BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

26 Ocak 2019 Cumartesi

Türkiye'nin Beka Sorunu Yok Diyenlere

SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ & UNUTMAYIN TEK GELİR KAYNAĞIMIZ REKLAMLAR & SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ

İP Genel Başkanı Meral Akşener: “Ülkenin beka sorunu varmış. Hadi oradan be. Beka sorunu yaratan sensin. Senin kendinin beka sorunu var. Yanındaki arkadaşlarının da zeka sorunu var” (Sivas-13 Haziran 2018)
CHP eski milletvekili ve Cumhurbaşkanı aday eskisi Muharrem İnce : “Eğer belediye başkanlığı seçimlerini beka sorunu olarak gören varsa, buna inanan varsa, işte gerçek beka sorunu odur. O memleket için beka sorunu olur o. Sadece bir yerel seçimi beka sorunu olarak millete anlatmak olsa olsa zekâ sorunudur. Bu yaklaşımdan uzak durmamız lazım” (Adana- 18 Ocak 2019)
Meral Akşener, 24 Haziran seçimlerinden 11 gün önce, Muharrem İnce de daha 1 hafta önce ortak noktada birleşmiş ve “Beka sorunu var diyenin zeka sorunu var” cümlesini kurmuşlar. Aynı güç odaklarından beslendikleri için aynı cümleleri kurmaları oldukça doğaldır.
Zaten bunların nasıl bir “beka sorunu” olduğunu terör örgütü pkk’nın yardım ve yaltakçısı olan HDP’nin sözcüsü Ayhan Bilgen’in cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir hafta önce “2. Tura kalmaları halinde HDP olarak oyumuzu Muharrem İnce’ye, yahut Meral Akşener’e vereceğiz” demesinden anlamanız gerekiyordu. Askerlerimizi, polislerimizi ve masum vatandaşlarımızı şehit eden terör örgütünün bir uzantısı bunlara niye oy ve destek verir ki?
Çünkü bunlar da HDP’ye bol bol kuyruk salladılar.
Düşünsenize, Atatürk’ün kurduğu ve miras bıraktığı CHP’deki “Gel bakalım buraya Muharrem” komutuyla hareket eden Muharrem İnce, cumhurbaşkanı adaylığı için ismi açıklanır açıklanmaz ilk cümlesi “Selahattin Demirtaş’ı hapiste tutma” olmuş ve koştura koştura, PKK’lı Demirtaş’ın kaldığı cezaevine gidip başarılar dilemişti. Hakkari’ye gitti “Selo başkan” sloganlarıyla inleyen miting alanında “Dün hapishanede Sayın Demirtaş’a gittim. Dedim ki, ‘Selahattin Başkan, sana da başarılar diliyorum’ dedim” şirinliği yaptı. CHP ve Muharrem İnce, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmaları halinde pkk’lı Demirtaş’ı “Başkan yardımcısı” yapacaklarına dair sürekli sıcak mesaj verdiler.
Diğer (Beka-Zeka) dengesini kaybetmiş Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener de tüm seçim propagandasını pkk’lı Demirtaş’ın özgürlüğü ve serbest bırakılması için harcadı. Çıktığı bir televizyon programında “HDP barajı aşıyorrr aşıyorrr” şeklinde HDP propagandası yaptı. Kendisi ve partisi sürekli HDP’ye göz kırptı, sempatik ve sevecen mesajlar verdi.
Yani Muharrem İnce ve Meral Akşener gibi HDP ile kol kola olanlar, pkk’ya şirinlik yapanlar sürekli “Beka sorunu var diyenin zekâ sorunu var” demektedir.
ABD, Ortadoğu bölgesinde sözde kürdistan’ı kurmak için kime tonlarca silah yardımı yaptı? Elbette bunların beraber yol yürüdüğü HDP’nin yardım ve yataklık ettiği terör örgütü pkk’ya…
ABD’nin silah yardımı yaptığı terör örgütü pkk’nın Suriye kolu ypg’yi, “YPG, terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” şeklinde tarif eden Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’nin Genel Başkanı, Meral Akşener’in “Allah güç kuvvet versin. Dualarım onunla” dediği ittifak ortağı değil mi?
Afrin’de 4600 teröristin öldürüldüğü Zeytin DalıOperasyonu’na ilk karşı çıkan Meral Akşener’in, Muharrem İnce’nin partisi ve HDP olmadı mı?
Terörist hizmetkârı HDP’ye tutuklama, kayyum, gözaltı gibi darbeler vurulduğunda ilk nasırına basılan Muharrem İnce’nin partisi CHP olmadı mı?
