Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket
Partisi (MHP), 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken de 'Cumhur İttifakı'
ismiyle eylem birliğinde olan İki Siyasi Partiye Seçmen Nasıl Bakıyor.
Seçimlerde farklı partilerin ittifak yapabilmesi için yasal
zemin sağlayan Cumhur İttifakı teklifi Çarşamba günü Meclis'e sunuldu ve
teklifin detayları açıklandı.
Teklife göre seçimde ittifaka verilen oylar esas alınacak ve
milletvekili sayısı buna göre belirlenecek.
Dolayısıyla ittifakın içinde yer alan partiler için seçim
barajı da ittifakın oy oranı üzerinden değerlendirilecek.
Bu sebeple MHP'nin yüzde 10 seçim barajının altında kalma
tehlikesini bertaraf etmek için ittifak girişiminde bulunduğunu düşünenlerin
yanı sıra, Cumhur ittifakı hem MHP hem de AKP'nin genç seçmeninde heyecan
yaratmış görünüyor.
TDP'nin başkentte konuştuğu MHP seçmeni gençler,
Devlet Bahçeli sayesinde AKP hükümetinin iç ve dış politikada MHP çizgisine
yaklaştığını ve bu nedenle iki partinin kurduğu Cumhur İttifakı'nı
desteklediklerini ifade ediyor.
"Taviz veren AKP oldu"
Kızılay'da çoğunlukla milliyetçi gençlerin vakit geçirdiği
bir kafede çalışan 23 yaşındaki Fatih Kanık, ittifaktan memnuniyet duyduğunu
ifade ediyor:
"Artık hükümetin aldığı kararlarda liderimizin direkt
etkin rol oynadığını düşünüyorum ve bu yüzden aldığı tüm kararları
destekliyorum. Devletimiz milliyetçi bir yapıya bürünüyor."
"Bu zamana dek cemaat gibi yanlış insanlarla iş birliği
yapıldı, Cumhurbaşkanı da bunu kabul etti. Ama şu anda bizimle doğru işler
yapılacağını düşündüğü için siyasi ortaklık güdüyor. Burada taviz veren AKP
oldu çünkü onlar bize geldi, biz onlara gitmedik."
Kanık, Suriye'nin Afrin bölgesinde süren Zeytin Dalı
Harekatı'ndan ve darbe girişimi sonra Gülen cemaatiyle mücadele
politikalarından örneklerle açıklıyor:
"Cumhurbaşkanımızın söylemleri liderimizin yıllar
öncesinde söylediği şeyler. Biz açılım sürecinin yanlış olduğunu söylüyorduk,
PKK'yla direkt olarak mücadeleye girilmesi gerektiğini söylüyorduk, aynısını
Cumhurbaşkanı şimdi söylüyor."
"Afrin harekatı da buna örnek. Beş yıl öncesine kadar
liderimiz oradaki Türkmen soydaşlarımızın durumuyla ilgili sıkıntılı durumla
olduğunu söylüyordu, şu an Afrin'de güvenli bölge yaratmak en çok Türkmenlerin
işine yarayacak."
Kanık, Anayasa referandumuna dek MHP'nin hükümete yönelttiği
sert muhalefetinin şimdiyle tutarsız olmadığı görüşünde.
Türkiye'nin iki parti arasında sıkı bir ittifak gerektiren
zorlu bir dönemden geçtiğini düşünüyor:
"FETÖ süreci, bilinmedik cemaatler, ülkeyi ele almaya
çalışan dış güçler… Bu süreçte güvenebilecek tek parti MHP'dir. Liderimiz elbet
söylenen ağır lafları unutmamıştır ama şu an için devletimiz sıkıntılı bir
süreçte. Biz de arkamızı dönemezdik çünkü devletçi bir politika
izliyoruz."
"Devlet yönetiminde Milliyetçi politikalar hakim
olacak"
Kanık, en çok da Milliyetçi politikaları devlet yönetimine
hakim kılmak için ittifaka destek verdiğini anlatıyor:
"Bizim aldığımız oy oranıyla ülke yönetimine katılma imkanımız
çok düşük olur ama biz bu süreçte iş birliği yaparak ülke yönetiminde etkin rol
oynayabiliriz, kendi düşüncelerimizi ülke yönetimine yansıtabiliriz."
"Ayrıca AKP, içindeki FETÖ sempatizanlarını kenara atıp
bizim kadrolarımızı yavaş yavaş ülke yönetimine sokuyor. Bu ittifak sayesinde
ileride de böyle olacağını düşünüyorum. Devlet Bahçeli'nin izlediği politikayla
ülke vatansever kişiler tarafından yönetilmeye başlayacak."
