Dünya Kudüs hamlesi nedeniyle ABD'yi boykot ediyor.
ABD'nin hukuksuz bir biçimde büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması yalnızca İslam aleminin değil, Avrupa'nın da tepkisini çekti. Açılışa davet edilen 86 ülkeden 56'sının olumsuz cevap verdiği belirtildi.Kudüs hakkında bilinmesi gereken 40 şey...
Kudüs yüzyıllardır olduğu gibi yine dünyanın bir numaralı
gündem maddesi... Üzerinde her dinin, her medeniyetin ayak izlerini taşıyan
Kudüs niçin bu kadar değerli? Bunu anlamak için Kudüs tarihindeki belirgin
izleri bilmek gerekiyor.
1) Yüce Allah tarafından, etrafıyla birlikte kutsal kılınan
Mescid-i Aksâ'nın bulunduğu kutlu şehir. Yeryüzünün en eski ikinci ve en
mukaddes üçüncü mescidinin mekânı. Semâvi dinlerin, semâlara uzanan nebîlerin,
bağrında dinlenen velîlerin beldesi. Her karış toprağında, nice peygamberlerin
hâtırâsını ve izlerini taşıyan kutsal belde Kudüs.
2) Üç dinin atası Hz İbrahim, hanımı Hz Sârâ ile Kudüs
yakınlarındaki Sebu'da yaşamıştı. İkinci oğlu Hz İshak burada doğdu ve 160
yaşında Kudüs yakınlarında vefât etti. Babası Hz İbrahim'in el-Halil
kasabasındaki mezarının yanına defnedildi. İshak, Yakup, Yusuf peygamberlerin
ve Sârâ Annemizin kabirleri de burada.
3) Hz Lut'un gençliği, Hz İbrahim'le birlikte Kudüs'te
geçmiş, daha sonra Lut Gölü yakınındaki kavme elçi olarak görevlendirilmişti.
4) Hz Musa ve Hz Harun israiloğullarıyla Mısır'dan çıkıp
Kızıldeniz'i geçince Yüce Allah, Kudüs'e gitmelerini emretti. Hz Muhammed
Mekke'den Medine'ye, Hz Musa ve Hz Harun Kâhire'den Kudüs'e hicret etmişti. Hz
Musa, mezarının Mescid-i Aksâ'ya yakın olması için niyazda bulunmuş ve duâsı
kabul olunarak Mescid-i Aksâ yakınlarında vefât etmişti.
5) Hz Davut, sapanıyla zâlim Câlut'u öldürdü. Muzaffer bir
asker olarak şehre girdi. ( Günümüzde de Filistinliler İsrâil'e karşı sapanla
mücâdele veriyorlar ) Hz Süleyman, cinlerden ve insanlardan oluşan ordusu ile
kurduğu hâkimiyeti, muhteşem bir saraydan yönetiyordu. Babasından aldığı taht
şehrini yeryüzünün başkenti yaptı.
6) Hz Süleyman'ın devâsâ mâbedi, Hz. Süleyman'ın emriyle
cinler tarafından inşâ edildi.
7) Hz Süleyman'ın mâmur ettiği bu kutlu şehir, Bâbil kralı
Nabukadnezar tarafından yakıldı, yıkıldı, yağmalandı, talan edildi. Yıllarca
isyanlara, işgallere, ihtilâllere ve kanlı savaşlara mâruz kaldı. Halkı sürgüne
gönderildi defalarca.
8) Hz Zekeriya testerelerle doğrandı Kudüs'te, Hz Yahya'nın
başı kesildi.
9) Hz Meryem, Mescid-i Aksâ'nın doğu tarafındaki hücresinde
îtîkâfa çekildi. Odasındaki mihrapta Rabbinin meleklerle gönderdiği cennet
meyvelerinden rızıklandı.
