İP Genel Başkanı Meral Akşener: “Ülkenin beka sorunu varmış.
Hadi oradan be. Beka sorunu yaratan sensin. Senin kendinin beka sorunu var.
Yanındaki arkadaşlarının da zeka sorunu var” (Sivas-13 Haziran 2018)
CHP eski milletvekili ve Cumhurbaşkanı aday eskisi Muharrem İnce : “Eğer belediye başkanlığı seçimlerini beka sorunu olarak gören varsa,
buna inanan varsa, işte gerçek beka sorunu odur. O memleket için beka sorunu
olur o. Sadece bir yerel seçimi beka sorunu olarak millete anlatmak olsa olsa
zekâ sorunudur. Bu yaklaşımdan uzak durmamız lazım” (Adana- 18 Ocak 2019)
Meral Akşener, 24 Haziran seçimlerinden 11 gün önce,
Muharrem İnce de daha 1 hafta önce ortak noktada birleşmiş ve “Beka sorunu var
diyenin zeka sorunu var” cümlesini kurmuşlar. Aynı güç odaklarından
beslendikleri için aynı cümleleri kurmaları oldukça doğaldır.
Zaten bunların nasıl bir “beka sorunu” olduğunu terör örgütü
pkk’nın yardım ve yaltakçısı olan HDP’nin sözcüsü Ayhan Bilgen’in
cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir hafta önce “2. Tura kalmaları halinde HDP
olarak oyumuzu Muharrem İnce’ye, yahut Meral Akşener’e vereceğiz” demesinden
anlamanız gerekiyordu. Askerlerimizi, polislerimizi ve masum vatandaşlarımızı
şehit eden terör örgütünün bir uzantısı bunlara niye oy ve destek verir ki?
Çünkü bunlar da HDP’ye bol bol kuyruk salladılar.
Düşünsenize, Atatürk’ün kurduğu ve miras bıraktığı CHP’deki
“Gel bakalım buraya Muharrem” komutuyla hareket eden Muharrem İnce,
cumhurbaşkanı adaylığı için ismi açıklanır açıklanmaz ilk cümlesi “Selahattin
Demirtaş’ı hapiste tutma” olmuş ve koştura koştura, PKK’lı Demirtaş’ın kaldığı
cezaevine gidip başarılar dilemişti. Hakkari’ye gitti “Selo başkan”
sloganlarıyla inleyen miting alanında “Dün hapishanede Sayın Demirtaş’a gittim.
Dedim ki, ‘Selahattin Başkan, sana da başarılar diliyorum’ dedim” şirinliği
yaptı. CHP ve Muharrem İnce, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmaları halinde
pkk’lı Demirtaş’ı “Başkan yardımcısı” yapacaklarına dair sürekli sıcak mesaj
verdiler.
Diğer (Beka-Zeka) dengesini kaybetmiş Cumhurbaşkanı Adayı
Meral Akşener de tüm seçim propagandasını pkk’lı Demirtaş’ın özgürlüğü ve
serbest bırakılması için harcadı. Çıktığı bir televizyon programında “HDP
barajı aşıyorrr aşıyorrr” şeklinde HDP propagandası yaptı. Kendisi ve partisi
sürekli HDP’ye göz kırptı, sempatik ve sevecen mesajlar verdi.
Yani Muharrem İnce ve Meral Akşener gibi HDP ile kol kola
olanlar, pkk’ya şirinlik yapanlar sürekli “Beka sorunu var diyenin zekâ sorunu
var” demektedir.
ABD, Ortadoğu bölgesinde sözde kürdistan’ı kurmak için kime
tonlarca silah yardımı yaptı? Elbette bunların beraber yol yürüdüğü HDP’nin
yardım ve yataklık ettiği terör örgütü pkk’ya…
ABD’nin silah yardımı yaptığı terör örgütü pkk’nın Suriye
kolu ypg’yi, “YPG, terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir
oluşum” şeklinde tarif eden Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’nin Genel
Başkanı, Meral Akşener’in “Allah güç kuvvet versin. Dualarım onunla” dediği
ittifak ortağı değil mi?