19 yaşındaki Oğuzhan Özcimbit de Kanık ile benzer
düşüncelere sahip. 2019 seçimlerinde ilk defa oy kullanacak olan Özcimbit,
'Memleketin şu anki halinde CHP'yle ittifak olamazdık' diyor:
"Kılıçdaroğlu'nun terörist cenazelerine gittiğini
biliyoruz, Adalet Yürüyüşü'nde yanında olan HDP'li kişiler de ortada. Halk
büyük oranda bizim AKP çizgisine kaydığımızı düşünüyor ama biz AKP'yi kendi
çizgimize getirdik. Devlet beyin öngörülerine güveniyoruz."
"Çünkü önceden Cumhuriyeti ve laikliği sevmeyen ya da
savunmayan AKP seçmenlerine ve yöneticilerine 'Cumhur İttifakı' ismini
koydurabildiysek, bu bizim için büyük bir başarıdır."
Üniversitede iki yıllık adalet önlisansı yapan Özcimbit,
"Devlet beyin hükümetin kararlarında bu kadar etkili olması bir genç
olarak geleceğe umutla bakmamı sağlıyor" diyor.
"MHP, AKP çizgisine yaklaşıyor"
Aynı kafede üniversiteli genç kadınlarla da bir araya
geliyoruz. Haberde soy isimlerinin yer almasını isteyen Fatma ve Büşra,
kendilerini sağ görüşlü olarak tanımlıyor.
Cumhur İttifakı'nı desteklemekle birlikte, ittifak
içerisinde kendi siyasi politikalarından taviz veren tarafın MHP olduğunu
düşünüyorlar.
MHP'nin 'daha ılımlı' ve kapsayıcı bir tutum izlediğini
düşünen Fatma şöyle söylüyor:
"Daha önce çok sert bir MHP vardı ama güç kaybetmeye
başladığını gördükten sonra iktidarla ittifak arayışına girdi ve söylemlerini
değiştirdi. MHP'nin içinden İyi Parti ayrıldığı için ittifak yapmadığı takdirde
güç kaybecekti."
"O nedenle MHP'de AKP politikalarına bürünme görüyorum.
Ama bu ittifaka milliyetçi seçmenin çok da destek verdiğini sanmıyorum. Çünkü
referandumda gördük ki, MHP'nin içinde bir CHP'ye yakın kesim var, bir de
AKP'ye yakın kesim var."
Büşra ise bu zamana dek birbirinin karşısında olan iki
partinin şimdiki ittifakını 'omurgasızlık' olarak yorumluyor ancak ittifakı şu
nedenlerle desteklediğini açıklıyor:
"Şu anda yürütülen Afrin harekatı, ekonomideki
dengesizlik ve cemaatle mücadele nedeniyle iktidarın değişmemesi ve hatta
güçlenmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu değerler özelinde ittifak kurulmasını
olumlu buluyorum."
"AKP'nin de bu ittifaka ihtiyacı var"
Ardından Hamamönü'ndeki bir çay bahçesinde vakit geçiren
üniversite öğrencisi AKP'li kadınlarla konuşuyoruz.
Kadınlar, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Gülen cemaatiyle
mücadele politikalarında AKP hükümetine duydukları güvenin sarsıldığını ve bu
nedenle MHP'yle ittifaka ihtiyaç duyulduğunu düşünüyor.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde okuyan ve haberde
isminin yer almasını istemeyen genç kadın şunları söylüyor:
"Şu an içinde bulunduğumuz durum ittifakı zorunlu
kılıyor. Biz bunu 15 Temmuz sürecinde çok rahatlıkla okuyabildik. Zeytin Dalı
harekatı da bu ittifakın gerekliliğini doğruladı."
"MHP barajı geçmek için böyle bir yol izlemiş olsa
bile, önümüzdeki süreçte düşünülmesi gereken daha önemli şeyler var. Ayrıca AKP
son seçimde beklediğinin çok altında bir oy aldı. Bir kere cemaat seçmen olarak
partiden kaydı."
Aile ve Tüketici Bilimleri bölümünde okuyan başka bir
öğrenci de aynı fikri paylaşıyor:
"Eğri oturup doğru konuşalım ki AKP'nin de risk almamak
adına bu ittifaka ihtiyacı var. 15 Temmuz 2016'dan beri hala ihraçlar devam
ediyor. Neden o yıl içerisinde çözümlenmedi. Hâlâ mı içimizdeler? Yanı
başımızda çay içip sohbet ettiğimiz bir arkadaşımız bile şu an meslekten ihraç
edilebiliyor."
"Ayrıca siyasilerden de hiçkimse mi cemaata bulaşmadı?
Sürecin yavaş ilerlemesinden kaynaklı bir güven kaybı söz konusu. İttifakla
birlikte özellikle MHP'nin muhafazakar seçmenleri bu mücadeleye büyük bir katkı
sağlayacaktır."
Kadınlar, ittifak içerisinde yer alacak partiler için yüzde
10 barajını ortadan kaldıran bu sistemin demokrasiyle çelişmediğini, aksine
"Ülkenin çıkarlarını ilgilendiren hassas konularda fikir ve eylem
birliğine varılmasını" istediklerini vurguluyor.