10) Hz İsa, komşu kent Beytüllahim'de bir mucize olarak
babasız doğdu, daha bebekken konuştu. Evvelâ Celile'de sonra Kudüs'te insanları
hak dine dâvet etti. Hem bedenlere, hem gönüllere hekim oldu. 33 yaşına gelince
de tıpkı Resûlü Ekrem'in mîrâcı gibi O'da bu kutlu şehirden semâlar ötesine, Rabbinin
katına yükseldi. Demek ki Rabbin makâmına yükseliş şehri Kudüs'tü.
11) Peygamber Efendimiz hicretten sonra 17 ay boyunca, namaz
kılarken Mescid-i Aksâ'yı kıble edindi. Yüzünü Kudüs'e döndü.
12) Peygamber Efendimiz Miraç yolculuğunda Burak'a binip Mekke'den
Kudüs'e, Kudüs'ten arş-ı âlâya yolculuk yaptı. Medine'den önce, Kudüs'e hicret
etmişti. Kudüs, İsrâ (gece yolculuğu) mûcizesinin ikinci durağı, Miraç
(yükseliş yolculuğu) mûcizesinin birinci durağı oldu.
13) Kendisini sırtına alıp ufuk ötesine uçuran, gözünün
gördüğü yere adımını atan Burakını Mescid-i Aksa'nın bir duvarına bağlamıştı.
14) Ve yine Peygamberimizin, nebîler nebîsi olup tüm
enbiyaya rehber olduğu yer de Kudüs'tü.
15) Bâbillilerden sonra, Romalılar tarafından da ikinci
büyük işgâli yaşadı Kudüs. Halk tekrar sürüldü uzak diyarlara. Daha sonra Roma
imparatoru Hadrian tarafından yeni baştan imâr edildi şehir.
16) Bizans imparatoru Constantin ise, Hıristiyanlaştırdı bu
şehri, annesi Helen ile birlikte, putları yıktı, Kutsal Mezar kilisesini
yaptırdı. Hz İsa'nın bebekken yıkandığı taş beşiği, İstanbul'a. Beşiktaş'a
taşıdı.
17) Asırlar sonra Halife Hz Ömer'in tâyin ettiği İslam
orduları başkumandanı Ebû Ubeyde b. Cerrah fethetti bu şehri. Patrik Sophronios
şehrin anahtarlarını, Ebû Ubeyde'nin dâvetiyle Medine'den Kudüs'e gelen Hz
Ömer'e teslîm etti.
18) Kudüs fâtihi olarak şehre giren Halife Hz Ömer, bir
çöplük haline getirilmiş Mescid-i Aksâ'nın etrafını temizletti. Rasûlullah'ın
ayak izinin bulunduğu o kutsal taşı (Hacer-i Muallak) bulmak için eteğinde taş
taşıdı, işçilerle beraber çalıştı. Ve kendi ismiyle de anılan Mescid-i Aksâ'yı,
Hacer-i Muallaka'nın kıble tarafına yaptırdı. Halka İslamı öğretmesi için Ubâde
b. Sâmit'i kadı tâyin etti.
19) Ubâde bin Sâmit de burada medfun, Semân-ı Fârisî de.
20) Halife Hz Osman, Silvan bahçeleri gelirlerini şehrin
fakir halkına vakfetti.
21) Hz Muaviye, Suriye vâlisi iken Halife Hz Osman'ın
katillerinin bulunup cezâlandırılması için Mısır fatihi Amr b. As ile Kudüs'te
bir antlaşma yapmıştı. Yine Kudüs'te halkın biatını alarak halîfeliğini îlan
etti.
22) Abdülmelik b. Mervan ve Süleyman b. Abdülmelik'de biat
almak için Kudüs'ü tercih etmişlerdi.
23) Emevi halifesi Abdülmekil b. Mervan, Peygamberimizin mîrâca
çıkarken bastığı kaya (sahra) üzerine, Kubbetüs-sahra'yı inşâ ettirdi. O gün bu
gündür çoğu kişi onu Mescid-i Aksâ zannetti. Oğlu Velid b. Abdülmelik ise
Mescid-i Aksâ'yı yeniden inşâ eden halife oldu.
24) Depremlerle zarar görmüş olan Mescid-i Aksa'yı Abbasi
halifesi Ebû Câfer Mansur, yeniden inşâ ettirdi.
