Hükümet ortağı olduğu 2002'de, AK Parti'yi iktidara taşıyan genel seçimin yapılmasını isteyen Devlet Bahçeli, bu yıl da erken seçim isteyerek siyasetin seyrini değiştirdi. İşte Bahçeli'nin 16 yılda siyasete yön veren kararları..
24 Haziran'da gerçekleşen erken seçimin sonucunda Erdoğan, Türkiye'nin ilk yürütme yetkisine sahip cumhurbaşkanı seçilirken Cumhur İttifakı TBMM'de çoğunluğu sağladı. MHP de Meclis'teki sandalye sayısını artırırken Bahçeli'nin son 16 yılda Türk siyasetine yön veren kararlarını BBC derledi.
Hükümet ortağı olduğu 2002'de, AK Parti'yi iktidara taşıyan
genel seçimin yapılmasını isteyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu yıl da
beklenmedik şekilde erken seçim çağrısı yaptı. Hemen ertesi gün Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan 24 Haziran'da erken seçime gidileceğini duyurdu.
2002'DE KOALİSYON BİTTİ AK PARTİ İKTİDARA GELDİ
Devlet Bahçeli, 1999 seçimlerinde DSP ve ANAP'la kurulan
koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı.
Koalisyon hükümetinde ilk kırılma, 13 Şubat 1999'da Abdullah
Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirilmesinden sonra "idam
tartışması" ile başladı.
ÖCALAN'IN İDAM CEZASI İÇİN DİRETTİ
Avrupa Birliği müzakere süreci nedeniyle Türkiye idam
cezasını kaldırmaya hazırlanırken, Bahçeli Öcalan'ın idamı için diretti ancak
dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in yoğun çabaları sonucu göstermelik olarak
idam cezası verilse de bu sonra bu ceza müebbete çevrildi.
Koalisyon idam tartışması sınavını verse de, görünür
gerekçesi, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Bülent Ecevit'e anayasa
kitapçığı fırlatması olan 2001 ekonomik krizi ve arkasından da Mayıs 2002'de
Ecevit'in artan sağlık sorunları koalisyon için sonun başlangıcını hazırladı.
Tartışmaların DSP içine de yansımasıyla Temmuz ayı içinde
DSP grubunun sayısı, Ecevit'in görevden çekilmemesine tepki gösteren
milletvekillerinin istifasıyla yarı yarıya düşmüştü.
Bu gelişmeler sırasında koalisyon hükümetinin ikinci büyük
ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 7 Temmuz 2002 günü, partisinin
Bursa'nın Keles ilçesinde düzenlediği 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda
yaptığı açıklamada 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçim yapılmasını istedi.
16 Temmuz 2002'de koalisyon hükümetini oluşturan üç partinin
genel başkanları arasında yapılan zirve toplantısında 3 Kasım'da erken seçim
yapılması kararı alındı ve bu karar TBMM'de 31 Temmuz 2002'de onayladı.
Türkiye, böylece 3 Kasım'da 16 yıldır iktidarda olan AK
Parti iktidarıyla tanıştı.
2007'DE ABDULLAH GÜL'E CUMHURBAŞKANLIĞI YOLUNU AÇTI
Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın karşısına aday çıkma olasılığı ve
KHK'lare yönelik eleştirileri nedeniyle bugün sert sözlerle eleştirdiği 11.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e 2007'de Cumhurbaşkanlığı yolunu açan isim oldu.
Anayasa Mahkemesi cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda
Genel Kurul'da 367 milletvekilinin bulunması gerektiği yönündeki kararı sonrası
Köşk seçimi yapılamayınca genel seçime gidildi.
Barajı aşarak Meclis'e giren MHP'nin lideri Bahçeli seçimden
kısa süre sonra yaptığı açıklamada, "Eğer konu Anayasa Mahkemesi'nin son
kararına göre 367 sayısı açısından değerlendiriliyorsa MHP cumhurbaşkanlığı seçiminde
orada olacaktır" dedi.
MHP'nin Genel Kurul'daki oylamaya katılma kararı, Gül'e o
zaman Cumhurbaşkanlığı'na temsil eden Çankaya Köşkü'nün yolunu açtı.
Gül, 28 Ağustos 2007'de 11. Cumhurbaşkanı seçildi.
2015'TEKİ HÜKÜMETİ REDDETTİ YİNE AK PARTİ KAZANDI
AK Parti hükümeti, 7 Haziran 2015'de yapılan genel
seçimlerde, iktidara geldiği 2002 seçimlerinden sonra ilk kez, tek başına
hükümet kuracak oy oranına ulaşamadı.
Devlet Bahçeli, daha resmi sonuçlar açıklanmadan, 7 Haziran
akşamı kendisinin "hiçbir hükümet formülü içinde olmayacağını" ilan
edip, kendilerine "ana muhalefet görevi verilmesini" talep etti.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle, dönemin
başbakanı ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu koalisyon için arayışlara
başladı.
Kapısı çalınan Bahçeli, AK Parti'nin koalisyon teklifini
reddederken, koalisyon formülleri de önerdi.
Bahçeli, "Birinci koalisyon modeli, baştan bu yana
birliktelikleri devam eden AK Parti-HDP arasında olması lazımdır. 2. bir
koalisyon modeli. AK Parti-CHP ve HDP" diyerek, bir kez daha hiçbir
hükümet formülünde yer almayacağını ilan etti.
