MİLLET DEDİLER HDP'YE TESLİM OLDULAR
Trump denilen akıl ve ruh hastasının Kudüs'ü kan gölüne çeviren kalleşliğinin tozu-dumanı çekilmeden, hızla yeniden iç siyasetin girdabında kendimizi bulduk. Adına "millet ittifakı" dedikleri 5 benzemezin, neyin peşinde olduğunu ve sonuç alabilmek için neler yapabileceklerini ibretle izliyoruz. Artık açık ve net şekilde ortaya çıktı ki, bu curcuna ittifakının merkezinde HDP, üzerinde de FETÖ vardır.
BU TELAŞ NEDEN?
Bunu bir
siyasi değerlendirme olsun veya karşımızdakileri karalamak için yazmıyoruz. Bir
ayna tutuyor ve kendi söyledikleri ve yaptıklarının ortaya çıkardığı gerçeği
millete gösteriyoruz. FETÖ ile ilgi ve alakalarını daha önce birbirleri
hakkında söyledikleri net olarak ortaya koyuyor ve hepsi televizyon ve gazete
arşivlerinde mevcuttur. İmza toplama sırasında sayın Bahçeli'nin FETÖ'nin
seçmen ayağı ile ilgili uyarısı karşısında nasıl telaşlandıkları ve saldırıya
geçtiklerini, Türk milleti ibretle takip etmiştir. Sonra da gazetelere
beyanatlar verdiler. Adil Öksüz seçim öncesinde yakalanıp yargı önüne
çıkarılacakmış ve bazı itiraflarda bulunacakmış. Bu itiraflar sırasında
kendilerine yönelik bazı iftiralar olabilirmiş ve bu konuda şimdiden uyarı
yapıyorlarmış. Adil Öksüz'ün yakalanıp yargı önünde hesap vermesi FETÖ'nün
bütün unsurları ile ortaya çıkarılması için şarttır. Hiç kimsenin de bu konuda
bir itirazı olamaz. Böyle bir ihtimal karşısında neden panikliyor ve hemen savunmaya
geçiyorsunuz? Sizi bu kadar endişelendiren nedir?
GÜZELLEMELER
PKK'nın
siyasi ayağı olan HDP'nin curcuna ittifakının içinde olduğunu ve bütün
hesapların birlikte yapıldığını daha önce de yazmıştım. Şimdi artık kendileri
itiraf ediyorlar. Muharrem İnce'sinden Kemal Kılıçdaroğlu'na, TemelKaramollaoğlu'ndan İP'in başına kadar, Curcuna ittifakı içinde yer alıp da
Selahattin Demirtaş güzellemesi yapmayan, bu şahsın salıverilip seçim
meydanlarına çıkmasını istemeyen hiç kimse kalmadı. Arkalarına aldıkları malum
çevreler ve basındaki uzantılarıyla birlikte neredeyse bir kampanya
başlattılar. Demokrasi bütün adayların eşit şartlarda yarışmasın
gerektiriyormuş, bu yüzden de Demirtaş salıverilmeliymiş.
İHANET DEMOKRASİNİN NERESİNDE?
Bu
muhteremlere buradan soruyoruz: Selahattin Demirtaş niye hapiste? Kader kurbanı
olduğu için mi? Hayır, bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne kast eden terör
örgütünün siyasi ayağı olduğu ve PKK denilen bu kanlı örgüte sırtını dayadığı
için. "PKK sizi tükürüğüyle boğar", "PKK/PYK özgürlük
savaşçısı", "Biz PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz",
''TSK kaybedecek, PKK kazanacak'',
"PKK'lıların cenazesine gitmeyen HDP'li milletvekilleri hakkında
soruşturma açacağım", "Kürdistan'ın yönetim modelini tartışacağız.
