Irak işgali sonrası Barzani'yi Barzani yapan ABD ve AKP
ikilisi olmuştur. Eğer bugün Barzani Irak'ın kuzeyinde bağımsız bir kürdistan
hayalleri kurabiliyorsa bunun en büyük sorumlusu ABD ve AKP'dir.
AKP geçtiğimiz yıllarda Barzani'yi çok şımartmış, çok yüz
vermiş ve bağımsız kürdistan kurma hayalini güçlendirmiştir. Barzani
"Bağımsız kürdistan kuracağız" dedikçe önüne kırmızı halılar
serilmiş, PKK'yı kendi hâkimiyetinde olan topraklarda koruyup-besledikçe hiçbir
ciddi uyarı almamıştır.
Buna rağmen bazı AKP'liler "Barzani PKK'ya karşı
mücadele ediyor" aldatmacasına sarılarak ilişkilerini sürdürdü. Sanki
Türkiye'nin Kandil operasyonunda Barzani Türkiye'ye yardımcı olmuş,
teröristleri teslim etmiş gibi bu yönde propagandalar yaptılar. Oysa PKK'nın en
büyük kampı olan Kandil, Barzani'nin kontrolünde olan bölgededir. Kandil'in
yolu vardır, suyu vardır, elektriği vardır. Hepsi de Barzani onaylıdır.
Teröristler bu onayla birlikte beslenmektedir.
Barzani'nin PKK kamplarına gidip teröristlere verdiği moral
görüntüleri sosyal medyada izlenme rekorları kırarken, Barzani'yi hala dost
görmek gerçekten büyük bir ihanettir. Ne hikmetse Barzani dendiğinde AKP'nin
de, CHP'nin de, HDP'nin de ağzının suyu akmaktadır. Hadi PKK'nın kuklası HDP'yi
anlıyoruz da, AKP ve CHP'nin Barzani aşkı nedir?
Barzani defalarca "Irak'tan, İran'dan, Suriye'den ve
Türkiye'den toprak parçası alıp büyük kürdistan'ı kuracağız" dediği halde,
ona verilen değer, ilgi neyin nesidir?
Bu zihniyetinden, bu hedefinden vazgeçmemiş birisi maalesef
16 Nisan referandumundan önce Türkiye'de ağırlandığında, onun kürdistan
paçavraları, Ankara ve İstanbul'da bayrak direklerine çekilmiştir.
Ne acıdır ki, daha sonra Barzani o paçavralarını Kerkük'te
resmi kurumlara asınca, Türkiye'de asılmasına müsaade edenler "Nasıl
asarsın, o paçavraları hemen indir" şeklinde trajı-komik manzaraları
yaşatmışlardı.
AKP'nin Barzani çıkmazı ve çelişkileri vardır. Bu durum hem
yöneticilerinin açıklamalarına, hem de medyasının yayın politikasına
yansımaktadır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin basın toplantısındaki
"Barzani'nin Türkmen kentlerini kapsamına alan referandum hazırlığının
sonuna kadar karşısında yer alınmalıdır. Bilinmelidir ki, muhtemel bu
referandum Kürdistan provasıdır. Bu referandum Türkmenlerin, Türkiye'nin
tamamen aleyhinedir. Bu referandum Türkiye için gerekirse de savaş sebebi
sayılmalıdır." İfadelerini istediği gibi algılayan AKP'li yöneticiler,
yazarlar, yorumcular bu duruma en büyük örnektir.
Barzani çapulcusunu bir devlet başkanı gibi karşılayıp,
göklere çıkaranlar, "kafası ezilsin, haddi bildirilsin" denildiğinde
"o kim ki?" demeye başlıyorlar.
Başbakan Binali Yıldırım'ın "Savaş devletle devlet
arasında olur biz bunları devlet olarak tanımıyoruz. Bir devlet bize kafa
tutar, egemenlik haklarımıza karşı hareket içinde olursa bizim için savaş
sebebidir. Ama burada Irak'ın parçası olan bir bölgesel yönetim var. Bu savaş
nedeni olamaz. " sözü de böyle bir durumdur.
'Kazanın doğurduğuna inanıp, kazanın öldüğüne inanmayan' bir
Nasrettin Hoca fıkrası gibi her şey…
İşte bu yüzden MHP Lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Binali
Yıldırım'a "Sayın Başbakan Peşmerge yönetimini madem devlet olarak
tanımıyordu da, 26-27 Şubat 2017'de Ankara ve İstanbul'da sözde Kürdistan
bayrağının asılmasıyla ilgili rezaletler serisine niçin sessiz kalmıştır?
Barzani'yi Çankaya'da ağırlarken aşiret protokolü mü, yoksa devlet protokolü mü
uygulamıştır? Sayın Yıldırım ayrıca, 24 Kasım 2016'da TRT 1'de terör
örgütlerine savaş veriliyor derken, DEAŞ'a karşı savaş verildiğini ifade ederken
neyi kast etmiş, bu terör örgütünü devlet olarak mı görmüştür?"
hatırlatmalarını yapmıştır.
Sanırım bu hatırlatmalardan sonra Başbakan Binali
Yıldırım'ın verebilecek cevabı olmayacaktır.
Barzani bölgede bir mikrop gibi büyüyorsa bunun en büyük
sorumlusu AKP'dir. AKP zararın neresinden dönerse, bu Türkiye adına kardır.
AKP bu mikrobu muhatap almayarak ve hak ettiği muameleyi
göstererek bunu sağlayabilir.
Bu konuda da başarılı olmak istiyorsa uyarılarını
dinleyeceği tek lider Devlet Bahçeli olmalıdır.
Bir taraftan Barzani'yi bir devlet başkanı gibi muhatap
kabul edip, diğer yandan kelime oyunlarıyla Barzani'yi kurtarmaya çalışmak
Türkiye'ye yapılabilecek en büyük ihanettir.
Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması, Türkmenlerin
varlığını sürdürmesi adına Barzani'ye haddi bildirilmeli ve bir daha kürdistan
ifadesinin ağzına almaması sağlanmalıdır.
AKP'nin önümüzdeki süreçte en büyük sınavı bu olacaktır.