Vatanımızı bölmeye çalışan, askerimizi, polisimizi şehit eden pkk’lı alçaklara “Gazetelerine bir bakın. Büyük temizlik operasyonuymuş. Silip süpürme operasyonuymuş. Siz kimsiniz ya? Kimi nereden süpürüyorsunuz? Bu toprakların ancak kanalizasyonunu temizlersiniz. Başka da bir şeyi temizleyemezsiniz. Haklıyız, kazanacağız” şeklinde destek veren Demirtaş gibi bir teröristin özgürlüğü için çırpınan Muharrem İnce ve Meral Akşener “Beka” denildiğinde niçin “Zeka” kıtlığı yaşamaktadır?
Beka’nın kelime anlamı “ölümsüzlük, ölmezlik, kalıcılıktır” ve ülke adına kullanıldığında ise “bir devletin toprak bütünlüğünü, ahdi hukukunu ve anayasal düzenini iç ve dış tehditlere karşı koruması suretiyle hayatiyetini devam ettirmesi” olarak tanımlanır.
Tüm bu özetlere baktığımızda CHP, HDP, İP birlikteliği ülkemiz için bir “BEKA” sorunu olmuyor mu?
15 Temmuz darbe girişimini atlatan Türkiye’de, FETÖ’nün desteklediği cephe CHP, HDP, İP iken “Beka” sorunu devam etmez mi?
MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli, Muharrem İnce ve benzerlerine şu tepkiyi vermekte haksız mı? :
Malum zillet korosu hep bir ağızdan soruyor, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nin bekayla ne ilgisi varmış?
Hezeyan çukuruna düşen zillet neferlerine göre, yerel seçimler ülke bekası için önemli değilmiş.
İnce ince nifak taşları döşeyen, kıyıda köşede, orada burada partisinin genel başkanını hedef alan bir zat da, cumhurbaşkanı adaylığında yaşadığı şok ve hezimeti atlamadığından, ağzından çıkanı kulağı duymayacak bir noktaya savrulmuştur.
Aklı epey incelmiş bu zavallıya göre, sadece bir yerel seçimi beka sorunu olarak millete anlatmak olsa olsa zeka sorunuymuş. Bu yaklaşımdan da uzak durulması lazımmış.
Gerçi gafile kelam, nafile kelamdır, ama yine de biz hak edene hak ettiği gibi söyleyeceğiz.
Bu ucube zihniyete layık olduğu muameleyi yapacağız.
Vay densiz vay, bekayı zekâ sorunu olarak görmek ancak senin gibi mankurtların işidir, ancak senin gibi sabah başka akşam başka konuşan çarkı feleklerin üslubudur.
Zillet beğenmedi, zillet sevinmedi, zillet takdir ve tebrik etmedi diye bekamızı yok mu sayacağız?
Kaldı ki, CHP-İP-HDP-PKK-FETÖ’den oluşan, arkalarında Türk düşmanlarının bulunduğu zillet koalisyonu 31 Mart’ı beka görseydi biz kendimizden şüphe eder, acaba doğru mu yapıyoruz diye kendimizi sorgulardık.
“Zeka ve Beka” denklemini bir türlü kuramayan Muharrem İnce MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye cevap verirken bile hala  “Sayın Bahçeli, hakaret, söylenene haklılık kazandırmaz. Ben size bir yerel seçimin olası sonuçlarının ülke için beka sorunu olarak görülmesinin yanlış olduğunu bir kez daha anlatayım. Seçimin olası sonuçları üzerinden ülke için beka tehlikesi var demek, seçimi yerel seçim olma gerçekliğinden uzaklaştırır” demektedir.
CHP’nin, HDP ve dolaylı olarak pkk ilişkisi ortada mı? Ortada
Doğu ve Güneydoğu’daki HDP’nin elindeki birçok belediyeye terör örgütüne hizmet taşıdığı için kayyum atandı mı? Atandı.
Şimdi İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana gibi büyükşehirlerde HDP’nin CHP ve İP ittifakı yanında yer alacağı düşünüldüğünde Türkiye’nin “Beka” sorunu ortaya çıkmıyor mu? CHP, bu illerde kazandığında HDP kazanmış olmayacak mı?
İstanbul’da CHP kazandığında, HDP ve pkk’ya çok yakın bir CHP il başkanıyla o belediyede hangi çevreler kadrolaşacaktır?
Muharrem İnce’nin, Meral Akşener’in “Beka’yı” anlamaları için önce “Zekâ” sahibi olmaları gerekmektedir. Kendi partileri HDP ve onun sahibi olan terör örgütü pkk ile yol yürüyorsa bizim zekâmızla oynamaya kalkmasınlar…
Zekâsı olan “Beka meselesini” gördüğü gibi, CHP, HDP, İP, FETÖ, PKK birlikteliğinin ne anlama geldiğini de çok iyi bilmektedir.
2M ( Muharrem& Meral) biraz durduğunuz noktanın farkına varın…
En kısa zamanda da IQ testi yaptırın!