Artık gelecek yüzyılda Kürdistan kurulacak", "Başkan Apo'nun heykelini
dikeceğiz" dediği için. Burası muz Cumhuriyeti değil. Hukuk var, yargı
var. Ve bu devlete meydan okumanın, ihanet etmenin, terör örgütü sözcülüğü ve
savunuculuğu yapmanın Anayasa ve kanunlarda bir karşılığı bulunuyor. İhanet
etmek, devlete meydan okuyup terör örgütlerin sözcülüğünü yapmak dünyanın
neresinde demokrasi kapsamına giriyor?
DAHA NE OLMASI GEREKİYOR?
Özgürlük
istedikleri Selahattin Demirtaş işte bu sözlerin sahibi ve bu yüzden hakkında
dava açıldı ve tutuklandı. HDP'nin Kandil'le ilişkisinin olmadığını, şimdiye
kadar milletvekili aday listelerini hazırlamadığı ve 24 Haziran öncesinde de
yine kimin listeye gireceğini Kandilli katillerin karar vermeyeceğini
söyleyebilecek bir tek kişi var mı? Bir taraftan milliyetçilik nutukları
atacaksınız, MHP'ye alternatif olduğunuzu söyleyeceksiniz, diğer taraftan da
böyle bir şahsın salıverilip Cumhurbaşkanı olabilmesi için rahatça propaganda
yapmasını isteyeceksiniz. Sadece bu kadarı, İP'in ne olduğunu, neye ve kime
hizmet ettiğini, nereden gelip nereye gittiğini anlamaya da anlatmaya da
fazlasıyla yetmez mi? Daha ne olması gerekiyor? Parti programlarında boşuna PKK
söylemlerine yer verip, eşit vatandaşlık vaat etmemişlerdi.
HDP'YE SEÇMEN DE KAYDIRIRLAR
Bir defa daha
ve altını çizerek buradan hatırlatıyoruz. Adına "millet ittifakı"
dedikleri şey, üst aklın bir araya getirdiği bir programdır. Bu programın
merkezinde de HDP vardır. HDP olmadan ne Cumhurbaşkanı seçtirme, ne de mecliste
çoğunluğu ele geçirme iddiaları olabilir. Siyasi hesaplarının tutma ihtimali
bize göre yüzde bir bile değildir ve o da ancak HDP ile kurdukları ortaklıkla
mümkündür. HDP'nin baraj altında kalması bütün araştırmacıların hemfikir
oldukları bir durumdur. Ama göreceksiniz, bunun için de tedbir alacaklar ve CHP
tıpkı 15 milletvekili olayında olduğu gibi, HDP'nin barajı aşabilmesi için bazı
seçmenlerine özel görev verecektir. Buna ittifak içindeki diğer partilerin de
katkı yapmaları ihtimal dahilindedir. Demirtaş'a güzelleme yapıp serbest
bırakılmasını isteyenler HDP'ye seçmen kaydırmakta da sakınca görmeyeceklerdir.
HDP'Lİ CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI!
Geldik işin en eğlenceli tarafına. Bir an
için hesaplarının tuttuğunu, bu milletin bu zokayı yuttuğunu ve bunlara
Cumhurbaşkanlığı ve mecliste de çoğunluk verdiğini düşünelim. Nasıl bir hükümet
kurulacağını, nasıl bir meclis yapısının ortaya çıkacağını ve seçilen
Cumhurbaşkanını bu şartlarda kime ve neye hizmet edeceğini düşünebiliyor
musunuz? Bir HDP'linin, daha doğrusu Kandil'den işaret edilen birinin
Cumhurbaşkanı yardımcısı olduğu ve birkaç bakan aldığı bir hükümet. Yine HDP ile sağlayabilen bir meclis
çoğunluğu. Aynı havayı teneffüs etmeye dahi tahammülü olmayanlar hükümet
kuracak, meclisi çalıştıracak ve buradan da Türkiye'ye hayırlı ve faydalı bir
sonuç çıkacak ve sorunlarımız çözülecek. Ve bu millet de buna onay verip yol
açacak, öyle mi?