Afrin’de 4600 teröristin öldürüldüğü Zeytin DalıOperasyonu’na ilk karşı çıkan Meral Akşener’in, Muharrem İnce’nin partisi ve
HDP olmadı mı?
Terörist hizmetkârı HDP’ye tutuklama, kayyum, gözaltı gibi
darbeler vurulduğunda ilk nasırına basılan Muharrem İnce’nin partisi CHP olmadı
mı?
Vatanımızı bölmeye çalışan, askerimizi, polisimizi şehit
eden pkk’lı alçaklara “Gazetelerine bir bakın. Büyük temizlik operasyonuymuş.
Silip süpürme operasyonuymuş. Siz kimsiniz ya? Kimi nereden süpürüyorsunuz? Bu
toprakların ancak kanalizasyonunu temizlersiniz. Başka da bir şeyi
temizleyemezsiniz. Haklıyız, kazanacağız” şeklinde destek veren Demirtaş gibi
bir teröristin özgürlüğü için çırpınan Muharrem İnce ve Meral Akşener “Beka”
denildiğinde niçin “Zeka” kıtlığı yaşamaktadır?
Beka’nın kelime anlamı “ölümsüzlük, ölmezlik, kalıcılıktır”
ve ülke adına kullanıldığında ise “bir devletin toprak bütünlüğünü, ahdi
hukukunu ve anayasal düzenini iç ve dış tehditlere karşı koruması suretiyle
hayatiyetini devam ettirmesi” olarak tanımlanır.
Tüm bu özetlere baktığımızda CHP, HDP, İP birlikteliği
ülkemiz için bir “BEKA” sorunu olmuyor mu?
15 Temmuz darbe girişimini atlatan Türkiye’de, FETÖ’nün
desteklediği cephe CHP, HDP, İP iken “Beka” sorunu devam etmez mi?
MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli, Muharrem İnce ve
benzerlerine şu tepkiyi vermekte haksız mı? :
Malum zillet korosu hep bir ağızdan soruyor, 31 Mart Mahalli
İdareler Seçimleri’nin bekayla ne ilgisi varmış?
Hezeyan çukuruna düşen zillet neferlerine göre, yerel
seçimler ülke bekası için önemli değilmiş.
İnce ince nifak taşları döşeyen, kıyıda köşede, orada burada
partisinin genel başkanını hedef alan bir zat da, cumhurbaşkanı adaylığında
yaşadığı şok ve hezimeti atlamadığından, ağzından çıkanı kulağı duymayacak bir
noktaya savrulmuştur.
Aklı epey incelmiş bu zavallıya göre, sadece bir yerel
seçimi beka sorunu olarak millete anlatmak olsa olsa zeka sorunuymuş. Bu yaklaşımdan
da uzak durulması lazımmış.
Gerçi gafile kelam, nafile kelamdır, ama yine de biz hak
edene hak ettiği gibi söyleyeceğiz.
Bu ucube zihniyete layık olduğu muameleyi yapacağız.
Vay densiz vay, bekayı zekâ sorunu olarak görmek ancak senin
gibi mankurtların işidir, ancak senin gibi sabah başka akşam başka konuşan
çarkı feleklerin üslubudur.
Zillet beğenmedi, zillet sevinmedi, zillet takdir ve tebrik
etmedi diye bekamızı yok mu sayacağız?
Kaldı ki, CHP-İP-HDP-PKK-FETÖ’den oluşan, arkalarında Türk
düşmanlarının bulunduğu zillet koalisyonu 31 Mart’ı beka görseydi biz
kendimizden şüphe eder, acaba doğru mu yapıyoruz diye kendimizi sorgulardık.
