BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

20 Temmuz 2018 Cuma

Yahudi ulus devletinin perde arkası

SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ & UNUTMAYIN TEK GELİR KAYNAĞIMIZ REKLAMLAR & SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ

Tamer Ashraf
İsrail Parlamentosunda kabul edilen ‘yahudi ulus devleti’ yasasının görünen yüzü Filistinliler için ikinci Nekbe demek. Irkçı yasanın bir de yazılı olmayan maddeleri var. İşte asıl felaket orada üstü örtülü şekilde duruyor.
Yazılı maddelerle başlayalım, hepsi ırkçı.
-İsrail artık bir Yahudi devletidir.
-Tek resmi dil İbranice.
-Kudüs İsrail’in başkentidir.
-Dünyadaki tüm Yahudiler İsrail’e yani Filistin topraklarına yerleşebilir.
-Bundan sonra hukukta Tevrat kullanılacak.
-Kudüs ve Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim birimleri meşrulaşacak.

İsrail Filistin topraklarındaki işgal devletini 14 Mayıs 1948’de kurmuştu.

Filistinliler o günü Nekbe yani felaket günü olarak kabul etti.
Dün kabul edilen yasa Filistinlilerin ikinci Nekbe’sidir.
Yasa İsrail Parlamentosunda kabul edildi.
Orada 13 de Filistin asıllı milletvekili vardı.
Onlar yasaya şiddetle karşı çıktı.
Peki kim bunlar. İsrail madem Filistinlileri bu kadar eziyor, bir Filistinli nasıl oluyor da İsrail parlamentosuna seçilebiliyor, diye soranlar olabilir.
Filistinlilerin nüfusu 6 milyondan fazla.
Bir o kadar da 1948’de sürgün edilenlerin torunları olan ve bugün Ürdün, Lübnan ile Suriye’de mülteci olan Filistinliler var.

Yahudi Ulus Devletinin Perde Arkası

Filistin’dekiler ise 4 ayrı toprak parçasında yaşam mücadelesi vermekte.
Kudüs, Gazze ve Batı Şeria’dalar.
Bir de 48 şehirleri var.
Yafa, Hayfa, Akka, Berşeba, Umm Fahm, Ramle gibi İsrail haritasında kalan şehirler.
Buralarda yaklaşık 2 milyon Filistinli bulunuyor.
Onlar 1948’deki sürgün döneminde İsrail işgal devleti kurulurken evlerinde kalmayı başaran Filistinlilerin çocukları ve torunları.
Bu Filistinliler aynı zamanda İsrail vatandaşı.
Gazze, Batı Şeria ya da Kudüs’tekilere oranla daha şanslı gibi görünseler de tamamen ikinci sınıf insan konumundalar.
İsrail onlara ‘Filistinli’ bile demiyor, ‘İsrailli Arap’ ifadesini kullanıyor.
İşte o Filistinlilerden 13’ü Filistinlilerin oylarıyla seçilebiliyor.
Ama bu yeni yasa tüm bu hakların Filistinlilerin elinden alınmasına yol açacak.
İsrail ‘Arap’ dediği o Filistinlileri bu yasayla zorla Siyonist ordusunda asker yapmaya kalkacak.
Yahudi şeriatına biat etmeyen Müslüman Filistinliler, vatandaşlıktan çıkarılacak, evlerine, arazilerine el konulacak, hepsi sürgün edilecek.
Kudüs ve Batı Şeria’da yıllardır devam eden toprak gaspı bu yasayla birlikte 48 şehirlerinde de olacak.
Yani Filistinlilerin Filistin topraklarındaki varlığının imhası hızlanarak, 4 koldan devam edecek.

Yahudi yasasının yazılı olmayan maddeleri neler?

Kudüs’ün başkent ilan edilmesi, ABD’nin Kudüs’te büyükelçilik açması ve Yahudi Ulus Devleti yasasının kabul edilmesi. Son 6 ayda ki bu 3 gelişme spontane değil birbirleriyle bağlantılı.
Üçü de ABD, İsrail, BAE ve Mısır’ın içinde bulunduğu  “Yüzyılın anlaşması” diye adlandırılan projenin parçaları.
Bu anlaşmayla Filistinliler Gazze’den bile çıkarılarak, Sina’ya göçe zorlanacak.

