Çocuklarımız, çiçeklerimiz, geleceğimiz…
Toplumun en büyük teminatı olan çocuklarımıza sahip çıkamıyoruz!
Yazımızda çocuklarımıza uygulanan şiddet ve istismar işlenecek ve buna ilişkin hazırlanan Cinsel İstismar Paketi değerlendirilecektir.
Yazımız 7 başlıktan oluşmaktadır:
1.Genel Olarak
Çocuk bir toplumun gülen yüzüdür.Geleceğidir.
Eğer bir toplumda çocuklar gülmüyor ise o toplum uzun
soluklu bir refah huzur hayali kurmamalıdır.
2018 Türkiye’sinde çocuklarımız şiddete,tacize,istismara
maruz bırakılmaktadır.
Buna karşı çıkmalıyız ve susmamalıyız!Toplumumuzda susma
hastalığı var oldukça daha nice merdiven altı tacizler bizleri bekliyor.
Komşular susmasa öğretmenler susmasa doktorlar susmasa psikologlar susmasa
polisler susmasa çocuklarımız susmaz!Aileler çocuklarını susmaya mecbur
bırakıyor.Oysa 81 milyonun bu sapkınlığa karşı koyacak iradeye sahip olması
gerekiyor.
Çocuklar insanlığın en naif en pürüzsüz en masum kısmını
ihtiva ediyor.Bu minik kalpler bizlere arkadaşlığı ve saflığı öğretiyor
“dünyayı çocuklara verelim
bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
çocuklar dünyayı alacak elimizden
ölümsüz ağaçlar dikecekler” (Nazım Hikmet)
Dünyayı çocukların eline versek de keşke bize ölümsüz
ağaçlar dikseler!
2-TÜİK Verilerinde Çocuk
Tüik bildiğiniz üzere bize istatistiksel verileri sunmakta.
2017 yılı için yayımladığı “2017 Yılında Çocuk” başlıklı
verilerde kaç çocuğun istismara maruz kaldığını, hırsızlığa veya fuhuşa sevk
edildiğini açıklamak yerine çocuklara hangi isimlerin verildiğini açıklamıştır.
Kıymetli okuyucu bu tam bir fecaattır.
Gelelim TÜİK istatistiğindeki verilere:
Türkiye nüfusunun %28,3’ünü çocuk nüfus oluşturdu.
Çocuk nüfus oranının en yüksek olduğu il Şanlıurfa oldu.(
%46,7)
Çocuk nüfus oranı en düşük olan üç il sırasıyla %17,2 ile
Tunceli, %18,4 ile Edirne ve %19 ile Kırklareli oldu.
Bebeklere konulan en popüler erkek ismi Yusuf, kız ismi
Zeynep oldu.
İlkokul seviyesinde net okullaşma oranı %91,2 oldu.
Eğitim hizmetlerinde en fazla sorun eğitim masraflarında
görüldü
Resmi kız çocuk evlilikleri azaldı.(%4.2’ye düştü)
İş gücüne katılma oranı 15-17 yaş grubundaki çocuklarda
%20,3 oldu
TÜİK bu raporunda kaç çocuk cinsel istismara uğradığı
şeklinde bir bölüm açmamış olduğu için bir istatistik paylaşamıyoruz.
3-Çocuk ve cinsel istismar
Her toplumun bir sorunu olan çocuklara karşı cinsel istismar
şimdilerde ülkemizde kaygı verici noktaya ulaşmıştır.
Son zamanlarda meydana gelmiş iki çarpıcı istismar olayına değinelim:
12 Şubat’ta Adana’da meydana gelen olayda alkollü bir
şekilde komşusunun sokak düğününe giden Sedat K. bir süre sonra evde uyumakta
olan 4 yaşındaki meleğe tecavüz etti.Savcılık istismardan 45 yıl, cebir tehdit
veya hile kullanarak çocuğu cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun kılma suçundan
da 21 yıl olmak üzere 66 yıl hapis cezası istedi.İstismara uğrayan meleğin
hayati tehlikesi bulunmamaktadır.
Antalya’da bir babanın 4,5 yaşındaki öz kızına 1,5 yıl
boyunca tecavüz ettiği iddia edildi. 4,5 yaşındaki meleğin annesi bir kanser
hastası.( 4.evre kolon kanseri) Anne kemoterapideyken ya da kemoterapinin
etkisiyle evde baygın yatarken babanın öz kızına cinsel istismarda bulunduğu
iddia edildi.
Yukarıda bahsettiğimiz olaylar durumun vahimliğini gözler
önüne sermek için yeterlidir.Zira daha fazlasını kaleme almak bizim
için,bunları okumak da değerli okuyucu için pek sağlıklı görünmemektedir.
İşte bu olaylar sonrası toplumda büyük bir tepki oluştu.
Hükumet hemen harekete geçti ve komisyon kuruldu.Bu çalışmalar ışığında
geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanımız Sayın Abdülhamit Gül “kimyasal hadım”
yönteminin benimsenebileceğini ifade etti. (Aşağıda(4.başlık) ayrıca
işlenecektir.)
