen Menbiç Yol Haritasına riayet edilmelidir.
Geç kalırsak hainler gemi azıya
alırlar.
Milli tezlerimizi, egemenlik
haklarımızı zamanlama hatasına düşüp her seviyede savunamazsak etrafımızdaki
kuşatma şiddetlenir, zalimleşir.
Unutmayınız ki, devlet bekadır.
Vatan bekadır.
Bayrak bekadır.
Türklük bekadır.
Türkçe bekadır.
31 Mart beka seçimidir.
Türk milletinin bekası da
Allah’ın izni ve inayetiyle ebediyete kadar güvencede kalacaktır.
Bu nedenle 31 Mart 2019’un salimen ve selametle geçilmesi şattır.
Siz bakmayın zillet ittifakı onu
demiş, bunu söylemiş.
Siz bakmayın kim kime kulp
takmış, kim kiminle düşüp kalkmış.
Tarih ne diyor ona bakın,
millet ne diyor ona bakın, ecdat ne diyor ona bakın, 50 yıllık şerefli mazimiz
neyi işaret ediyor, neyi ifade ediyor ona kulak verin.
Nefsimize diz çöktüremezsek,
davamızı devleştiremeyiz.
Ben dersek, bencilce hareket
edersek, davayı yüceltemeyiz.
Cumhur İttifakı Türkiye’nin
geleceğini kuruyor. Buna uygun karar ve hazırlık içinde olmalıyız.
Hem belediye hem de beka diyor,
tarihi ittifakımızı koruyoruz.
İlle de bir tercih yapacak
olursak on defa, bin defa, on bin defa beka diyeceğimi de herkesin bilmesini
istiyorum.
Şimdi size soruyorum,
cevabınızı çok gür bir şekilde duymak ve duyurmak istiyorum:
31 Mart 2019 Mahalli İdareler
Seçimlerine hazır mısınız? (Evet)
Cumhur İttifakı’nın hedeflerine
ulaşması hususunda tüm gücünüzle çalışacak mısınız? (Evet)
Belediye başkan adaylarımızı
şehirlerinizin yönetimine getirecek misiniz? (Evet)
Doğrudan aday çıkarmadığımız
seçim çevrelerinde Cumhur İttifakı’nın adaylarına gönül huzuruyla destek olacak
mısınız? (Evet)
Zilleti mağlup edecek misiniz?
(Evet)
Söz veriyor musunuz? (Evet)
Allah hepinizi var etsin,
inancınız, heyecanınız mücadelemize şevk katıyor, cesaret aşılıyor, ben de
diyorum ki, “Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar”
Aziz Dava Arkadaşlarım,
Rehavete kapılmadan, gevşemeye
müsaade etmeden, yılgınlıklara prim vermeden, ihmale düşmeden, umutsuzluğa
kapalı durarak 31 Mart seçimlerine hazırlanacağız.
Bunun için çalışıyor,
çabalıyor, amansız bir mücadele veriyoruz.
Karşılıksız sevdiğimiz
milletimize hizmet etmek için dürüst, temiz ve yetişmiş kadrolarımızla, üretken
belediyecilik vizyonumuzla Milliyetçi Hareket’i zafere ulaştırmayı amaçlıyoruz.
Ne mutlu bizlere ki, partimizin
her kademesinde görev alan değerli arkadaşlarım uyum, inanç, samimiyet ve
bağlılıkla üzerlerine düşen görevleri titizlikle yapıyorlar, bundan sonra da
yapacaklardır.
Ümidim ve beklentim de budur.
Genel merkez yöneticilerimizden
il, ilçe ve belde teşkilat mensuplarımıza, adaylarımıza ve sandık
müşahitlerimize kadar tüm ülküdaşlarım, tüm kardeşlerim başarıya inanmış,
başarıya kilitlenmiştir.
31 Mart seçimlerinin hazırlık
aşamasında, görevi ne olursa olsun, her arkadaşımın sorumluluğu çok fazladır.
Teşkilatımızın bütün mensupları
kutlu bir emaneti taşıdıklarının bilincindedir, aksini düşünmek zaten mümkün
değildir.
31 Mart 2019 Mahalli İdareler
Seçimlerinin ihtiva ettiği öneme binaen çalışmalarımızı günbegün yoğunlaştırmak
zorundayız.
Cesur olacağız, özgüven içinde
hareket edeceğiz, umutsuzluğu, yanımıza, yöremize sokmayacağız.