Abbas'da İşin İçinde

Anlaşmanın bir tarafında maalesef Filistin Devlet Başkanı Abbas da var.
İsrail Gazze’yi abluka altında tutarken, Abbas yönetimi de aylardır Gazze’deki memurların maaşını ödemeyerek, Gazze’nin elektrik faturalarını ödemeyerek, Gazze’deki Filistinlilere ambargo uyguluyor.
Gazze Filistin direnişinin merkezi. Tüm amaç Gazze’ye biat ettirmek, bu nedenle İsrail Abbas yönetimi üzerinden de Gazzelileri cezalandırıyor.
Haziran ayında “Gazze Filistin yönetimine bağlı bu nedenle İsrail gibi Gazze’ye yaptırım uygulayamazsınız, Gazze’deki memurların maaşlarını ödeyin” diye Ramallah’ta gösteri yapan Filistinliler bizzat Abbas’ın adamları tarafından dövülerek, göz altına alınmışlardı.

Yahudi Yasası İle Filistin diye Biryer olmayacak

Projeye göre Yahudi yasalarını kabul etmeyen İsrail vatandaşı olan Filistinliler 48 şehirlerinden çıkarılacak.
Kudüs’te bir Filistinli bile bırakılmayacak.
Batı Şeria toprakları zaten 3’e bölünmüştü, yüzde 70’e yakını İsrail kontrolünde tutuluyordu şimdi tamamı İsrail haritasına eklenecek.

Geriye bir tek Gazze kalıyor.



Filistinliler ‘uslu çocuk’ olmayı kabul ederse, Kudüs ve Batı Şeria’dan sürgün edilenler Gazze’ye gönderilecek, Gazze Sina çölü ile birleştirilip yıllardır konuşulan iki devletli çözüm adı altında çölün ortasında Filistinlilere sözde bir devlet verilecek. Yani Filistin toprağı diye bir şey kalmayacak.
İşte bu nedenle Filistinliler 30 Mart’tan bu yana Büyük Dönüş Yürüyüşü adını verdikleri direnişe ısrarla devam ediyorlar.
Filistin: “Yahudi ulus devlet” yasası kabul edilemez
FKÖ Genel Sekreteri Saib Ureykat, Yahudi ulus devlet” yasa tasarısının onaylanmasına “etnik temizliğe hazırlık adımı” ifadesiyle tepki gösterdi.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Saib Ureykat, İsrail devletini, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlayan ve tüm Yahudilerin İsrail’e dönme hakkı olduğunu vurgulayan “Yahudi ulus devlet” yasa tasarısının onaylanmasını, “etnik temizliğe hazırlık adımı” şeklinde değerlendirdi.
Ofisinden yapılan yazılı açıklamada Ureykat’ın, Ramallah kentinde Fransa Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Jerome Bonnafont ile bir araya geldiği belirtildi.
Görüşmenin detaylarının verildiği açıklamaya göre Ureykat, yasanın, Doğu Kudüs’ün de dahil olduğu Batı Şeria’yı İsrail’e ilhak etmek ve Gazze’de ayrı bir devlet kurmak şeklindeki İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun planını destekler nitelikte olduğunu belirtti.
Yasanın Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmeleri ve uluslararası kanunlara aykırı olduğunu kaydeden Ureykat, “Irkçılığı yasalaştıran bir devletin, BM’nin de içinde bulunduğu uluslararası kurum ve kuruluşlara üyeliği nasıl devam edebilir?” ifadesini kullandı.
Ureykat, 1967 sınırlarında iki devletli çözüme bağlı olduklarını vurguladı.
“Yahudi ulus devlet” yasa tasarısına ilişkin oylama sabah erken saatlerde yapılarak, 55 “hayır” oyuna karşılık 62 “evet” oyuyla meclisten geçmişti.

