![]() |
Tamer Ashraf |
GÜN BUGÜNDÜR
Sayın Bahçeli grup konuşmasında önce Afrin'de ne olduğunu, ne yaptığımızı anlattı. Özetleyelim:
Türkiye terörle mücadele etmektedir. Ve davamız haklıdır. Son silahlı hain ele geçirilesiye kadar bu mücadele durmayacak, tavsamayacaktır. Afrin çevreden merkeze doğru stratejik ve iyi planlanmış bir harekâtla çembere alınmıştır. Köstebek gibi yer altına inen hainler Afrin merkez ve etrafını tuzaklamışlar, askeri harekâtımıza yönelik çok önceden adeta tedbir almışlardır. Hainlerin saklanması nafiledir. Korkakça kaçmaları işe yaramayacaktır. Kahraman Mehmetlerimiz teröristleri iman gücüyle ezeceklerdir. Terörün kökü kazınacaksa, gün bugündür. Kimin ne söylediğinin herhangi bir ehemmiyeti kalmamıştır. Terörle huzur arasında tarafsız yer de yoktur.
BU NE KEPAZELİK?
İçerideki ve dışarıdaki ihanet güruhu, harekatın durdurulmasını istiyor ve bunu da ürettikleri iftiralara dayandırıyorlar. İşin aslını sayın Devlet Bahçeli şu şekilde izah etmiştir:
Kimlerin masumların can ve mal güvenliğine zehir saçtığı meydandadır. Teröristlere destek verenler, sınır il ve ilçelerimize isabet eden füzelere ne diyeceklerdir? Camilerimizi vuran alçaklar hala görmezden mi gelinecektir? Alman parlamentosunda PKK paçavraları takarak terör örgütü propagandası yapan zavallı vekil müsveddeleri, masumlara füzeyle saldıran katillerle aynı çizgiye düştüklerini, aynı cinayet ve melanete ortak olduklarını ne zaman idrak ve itiraf edeceklerdir? CHP, PYD'yi temize çıkarma, aklama arayışındadır. Tabipler Birliği isimli PYD/PKK paravan örgütü, savaş bir halk sağlığı sorunudur derken vatana ihanet suçu işlemiştir. Zulme karşı tarafsız kalmak bile namussuzluktur. Halka ölüm saçılıyor, sorun olmuyor; teröristler cezalandırılıyor, halk sağlığı sorununa işaret ediliyor. Bu ne kepazelik, nasıl bir satılmışlıktır? Tabipler Birliği Türk düşmanıdır, hekimlerin utancı, hekimliğin yüz karasıdır. Ve de derhal, çok acil, çok seri şekilde hakkında hukuki ve yasal düzenleme yapılmalı ya da kapısına kilit asılmalıdır.
ANKARA'NIN MAMUSU MÜDAFA EDİLİYOR
Türk Ordusu'nun Afrin'de bulunma sebebi gayet açıktır, son derece meşrudur, uluslararası hukuka uygundur. Eğer bu harekatı yapmazsak varlığımız ve geleceğimize yönelik tehdit çok daha aratacaktı. Sayın Bahçeli'de bu duruma özellikle dikkat çekiyor:
Afrin temizlenmezse, Kilis hedef, Hatay namlunun ucundadır. Afrin'de, Ankara'nın namusu müdafaa edilmektedir. Türkiye, Afrin'de işgalci değildir. Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıdır, riayet etmektedir. Bu süreçte karşımıza kim çıkarsa tavrımız değişmemeli ve inşallah da değişmeyecektir. Afrin'de PKK/PYD'nin yanında, özellikle ABD Türkiye'ye adı konmamış, benzerlerine Soğuk Savaş yıllarında rastlanacak artniyetli bir tavır içindedir. 3 Şubat'taki kanlı saldırıdan sonra, dün, Afrin Küçük Darmık Dağı Bölgesinde harekata katılan bir tankımızın tanksavar mermisiyle vurulmasını sözde müttefik ülkeler nasıl ve neyle izah edeceklerdir? NATO nerededir, niye sessizdir? Türkiye'nin savunma refleks ve iradesine NATO'nun bırakınız hukuki ve hususi desteğini, fiili, ahlaki ve ümit verici katkısı ne zaman duyulacaktır?
BOZKURT İŞARETİ YAPAN YİĞİTLER
Kahraman askerlerimizin Kızılelma ülküsünü sahiplenmeleri ve Bozkurt işareti yapmaları özellikle sureti haktan görünen bazı köksüzleri çok rahatsız etti. Sayın Genel Başkan bu ibret veren duruma elbette sessiz kalmadı:
Zeytin Dalı Harekatı boyunca, kahraman askerlerimizin askeri sevkiyat esnasında doğal bir iradeyle yaptıkları Bozkurt işareti yazılı ve görsel medyaya yansımış ve birilerinin de uykularını kaçırmıştır. Bazı askeri ve siyasi kesimlerin Bozkurt işaretinden rahatsızlıkları kronik hastalık noktasına kadar çıkmıştır. Bozkurt işareti yapan yiğitleri gazetede okuyup televizyonda görünce felç geçiren, adeta komaya giren askeri veya siyasi malum çevreler neden korkmuşlardır? Niye bu kadar ürkmüşlerdir? Şayet vatan ve millet müdafaasına Bozkurt işareti yapan kahramanlardan başka gidecek varsa buyursun gitsin, ellerini tutan yok, önlerine geçen yok. Şehadete gönüllü olarak kucak açan var idiyse, beklemesin, durmasın, sınır ötesine koşsun. Bozkurt işaretini görür görmez sırtı kedi gibi kabaranlar, kırmızı görmüş boğa gibi köpürenler sözüm sizedir; hadi teröristlerin üzerine korkusuzca gidin de görelim, size bile alkış tutalım.
AFRİN'E ÖN SAFTA GİDERİM
Kızılelma'yı şirk gören kripto münkirin karalaması çok yeniyken, bir başka densiz ve bereketsiz eski milletvekili Bozkurt işaretinin İslam'ın ruhuna aykırı olduğunu şuursuzca dile getirmiştir. Türk milleti ne çekmişse, işte bu kimliksiz, kişiliksiz, köşesiz Türk hasmı zihniyetlerden çekmiştir. Bozkurt işaretinin İslam'ın ruhuna aykırı olduğunu söylemek için Haçlı beşiğinde sallanmak, küfrün eteğinden tutmak, Türk düşmanlarından ilik ve irade nakli yapmak yeterli olacaktır. Ruhsuzlar ne bilsin Türk ve İslam'ın ruhunu? Köksüzler ne bilsin Türk'ün Bozkurt duruşunu? Bugün, yükselen milli duygu ve ittifak hukukunu kırmak için seferber olanlar, şunu unutmasınlar ki, Bozkurt asırlar boyunca Türk milletinin bağımsızlık umudu, zorlu anlarında uzakları yakın eden ufuk çizgisi, karanlık aydınlatan meşalesi olmuştur. Bilinsin ki, Zeytin Dalı Harekatı'na Bozkurt işareti yapa yapa dahil olacak, fedakarlıkta sınır tanımayacak yüzbinlerce Bozkurt hazır beklemektedir. Eğer, yeri gelirse ben de bir Bozkurt gibi, en ön safta Afrin'e gider, gerekirse, ihtiyaç hasıl olursa bu vatana, bu millete taşıdığım canı seve seve feda ve hediye ederim. Bu da millete bir Devlet sözüdür.