Terör örgütü PKK'nın yan kuruluşu haline getirilen CHP'de HDP aşkı gün geçtikte daha çok büyüyor. İttifak yapmayı meşrulaştırmak için HDP'ye her gün yapılan güzellemeler, PKK'lı Demirtaş'ı cezaevinde ziyaretler ve ona yapılan övgüler, çeşitli bahanelerle HDP yöneticilerini ziyaretler, beraber konferanslar düzenlemeler şu an CHP'nin en büyük siyasi faaliyeti olarak göze çarpmaktadır.
Kemal Kılıçdaroğlu sanki "HDP ile yakınlaşma
faaliyetleri hızlandırın" diyerek düğmeye basmış gibidir.
CHP'de son güncellenmiş HDP manzarası şunlardan oluşuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu iki hafta önce CHP Genel Başkan
Yardımcısı Öztürk Yılmaz'ı "Öztürk bey gitmeden önce bana sordu gitmek
istediğini ifade etti 'tabii gidebilirsiniz' dedim, 'benim selamlarımı da
söyleyin' dedim. " diyerek PKK'lı Selahattin Demirtaş'ı ziyarete gönderdi.
CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar geçtiğimiz günlerde
"AKP-MHP şer ittifakıdır. Onun haricindeki bütün partilerin bir araya
gelmesi gerekiyor. HDP ülkedeki mevcut sorunları ortaya koyan, demokrasiden
yana olan bir partidir. Biz CHP olarak her siyasi partiyle yan yana geliriz,
yüzde 51'i sağlamak istiyoruz çünkü." Açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu ise televizyon
ekranlarından "Demirtaş'ın terörü bitirme çabasını ve samimiyetini ben
kendi adıma gördüğümü ve hissettiğimi düşünüyorum. O şiddet bitsin diye bir
çaba gösterdiğini ve samimi bir adam olduğunu düşünüyorum. Samimi çabası
yüzünden, terörü bitirme çabası yüzünden içeride olabilir." açıklamasını
yapabilecek kadar pervasız olabildi.
CHP'nin akli dengesini kaybetmiş yöneticilerine göre
"AKP-MHP ittifakı şer" ama PKK'nın siyasi taşeronu "HDP
demokratik parti" ,teröristlerin öldürülmesini vahşet gören ve bebek
katili için "Biz başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz", "Kürdistan
kurulacak" diyen, "Çözüm süreci olmazsa suikastlar olur, bombalar
patlar" diye tehdit eden Demirtaş ise "terörle mücadele eden samimi
adam" profilindedir.
Niçin direkt "HDP ittifak yapacağız" demiyorlar
da, böyle saçmalayıp duruyorlar anlaşılır gibi değildir.
CHP'nin zaten HDP ile ittifak yapma dışında şansı yoktur.
AKP-MHP ittifakı karşısında kendilerinin de belirtiği gibi %51'i bulmak için bu
hem siyasi mecburiyet hem de gönüllü birlikteliktir.
Atatürk'ün kurduğu CHP'yi bugün HDP zihniyeti ele geçirmiş
durumdadır. CHP'nin İstanbul İl Başkanlığına seçilen kişi bile buna tek başına
örnektir. PKK'nın çizgisine getirilmiş CHP'de, Kemal Kılıçdaroğlu'na hala
"Atatürkçüyüz" diye destek vermek ise en az akli dengesini kaybetmiş
yöneticilerin seviyesine düşme halidir.
Asker, polis ve masum insanlarımızın katillerini, mayın
döşeyenleri, hendek kazanları, kurşun sıkanları, bomba patlatanları kendine
rehber ve önder edinmiş HDP'ye, CHP'nin duyduğu bu sıcak ilişki ülkeye
ihanettir, hainliktir ve siyasette şerefsizlikle anılacak bir manzaradır. HDP
bir siyasi parti değil, İmralı'da kurulmuş, Kandil'de hayat bulmuş terör
örgütünün uzantısıdır. CHP ise böyle bir partinin bakıcısı ve
destekleyicisidir. HDP'nin kanlı sicili ortada iken CHP'nin yaptığı hiçbir
güzellemenin hükmü yoktur.
PKK'lı Demirtaş'a, terör örgütünün siyasi uzantısı HDP'ye
her gün övgüler dizen CHP'nin akli dengesini yitirmiş yöneticileri MHP Lideri
Sayın Devlet Bahçeli'ye saldırmayı da kendilerine ayrı bir misyon olarak görmektedir.
Bunlar için PKK'lı, FETÖ'cü, DHKP-C'li can dost ama MHP
Lideri Devlet Bahçeli can düşmanıdır. Bu ittifakın her oyunu bozan MHP Lideri
Devlet Bahçeli adeta bunları çıldırtmaktadır.
