BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

14 Mayıs 2018 Pazartesi

Bugün Günlerden KUDÜS

SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ & UNUTMAYIN TEK GELİR KAYNAĞIMIZ REKLAMLAR & SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ

Dünya Kudüs hamlesi nedeniyle ABD'yi boykot ediyor.

ABD'nin hukuksuz bir biçimde büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması yalnızca İslam aleminin değil, Avrupa'nın da tepkisini çekti. Açılışa davet edilen 86 ülkeden 56'sının olumsuz cevap verdiği belirtildi.

Kudüs hakkında bilinmesi gereken 40 şey...

Kudüs yüzyıllardır olduğu gibi yine dünyanın bir numaralı gündem maddesi... Üzerinde her dinin, her medeniyetin ayak izlerini taşıyan Kudüs niçin bu kadar değerli? Bunu anlamak için Kudüs tarihindeki belirgin izleri bilmek gerekiyor.
1) Yüce Allah tarafından, etrafıyla birlikte kutsal kılınan Mescid-i Aksâ'nın bulunduğu kutlu şehir. Yeryüzünün en eski ikinci ve en mukaddes üçüncü mescidinin mekânı. Semâvi dinlerin, semâlara uzanan nebîlerin, bağrında dinlenen velîlerin beldesi. Her karış toprağında, nice peygamberlerin hâtırâsını ve izlerini taşıyan kutsal belde Kudüs.
2) Üç dinin atası Hz İbrahim, hanımı Hz Sârâ ile Kudüs yakınlarındaki Sebu'da yaşamıştı. İkinci oğlu Hz İshak burada doğdu ve 160 yaşında Kudüs yakınlarında vefât etti. Babası Hz İbrahim'in el-Halil kasabasındaki mezarının yanına defnedildi. İshak, Yakup, Yusuf peygamberlerin ve Sârâ Annemizin kabirleri de burada.
3) Hz Lut'un gençliği, Hz İbrahim'le birlikte Kudüs'te geçmiş, daha sonra Lut Gölü yakınındaki kavme elçi olarak görevlendirilmişti.
4) Hz Musa ve Hz Harun israiloğullarıyla Mısır'dan çıkıp Kızıldeniz'i geçince Yüce Allah, Kudüs'e gitmelerini emretti. Hz Muhammed Mekke'den Medine'ye, Hz Musa ve Hz Harun Kâhire'den Kudüs'e hicret etmişti. Hz Musa, mezarının Mescid-i Aksâ'ya yakın olması için niyazda bulunmuş ve duâsı kabul olunarak Mescid-i Aksâ yakınlarında vefât etmişti.
5) Hz Davut, sapanıyla zâlim Câlut'u öldürdü. Muzaffer bir asker olarak şehre girdi. ( Günümüzde de Filistinliler İsrâil'e karşı sapanla mücâdele veriyorlar ) Hz Süleyman, cinlerden ve insanlardan oluşan ordusu ile kurduğu hâkimiyeti, muhteşem bir saraydan yönetiyordu. Babasından aldığı taht şehrini yeryüzünün başkenti yaptı.
6) Hz Süleyman'ın devâsâ mâbedi, Hz. Süleyman'ın emriyle cinler tarafından inşâ edildi.
7) Hz Süleyman'ın mâmur ettiği bu kutlu şehir, Bâbil kralı Nabukadnezar tarafından yakıldı, yıkıldı, yağmalandı, talan edildi. Yıllarca isyanlara, işgallere, ihtilâllere ve kanlı savaşlara mâruz kaldı. Halkı sürgüne gönderildi defalarca.
8) Hz Zekeriya testerelerle doğrandı Kudüs'te, Hz Yahya'nın başı kesildi.
9) Hz Meryem, Mescid-i Aksâ'nın doğu tarafındaki hücresinde îtîkâfa çekildi. Odasındaki mihrapta Rabbinin meleklerle gönderdiği cennet meyvelerinden rızıklandı.