Yahudi Ulus Devlet Yasa Tasarısı

İsrail’in bir anayasası olmadığı için devletin anayasası mesabesindeki “temel kanunlarının” içine girecek olan yasayla İsrail devleti, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlanıyor.
Halihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ayrımcı politikaları yasayla hükme bağlayacak tasarıyla, Arapça resmi dil olmaktan çıkacak ve ülkenin tek resmi dili İbranice olacak. Bununla birlikte tasarının en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında şu hükümler yer alıyor:
“Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir, İsrail bir Yahudi devletidir, İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanıdır, hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatı referans alınacaktır, dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail’e dönme hakkı vardır, Yahudilerin dini günleri resmi tatil sayılacaktır ve İsrail’in başkenti Kudüs’tür.”
Yasa tasarısında yer alan bir diğer madde olan “Tüm İsrail vatandaşları eşit haklara sahiptir” hükmünün ise diğer maddelerle çeliştiği, göstermelik olduğu belirtiliyor ve uygulamada bir anlam ifade etmeyeceği kaydediliyor.
Tasarıda, “İsrail, tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi ana vatanıdır” denilerek Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve hakları da görmezden gelinmiş oluyor.
İsrail dünyanın değişik bölgelerinde bulunan Yahudileri İsrail’e gelip yerleşmeye teşvik ederken, 1948’de vatanlarından sürdüğü Filistinlilere geri dönme hakkını tanımayı ise reddediyor.

 “İsrail, Apartheid rejimi olduğunu teyit etti”

Bu kanunla beraber özgürlükler üzerinde gerilimin artacağına, örgütlenme ve siyasal yapılanma konusunda Filistinlilere kısıtlamaların olabileceğini belirten Şeyh Hatib, “İbranice resmi dil, Arapça da özel dil muamelesi görecek. İsrail’in Yahudi devleti sayılması da Filistinli vatandaşların ikinci sınıf vatandaş sayılması ve hiçbir hakka sahip olamayacağı anlamına geliyor. Halbuki Arapça bu toprakların asıl dili, Filistinliler de bu ülkenin asli unsurlarıdır.” dedi.
Şeyh Hatip, İsrail’in Apartheid (Irkçı, ayrımcı devlet) rejimi olduğunu bu kanunla teyit ettiğini belirterek, “İsrail eskiden beri bir Apartheid rejimi olarak varlığını sürdürüyordu, şimdi bu kanunla da bu Apartehid rejimi olduğunu pekiştirmiş oldu.” ifadelerini kullandı.
Filistinli mültecilerin ana vatanlarına geri dönmesini engelleyen İsrail’in dünyadaki Yahudilere kapılarını açtığını belirten Şeyh Hatip, “Bu kanun, dünyanın dört bir tarafından İsrail’e Yahudi göçünün önünü açarken, Filistinlilerin kendi vatanlarına, kendi ülkelerine dönmesini engelliyor.” şeklinde konuştu.
“Yahudi Ulus Devlet yasası Batı Şeria’yı da hedef alıyor”
Öte yandan İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden İsrail parlamentosundaki Ortak Arap Listesi Bloku Milletvekili Mesud Ganayim de AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yahudi Ulus Devlet yasasının sadece İsrail vatandaşı Filistinlileri hedef almadığını bilakis işgal altındaki Batı Şeria’yı da hedef aldığını söyledi.
Milletvekili Ganayim, İsrail devletini, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlayan ve tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı olduğunu vurgulayan "Yahudi ulus devlet" yasanın tam olarak, ‘İsrail devletini’ değil ‘İsrail topraklarını’ vatan olarak öngördüğünü ve tam olarak “İsrail toprakları (Tarihi Filistin topraklarının tamamı) Yahudi halkının tarihi vatandır.” cümlesinden oluştuğunu ifade etti.
Kanunun İsrail topraklarının sınırlarını belirtmediğini, dolayısıyla ‘İsrail devleti’ yerine ‘İsrail toprakları’ söyleminin kullanıldığını belirten Ganayim, Tarihi Filistin topraklarının tamamı yani Batı Şeria da dahil olmak üzere tüm bölgeyi hedef aldığını vurguladı.
Ganayim, başta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu olmak üzere İsrailli yetkililerin geçen yıllar boyunca Batı Şeria’yı da İsrail’in bir parçası olarak gördüklerini deklare ettiklerini hatırlatarak, “Kanunu tasarlayan ve onaylayan sağcı milletvekillerine göre, Batı Şeria da İsrail’in bir parçası. Bu gizli bir şey değil zaten, her açıklamalarında dile getiriyorlar.” dedi.
Kanunun İsrail’in Filistinli vatandaşlardan temizlenmesini öngören kanunun apartheid rejimini kökleştirdiğini ve ayrımcılığı arttıracağını belirten Ganayim, “Bu kanun İsrail’in 1948’den beri izlediği politikaları meşrulaştırıyor ve Filistinli vatandaşları ikinci sınıf görüyor.” ifadelerini kullandı.
Ganayim, kanun metninde tek bir defa dahi “demokrasi” veya “eşitlik” kelimelerinin olmadığını belirterek, “Bu kanun bizim yıllarca buradaki demokrasinin sadece Yahudiler için geçerli olduğu şeklindeki sözlerimizi teyit ediyor. İsrail demokrasi söylemini sadece Araplara karşı işlediği suçları örtmek için bir örtü olarak kullanıyordu.” dedi.
Uluslararası topluma İsrail’e karşı harekete geçme çağrısı yapan Ganayim, Ortak Arap Listesi Bloku olarak da kanunun iptal edilmesi için gerekli çalışmaları yürüttüklerini ve gerekirse İsrail Yüksek Mahkemesi’ne başvurabileceklerini söyledi.
Muhalefetin karşı çıktığı, İsrail devletini, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlayan ve tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı olduğunu vurgulayan "Yahudi ulus devlet" yasa tasarısına ilişkin oylama sabah erken saatlerde yapılarak, 55 "hayır" oyuna karşılık 62 "evet" oyuyla meclisten geçmişti.