“Zeka ve Beka” denklemini bir türlü kuramayan Muharrem İnce
MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye cevap verirken bile hala “Sayın Bahçeli, hakaret, söylenene haklılık
kazandırmaz. Ben size bir yerel seçimin olası sonuçlarının ülke için beka
sorunu olarak görülmesinin yanlış olduğunu bir kez daha anlatayım. Seçimin
olası sonuçları üzerinden ülke için beka tehlikesi var demek, seçimi yerel
seçim olma gerçekliğinden uzaklaştırır” demektedir.
CHP’nin, HDP ve dolaylı olarak pkk ilişkisi ortada mı?
Ortada…
Doğu ve Güneydoğu’daki HDP’nin elindeki birçok belediyeye
terör örgütüne hizmet taşıdığı için kayyum atandı mı? Atandı.
Şimdi İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana gibi
büyükşehirlerde HDP’nin CHP ve İP ittifakı yanında yer alacağı düşünüldüğünde
Türkiye’nin “Beka” sorunu ortaya çıkmıyor mu? CHP, bu illerde kazandığında HDP
kazanmış olmayacak mı?
İstanbul’da CHP kazandığında, HDP ve pkk’ya çok yakın bir
CHP il başkanıyla o belediyede hangi çevreler kadrolaşacaktır?
Muharrem İnce’nin, Meral Akşener’in “Beka’yı” anlamaları
için önce “Zekâ” sahibi olmaları gerekmektedir. Kendi partileri HDP ve onun
sahibi olan terör örgütü pkk ile yol yürüyorsa bizim zekâmızla oynamaya
kalkmasınlar…
Zekâsı olan “Beka meselesini” gördüğü gibi, CHP, HDP, İP,
FETÖ, PKK birlikteliğinin ne anlama geldiğini de çok iyi bilmektedir.
2M ( Muharrem& Meral) biraz durduğunuz noktanın farkına
varın…
En kısa zamanda da IQ testi yaptırın!
Bekayı, PKK’ya teslim ediyorlar
Milliyetçi Hareket Partisi görkemli bir toplantı ile 31 Mart
yerel seçimlerinde Belediye Başkan adayı olan isimleri açıkladı ve yola
koyuldu. Artık, geri sayım başlamıştır. Türk milletinin en doğru kararı
vereceğinden hiçbir endişemiz yoktur. Bunun için de bilgilendirmenin doğru
yapılması, zihin bulandırma, yalan ve iftira kampanyalarının boşa çıkarılması
ve zilletin gerçek yüzünün ifşa edilmesi şarttır.
SÖZ BİRLİĞİ GÜÇBİRLİĞİ
Şu ana kadar yaşananlar, söylenenler ve yapılanlar dahi, bir
fikir edinmek ve doğru karara ulaşmak için yeterlidir. Cumhur ittifakını
oluşturan Milliyetçi Hareket Partisi ile Adalet ve Kalkınma Partisi, son derece
seviyeli, açık, net, ülke ve millet menfaatlerini öne alan bir işbirliği
yapmışlardır. Millet iradesine saygı göstermiş, adaylarını belirlerken bir
pazarlığa girmemiş, ülkenin bekasını esas almışlardır. İşbirliği bir şekilden
ibaret değildir. Söz birliği, güç birliği ve gönül birliği ile derinlik
kazanmıştır. Parti liderleri son derece samimi ve içten açıklamalarda bulunmuş,
kişisel sürtüşmelere izin vermemiş ve işbirliğine en yüksek seviyede sahip
çıkmışlardır. Bu sahiplenme doğal olarak teşkilatlara ve parti tabanlarına da
yansımıştır. Gelişmeler ve yapılan ölçümler, bu dayanışmanın millette de büyük
bir karşılık bulduğunu ve sandığa beklenenin çok üzerinde bir olumlu etkiyle
yansıyacağını göstermektedir.
