BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

22 Eylül 2017 Cuma

KUZEY IRAK'TA OYNANAN OYUN VE TÜRKİYE

TAMER ASHRAF
DİRİLİŞ POSTASI
Barzani kalleşliğinde DEAŞ'ın rolü;
DEAŞ, ya da daha yaygın bilinen adıyla IŞID, ABD'nin Ortadoğu'daki kanlı planı BOP'a zemin hazırlamak, alan açmak için piyasaya sürülmüştür. Kuzey Irak'da yaşananlar, Kerkük'de devam eden Türkmen katliamları ve Barzani peşmergesinin referandum oyunu ile İsrail uydusu bir terör devleti kurma teşebbüsü, DEAŞ'ın açtığı alan üzerinde yürüyor. Barzani'nin çapulcu peşmergeleri güya DEAŞ'ı kovmak için Kerkük'e girdiklerini söylüyorlar. ABD ve İsrail terörist Barzani'yi DEAŞ'la mücadele ettiği gerekçesiyle koruyor, kolluyor. Suriye'de olanları zaten bütün dünya ibretle izliyor. DEAŞ bahanesiyle Suriye'yi parçalayıp, terör örgütü PYD üzerinden Kuzey Irak benzeri bir yapı oluşturuyorlar.                     

FIRAT KALKANI OPERASYONU ÖRNEKTİR

          DEAŞ gerçekten de bir tehdit olarak görülse ve bu terör örgütünün ortadan kaldırılması için mücadele edilseydi, bunun nasıl yapılacağını Türkiye bütün dünyaya göstermiştir. Fırat Kalkanı Operasyonu ile bu kanlı örgütün elindeki 200'e yakın köy, mezra, belde, ilçe temizlenmiş, 3 bin civarında terörist etkisiz hale getirilmiş ve 2 bin kilometrekarelik bir alanda huzur ve güvenlik tam olarak sağlanmıştır. Bugün o alanda Türkiye'den geri dönen yaklaşık 100 bin civarındaki Suriye'li huzur içinde yaşamaktadır. Türkiye, Rakka başta olmak üzere DEAŞ'ın bulunduğu yerlerin temizlenmesi için, işbirliğine hazır olduğunu açıklamış ve ABD'yle ortak hareket teklifi yapmıştır. Ancak, bu teklif dikkate alınmadığı gibi, bölgedeki diğer terör örgütü PYD özel olarak korumaya alınmış, içinde ağır silahların da olduğu binden fazla TIR dolusu silah ve mühimmat verilmiş ve açıkça bir terör ordusu kurdurulmuştur. Ve daha da ilginci, DEAŞ'la ciddi bir çatışma yaşanmadan, birçok yer boşaltılmış ve PYD'ye teslim edilmiştir. PYD girdiği yerlerde tam bir etnik temizlik yapıyor. Demografik yapıyı değiştiriyor, yerel halkın mallarına el koyuyor, zulmediyor ve DEAŞ'tan çok daha ağır bir terör uyguluyor. Hiç kimsenin de bu duruma sesi çıkmıyor.                             

AYNI OYUN KUZEY IRAK'DA

          Aynı oyunu biz Kuzey Irak'da gördük. Saddam sonrasında Barzani'nin hızla Türkmen bölgelerine girip, nüfus dairelerini yakıp, tapu kayıtlarını yok ettiğini ve etnik temizlik uyguladığını ibretle izledik. Bununla da yetinmedi Irak'ın her yerinden kendi peşmergelerini getirip, Kerkük başta olmak üzere, kontrolündeki Türkmen bölgelerine yerleştirdi ve demografik yapıyı kendi lehine değiştirdi. Şimdi de çıkmış, referandum oyunu ile buraların üzerine oturmaya uğraşıyor. Sadece Barzani mi, aynı şeyi içimizdeki katil PKK'lılar da yapmadılar mı? Malum, çözülme sürecinde ülkenin belli bir bölgesi bu hain sürüsüne terk edilmişti. Diyarbakır başta olmak üzere, bulundukları il ve ilçelerde bir taraftan hendek kazıp isyan hazırlıkları yaparken, diğer taraftan PKK'lı olmayanlara hayat hakkı dahi tanımadılar. Zulmettiler ve sürdüler. Barzani'den PYD'ye, PYD'den PKK'ya, hepsi bir birini tamamlıyor, hepsi aynı kirli oyuna hizmet ediyor.                           