AK Parti'nin ilk istediği formül olan "AK Parti-MHP
koalisyonu"nun olmayacağı anlaşılınca, Erdoğan'ın hiç istemediği formül
olan "AK Parti ile CHP koalisyonu" konusunda günlerce görüşmeler
sürdü ancak sonuçsuz kaldı.
Erdoğan CHP'ye hükümeti kurma görevi vermeyince, geçici
hükümet kurularak 1 Kasım 2015'te erken seçim kararı alındı.
Temmuz 2015'de PKK'nin çözüm sürecini bitirdiğini açıklaması
ve arkasından Ankara, İstanbul gibi büyük kentlerde yaşanan ve onlarca insanın
yaşamını yitirdiği IŞİD ve PKK saldırıları ülkede büyük bir kaos ortamı
yarattı.
"Güven" arayışındaki seçmen yüzde 49,5 oyla AK
Parti'yi bir kez daha tek başına iktidara taşıdı.
2016'DAKİ ÇIKIŞIYLA PARLEMENTER SİSTEMİN SONUNU HAZIRLADI
Devlet Bahçeli 15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişimi
sonrasında yapılan Yeni Kapı Mitingi'ne katılarak iktidara koşulsuz destek
açıkladı.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra gündeme
getirdiği Başkanlık Sistemi'ne karşı olan Bahçeli, 15 Temmuz'dan sonra ise
tutum değiştirdi. 11 Ekim 2016'da grup toplantısında yaptığı
"sürpriz" açıklamayla, AK Parti'ye, dolayısıyla Erdoğan'a
"başkanlık önerisini Meclis'e sunması" çağrısı yaptı.
Bahçeli, "Fiili duruma hukuki boyut kazandırmak
gerek" diyerek başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi. Bundan
sonraki süreç hızla ilerledi,
Ocak 2017'de adına iki partinin "cumhurbaşkanlığı
hükümet sistemi" dediği, "Türkiye tipi başkanlık sistemini"
içeren anaysa değişikliği TBMM'den geçti.
Referandum aralığında kabul edilen değişiklik 16 Nisan 2017'de
halkoylamasına sunuldu.
Bahçeli, anayasa referandumda "Evet" diyeceklerini
açıkladı ve anayasa değişikliği yüzde 51,4 "Evet" oyuyla kabul
edildi.
Bahçeli, Türkiye'de "sistem değişikliği"nde de
kilit rol oynadı.
MUHALEFETTEN CUMHUR İTTİFAKI'NA
15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesi Erdoğan'a en sert
eleştiriler yönelten, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'a karşı, CHP ile
birlikte çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleyen Bahçeli, darbe girişimi
sonrasında başlayan başkanlık anayasası ortaklığını, yine kritik bir hamle ile
"ittifaka" taşıdı.
Anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin ardından Türkiye
gündemine erken seçim tartışması girdi.
Bahçeli, 8 Ocak 2018'de medya temsilcilerine partisinin
cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceğini ve Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıkladı.
Yapılacak uyum yasaları düzenlemesi ile önce yüzde 10'luk seçim barajının
düşürülmesini talep eden Bahçeli, Erdoğan'la yaptığı görüşmeler sonrasında
ittifak yapabileceklerini açıkladı ve bunun "cumhur ittifakı" olabileceğini
bildirdi.
AK Parti'den de olumlu yanıt gelince, siyasi partilerin
isimlerinin oy pusulalarında yer alacağı resmi ittifak düzenlemesi TBMM'de
kabul edildi.
Düzenleme, ittifak yapan siyasi partilerden birinin yüzde
10'un üzerinde oy alması halinde "barajı geçmiş sayılacağı" hükmü
içerdiği için, Bahçeli partisini TBMM'ye sokmayı da garantilemiş oldu.
2018'DE BİR KEZ DAHA ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI
Devlet Bahçeli, son kritik çıkışını da yine partisinin grup
toplantısında ve 16 Nisan 2017 referandumunun yıldönümünden bir gün sonra
yaptı.
Tıpkı 2002'de olduğu gibi, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili
genel seçimlerine yaklaşık 1,5 yıl kala, seçimlerin 26 Ağustos 2018'e alınması
çağrısında bulundu.
Bahçeli'nin bu kararında, Mart 2019'da yapılacak olan yerel
seçimlerden çıkabilecek olumsuz sonuç ve AK Parti ile seçim kampanyası
sürecinde tabanda yaşanabilecek kırılmaların yaklaşık 7 ay sonra yapılacak olan
genel seçim ittifakına "olumsuz yansıyabileceği" endişesinin yattığı
belirtiliyordu.
MHP beklentilerin aksine seçimden sandalye sayısını
artırarak çıkmayı başardı.
24 Haziran'da gerçekleşen erken seçimin sonucunda Erdoğan,
Türkiye'nin ilk yürütme yetkisine sahip cumhurbaşkanı seçilirken MHP de kesin
olmayan sonuçlara göre Meclis'teki sandalye sayısını 35'ten 50'ye çıkardı ve
Cumhur İttifakı TBMM'de çoğunluğu sağladı.
Kesin olmayan sonuçlara göre AK Parti'nin 293
milletvekiliyle temsil edileceği Meclis'te çoğunluğu bulunmayacak. Bu yüzden AK
Parti yeni dönemde TBMM'de yasa çıkarmak için MHP'nin desteğine ihtiyaç
duyacak.