25) Abdurrahman Evzâi, Süfyânı Sevrî, Leys b. Sa'd ve
Muhammed b. İdris eş-Şâfiî gibi mezhep imamları Kudüs'te okuttular derslerini,
talebelerini burada yetiştirdiler.
26) Râbiatül Adeviyye, Bişr-i Hafi, Seriyyüs Sakatî gibi
mâneviyat âleminin kutupları, Peygamberimizin semâlara çıktığı bu şehirde, semâların
ötesinden bahsettiler.
27) Sayısız işgâller, kıtlıklar, savaşlar, depremlerle zarar
gören şehir, yeniden îmâr edilirken Kubbetüs-Sahra ve Mescid-i Aksâ'da Fâtımî
halifesi tarafından yeniden îkâme edildi.
28) Selçukluların Kudüs'e hâkim oldukları 25 yıl içerisinde,
Dünyanın dört bir yanından çok sayıda âlim, şehre akın akın gelmeye başladılar.
İmam Gazzâli derslerinin bir kısmını burada verdi. Ebû Bekir İbnî Arabî 3 yıl
boyunca burada kaldı. Kitaplarını burada yazdı. İbn-i Kayserâni Mescid-i
Aksâ'da hadis dersleri verdi.
29) Kara bulutlar 1099 yılında Kudüs üzerinde göründü. Leş
kargaları gibi şehre üşüşen haçlı orduları, Fâtımîlerin hâkimiyetindeki Kudüs'ü
işgâl ettiler. Sokaklar et yığını hâline geldi. İnsanın başını ağrıtacak
derecede kan kokusu, günlerce Kudüs semâlarından gitmedi. Haçlılar, tüm Müslüman
ve Yahudileri katlettiler.
30) Nûreddin-i Zengi, Kudüs'ü esâretten kurtarmadan uyumayı
kendisine haram etti. Mescid-i Aksâ için bir minber dahi hazırlamıştı. Kurtuluş
hediyesi olarak kutlu mâbede takdim etmek üzere.
31) 1185 yılında Kudüs krallık ordusunun Kahire'den Şam'a
giden bir Müslüman kervanına saldırmasıyla başlayan harekât, Selahaddin
Eyyûbi'nin iki yıl sonra Kudüs'le birlikte 52 şehri fethetmesiyle sonuçlandı.
Miraç kandilinde Selahaddin Eyyûbi Kudüs'e girdi.
32) İmam Nablûsi'den, Gazze'li İmam Şâfiî'ye kadar birçok
dev âlim yetiştirmiş olan Filistin'in kutsal şehri Kudüs 1099 yılında
Haçlıların ilk işgâlinden îtîbâren 145 yıl sonra Türklerin eline geçti.
33) Memlûk sultanı Muhammed b. Kalavun, 40 yıldan fazla
hüküm sürdüğü için, şehri yeniden îmâr etti.
34) Memlûkler Kudüs'ü değil, kendilerini bile koruyamaz
olunca 1517 yılında Kahire'deki Memlûk hâkimiyetine son veren Yavuz Sultan
Selim, Kudüs'e de hâkim oldu.
35) Kânûnî Süleyman Han, Mescid-i Aksâ çevresine surlar,
Hürrem Sultan'da bir külliye yaptırdı.
36) 1799 da Gazze, Remle ve Safed'i işgâl eden Napolyon,
Cezzar Ahmed Paşa'ya mâğlup olunca arkasına bile bakmadan kaçmıştı.
37) 1870 lerden sonraki Yahudi göçleri, Kudüs'ün dengesini
bozdu.
38) Sultan 2. Abdülhamid, siyonizmi ve Filistin'e Yahudi göçünü
engellemek için yoğun çaba sarfetti. Bu arada şehri yeni baştan îmâr etti.
39) 1917 Kudüs için felâket yılı oldu. 11 Aralıkta İngiliz
askerler Kudüs'e girdi. Böylece Kudüs'teki Müslüman hâkimiyeti de sona erdi.