Yahudi ulus devlet yasa tasarısı



İsrail'in bir anayasası olmadığı için devletin anayasası mesabesindeki "temel kanunlarının" içine girecek olan yasayla İsrail devleti, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlanıyor.
Halihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ayrımcı politikaları yasayla hükme bağlayacak tasarıyla, Arapça resmi dil olmaktan çıkacak ve ülkenin tek resmi dili İbranice olacak. Bununla birlikte tasarının en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında şu hükümler yer alıyor:
"Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir, İsrail bir Yahudi devletidir, İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi ana vatanıdır, hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatı referans alınacaktır, dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı vardır, Yahudilerin dini günleri resmi tatil sayılacaktır ve İsrail'in başkenti Kudüs'tür."
Yasa tasarısında yer alan bir diğer madde, "Tüm İsrail vatandaşları eşit haklara sahiptir." hükmünün ise diğer maddelerle çeliştiği, göstermelik olduğu belirtiliyor ve uygulamada bir anlam ifade etmeyeceği kaydediliyor.
Tasarıda "İsrail tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi ana vatanıdır" denilerek Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve hakları da görmezden gelinmiş oluyor.
İsrail dünyanın değişik bölgelerinde bulunan Yahudileri İsrail'e gelip yerleşmeye teşvik ederken, 1948'de vatanlarından sürdüğü Filistinlilere geri dönme hakkını tanımayı ise reddediyor.