10) Hz İsa, komşu kent Beytüllahim'de bir mucize olarak babasız doğdu, daha bebekken konuştu. Evvelâ Celile'de sonra Kudüs'te insanları hak dine dâvet etti. Hem bedenlere, hem gönüllere hekim oldu. 33 yaşına gelince de tıpkı Resûlü Ekrem'in mîrâcı gibi O'da bu kutlu şehirden semâlar ötesine, Rabbinin katına yükseldi. Demek ki Rabbin makâmına yükseliş şehri Kudüs'tü.
11) Peygamber Efendimiz hicretten sonra 17 ay boyunca, namaz kılarken Mescid-i Aksâ'yı kıble edindi. Yüzünü Kudüs'e döndü.
12) Peygamber Efendimiz Miraç yolculuğunda Burak'a binip Mekke'den Kudüs'e, Kudüs'ten arş-ı âlâya yolculuk yaptı. Medine'den önce, Kudüs'e hicret etmişti. Kudüs, İsrâ (gece yolculuğu) mûcizesinin ikinci durağı, Miraç (yükseliş yolculuğu) mûcizesinin birinci durağı oldu.
13) Kendisini sırtına alıp ufuk ötesine uçuran, gözünün gördüğü yere adımını atan Burakını Mescid-i Aksa'nın bir duvarına bağlamıştı.
14) Ve yine Peygamberimizin, nebîler nebîsi olup tüm enbiyaya rehber olduğu yer de Kudüs'tü.
15) Bâbillilerden sonra, Romalılar tarafından da ikinci büyük işgâli yaşadı Kudüs. Halk tekrar sürüldü uzak diyarlara. Daha sonra Roma imparatoru Hadrian tarafından yeni baştan imâr edildi şehir.
16) Bizans imparatoru Constantin ise, Hıristiyanlaştırdı bu şehri, annesi Helen ile birlikte, putları yıktı, Kutsal Mezar kilisesini yaptırdı. Hz İsa'nın bebekken yıkandığı taş beşiği, İstanbul'a. Beşiktaş'a taşıdı.
17) Asırlar sonra Halife Hz Ömer'in tâyin ettiği İslam orduları başkumandanı Ebû Ubeyde b. Cerrah fethetti bu şehri. Patrik Sophronios şehrin anahtarlarını, Ebû Ubeyde'nin dâvetiyle Medine'den Kudüs'e gelen Hz Ömer'e teslîm etti.
18) Kudüs fâtihi olarak şehre giren Halife Hz Ömer, bir çöplük haline getirilmiş Mescid-i Aksâ'nın etrafını temizletti. Rasûlullah'ın ayak izinin bulunduğu o kutsal taşı (Hacer-i Muallak) bulmak için eteğinde taş taşıdı, işçilerle beraber çalıştı. Ve kendi ismiyle de anılan Mescid-i Aksâ'yı, Hacer-i Muallaka'nın kıble tarafına yaptırdı. Halka İslamı öğretmesi için Ubâde b. Sâmit'i kadı tâyin etti.
19) Ubâde bin Sâmit de burada medfun, Semân-ı Fârisî de.
20) Halife Hz Osman, Silvan bahçeleri gelirlerini şehrin fakir halkına vakfetti.
21) Hz Muaviye, Suriye vâlisi iken Halife Hz Osman'ın katillerinin bulunup cezâlandırılması için Mısır fatihi Amr b. As ile Kudüs'te bir antlaşma yapmıştı. Yine Kudüs'te halkın biatını alarak halîfeliğini îlan etti.
22) Abdülmelik b. Mervan ve Süleyman b. Abdülmelik'de biat almak için Kudüs'ü tercih etmişlerdi.
23) Emevi halifesi Abdülmekil b. Mervan, Peygamberimizin mîrâca çıkarken bastığı kaya (sahra) üzerine, Kubbetüs-sahra'yı inşâ ettirdi. O gün bu gündür çoğu kişi onu Mescid-i Aksâ zannetti. Oğlu Velid b. Abdülmelik ise Mescid-i Aksâ'yı yeniden inşâ eden halife oldu.