40) Nihâyet 1948 de İsrail Devleti kuruldu. Böylece
Ortadoğu'yu kan gölüne çevirecek Filistin-İsrail mücâdeleleri başlamış oldu.
Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın İslam'daki Yeri
50 yıldır süren bu işgale "hayır" demenin şimdi
tam zamanıdır. Artık bütün bir İslam dünyasının sesini yükseltmesinin ve tüm
cihana bu işgale son verilmesi ve Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşturulması mesajını
vermesinin tam zamanıdır.
Tevhit inancının önderleri olan peygamberlerin Allah’ın
dinini en yoğun olarak insanlara tebliğ ettikleri kutsal bir mekân olan Kudüs,
tarih boyunca birçok devlet ve milletin ilgi odağı hâline gelmiştir.
Kudüs, imar edildiği günden bu yana Şam diyarının merkezi ve
başkenti olagelmiştir. Hz. İbrahim ve Hz. Lut’un Filistin bölgesine gelip
yerleşmelerinden itibaren bu bölgenin tümü mübarek kabul edilmiştir. “Biz onu
(İbrahim’i) ve (yeğeni) Lut’u âlemler için mübarek kıldığımız arza (yere
ulaştırıp) kurtardık.” (Enbiya; 71). Bereketli kılınan bu bölgenin mübarek
olarak kabul edilmesinin nedeni, Cenab-ı Allah’ın hikmetiyle buradan pek çok
peygamberin gelip geçmesi ve burada vefat edip defnedilmesi veya meyve ve sebzelerle
etrafının bereketlendirilmiş olmasından ileri gelmektedir.
Hz. Peygamber; “Ziyaretler ancak üç mekâna yapılır.
Mekke’deki Mescidu’l-Haram’a, Medine’deki benim bu mescidime ve Kudüs’teki
Mescid-i Aksa’ya.” buyurmuştur. Resulullah’ın bu hadisi ile bu üç belde
İslam’da kutsal ilan edilmiş ve bunların dışında kutsiyeti olan başka bir
dördüncü şehirden söz edilmemiştir. Ancak Şam ve İstanbul da hadislerde
zikredildiklerinden bir bakıma kutsiyetlerine işaret edilmiş beldelerdir.
İslam’ın Mekke’de ilk tebliğ edildiği günlerde bu dinin en
önemli ibadetlerinden biri olan namazın Mescid-i Aksa’ya yönelerek kılınması
İslam’ın ilk kıblesinin bulunduğu Kudüs şehrinin önemini açıkça gösterir.
Müslümanlar bu ilk kıblenin kutsiyetini idrak ederek tarih boyunca buraya sahip
çıkılması gerektiğinin bilinciyle hareket etmiş ve bu mukaddes beldeyi her
zaman koruyarak tevhit inancının bayrağı altında bulunması gerektiğine
inanmışlardır. Kudüs ebediyen İslam’ın ilk kıblesi olma özelliğini koruyacak ve
Müslümanlar buraya sahip çıkmak zorunda olduklarını hep idrak edecek ve bu
beldenin Haçlı veya Yahudiler tarafından işgal edilmesi hâlinde tarihte olduğu
gibi mutlaka kurtarılması gereğine inanarak çalışacaklardır.
Kudüs Yahudilerin değil, Hz. Âdem’den bu yana gelen tevhidin
temsilcisi peygamberlerin mirasıdır. Bu miras nesilden nesile Allah’a itaat
eden salih kullara devredilmiş ve onlar buna sahip çıkmıştır.