KUZEY IRAK BATAKLIĞI

          Çözülme sürecinin ülkeyi felakete götürdüğünün nihayet anlaşılmasından sonra, PKK ile adam gibi mücadele edilmeye başlanıldı. Kahraman güvenlik güçlerimiz olağanüstü başarılar elde ediyor. Hendeklerin, şehir yapılanmalarının temizlenmesinden sonra, dağdaki eli kanlı katillere de hayat hakkı tanınmıyor. Teröristlerin bulundukları inlere giriliyor ve tek tek bulunup hak ettikleri cezaya çarptırılıyorlar. Türkiye sınırları içinde kaçacakları, yaşayacakları, barınacakları hemen hemen hiçbir yer kalmadı. Buna rağmen bitmiyorlar ve vazgeçmiyorlar.Sebebi gayet açık. Kuzey Irak'da bir bataklık var. Bu hainlerin saklandıkları Kandil orada. Şimdi ona bir de Sincar eklendi. Sincar üzerinden PYD ayağı da tamamlanıyor. Bir de Kuzey Irak'ın bağımsız bir Kürdistan olduğunu düşünün. Türkiye için bundan daha büyük bir felaket olabilir mi?                             

SIRA İRAN'A GELECEK

          Neresinden bakılırsa bakılsın, Türkiye Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmasına ve Kuzey Irak'da yeni bir yapının ortaya çıkmasına izin veremez. Buna seyirci kalmak veya müdahalede bulunmamak açık şekilde Türkiye'nin intiharı olur. Kaldı ki, kurulacak olan bir Kürt devleti değil, yeni bir İsrail'dir. Böyle olduğu içindir ki, bütün dünya karşı çıkmasına rağmen, İsrail hemen Kuzey Irak'a yerleşmiş, bayrağını açmış ve Barzani ile kolkola girmiştir.Bu rezil durum, nihayet İran'ı da harekete geçirmiştir. Kuzey Irak'da bir sünni yapı oluşması durumunda, Irak'ın geri kalanı Şii merkezli olup İran'ın kucağına düşecek olmasına rağmen, Tahran son derece tedirgindir ve referandumun durdurulması için çabalamaktadır. İran artık çok iyi biliyor ki, Barzani'nin başarılı olması halinde İsrail'le komşu olacaktır ve yeni bir terör dalgası ile karşı karşıya kalacaktır. 4 parçalı Büyük Kürdistan, daha doğrusu Büyük İsrail planında sıra artık İran'a gelmektedir. İşte bu kaçınılmaz durum, İran'ı Türkiye ile işbirliğine mecbur bırakıyor. PKK ve PYD ile mücadelede son dönemlerde artan işbirliği bunun göstergesidir.
Teröristle muhatap olmanın bedeli;
  Sadece Irak'ı değil, bütün Ortadoğu bölgesini ateşe atacak Peşmerge Barzani'nin referandum kalleşliğinin hayata geçmesi için 3 gün kaldı. Bir çapulcunun bütün dünyayı bu kadar meşgul edebilmesi dahi, başlı başına bir rezalettir. Teröristlerle muhatap olmanın sadece belli bir bölgeyi değil, bütün dünyayı nasıl zor durumda bıraktığının yeni ve çok çarpıcı bir örneği ile daha karşı karşıyayız. Bu referandum ısrarının Barzani yandaşları dahil, ne Kuzey Irak'da yaşayan insanlara, ne bölge ülkelerine, ne de dünyaya kan ve ateşten başka hiçbir şey vermeyeceği kesindir.                           

BARZANİ ZOR DURUMDA

         Barzani referandumu ısrarını kendi özel durumunu kurtarabilmek için sürdürüyor. Siyaseten bitmiştir ve bu referandumla siyasi ömrünü uzatabileceğini, hatta buradan bir sahte kahramanlık çıkarabileceğini zannetmektedir. Asıl sahibi olan ABD'yi bile karşısına almaktan çekinmiyor. O ABD ki, Ortadoğu'yu kan gölüne dönüştürmekte zerre kadar tereddüt göstermemiş ve hain planlarını ısrarla sürdürmektedir. Barzani'den referandumu ertelemesini istemelerinin sebebi, Kuzey Irak'ın huzuru veya Irak'ın toprak bütünlüğü değildir. Nitekim, "referandumdan vazgeç" demiyorlar, "ertele" çağrısı yapıyorlar. Her ne kadar DEAŞ'la mücadele ettiklerini ve bütün imkanların buraya seferber edilmesi gerektiği için erteleme istediklerini söyleseler de, asıl sebep bu değildir.                       