24) Depremlerle zarar görmüş olan Mescid-i Aksa'yı Abbasi halifesi Ebû Câfer Mansur, yeniden inşâ ettirdi.
25) Abdurrahman Evzâi, Süfyânı Sevrî, Leys b. Sa'd ve Muhammed b. İdris eş-Şâfiî gibi mezhep imamları Kudüs'te okuttular derslerini, talebelerini burada yetiştirdiler.
26) Râbiatül Adeviyye, Bişr-i Hafi, Seriyyüs Sakatî gibi mâneviyat âleminin kutupları, Peygamberimizin semâlara çıktığı bu şehirde, semâların ötesinden bahsettiler.
27) Sayısız işgâller, kıtlıklar, savaşlar, depremlerle zarar gören şehir, yeniden îmâr edilirken Kubbetüs-Sahra ve Mescid-i Aksâ'da Fâtımî halifesi tarafından yeniden îkâme edildi.
28) Selçukluların Kudüs'e hâkim oldukları 25 yıl içerisinde, Dünyanın dört bir yanından çok sayıda âlim, şehre akın akın gelmeye başladılar. İmam Gazzâli derslerinin bir kısmını burada verdi. Ebû Bekir İbnî Arabî 3 yıl boyunca burada kaldı. Kitaplarını burada yazdı. İbn-i Kayserâni Mescid-i Aksâ'da hadis dersleri verdi.
29) Kara bulutlar 1099 yılında Kudüs üzerinde göründü. Leş kargaları gibi şehre üşüşen haçlı orduları, Fâtımîlerin hâkimiyetindeki Kudüs'ü işgâl ettiler. Sokaklar et yığını hâline geldi. İnsanın başını ağrıtacak derecede kan kokusu, günlerce Kudüs semâlarından gitmedi. Haçlılar, tüm Müslüman ve Yahudileri katlettiler.
30) Nûreddin-i Zengi, Kudüs'ü esâretten kurtarmadan uyumayı kendisine haram etti. Mescid-i Aksâ için bir minber dahi hazırlamıştı. Kurtuluş hediyesi olarak kutlu mâbede takdim etmek üzere.
31) 1185 yılında Kudüs krallık ordusunun Kahire'den Şam'a giden bir Müslüman kervanına saldırmasıyla başlayan harekât, Selahaddin Eyyûbi'nin iki yıl sonra Kudüs'le birlikte 52 şehri fethetmesiyle sonuçlandı. Miraç kandilinde Selahaddin Eyyûbi Kudüs'e girdi.
32) İmam Nablûsi'den, Gazze'li İmam Şâfiî'ye kadar birçok dev âlim yetiştirmiş olan Filistin'in kutsal şehri Kudüs 1099 yılında Haçlıların ilk işgâlinden îtîbâren 145 yıl sonra Türklerin eline geçti.
33) Memlûk sultanı Muhammed b. Kalavun, 40 yıldan fazla hüküm sürdüğü için, şehri yeniden îmâr etti.
34) Memlûkler Kudüs'ü değil, kendilerini bile koruyamaz olunca 1517 yılında Kahire'deki Memlûk hâkimiyetine son veren Yavuz Sultan Selim, Kudüs'e de hâkim oldu.
35) Kânûnî Süleyman Han, Mescid-i Aksâ çevresine surlar, Hürrem Sultan'da bir külliye yaptırdı.
36) 1799 da Gazze, Remle ve Safed'i işgâl eden Napolyon, Cezzar Ahmed Paşa'ya mâğlup olunca arkasına bile bakmadan kaçmıştı.
37) 1870 lerden sonraki Yahudi göçleri, Kudüs'ün dengesini bozdu.
38) Sultan 2. Abdülhamid, siyonizmi ve Filistin'e Yahudi göçünü engellemek için yoğun çaba sarfetti. Bu arada şehri yeni baştan îmâr etti.
39) 1917 Kudüs için felâket yılı oldu. 11 Aralıkta İngiliz askerler Kudüs'e girdi. Böylece Kudüs'teki Müslüman hâkimiyeti de sona erdi.
40) Nihâyet 1948 de İsrail Devleti kuruldu. Böylece Ortadoğu'yu kan gölüne çevirecek Filistin-İsrail mücâdeleleri başlamış oldu.

Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın İslam'daki Yeri




50 yıldır süren bu işgale "hayır" demenin şimdi tam zamanıdır. Artık bütün bir İslam dünyasının sesini yükseltmesinin ve tüm cihana bu işgale son verilmesi ve Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşturulması mesajını vermesinin tam zamanıdır.
Tevhit inancının önderleri olan peygamberlerin Allah’ın dinini en yoğun olarak insanlara tebliğ ettikleri kutsal bir mekân olan Kudüs, tarih boyunca birçok devlet ve milletin ilgi odağı hâline gelmiştir.
Kudüs, imar edildiği günden bu yana Şam diyarının merkezi ve başkenti olagelmiştir. Hz. İbrahim ve Hz. Lut’un Filistin bölgesine gelip yerleşmelerinden itibaren bu bölgenin tümü mübarek kabul edilmiştir. “Biz onu (İbrahim’i) ve (yeğeni) Lut’u âlemler için mübarek kıldığımız arza (yere ulaştırıp) kurtardık.” (Enbiya; 71). Bereketli kılınan bu bölgenin mübarek olarak kabul edilmesinin nedeni, Cenab-ı Allah’ın hikmetiyle buradan pek çok peygamberin gelip geçmesi ve burada vefat edip defnedilmesi veya meyve ve sebzelerle etrafının bereketlendirilmiş olmasından ileri gelmektedir.
Hz. Peygamber; “Ziyaretler ancak üç mekâna yapılır. Mekke’deki Mescidu’l-Haram’a, Medine’deki benim bu mescidime ve Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya.” buyurmuştur. Resulullah’ın bu hadisi ile bu üç belde İslam’da kutsal ilan edilmiş ve bunların dışında kutsiyeti olan başka bir dördüncü şehirden söz edilmemiştir. Ancak Şam ve İstanbul da hadislerde zikredildiklerinden bir bakıma kutsiyetlerine işaret edilmiş beldelerdir.
İslam’ın Mekke’de ilk tebliğ edildiği günlerde bu dinin en önemli ibadetlerinden biri olan namazın Mescid-i Aksa’ya yönelerek kılınması İslam’ın ilk kıblesinin bulunduğu Kudüs şehrinin önemini açıkça gösterir. Müslümanlar bu ilk kıblenin kutsiyetini idrak ederek tarih boyunca buraya sahip çıkılması gerektiğinin bilinciyle hareket etmiş ve bu mukaddes beldeyi her zaman koruyarak tevhit inancının bayrağı altında bulunması gerektiğine inanmışlardır. Kudüs ebediyen İslam’ın ilk kıblesi olma özelliğini koruyacak ve Müslümanlar buraya sahip çıkmak zorunda olduklarını hep idrak edecek ve bu beldenin Haçlı veya Yahudiler tarafından işgal edilmesi hâlinde tarihte olduğu gibi mutlaka kurtarılması gereğine inanarak çalışacaklardır.
Kudüs Yahudilerin değil, Hz. Âdem’den bu yana gelen tevhidin temsilcisi peygamberlerin mirasıdır. Bu miras nesilden nesile Allah’a itaat eden salih kullara devredilmiş ve onlar buna sahip çıkmıştır.
Cenab-ı Allah bu kutsal toprakların daima salih kimselerin yönetiminde kalmasını irade buyurmuş, fasık ve zorbaların hâkimiyetine geçen bu toprakların tekrar peygamberlerin veya peygamber mirasçılarının eline geçmesini istemiştir. Bunun için de sık sık bu bölgeye peygamberler gönderip onları uyarmıştır. Hz. Musa’dan sonra gelen ve İsrailoğullarına mensup birçok peygamberin (Davud ve ardından Süleyman’ın) bu topraklarda Allah’ın şeriatıyla güçlü bir devlet olarak hükmetmelerinin sebebi budur. Davud öncesinde de Allah İsrailoğullarını tekrar küfre karşı cihat etme hususunda imtihan etmiş ve onlara Talut’u