Cenab-ı Allah bu kutsal toprakların daima salih kimselerin
yönetiminde kalmasını irade buyurmuş, fasık ve zorbaların hâkimiyetine geçen bu
toprakların tekrar peygamberlerin veya peygamber mirasçılarının eline geçmesini
istemiştir. Bunun için de sık sık bu bölgeye peygamberler gönderip onları
uyarmıştır. Hz. Musa’dan sonra gelen ve İsrailoğullarına mensup birçok peygamberin
(Davud ve ardından Süleyman’ın) bu topraklarda Allah’ın şeriatıyla güçlü bir
devlet olarak hükmetmelerinin sebebi budur. Davud öncesinde de Allah
İsrailoğullarını tekrar küfre karşı cihat etme hususunda imtihan etmiş ve
onlara Talut’u hükümdar olarak belirlemişti. Fakat onlar yine itaat etmeyip
isyan ederek bu mukaddes topraklar uğruna savaşmaktan kaçınmışlardı. İşte bütün
bu olaylar çerçevesinde, (Davud ve Süleyman’dan sonra) bu kutsal mekân ve
toprakların mutlaka mümin ve muvahhidlerin yönetiminde olması gerektiğini
anlıyoruz. Kâfir ve müşriklerin bu topraklar üzerinde velayet hakları
olmamalıdır. Özellikle daha sonra Zekeriya ve Yahya’yı öldüren kitlenin bu
topraklar üzerinde velayet hakkına sahip olamayacakları açıktır.
Yahudiler bu topraklara Hz. Musa zamanında sahip çıkmayıp,
“Git, sen ve Rabbin savaşın…” demişler ve bu kutsal mekânları korumaya
yanaşmamışlardır. Bu tutumlarının sonucunda da kutsal topraklar ellerinden
alınmıştır. Hatta onlar bu yerleri koruma fırsatı ellerine birkaç kez geçmesine
rağmen aynı isyan ve korkaklığı gösterdikleri için artık bu mescit ve çevresi
hakkında hiçbir sahiplik iddiasında bulunamayacaklardır. Bu durumu Cenab-ı
Allah onlara çeşitli vesilelerle defalarca bildirmiştir. Buna rağmen çağımızda
dünyayı fesada boğarak Filistin’i işgal edip bunca insanın kanına girmeleri,
boşuna günah çıkartma gayret ve ikiyüzlülüklerinden başka bir şey değildir.
Bu nedenle Cenab-ı Allah, salih bir kulu ve habibi olan son
peygamber Hz. Muhammed (sav)’e bu kutsal mekânı teslim etmek ve bu yerlerin
kıyamete kadar onun ve ümmetinin elinde kalmasını temin etmek için onu İsra ve
Miraç vasıtasıyla alıp oraya götürmüştür. İsra olayında bir devir teslim
merasimi vardır. Cenab-ı Allah, İsra ve Miraç gecesinde bu mekânı bütün
peygamberlerin ruhlarının şahitliğiyle Resulullah (sav)’a teslim etmiş, o da bu
mübarek şehri ümmetine bir miras olarak devretmiştir. Burada Cenab-ı Allah’ın
bu devir ve teslimden sonra bu mukaddes şehir ve mescidi, peygamberlerini
katleden ve yeryüzünü fesada boğan bir milletin elinden alarak Resulullah’a
teslim ettiği gayet açıktır.
İşte bundan dolayı biz Müslümanlar inancımız gereği Hz.
Peygamber’in İsra ve Miraç mekânı olan bu yere büyük bir kutsiyet izafe edip
buranın ebedi kutsiyetine inanırız. İslam fetihlerinin ve İslam’ı bütün
insanlığa tebliğ maksadıyla Hicaz bölgesinden çıkarak dünyaya açılmanın ilk
günlerinde, ulaşılması ve fethedilmesi gereken bir mekân olarak görülen
Filistin ve özellikle Beytu’l-Makdis (Kudüs), fetih hareketlerinin
başlangıcında İslam toprağı hâline getirilen ilk yerlerdendir. Bu mirasa sahip
çıkmak maksadıyla Kudüs, 638 yılında Hz. Ömer tarafından Bizanslıların elinden
alınarak İslam devletinin topraklarına dâhil edilmiştir.