ABD NEDEN ERTELEME İSTİYOR

          Bugün Irak merkezi hükümeti, İran ve Türkiye başta olmak üzere İsrail dışındaki her ülkeden bu referanduma çok sert itirazlar geliyor. Hatta, müdahale edilmesi çok yüksek ihtimaldir. Yani, bu referandumun yapılmasının önü mutlaka kesilecektir, en azından bizim beklentimiz bu yöndedir. Oysa ABD, bu referandumun kesin sonuç alacak bir ortamda yapılmasını planlıyor. Bölgeyi dizayn edecek, referanduma ve buna bağlı olarak Kuzey Irak'da planladığı İsrail uydusu terör devletinin kurulmasına itiraz edecek ve engelleyecek bütün unsurları en azından angaje tutacak. Kerkük'deki soykırımı tamamlayıp, bu kanlı yapıya dahil edecek ortamı hazırlayacak. Suriye tarafında PYD üzerinden Kuzey Irak'ı rahatlatacak ve tamamlayacak bir yapı oluşturacak. Sonra da referandumu yaptırıp, fişi çekecek. Bu kadar net, bu kadar açıktır. Artık bütün dünya ibretle görüyor ki, DEAŞ bu kanlı planı hayata geçirebilmek için piyasaya sürülmüştür ve hala varlık sebebinin gereğini yerine getirmektedir. PYD üzerinden Suriye'de Kuzey Irak benzeri bir yapıyı hemen hemen tamladılar. PYD girdiği yerlerde etnik temizlik yapıyor ve kendini garantiye alıyor. Önümüzdeki aylarda küçük yerleşim merkezlerinde, yeni yılın ilk aylarında da şehir merkezlerinde yapacakları göstermelik seçimle kanlı plana son noktayı koyacaklar.                         

BÜYÜK İSRAİL'İN İKİ AYAĞI

         Büyük Kürdistan'ın, daha doğrusu Büyük İsrail'in iki ayağı birden tamamlanıyor. Barzani bu süreçte kendi özel durumunu öne çıkarıp plana çomak soktuğu için ABD'de büyük rahatsızlık doğuruyor. Barzani'de fırsatı ele geçirmişken ABD'den kendisiyle ilgili teminat istiyor. Nitekim, vazgeçme karşılığında bir takım garantiler istediğini açıklamıştır, ama bunların neler olduğu belli değildir.ABD'nin Kerkük'ü de içine alacak şekilde, kurmayı planladığı terör devletini taahhüt etmesini dahi yeterli görmemiştir. Şu anda bu peşmergebaşı için önemli ve ivedi olan kendi siyasi varlığıdır. Büyük baskı altındadır ve Kuzey Irak'da sonbaharda seçimler yapılacaktır. Bu seçimler Barzani'nin siyasi ömrünün sonu demektir.                                  

İÇ SAVAŞ VE KAOS

         Barzani kendi geleceği ile ilgili kesin bir teminat almadıkça bu referandumu yapacaktır. Ve bu referandumun yapılması, Irak'da bir iç savaş, bölgede ise sonu belirsiz bir kaos demektir. Kuzey Irak'da sadece Barzani taraftarları yok. GORAN hareketi ve PKK uzantıları her ne kadar bu referanduma karşı gibi görünüyor olsalar da, onların ki tamamen kendi aralarındaki bir iktidar mücadelesidir. Aslında birbirlerinden hiçbir farkları yoktur. Hepsi aynı yolun yolcusudur ve hepsi ABD'nin uşağı kanlı teröristlerdir. Haşdi Şabi şimdiden Kerkük'e yerleşmiştir ve tetikte beklemektedir. Türkmen kardeşlerimize saldırılar şimdiden başlamıştır ve bunun sonunun nasıl geleceğini kimse kestiremiyor. Irak merkezi hükümeti bu referandumun parçalanma olduğunun farkındadır ve engellemek için her şeyi göze alacağı anlaşılmaktadır. Kısacası Kuzey Irak'daki bütün unsurlar gardını almıştır.                         

REFERANDUMUN GERİ DÖNÜŞÜ OLMAZ

         Bu referandumun yapılması savaş ilanı olacaktır. Sonrasında ne olacağını Barzani dahi tahmin edemez. Televizyonlarda bazı yorumcular referandum yapılsa da, bunun hemen bir bağımsızlık ilanı anlamına gelmediğini söylüyorlar. Tamamen yanlış ve yanıltmaya yönelik bu değerlendirmelerin ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Referandum yapılır ve sonuç ortaya çıkarsa, artık bunun geri dönüşü olmaz. Barzani kuracağı İsrail uydusu terör devletinin en önemli virajını dönmüş olur. İsrail'in de yardımı ve itmesiyle kısa zamanda sözde bağımsızlık ilan eder. Kaldı ki,  "Kuzey Irak'ın bağımsızlık referandumu" diyerek, adını zaten koymuş ve ne yapmak istediklerini ilan etmişlerdir.

           Kimse kimseyi kandırmaya uğraşmasın. Büyük ve ciddi bir felaketle karşı karşıyayız. Söylediklerimizi yapmak zorundayız. Bugünkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısından çok net ve caydırıcı kararların çıkması ve hükümetin bu kararları hayata geçireceğini ilan etmesi yüksek beklentimizdir. En küçük bir tereddüt veya zaman kaybına tahammül kalmamıştır.
Orhan KARATAŞ Yazısı (Ortadoğu Gazetesi)

google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html