hükümdar olarak belirlemişti. Fakat onlar yine itaat etmeyip isyan ederek bu mukaddes topraklar uğruna savaşmaktan kaçınmışlardı. İşte bütün bu olaylar çerçevesinde, (Davud ve Süleyman’dan sonra) bu kutsal mekân ve toprakların mutlaka mümin ve muvahhidlerin yönetiminde olması gerektiğini anlıyoruz. Kâfir ve müşriklerin bu topraklar üzerinde velayet hakları olmamalıdır. Özellikle daha sonra Zekeriya ve Yahya’yı öldüren kitlenin bu topraklar üzerinde velayet hakkına sahip olamayacakları açıktır.
Yahudiler bu topraklara Hz. Musa zamanında sahip çıkmayıp, “Git, sen ve Rabbin savaşın…” demişler ve bu kutsal mekânları korumaya yanaşmamışlardır. Bu tutumlarının sonucunda da kutsal topraklar ellerinden alınmıştır. Hatta onlar bu yerleri koruma fırsatı ellerine birkaç kez geçmesine rağmen aynı isyan ve korkaklığı gösterdikleri için artık bu mescit ve çevresi hakkında hiçbir sahiplik iddiasında bulunamayacaklardır. Bu durumu Cenab-ı Allah onlara çeşitli vesilelerle defalarca bildirmiştir. Buna rağmen çağımızda dünyayı fesada boğarak Filistin’i işgal edip bunca insanın kanına girmeleri, boşuna günah çıkartma gayret ve ikiyüzlülüklerinden başka bir şey değildir.
Bu nedenle Cenab-ı Allah, salih bir kulu ve habibi olan son peygamber Hz. Muhammed (sav)’e bu kutsal mekânı teslim etmek ve bu yerlerin kıyamete kadar onun ve ümmetinin elinde kalmasını temin etmek için onu İsra ve Miraç vasıtasıyla alıp oraya götürmüştür. İsra olayında bir devir teslim merasimi vardır. Cenab-ı Allah, İsra ve Miraç gecesinde bu mekânı bütün peygamberlerin ruhlarının şahitliğiyle Resulullah (sav)’a teslim etmiş, o da bu mübarek şehri ümmetine bir miras olarak devretmiştir. Burada Cenab-ı Allah’ın bu devir ve teslimden sonra bu mukaddes şehir ve mescidi, peygamberlerini katleden ve yeryüzünü fesada boğan bir milletin elinden alarak Resulullah’a teslim ettiği gayet açıktır.
İşte bundan dolayı biz Müslümanlar inancımız gereği Hz. Peygamber’in İsra ve Miraç mekânı olan bu yere büyük bir kutsiyet izafe edip buranın ebedi kutsiyetine inanırız. İslam fetihlerinin ve İslam’ı bütün insanlığa tebliğ maksadıyla Hicaz bölgesinden çıkarak dünyaya açılmanın ilk günlerinde, ulaşılması ve fethedilmesi gereken bir mekân olarak görülen Filistin ve özellikle Beytu’l-Makdis (Kudüs), fetih hareketlerinin başlangıcında İslam toprağı hâline getirilen ilk yerlerdendir. Bu mirasa sahip çıkmak maksadıyla Kudüs, 638 yılında Hz. Ömer tarafından Bizanslıların elinden alınarak İslam devletinin topraklarına dâhil edilmiştir.
Hz. Ömer zamanında her gün genişleyen İslam fetihleri, Ecnâdeyn Zaferi’yle Bizans kapılarını iyice araladı. Hristiyanların kutsal merkezi olan Kudüs’ün de içinde bulunduğu Filistin bölgesi, Suriye orduları başkumandanı Ebu Ubeyde İbnu’l-Cerrah’ın yönetiminde fethedildi. Şehri bizzat halifeye teslim etmek isteyen Kudüslülerin talebi üzerine Hz. Ömer İbnü’l-Hattab, İslam ümmetinin halifesi olarak başkent Medine’den çıkıp Filistin’e geldi. Son derece mütevazı elbiseler içinde Kudüs’e giren Hz. Ömer, şehre İslam’ın verdiği izzet ve şerefle girdiklerini, üzerindeki yamalı elbiselerin hiçbir değeri olmadığını hâl ve davranışlarıyla anlatıyordu. Büyük halife Hz. Ömer, şehrin anahtarını Patrik Sophronios’tan bizzat teslim aldıktan sonra, burada yaşayan ve Müslüman olmayan kimselere tam bir din hürriyeti ve güven içinde yaşayacaklarına dair yazılı bir eman verdi. Bu tarihten sonra Kudüs, Haçlı işgaline kadar sürekli İslam devletlerinin hâkimiyetinde kaldı.