Mısır'ın uzlaşı teklifinin detayları belli oldu

Mısır tarafından sunulan ve en geç 5 hafta içinde ulusal birlik hükümeti kurulmasını da öngören Filistin uzlaşı teklifi, 4 aşama ve 10 maddeden oluşuyor.
Filistin'deki bölünmüşlüğü sona erdirmeyi amaçlayan Mısır'ın uzlaşı teklifinin 4 aşama ve 10 maddeden oluştuğu bildirildi.
AA muhabirinin siyasi bir kaynaktan edindiği bilgiye göre, Hamas'ın kabul ettiğini açıkladığı Filistin uzlaşısına dair Mısır'ın sunduğu teklifin detayları ortaya çıktı.
Uygulaması yaklaşık iki aya yayılan Kahire'nin teklifi toplam 4 aşama ve 10 maddeden oluşuyor.
Gazze'ye uygulanan cezai yaptırımlar ivedilikle kaldırılmalı
Bir haftada uygulanması planlanan ilk aşamada, Gazze'ye uygulanan cezai yaptırımların ivedilikle kaldırılarak, memur maaşlarının tamamen ödenmesi ve bakanlıkların Gazze'deki işletme bütçelerinin ödenmesi ve elektrik santrallerine vergisiz yakıt sağlanması konuları çözüme kavuşturulacak.
İdari ve hukuki komisyonun uzlaşıyla almış olduğu karar uygulanıncaya dek, mevcut yapıda herhangi bir değişiklik yapılmaksızın, bakanlar bakanlıklarına dönüş yapacak.
İlk aşamanın son maddesinde ifade edildiği üzere en fazla 5 hafta içinde tamamlanmış olmak kaydıyla ulusal uzlaşı hükümetini kurma görüşmelerine başlanacak.
Hamas, sınır kapılarındaki engellemelere son vermeli
Üç hafta sürmesi planlanan ikinci aşamada da komisyon, Filistin'deki taraflara ve hükümete uygulamaya geçilmesi için yürüttüğü çalışmaların sonuçlarını teslim edecek. Bu arada maaş politikası, Batı Şeria ve Gazze'deki tüm memurlara uygulanacak. Bu aşamanın üçüncü maddesine göre Hamas Hareketi, Gazze'de kendi atadığı güvenlik memurlarının maaşlarını ayırarak, vergilerden kalanını Filistin hükümetine teslim edecek. Bu aşamanın son maddesindeki sınır kapılarına ilişkin verilen teklifte, Hamas'ın, İsrail ve Mısır'la olan Gazze sınır kapılarındaki engellemelerinin kaldırılması gerektiği belirtiliyor.
Teklifin üçüncü aşamasının ilk maddesi, yaklaşık bir ay sürmesi planlanan konular arasında Mısır'ın gözetiminde Batı Şeria ve Gazze'den güvenlik komisyonlarının bir araya gelerek güvenlik konuları ve uygun mekanizmaların kurulması yönünde çalışmalar yapılmasını içeriyor.
Yargı ve Filistin topraklarının yönetimine bakan kurumların birleştirilmesi
İkinci maddede ise her iki taraftaki yargı ve Filistin topraklarının yönetimine bakan kurumların birleştirilmesine dair Hamas ve Fetih tarafından uzmanların bir araya gelerek çalışmalar yapması isteniyor. Taraflar bu konuya ilişkin görüşmeleri de yine Mısır'ın gözetiminde yürütecek.
Mısır'ın uzlaşı teklifinde sunduğu konuların son aşamada tek madde altında toplandığı görülüyor.
Buna göre Mısır'ın başkenti Kahire'de toplanacak Filistin Kurtuluş Örgütünün Geliştirme ve Aktivasyon Komisyonu, 2011'deki anlaşmada geçen konuların icrası için uygun mekanizmanın kurulması üzerine çalışmalarda bulunacak.
Söz konusu anlaşmaya göre Ulusal Meclis, seçimler, yasama meclisi, Batı Şeria ve Gazze'deki toplumsal uzlaşı, kamu özgürlüklerine ilişkin konular ele alınacak.
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin ofisinden bugün yapılan açıklamada, Heniyye'nin, Mısır İstihbarat Başkanı Abbas Kamil'i telefonla aradığı ve Hamas'ın geçen hafta Mısır tarafından sunulan Filistin uzlaşı önerisini kabul ettiğini ilettiği belirtilmişti.
Gazze'de yönetimi 2007'de devralan Hamas, Batı Şeria'daki Filistin hükümetinin Gazze'deki memurlardan işe gitmemelerini istemesi üzerine yaklaşık 40 bin memur atamıştı.

"Memur maaşları dosyası" Hamas ile Fetih arasında geçen yıl 12 Ekim'de, Filistin'deki bölünmüşlüğü bitirme amacıyla imzalanan son uzlaşı anlaşmasında da aksaklıklara neden olmuştu.

google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html