BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

3 Temmuz 2017 Pazartesi

İyi Sol - Kötü Sol ve Hedefteki Altın Gol!

Birbirine rakip, hatta düşman görünen pek çok Solcu parti, dernek ve örgütün "derin bir koordinasyonla" hareket ettiği iddiası, zaman zaman gündeme gelmiştir.
Bazen bu koordinasyona,aşırı sertlik içerenbir analizle PKK da dâhil edilmiştir.
Sertlikten kastım, aklı başında adamların, siyasi neticeler elde etmek için binlerce Mehmetçiğin kanına ekmek doğranabileceğine inanmasıdır.
PKK'yı MİT kurmuş olabilir. Olmayabilir de…
Ama Sosyalist 9 Mart cuntasıyla PKK arasında samimi bir hedef birliği olduğukesindir.
Hedef birliğine sahip olanlar da kolayca koordine edilebilir.
Bizim için meselenin bu tarafı mühimdir.
Çünkü Alparslan Türkeş'in başlattığı Milliyetçi Hareket, hem 1960'ların sonunda anarşistlerle birlikte yol alan cuntacılarla, hem de Mehmetçiğe kurşun sıkan bütün devrimci gruplarla kavgalıdır.
Mevcut CHP yürüyüşünün, PKK dâhil devrimci yüreklerde yarattığı ilk etkiden hareketle Türkiye'de solun son kırk yılına bakıyorum.
Sandık umudu her seferince boşa çıkmış üç değişikmerkez görüyorum.
1-Bunlardan birincisi, Atatürk sevdalısı kesimleri ve Alevileri,irtica tehdidiyle sürekli korkutarak "kadrolu sandıkproletaryası" halinde getiren CHP'dir.
1950'lerde muhalefete düşmüş kaygılı kitleleri muhafaza etme görevi CHP'ye verilmiştir.
Şeriat ve irtica tehlikesi karşısında her türlü seküler devrime taban olacak ana kitleyi, bir süredir "Dersimli"Kılıçdaroğlukonsolide etmektedir.
2-Türkiye'de solun bugüne kadar ürettiği "en parlak" düşünce olan "yüz işçi yerine bir albay" tekniğinin bugünkü teknisyeni ise Doğu Perinçek'tir.
Perinçek'teki asker sevgisi, 12 Mart 1971'de MİT'in akim bıraktığı 9 Mart cuntasının işini, bir şekilde tamamlamaya çalışmasından kaynaklanmaktadır.
Doğan Avcıoğlu'nun "Denizleri, Mahirleri" öncü kuvvet olarak kullanıp, harcayan "Ulusal Demokratik Devrim" düşüncesinin yaşayan üç oyuncusundan biriPerinçek'tir.
3-Bir diğer oyuncu "Dev-Genç çizgisini terk etmediğini" her fırsatta dile getiren Öcalan'dır.
Derin Sol, 12 Eylül'den sonrasilahlıeylemi, kentlilere göre "hayatı daha değersiz olan insanların yaşadığı"taşraya kaydırmış;Öcalan'a teslim etmiştir.
Sonra da gitmiş, Bekaa'da, Şam'da ve Kandil'de kirli ve kanlı elleri öpmüştür.
Sol değerlere ve Sosyalizme bakış açılarında her ne kadar teoriknüanslar varsa da tarihi dönemeçlerde bu üç yapının birbirleriyle koordineli hareket etmelerine mani olacak herhangi bir ilkesel zorunluluk yoktur.
Bu üç unsurun, çapakları ve çakıldaklarıyla birlikte, AKP hükümetine ve onu destekleyenlere karşı 15 Temmuz'da oluşan zaaftan da istifade ederek koordine olmaları, imkânsız değildir.
Nitekim Kılıçdaroğlu, bulduğu ilk fırsatta Yenikapı'da oluşan darbe karşıtı birlik ekseninden ayrılarak, Yenikapı'yı baştan reddedenHDP'yle yakınlaşma yoluna girmiştir.
Kendisine 16 Nisan'dan önce Bandırma'da Havacıların yaptığı, teamülleri zorlayan resmi karşılama töreniyle verilen mesaj da açıktır.
FETÖ'nün vurduğu Ergenekon ve Balyoz davalarımağdurlarının,FETÖ'cüler için umut olan bu "Adalet" yürüyüşüne destek olmaları da"manidar"dır!
Bugüne kadar "yürüyüş"le ilgili yaşanan tekciddi vukuat, Maçka parkında, halka "Çoluğuyla çocuğuyla sokağa dökülme" çağrısı yapan CHP üyesi Şenay Günaydın'ın tutuklanmasıdır.
Günaydın'ın oğlu, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ suçlamasıyla işinden atılanlardandır.
Türkiye'de askeri derinlikleri olan Sol-Seküler cephenin, Sağ'da 15 Temmuz'da ortaya çıkan bütünlük ve istikrar sorunundan güç alarak başlatacağı bir toplu hücumda, 40 yıllık birikimleriyle birlikte kolayca koordine olabileceğinin belirtileri, son bir yıl içinde artmıştır.
DEAŞ'tan kurtulmak için PKK'yla, AKP'den kurtulmak için FETÖ'yle rahatça işbirliği yapabilen ABD'nin, Erdoğan'a karşı böyle"uzun yürüyüşler" yapabilen bir ekibi, seve seve koordine edebileceği degün gibi ortadadır.
Perinçek ekibinin elindeki asker koleksiyonu ve Rusya kartıyla bu koordinasyona girip girmeyeceği ise hepimiz için merak konusudur.
Kolay darbe ve hazır devrim ekipmanları konusunda uzman olan Perinçek'in FETÖ gibi global bir aparatı, Atlantik'ten çıkarıp Avrasya'nınhizmetine sokma hayali kurduğundan hiç şüphem yoktur.
Bu durumda, bir süre daha "iyi sol"u oynayıp; sonunda "erkân-ıharbiye"siyle birlikte, Erdoğan'a karşı kurulan "isyan cephesi"nde yer alması sürprizolmayacaktır.
Çünkü yemini, kini, fırsatı ve zemini vardır; ilkesi ve sorumluğu ise yoktur.
Hislerim beni yanıltmıyorsa,şampiyonluktan uzak geçen 70 yılın sonunda demokrasiye olan inancını tamamen kaybeden "derin sol" koordineli bir hücuma kalkarak, uzatmalardaki "altın vuruşu" yapmaya hazırlanmaktadır.
Bir renk körünün ardından giden bizim muhalifler de formaları karıştırmış olmalılar ki!..

Kendi kalemize girecek bu ofsayt kokulu gole,peşinenalkış tutmaktadır!
google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html