Hz. Peygamberin 23 yıllık peygamberlik süresinde 14 yıl boyunca namazlarını Mescid-i Aksa’ya yönelerek kıldığı bu mukaddes mekânın -etrafı mübarek kılınmış mescit ve kutsal şehir Kudüs’ün- işgal altında olması bütün ümmet için bir zuldür. Şehir, tarihte zaman zaman Haçlı veya Yahudiler tarafından işgal edilmişse de bu işgaller kısa süreli olmuş ve Müslümanlar bu beldeyi kurtarmanın yolunu bulmuştur. Haçlılar büyük ordular hâlinde Filistin’e saldırıp bir asra yakın bir müddet buraya yerleşmişler ancak onların orada ebediyen kalacaklarına hiçbir Müslüman inanmamıştır. 638 yılından 1099 yılına kadar İslam beldesi olarak kalan bu mübarek şehir, 461 yıl süreyle el-Makdis gibi çok sayıda büyük ilim ve fikir adamı yetiştirmiş, büyük bir kültür merkezi hâline gelmiştir. 1099 yılına gelindiğinde Haçlı ordularınca işgal edilmiş ve 88 yıl gibi tarihte hiç önemi olmayacak kadar kısa bir süre işgal altında kalmıştır.
Selahaddin el-Eyyubi 1187 yılında Kudüs’ü kuşattığında Beytü’l-Makdis’e beslediği sevgi sebebiyle bu mübarek beldeyi savaş felaketinden korumak istemiş, bunun için de birkaç kez çok elverişli şartlarla Haçlıları teslim olmaya davet etmiş ancak netice alamamıştır. O, bu kutsal şehrin surlarını yıkmak, binalarını yok etmek ve en ufak bir taarruzla şehre zulüm yapmaktan çekiniyordu. Bu nedenle o da Hz. Ömer gibi barış yoluyla şehri teslim almaya çalıştı. Bunun için şehre elçiler gönderip, “Kudüs’ün Allah’ın kutsal saydığı beldelerden biri olduğuna büyük bir inancım vardır. Sizin de kutsallığına inandığınız bu beldeye muhasara ve savaşın gerektirdiği yollarla hücum etmek ve girmek istemiyorum.” dedi.
Kutsal mekânlar, salih kulların sahipliğinde kutsallıklarına paralel olarak korunurlar. Temennimiz, İslam dünyasındaki uyanış ve direniş hareketlerinin güç kazanması, bu kutsal mekânların tekrar Allah’ın kendilerinden razı olduğu salih kulların eline geçmesidir. Bunun ilk işaretlerinin görülmeye başlanmış olması bu ümidimizi arttırmaktadır. Her geçen gün güçlenen Müslümanlar, bir gün mutlaka işgal altındaki bu toprakları kurtaracak ve yeniden salih kimseler ve müminler yeryüzüne mirasçı olacaklardır. Korkak ve üzerlerine zillet vurulmuş Yahudilerin Filistin’i boydan boya bölen utanç duvarını yapmalarının sebebi, bu toprakların öte tarafında saklanmak içindir. Batı yakasında barınamayacaklarını anladıkları için bu duvarı inşa ettiler.
50 yıldır süren bu işgale “hayır” demenin şimdi tam zamanıdır. Artık bütün bir İslam dünyasının sesini yükseltmesinin ve tüm cihana bu işgale son verilmesi ve Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşturulması mesajını vermesinin tam zamanıdır. Kudüs için yapabileceğimiz çok şey var! 50 yıllık bu işgal sona ermeden İslam dünyasının başını dik tutması mümkün değildir!