Kötümserlere ortam açmayacağız.
Karamsarlara fırsat
vermeyeceğiz.
Kara propagandadan geçinenlere
karşı birlik içinde olacağız, diri duracağız, saflarımızı sımsıkı tutacağız.
Cumhur İttifakı’na bağlı
kalacağız, bu kapsamda Milliyetçi Hareket Partisi adaylarının olduğu yerde
partimize, AK Parti’nin adaylarının olduğu yerde AK Partiye oy ve destek
vereceğiz.
Nefislerine yenilenlere, nefesi
kesilenlere, yorulanlara, bireysel çıkar peşinde koşanlara, kendi hesabına
değerlerimizi alet edenlere karşı uyanık duracağız, teyakkuz halinde olacağız.
Beka mücadelemizi gölgelemeyi
aklından geçirenleri hep birlikte engelleyeceğiz.
Soruyorum sizlere, buna var
mısınız? (Evet)
Haklı, meşru ve haktan yana
mücadelemizi sonuna kadar yürütecek misiniz? (Evet)
Milliyetçi Hareket Partisi’nin
kaybetmesini düşleyen ve dileyen mihraklara ağır ve okkalı bir tokat vuracak
mısınız? (Evet)
Görmek istediğim tablo işte
budur, bunu yapacağınıza dair inancım ve sizlere güvenim tamdır.
Birbirimize inanacağız,
birbirimize destek ve dayanak olacağız.
Yeni darbe senaryoları
dillendirenlerin, bunun için el ovuşturanların başına dünyayı yıkacağız.
Seçimi itibarsızlaştırmaya
kalkışanlar, sandığın meşruiyetini lekelemeye yeltenenler, yalanlarla hayali
seçmen üretildiğini iddia edenler beyhude yere çırpınmasın, alayının oyununu
bozacağız.
CHP’nin kriz ve kaos siyasetini
milli iradenin desteğiyle un-ufak edeceğiz.
Sabırla, şuurla, coşkuyla,
gözümüzü yüksek ufuklardan ayırmadan, milletimizin bütün fertlerini bir, eşit
ve kardeş görerek 31 Mart’ta Cumhur İttifakı’nı ve Milliyetçi Hareket
Partisi’ni başarıyla buluşturacağız.
Bu tarihi görev hepimizin
omuzlarındadır.
Türkiye’yi tehlikelerden
muhafaza etmek boynumuzun borcudur.
Bunu da ne pahasına olursa
olsun yerine getireceğiz.
“Beka İçin Milli Karar, Cumhur
İçin İstikrar”
“Sağduyunun Birlikteliği,
Cumhur İttifakı”
Allah bizleri mahcup etmesin.
Partimizin adayı olarak millet
huzuruna çıkan dava arkadaşlarıma, Cumhur İttifakı’nın bütün adaylarına üstün
başarılar diliyorum.
31 Mart akşamı hepinizden mutlu
ve güzel haberler bekliyorum.
Yolunuz, bahtınız ve alnınız
açık olsun diyorum.
Cenab-ı Allah yar ve
yardımcınız olsun niyazındayım.
Sağ olun, var olun.
Ne Mutlu Türküm Diyene.
Toplantıdan notlar
Bahçeli'nin konuşmasının
ardından MHP'nin Türkiye genelinde gösterdiği bine yakın belediye başkan
adayı tanıtıldı. Bahçeli, belediye başkan adaylarıyla fotoğraf çektirdi.
Toplantının yapıldığı salona,
Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, MHP'nin
Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş ve Bahçeli'nin posterleri ile Türk bayrakları, "üretken
belediyecilik, bütüncül yaklaşım, birlikte yönetim", "ehline
emanet" ve "sağduyunun birlikteliği" pankartları asıldı.
Bahçeli'nin konuştuğu kürsünün
arkasında "beka için milli karar, cumhur için istikrar" yazılı
Türkiye haritası yer aldı.
Toplantı öncesi Sanatçı Mustafa
Yıldızdoğan ve mehter takımı konser verdi.
Bahçeli'nin salona girişi
sırasında, partinin yerel seçimlerde kullanacağı "ehline emanet"
müziği seslendirildi. Devlet Bahçeli de "bozkurt" işareti yaparak
salonu selamladı.
Ankara Spor Salonu'nun dışında
kalan partililer, toplantıyı dışarıya kurulan dev ekranlardan takip etti.