Hz. Ömer zamanında her gün genişleyen İslam fetihleri,
Ecnâdeyn Zaferi’yle Bizans kapılarını iyice araladı. Hristiyanların kutsal
merkezi olan Kudüs’ün de içinde bulunduğu Filistin bölgesi, Suriye orduları
başkumandanı Ebu Ubeyde İbnu’l-Cerrah’ın yönetiminde fethedildi. Şehri bizzat
halifeye teslim etmek isteyen Kudüslülerin talebi üzerine Hz. Ömer
İbnü’l-Hattab, İslam ümmetinin halifesi olarak başkent Medine’den çıkıp
Filistin’e geldi. Son derece mütevazı elbiseler içinde Kudüs’e giren Hz. Ömer,
şehre İslam’ın verdiği izzet ve şerefle girdiklerini, üzerindeki yamalı elbiselerin
hiçbir değeri olmadığını hâl ve davranışlarıyla anlatıyordu. Büyük halife Hz.
Ömer, şehrin anahtarını Patrik Sophronios’tan bizzat teslim aldıktan sonra,
burada yaşayan ve Müslüman olmayan kimselere tam bir din hürriyeti ve güven
içinde yaşayacaklarına dair yazılı bir eman verdi. Bu tarihten sonra Kudüs,
Haçlı işgaline kadar sürekli İslam devletlerinin hâkimiyetinde kaldı.
Hz. Peygamberin 23 yıllık peygamberlik süresinde 14 yıl
boyunca namazlarını Mescid-i Aksa’ya yönelerek kıldığı bu mukaddes mekânın
-etrafı mübarek kılınmış mescit ve kutsal şehir Kudüs’ün- işgal altında olması
bütün ümmet için bir zuldür. Şehir, tarihte zaman zaman Haçlı veya Yahudiler
tarafından işgal edilmişse de bu işgaller kısa süreli olmuş ve Müslümanlar bu
beldeyi kurtarmanın yolunu bulmuştur. Haçlılar büyük ordular hâlinde Filistin’e
saldırıp bir asra yakın bir müddet buraya yerleşmişler ancak onların orada
ebediyen kalacaklarına hiçbir Müslüman inanmamıştır. 638 yılından 1099 yılına
kadar İslam beldesi olarak kalan bu mübarek şehir, 461 yıl süreyle el-Makdis
gibi çok sayıda büyük ilim ve fikir adamı yetiştirmiş, büyük bir kültür merkezi
hâline gelmiştir. 1099 yılına gelindiğinde Haçlı ordularınca işgal edilmiş ve
88 yıl gibi tarihte hiç önemi olmayacak kadar kısa bir süre işgal altında
kalmıştır.
Selahaddin el-Eyyubi 1187 yılında Kudüs’ü kuşattığında
Beytü’l-Makdis’e beslediği sevgi sebebiyle bu mübarek beldeyi savaş
felaketinden korumak istemiş, bunun için de birkaç kez çok elverişli şartlarla
Haçlıları teslim olmaya davet etmiş ancak netice alamamıştır. O, bu kutsal
şehrin surlarını yıkmak, binalarını yok etmek ve en ufak bir taarruzla şehre
zulüm yapmaktan çekiniyordu. Bu nedenle o da Hz. Ömer gibi barış yoluyla şehri
teslim almaya çalıştı. Bunun için şehre elçiler gönderip, “Kudüs’ün Allah’ın
kutsal saydığı beldelerden biri olduğuna büyük bir inancım vardır. Sizin de
kutsallığına inandığınız bu beldeye muhasara ve savaşın gerektirdiği yollarla
hücum etmek ve girmek istemiyorum.” dedi.
Kutsal mekânlar, salih kulların sahipliğinde kutsallıklarına
paralel olarak korunurlar. Temennimiz, İslam dünyasındaki uyanış ve direniş
hareketlerinin güç kazanması, bu kutsal mekânların tekrar Allah’ın
kendilerinden razı olduğu salih kulların eline geçmesidir. Bunun ilk
işaretlerinin görülmeye başlanmış olması bu ümidimizi arttırmaktadır. Her geçen
gün güçlenen Müslümanlar, bir gün mutlaka işgal altındaki bu toprakları
kurtaracak ve yeniden salih kimseler ve müminler yeryüzüne mirasçı
olacaklardır. Korkak ve üzerlerine zillet vurulmuş Yahudilerin Filistin’i
boydan boya bölen utanç duvarını yapmalarının sebebi, bu toprakların öte
tarafında saklanmak içindir. Batı yakasında barınamayacaklarını anladıkları
için bu duvarı inşa ettiler.