KUDÜS'TE BUGÜN İSYAN VAR 14.05.2018



Kudüs'te gergin bekleyiş!
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıma kararının ardından Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği bugün işgal altındaki Kudüs'e taşınıyor.
1.14: Arap Birliği, ABD'nin elçiliğini Kudüs'e taşımasıyla ilgili çarşamba günü olağanüstü toplanma kararı aldı.
11.05: Uluslararası haber ajansları, İsrail-Gazze sınırında protesto gösterilerinin başladığını açıkladı.
11.00: Yarım asırdır işgal altındaki Kudüs bugün tarihinin en zor günlerinden birini yaşayacak. Filistinlilerin Nekbe olarak andıkları günde Kudüs’e taşınacak ABD Büyükelçiliği’nin açılışıyla şehirdeki işgal yeni bir boyut kazanacak. Girişim, başta Kudüs ve Filistin’in diğer şehirlerinde olmak üzere dünya genelinde 46 ülkede protesto edilecek.
10.50: ABD Başkanı Donald Trump’ın törende video bağlantısıyla bir konuşma yapması bekleniyor. Ivanka Trump ve Jared Kushner’in dışında, ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve Dışişleri Bakan Yardımcısı John Sullivan da törene katılacak. Kushner daha sonra İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile bir görüşme yapacak.
Avrupa Birliği, ABD’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararına itiraz etmişti ve çoğu AB ülkesinin büyükelçisi törene katılmayacak. Ancak, AB içinde de çatlaklar var. Çok sayıda yabancı diplomatın törene katılacağı ve bunlar arasında, AB’nin bu konuda bir ortak açıklama yapmasını engellediği belirtilen Macaristan, Romanya ve Çek Cumhuriyeti temsilcilerinin de bulunduğu kaydediliyor.
Trump’ın açıklamasından sonra kendi büyükelçiliklerini de Kudüs’e taşıma kararı alan Guetamala ve Paraguay devlet başkanları da törende yer alacak.
10.37: İsrail'in Haaretz gazetesi, dün akşam gerçekleşen büyükelçilik açılış galasına Ivanka Trump ve Jared Kushner'le birlikte 32 ülkenin temsilcilerinin katıldığını bildirdi. ABD'nin bu kararını 120'den fazla ülkenin kınamamıştı.
Açılışa katılacak ülkeler şöyle: Cezayir, Angola, Avusturya, Kamerun, Kongo, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Fildişi Sahilleri, Çekya, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Etiyopya, Gürcistan, Guatemala, Honduras, Macaristan, Kenya, Makedonya, Myanmar, Nijerya, Panama, Peru, Filipinler, Romanya, Ruanda, Sırbistan, Güney Sudan, Tayland, Ukrayna, Vietnam, Paraguay, Tanzanya ve Zambia.
10.05: Kudüs'teki açılış öncesi ilk tepki İran destekli Hizbullah'tan geldi. Hizbullah, büyükelçiliğin Kudüs'e taşınması kararının değersiz olduğunu ve bir anlam ifade etmediğini duyurdu.
09.45: İsrail Gazze sınırında büyük gösterilerinin düzenlenmesinin istemeyen İsrail ordusu harekete geçti. İsrail basını, ordu güçlerinin Filistinlilerin sınıra yaklaşmaması konusunda havadan uyarı broşürleri attığını yazdı.
09.22: Gazze'nin Han Yunus kentindeki esnaf, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararını protesto etmek ve düzenlenecek gösterilere katılmak üzere iş yerlerinin kepenklerini kapattı.
09.18: Açılışın yapılacağı günün sabahında Filistinli binlerce Müslüman, İsrail-Gazze sınırına doğru yürüyüşe geçti.