Bekayı, PKK’ya teslim ediyorlar

Milliyetçi Hareket Partisi görkemli bir toplantı ile 31 Mart yerel seçimlerinde Belediye Başkan adayı olan isimleri açıkladı ve yola koyuldu. Artık, geri sayım başlamıştır. Türk milletinin en doğru kararı vereceğinden hiçbir endişemiz yoktur. Bunun için de bilgilendirmenin doğru yapılması, zihin bulandırma, yalan ve iftira kampanyalarının boşa çıkarılması ve zilletin gerçek yüzünün ifşa edilmesi şarttır.

SÖZ BİRLİĞİ GÜÇBİRLİĞİ

Şu ana kadar yaşananlar, söylenenler ve yapılanlar dahi, bir fikir edinmek ve doğru karara ulaşmak için yeterlidir. Cumhur ittifakını oluşturan Milliyetçi Hareket Partisi ile Adalet ve Kalkınma Partisi, son derece seviyeli, açık, net, ülke ve millet menfaatlerini öne alan bir işbirliği yapmışlardır. Millet iradesine saygı göstermiş, adaylarını belirlerken bir pazarlığa girmemiş, ülkenin bekasını esas almışlardır. İşbirliği bir şekilden ibaret değildir. Söz birliği, güç birliği ve gönül birliği ile derinlik kazanmıştır. Parti liderleri son derece samimi ve içten açıklamalarda bulunmuş, kişisel sürtüşmelere izin vermemiş ve işbirliğine en yüksek seviyede sahip çıkmışlardır. Bu sahiplenme doğal olarak teşkilatlara ve parti tabanlarına da yansımıştır. Gelişmeler ve yapılan ölçümler, bu dayanışmanın millette de büyük bir karşılık bulduğunu ve sandığa beklenenin çok üzerinde bir olumlu etkiyle yansıyacağını göstermektedir.

ZİLLETTE ÖLÇÜ YOK

Cumhur ittifakının bu onurlu, kararlı ve samimi duruşu karşısında çaresiz kalan zillet, kelimenin tam anlamıyla yapılan tanıma uygun bir davranış sergilektedir. CHP-HDP ve İP birlikteliği hiçbir ahlaki ölçüyü içinde barındırmıyor. Bir at pazarlığı mantığı ile millet iradesi yok sayılarak en küçük beldeye kadar paylaşım yapılmıştır. Hatta bu pazarlıklar parti teşkilatlarını ve tabanlarını dahi büyük ölçüde rahatsız etmiş, özellikle sosyal medyadan çok çarpıcı değerlendirmeler yer almıştır. CHP’nin HDP’ye teslim olması, İP’e bağlı kalması teşkilatlarında büyük tepki toplamış, televizyonlara çıkan bazı sözcüler bu duruma isyan ederken, parti yönetimini de topa tutmuşlardır. CHP tam bir curcuna içindedir. Şimdiden 1 Nisan için hazırlıklar yapılmakta, parti içi isyanın örgütlenmesi için toplantılar düzenlenmektedir. Genel Başkanlıktan yönetim kademelerine kadar her yer karmakarışıktır ve yarın ne olacağını kimse bilmemektedir.

İZMİR TİYATROSU

CHP’nin İzmir için aday belirleme seansları tam bir tiyatroya dönüşmüştür. İzmir’e gösterilecek adayda, hizmet, samimiyet, gayret, dürüstlük, çalışkanlık ve proje gibi değerler yerine, kime yakın olacağı, kime bağlı kalacağı, şehrin rantını kiminle paylaşacağı gibi özellikler aranmaktadır. Bu garantileri en çok kim verirse, onun aday gösterileceği anlaşılmaktadır. Hizmet ve şehircilik bakımından emsallerinden çok geride kaldığı için CHP zihniyetinden zaten çok rahatsız olan İzmir seçmeninin, bu gelişmeleri ibretle izlediği ve zamanı gelince mutlaka hesabını soracağı kanaatindeyiz. Benzer durumun CHP’nin kendisi için kale olarak gördüğü başka yerlerde de yaşandığını görüyoruz. Milletin aklıyla bu kadar alay edilmesinin, milli iradenin yok sayılmasının elbette bir karşılığı olacaktır ve CHP bu seçimlerde de bir hezimet yaşamaya çok ama çok yakındır.

BEKAYI, PKK’YA TESLİM ETTİLER

Gizli ortak HDP’ye ne verildiği, ne vaatlerde bulunulduğu belli değildir. Kesin olan, HDP’nin zilletin kazanacağı belediyelere yerleşeceği, PKK uzantılarının yeni imkanlar bulacağıdır. Sayın Bahçeli’nin beka sorununa dikkat çekmesinden bu kadar rahatsız olmalarının sebebi budur.Bekayı daha şimdiden PKK uzantılarına teslim etmişlerdir. Diğer taraftan siyasi olarak son seçimini yaşayacak olan İP, belediyeleri giderayak bir ganimet kapısı olarak görmektedir. Birkaç yeri ele geçirip, hem rantını paylaşmak, hem de siyasi kalıntılarını hiç olmazsa buralarda devam ettirmek için çırpınmaktadır. İlkesi olmayanların ülkesine bakışı da son derece sakat ve sıkıntılı oluyor.

MACERAYA İZİN VERİLEMEZ

Türk milleti her şeyin farkındadır. Ülkemiz kritik bir süreçten geçmekte, bekasına yönelik tehdidi bertaraf etmek için olağanüstü bir gayret göstermektedir. Böyle bir süreçte belirsizliğe, maceraya ve özellikle de zillete hiçbir şekilde izin verilemez. Biz milletimize inanıyor ve güveniyoruz. Sağduyunun galip geleceğinden, işin ehline verileceğinden “Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar” denileceğinden eminiz.


google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html