50 yıldır süren bu işgale “hayır” demenin şimdi tam
zamanıdır. Artık bütün bir İslam dünyasının sesini yükseltmesinin ve tüm cihana
bu işgale son verilmesi ve Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşturulması mesajını
vermesinin tam zamanıdır. Kudüs için yapabileceğimiz çok şey var! 50 yıllık bu
işgal sona ermeden İslam dünyasının başını dik tutması mümkün değildir!
KUDÜS'TE BUGÜN İSYAN VAR 14.05.2018
Kudüs'te gergin bekleyiş!
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in
başkenti" olarak tanıma kararının ardından Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği
bugün işgal altındaki Kudüs'e taşınıyor.
1.14: Arap Birliği, ABD'nin elçiliğini Kudüs'e taşımasıyla
ilgili çarşamba günü olağanüstü toplanma kararı aldı.
11.05: Uluslararası haber ajansları, İsrail-Gazze sınırında
protesto gösterilerinin başladığını açıkladı.
11.00: Yarım asırdır işgal altındaki Kudüs bugün tarihinin
en zor günlerinden birini yaşayacak. Filistinlilerin Nekbe olarak andıkları
günde Kudüs’e taşınacak ABD Büyükelçiliği’nin açılışıyla şehirdeki işgal yeni
bir boyut kazanacak. Girişim, başta Kudüs ve Filistin’in diğer şehirlerinde
olmak üzere dünya genelinde 46 ülkede protesto edilecek.
10.50: ABD Başkanı Donald Trump’ın törende video
bağlantısıyla bir konuşma yapması bekleniyor. Ivanka Trump ve Jared Kushner’in
dışında, ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve Dışişleri Bakan Yardımcısı John
Sullivan da törene katılacak. Kushner daha sonra İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu
ile bir görüşme yapacak.
Avrupa Birliği, ABD’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma
kararına itiraz etmişti ve çoğu AB ülkesinin büyükelçisi törene katılmayacak.
Ancak, AB içinde de çatlaklar var. Çok sayıda yabancı diplomatın törene
katılacağı ve bunlar arasında, AB’nin bu konuda bir ortak açıklama yapmasını
engellediği belirtilen Macaristan, Romanya ve Çek Cumhuriyeti temsilcilerinin
de bulunduğu kaydediliyor.
Trump’ın açıklamasından sonra kendi büyükelçiliklerini de
Kudüs’e taşıma kararı alan Guetamala ve Paraguay devlet başkanları da törende
yer alacak.
10.37: İsrail'in Haaretz gazetesi, dün akşam gerçekleşen
büyükelçilik açılış galasına Ivanka Trump ve Jared Kushner'le birlikte 32
ülkenin temsilcilerinin katıldığını bildirdi. ABD'nin bu kararını 120'den fazla
ülkenin kınamamıştı.
Açılışa katılacak ülkeler şöyle: Cezayir, Angola, Avusturya,
Kamerun, Kongo, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Fildişi Sahilleri, Çekya, Dominik
Cumhuriyeti, El Salvador, Etiyopya, Gürcistan, Guatemala, Honduras, Macaristan,
Kenya, Makedonya, Myanmar, Nijerya, Panama, Peru, Filipinler, Romanya, Ruanda,
Sırbistan, Güney Sudan, Tayland, Ukrayna, Vietnam, Paraguay, Tanzanya ve
Zambia.
10.05: Kudüs'teki açılış öncesi ilk tepki İran destekli
Hizbullah'tan geldi. Hizbullah, büyükelçiliğin Kudüs'e taşınması kararının değersiz
olduğunu ve bir anlam ifade etmediğini duyurdu.