BÜYÜK GÖSTERİLER DÜZENLENECEK

Bugünkü tören öncesi şehirdeki hava oldukça gergin. Filistinlilerin yarın işgal altındaki Doğu Kudüs ve ablukanın sürdüğü Gazze'nin yanı sıra Filistin'in diğer şehirlerinde büyük gösteriler düzenlemesi bekleniyor.

BÜYÜKELÇİLİĞİ KIZI VE DAMADI AÇACAK

ABD Başkanı'nın kızı Ivanka Trump ile damadı ve danışmanı Jared Kushner'in de aralarında bulunduğu ABD heyeti açılış törenine katılmak üzere dün İsrail'e ulaştı. Büyükelçiliğin taşınacağı caddeye İsrail ve ABD bayraklarının yanı sıra "Siyon dostu Trump" ve "Trump İsrail'i büyük yaptı" yazılı billboardlar asıldı. ABD Başkanı Trump'ın ise törene telekonferans yoluyla katılması bekleniyor.

120 ÜLKE BU KARAR TEPKİ GÖSTERDİ

ABD bugün, 120'den fazla ülkenin kınama kararına rağmen İsrail Elçiliği'ni egemenliği tartışmalı Kudüs'e taşıyor. ABD Başkanı Trump, 6 Aralık 2017'de, Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıdığını ve ABD Büyükelçiliği'nin Tel Aviv'den Kudüs'e taşınması talimatı verdiğini açıklamıştı. ABD yönetimi büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e 14 Mayıs'ta taşıma kararı almıştı. Karar, bölgesel ve uluslararası düzeyde ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda büyük tepkiyle karşılanmıştı.

BU NOKTAYA NASIL GELİNDİ?



Müslümanlar kadar Hristiyan ve Yahudilerin en kutsal mekânlarına ev sahipliği yapan Kudüs'ün batısı 1948'de İsrail tarafından ele geçirildi. Filistinlilerin çoğunlukta olduğu Doğu Kudüs ise 1967'den beri İsrail işgalinde bulunuyor. Bu nedenle Doğu Kudüs, Filistin davasının kalbi niteliğinde. İsrail ise 1980'de aldığı tek taraflı bir kararla doğusuyla batısıyla Kudüs'ü "İsrail'in birleşik başkenti" ilan etti. Buna karşılık BM Güvenlik Konseyi (BMGK) 1980'de İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhak ederek başkent ilan etmesini geçersiz sayan 478 sayılı kararı kabul etti. ABD Kongresi bu kararı 1990'lı yıllarda tanıdı ancak Donald Trump'a kadar hiçbir başkan Tel Aviv'deki büyükelçiliği taşımaya yanaşmadı.

KONSOLOSLUK ELÇİLİK OLDU

Eski kente hâkim konumdaki bir tepede bulunan yeni ABD büyükelçiliği, düne kadar konsolosluk binasıydı. Yaşlı Rus göçmenler için bakımevine dönüştürülen Diplomat Oteli yakınlarındaki binanın çevresindeki arsalar güvenlik gerekçesiyle boş tutuluyor. İşlerinin açılacağını ümit eden bölge esnafı taşınmadan memnun. Başkan Trump, Twitter'da, "Bu hafta Amerikan Büyükelçiliği Kudüs'e taşınacak. Herkesi tebrik ederim" mesajını paylaştı.

google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html