Türk Ceza Kanunu Cinsel İstismar deyimini şöyle yorumlamaktadır:
On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte
fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara
karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya
iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel
davranışlar,
Cinsel istismar kural olarak 15 yaşından küçük çocuklara
karşı işlenebilen bir suçtur.Ancak hile gibi iradeyi sakatlayan nedenlerle de
15-18 yaş arası çocuklarımıza istismar cezalandırılmaktadır.
“Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim
sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak
üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması
hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.”
Görüldüğü gibi aslında cezalar hiç de az değil.Hatta Avrupa
ülkeleri arasında en yüksek cezalar Türkiye’de.
Bu kadar yüksek cezalara rağmen neden hala sapkınlar bu
kadar çok?
İşte cinsel istismar gibi toplumun yarası konularda çözümü
sadece hukukta ararsak sonuç bu olur.
Hukuk,Tıp,Sosyoloji,Psikoloji,Kriminoloji,Kriminalistik gibi
bilimler birleşip bu konuda çözüm aramalıdır.Aksi takdirde bu sapkınlar sapık
olarak içeri girip 20 yıl yatıp sapık olarak çıkarlar.
Olayın köküne inilmeyen her olay ileride büyük bir sorunun
temel taşı olacaktır.
4-Cinsel İstismar Failleri
Baştan Çıkarıcı İstismarcılar
Çocuğa cinsel istismar uygulayabilmek için öncelikle
şefkatle yaklaşırlar. Hediye alırlar.
Fark edilmeleri oldukça zordur.
Sıradan insanlar gibi yaşarlar.
Kendileri için doğru zamanı beklerler
İçe Dönük İstismarcılar
Çocuklara aşık olduklarını söylerler.
Diğerlerinde farkı: İletişim kuramazlar. İletişim
kuramadıkları için zorla elde etmeye çabalar ve istismarda bulunurlar.
Sadist İstismarcılar
En az rastlanan kişiliklerdir.
Çocuklarla cinsel ilişkiye girme hayalinin yanında onlara
şiddet uygulamayı hayal etmek onlara huzur verir.
Çocuğa ulaşabilmek için şiddetle yaklaşır ve genelde fail
çocuğu öldürür.
5-Doğru ve Yanlışlar
Çocukların hayal güçleri çok geniştir.O yüzden
uydururlar.(YANLIŞ).Evet çocukların hayal güçleri çok geniştir.Ancak bu onların
kendi yaşlarına çok uzak olan cinsel istismarı uydurdukları anlamına gelmez.
İstismar eden kişiler çoğunlukla yaşlı,yabancı,kötü
görünüşlü kişilerdir. (YANLIŞ) Doğrusu: İstismar eden kişiler çoğunlukla 20-40
yaş arası kişiler olup tanıdık evli ve çocuklu kişilerdir.
Sadece düşük sosyo-ekonomik düzeye sahip çocuklar istismara
uğrar(Yanlış). Böyle bir genelleme bizi hataya sürükler.
İstismar parklarda dağlarda ormanlarda olur.(Yanlış)
Doğrusu: İstismar genelde okulda evde mahallede gerçekleşir
6-ÇİM Hakkında Kısa Bilgi
Cinsel anlamda istismar edilen mağdur çocukların sistematik
olarak ifadesinin alındığı,ilgili muayenesinin yapıldığı Çocuk İzlem Merkezi
04.10.2012 tarihli Başbakanlık Genelgesi ile ülke genelinde Sağlık Bakanlığına
bağlı hastaneler bünyesinde kurulan bir oluşumdur.
ÇİM’lerde çocuk polisi,doktoru,savcısı ve pedogogu ile
mağdur çocuk bir daha mağdur edilmeden tüm işlemler gerçekleştirilmektedir.
Mağdur çocuk üzerinde üniforma bulunmayan sivil kıyafetli
bir kolluk mensubu ve sivil bir araçla ÇİM’e ulaştırılmasıyla süreç
başlamaktadır.
ÇİM’lerin hastanelere bağlı olmasının sebebi; çocuğun
kendisini suçlu hissetmemesi ve doktora geldiği algısını yaratmak ve hastane
çıkışı iyileştiği hissine sevk etmektir.
Yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.
7-Cinsel İstismar Paketi Hakkında Bir İnceleme
Meclisimize 09.04.2018 tarihinde Başbakan Binali Yıldırım
imzalı ” Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı” verildi.
Komisyonda görüşmelere başlanamamıştır.Ve 24 Haziran 2018
tarihli erken seçim kararı alınması sebebiyle Kadük kalmıştır.(Kadük: Yasama
döneminin sona ermesi sebebiyle görüşülemeyen tasarı ve tekliflerin gündemden
düşmesidir.)
Kadük kalsa da bu çalışma takdir edilecek ve eleştirecek
yönlere sahip olduğu için yazımızda yer verilmesi gerektiğini düşündük.
Getirilen değişikliklerden 5 tanesini incelemek gerekirse:
Memur Olabilmenin Genel Şartlarında Değişiklik: Çocukların
cinsel istismarı suçundan mahkum olmama hali de devlet memurluğuna atanma
şartları arasına alınıyor.