ZİLLETTE ÖLÇÜ YOK
Cumhur ittifakının bu onurlu, kararlı ve samimi duruşu
karşısında çaresiz kalan zillet, kelimenin tam anlamıyla yapılan tanıma uygun
bir davranış sergilektedir. CHP-HDP ve İP birlikteliği hiçbir ahlaki ölçüyü
içinde barındırmıyor. Bir at pazarlığı mantığı ile millet iradesi yok sayılarak
en küçük beldeye kadar paylaşım yapılmıştır. Hatta bu pazarlıklar parti
teşkilatlarını ve tabanlarını dahi büyük ölçüde rahatsız etmiş, özellikle
sosyal medyadan çok çarpıcı değerlendirmeler yer almıştır. CHP’nin HDP’ye
teslim olması, İP’e bağlı kalması teşkilatlarında büyük tepki toplamış,
televizyonlara çıkan bazı sözcüler bu duruma isyan ederken, parti yönetimini de
topa tutmuşlardır. CHP tam bir curcuna içindedir. Şimdiden 1 Nisan için
hazırlıklar yapılmakta, parti içi isyanın örgütlenmesi için toplantılar
düzenlenmektedir. Genel Başkanlıktan yönetim kademelerine kadar her yer
karmakarışıktır ve yarın ne olacağını kimse bilmemektedir.
İZMİR TİYATROSU
CHP’nin İzmir için aday belirleme seansları tam bir
tiyatroya dönüşmüştür. İzmir’e gösterilecek adayda, hizmet, samimiyet, gayret, dürüstlük,
çalışkanlık ve proje gibi değerler yerine, kime yakın olacağı, kime bağlı
kalacağı, şehrin rantını kiminle paylaşacağı gibi özellikler aranmaktadır. Bu
garantileri en çok kim verirse, onun aday gösterileceği anlaşılmaktadır. Hizmet
ve şehircilik bakımından emsallerinden çok geride kaldığı için CHP
zihniyetinden zaten çok rahatsız olan İzmir seçmeninin, bu gelişmeleri ibretle
izlediği ve zamanı gelince mutlaka hesabını soracağı kanaatindeyiz. Benzer
durumun CHP’nin kendisi için kale olarak gördüğü başka yerlerde de yaşandığını
görüyoruz. Milletin aklıyla bu kadar alay edilmesinin, milli iradenin yok
sayılmasının elbette bir karşılığı olacaktır ve CHP bu seçimlerde de bir
hezimet yaşamaya çok ama çok yakındır.
BEKAYI, PKK’YA TESLİM ETTİLER
Gizli ortak HDP’ye ne verildiği, ne vaatlerde bulunulduğu
belli değildir. Kesin olan, HDP’nin zilletin kazanacağı belediyelere
yerleşeceği, PKK uzantılarının yeni imkanlar bulacağıdır. Sayın Bahçeli’nin
beka sorununa dikkat çekmesinden bu kadar rahatsız olmalarının sebebi
budur.Bekayı daha şimdiden PKK uzantılarına teslim etmişlerdir. Diğer taraftan
siyasi olarak son seçimini yaşayacak olan İP, belediyeleri giderayak bir
ganimet kapısı olarak görmektedir. Birkaç yeri ele geçirip, hem rantını
paylaşmak, hem de siyasi kalıntılarını hiç olmazsa buralarda devam ettirmek
için çırpınmaktadır. İlkesi olmayanların ülkesine bakışı da son derece sakat ve
sıkıntılı oluyor.
MACERAYA İZİN VERİLEMEZ
Türk milleti her şeyin farkındadır. Ülkemiz kritik bir
süreçten geçmekte, bekasına yönelik tehdidi bertaraf etmek için olağanüstü bir
gayret göstermektedir. Böyle bir süreçte belirsizliğe, maceraya ve özellikle de
zillete hiçbir şekilde izin verilemez. Biz milletimize inanıyor ve güveniyoruz.
Sağduyunun galip geleceğinden, işin ehline verileceğinden “Beka İçin Milli
Karar, Cumhur İçin İstikrar” denileceğinden eminiz.