09.45: İsrail Gazze sınırında büyük gösterilerinin
düzenlenmesinin istemeyen İsrail ordusu harekete geçti. İsrail basını, ordu
güçlerinin Filistinlilerin sınıra yaklaşmaması konusunda havadan uyarı broşürleri
attığını yazdı.
09.22: Gazze'nin Han Yunus kentindeki esnaf, ABD'nin
büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararını protesto etmek ve düzenlenecek
gösterilere katılmak üzere iş yerlerinin kepenklerini kapattı.
09.18: Açılışın yapılacağı günün sabahında Filistinli
binlerce Müslüman, İsrail-Gazze sınırına doğru yürüyüşe geçti.
BÜYÜK GÖSTERİLER DÜZENLENECEK
Bugünkü tören öncesi şehirdeki hava oldukça gergin.
Filistinlilerin yarın işgal altındaki Doğu Kudüs ve ablukanın sürdüğü Gazze'nin
yanı sıra Filistin'in diğer şehirlerinde büyük gösteriler düzenlemesi
bekleniyor.
BÜYÜKELÇİLİĞİ KIZI VE DAMADI AÇACAK
ABD Başkanı'nın kızı Ivanka Trump ile damadı ve danışmanı
Jared Kushner'in de aralarında bulunduğu ABD heyeti açılış törenine katılmak
üzere dün İsrail'e ulaştı. Büyükelçiliğin taşınacağı caddeye İsrail ve ABD
bayraklarının yanı sıra "Siyon dostu Trump" ve "Trump İsrail'i
büyük yaptı" yazılı billboardlar asıldı. ABD Başkanı Trump'ın ise törene
telekonferans yoluyla katılması bekleniyor.
120 ÜLKE BU KARAR TEPKİ GÖSTERDİ
ABD bugün, 120'den fazla ülkenin kınama kararına rağmen
İsrail Elçiliği'ni egemenliği tartışmalı Kudüs'e taşıyor. ABD Başkanı Trump, 6
Aralık 2017'de, Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıdığını ve ABD
Büyükelçiliği'nin Tel Aviv'den Kudüs'e taşınması talimatı verdiğini
açıklamıştı. ABD yönetimi büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e 14 Mayıs'ta
taşıma kararı almıştı. Karar, bölgesel ve uluslararası düzeyde ve Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu'nda büyük tepkiyle karşılanmıştı.
BU NOKTAYA NASIL GELİNDİ?
Müslümanlar kadar Hristiyan ve Yahudilerin en kutsal
mekânlarına ev sahipliği yapan Kudüs'ün batısı 1948'de İsrail tarafından ele
geçirildi. Filistinlilerin çoğunlukta olduğu Doğu Kudüs ise 1967'den beri
İsrail işgalinde bulunuyor. Bu nedenle Doğu Kudüs, Filistin davasının kalbi
niteliğinde. İsrail ise 1980'de aldığı tek taraflı bir kararla doğusuyla
batısıyla Kudüs'ü "İsrail'in birleşik başkenti" ilan etti. Buna
karşılık BM Güvenlik Konseyi (BMGK) 1980'de İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhak ederek
başkent ilan etmesini geçersiz sayan 478 sayılı kararı kabul etti. ABD Kongresi
bu kararı 1990'lı yıllarda tanıdı ancak Donald Trump'a kadar hiçbir başkan Tel
Aviv'deki büyükelçiliği taşımaya yanaşmadı.
KONSOLOSLUK ELÇİLİK OLDU
Eski kente hâkim konumdaki bir tepede bulunan yeni ABD
büyükelçiliği, düne kadar konsolosluk binasıydı. Yaşlı Rus göçmenler için
bakımevine dönüştürülen Diplomat Oteli yakınlarındaki binanın çevresindeki
arsalar güvenlik gerekçesiyle boş tutuluyor. İşlerinin açılacağını ümit eden
bölge esnafı taşınmadan memnun. Başkan Trump, Twitter'da, "Bu hafta
Amerikan Büyükelçiliği Kudüs'e taşınacak. Herkesi tebrik ederim" mesajını
paylaştı.