Salıverme Süresi:Normal şartlarda ağırlaştırılmış müebbet
cezasına çarptırılan bir kişi diğer şartları taşıması koşuluyla 30,müebbet
hapis cezasına çarptırılan kişi ise 24 yılın sonunda koşullu salıveriliyor.
Çocuğa karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına
mahkumiyet halinde 50 yılın; müebbet hapis cezasına mahkumiyet halinde 40 yılın
cezaevinde iyi halli olarak geçirilmesi durumunda koşullu salıverilme
hükümlerinden yararlanılabilinecek.
Kimyasal Hadım: Mahkum olanlar hakkında, cezaevinden
herhangi bir nedenle tahliye edilmesinden 3 ay önce başlamak üzere tahliyeden
itibaren 5 yıla kadar, ayakta veya yatarak cinsel isteğin ilaçla baskılanmasına
yönelik tedbire tabi tutulmaya uzman raporu üzerine infaz hakimi tarafından
karar verilebilecek.
Şimdi dört soruda kimyasal hadımı tartışalım:
Kimyasal Hadım Nedir?
Kişinin cinsel istek ve gücünün ilaç veya iğne yoluyla makul
seviyeye veyahut sıfıra indirilmesidir.
ii-Kimyasal Hadım İle Kısırlaştırma Aynı Şey Midir?
HAYIR.Kısırlaştırmanın aksine tedavi sürdürülmezse ilgili
kişi eski haline dönebiliyor.
Türkiye’de Kimyasal Hadım İlk Defa Mı Gündeme Geliyor?
HAYIR.”Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Hükümlü Olanlara
Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik” 26 Temmuz 2016
yılında RG’de yayımlanmış, Danıştay ise yürütmeyi durdurmuştu.
iv-Dünya’da Kimyasal Hadım Uygulayan Ülkeler Var Mı?
EVET.Rusya,Polonya,Endonezya,Güney Kore gibi ülkelerde
uygulanmaktadır.Örneğin ABD’nin California eyaletinde 13 yaşın altındaki
çocuklara karşı herhangi bir cinsel suçu ikinci kez işleyen kişilere karşı
uygulanmaktadır.Almanya’da gönüllü kastrasyon vardır.Kişi doktora başvurarak
tedavi edilmeyi istemektedir.
Kimyasal hadım tedbiri çeşitli yönlerden eleştirilen ve yine
çeşitli yönlerden kabul gören bir uygulamadır.
Maddeye göre kimyasal hadım cezaevinden çıkmadan önce başlayacak
ve 5 yıl devam edilebilecektir.Buna ise uzman raporuna göre ceza infaz hakimi
karar verecektir.
Kanaatimizce bu düzenlemedeki en büyük sorun sürenin 5 yılla
kısıtlı tutulmasıdır.Kimyasal hadım bir kısırlaştırma olmadığı için hormonların
yenilenmesi sebebiyle yapılan 5 yıllık tedavinin bir sonuç ifade etmesi zordur.
Bu sakıncalar ışığında konunun seçim sonrası tekrar
değerlendirileceğine ve bazı çevrelerin zorunlu olmasına yönelik eleştirileri
de yabana atılmadan daha anlamlı bir düzenleme yapılacağına inanıyoruz.
Kimyasal hadım tartışmalarına ilişkin Instagram
adresimizde yaptığımız anket sonuçları:
KİMYASAL HADIM OLMALI : %88
KİMYASAL HADIM OLMAMALI: %12
Cezalar üst sınırlara çekiliyor.
(Örnek 1 : Suçun 12 yaşını tamamlamamış çocuğa karşı
işlenmiş olması halinde 30 yıldan 40 yıla kadar hapis cezası verilecek.)
(Örnek 2 : Suçun 12 yaşını tamamlamış çocuklara karşı birden
fazla kişi tarafından ve cebir veya tehditle işlenmesi durumunda da faillere
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek.)
(Ayrıntılı Bilgi : http://www2.tbmm.gov.tr/d26/1/1-0935.pdf)
(*Not: Hapis cezası bu sorunun çözümünde odak nokta olmaktan
çıkarılmalıdır. Uzun süreli hapis cezası kesinlikle bir çözüm değildir.
Kişilerin eğitiminden,refah seviyesine ve aile yapısındaki yerine kadar her
yönden bir değişim başlatılmalı ve ceza hukukunun en önemli hedefi olan ıslah
sağlanmalıdır.Hukuk ancak burada önemli bir yardımcı rolüne sahip olabilir.)
Anne, baba, vasi,bakım ve gözetiminden sorumlu kimse, Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın talebi ile yayın yasağı
getirilebilecektir.
Bu düzenlemeler harici adres takibi, çocukların olduğu
yerlerde çalışma yasağı gibi tedbirler de öngörülmektedir.
(Ayrıntılı Bilgi : http://www2.tbmm.gov.tr/d26/1/1-0935.pdf)
SON SÖZ
Çocuklarımızı sapkınlara emanet etmeyelim!Koruyalım
Evet sen susma ki çocuk çığlık atabilsin.