Bu yüzden hem saldırganlaşıyor, hem de akli dengelerinin
çapını ortaya koyan açıklamalar yapıyorlar. Bunlardan birisi de HDP'nin
mitinglerinde uzun boyunu gösteren, PKK'lı Selahattin Demirtaş'ı cezaevinde
ziyaret eden, Suriye'de öldürülen PKK'lı kırmızı fularlı terörist için HDP ile
birlikte yürüyen, yurt dışında HDP ile birlikte referandum için
"Hayır" toplantıları düzenleyen, HDP'ye yönelik operasyonlara ilk
tepkisini koyan CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker'dir.
CHP'nin HDP'yi savunan Daltonları içinde Avarel'i andıran
Ali Şeker bir televizyon programında demiş ki:
"Bahçeli'nin Ak Parti'nin yanında yer almasının
mantıklı bir açıklaması yok. Devlet Bahçeli'nin devlet yönetme fobisi var. Biz
7 Haziran'dan sonra Başbakan siz olun dedik. Devlet yönetme fobisiyle siyaset
yapılabilir mi? Bahçeli o dönemde daha kalp ameliyatı olmamıştı. Kalp
ameliyatlarından sonra böyle davranış değişikliklerine çok sık rastlıyoruz ama
bütün seçmenler de kalp ameliyatı olmadı. Onun için onlar böyle
davranmamalı"
Ali Şeker'in bu cümleleri şu fıkranın hali gibidir : Adamın
biri "kurban" mevzuunu anlatıyormuş: "Çocuğu olmayan Hazreti
Davut, Allah'a dua etmiş, 'Ya Rabbim bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban
edeyim' demiş. Dua tutmuş, Davut, kızının adını Ayşe koymuş, gel zaman git
zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş, Hazreti Davut kızı yatırmış, tam
boğazını kesip kurban edecekken, Azrail, gökten bir keçiyle çıkagelmiş, 'Kızı
bırak, al bu keçiyi kurban et' demiş"!
Derken dinleyenlerden biri dayanamamış:
"Yahu ben şimdi bunun neresini düzelteyim; Hz. Davut
değil Hz. İbrahim, kız değil erkek, Ayşe değil İsmail, Azrail değil Cebrail,
keçi değil, koç"
Ali Şeker'in "Başbakanlık verdik, kabul etmedi"
dediği CHP-HDP desteğiyle oluşabilecek bir durumdu. Zaten PKK'nın siyasi
taşeronu HDP asla yanaşmadı. Bu CHP'nin laf olsun diye sunduğu hayaliydi. CHP,
MHP'ye böyle ahlaksız bir teklif yapmakla övünüyor.
"Devlet yönetme fobisi var" diyor, oysa bugün MHP
Lideri Devlet Bahçeli, CHP'nin yoldaşları olan PKK'lı teröristlerin imhasında
Bozkurt mührünü vuran partinin lideridir. PKK'lı terörist temizliği yapan asker
ve polislerimizin yaptığı Bozkurt işareti Ali Şeker'in şekerini yükseltiyordur
herhalde… Milli olan her konuda MHP'nin etkisini zaten muhatapları bildiği için
direkt MHP'ye saldırmaktadır. Ali Şeker'in uyum içinde olduğu Kandil'deki
teröristlerin açıklamalarına bakması bile yeterli olacaktır.
Ali Şeker "Devlet Bahçeli kalp ameliyatından sonra
değişti" diyor. Oysa 15 Temmuz sonrası kimin nasıl değiştiğini görmek için
ortalama bir zekâ sahibi olmak bile yeter. Şimdi Ali Şeker'in bu mantığına
göre geçmişte idrar yolları rahatsızlığı
nedeniyle ameliyat olmuş Kemal Kılıçdaroğlu için "bu ameliyatından sonra
PKK-HDP aşkına tutuldu" demek mi gerekiyor?
Bu nasıl mantık, bu nasıl zekâ böyle?
Bu CHP'liler insanların hastalığı üzerinden nasıl siyasi
saçmalıklar üretebilme terbiyesizliğinde bulunuyorlar?
Hem safın PKK'nın siyasi taşeronu HDP safı olacak, hem
MHP'ye saldıracaksın. Sonra adın Atatürkçü olacak… Yok böyle bir saçmalık…
Kemal Kılıçdaroğlu artık kıvranmayı bırakmalı ve HDP ile
samimi birlikteliğini dünyaya duyurmalıdır. Mesela Kandil'de buluşarak bunu
açıklaması daha etkili olacaktır. Yanına da diğer yancısı olan ve parti
programına iki ayrı ülkenin insanından bahseden ve teröristbaşı Öcalan'ın
"Eşit Vatandaşlık" kavramını koyan Meral Akşener'i de alarak
"Hayır" ittifakını sağlamlaştırmalıdır. Nasıl olsa "Dualarım
Kemal Kılıçdaroğlu'na. Allah güç, kuvvet versin" diyecek kadar yancılığını
tescillemiştir.
HDP mi CHP'nin içine kaçtı, CHP mi HDP'nin içine kaçtı
bilmiyoruz ama artık birbirlerinden bir farkları kalmamıştır. Ama bildiğimiz
tek şey CHP'de PKK hâkimiyeti iyice yerleşmiştir.