BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

20 Aralık 2017 Çarşamba

SAHİPLİK DEĞİŞSE DE KÖPEKLİK BAKİDİR!

Türkiye'de kahraman olarak şişirilenvatan hainleri genellikle öldükten sonra kıymete binmişlerdir.

Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur durumu gibi vatan hainlerini öldükten sonra vatansever ilan eden bir sevecenlik furyası vardır.

Ahmet Kaya PKK paçavrası altında sanatçılık yapmış, "Vallahi Apo'yu özledik" türküleri söylemiş,Türkiye'den kaçtıktan sonra "Arabam şerefsizlerin ülkesinde kaldı." diyerek Türk milletine küfretmiş ama öldükten sonra nasıl olduysa kahraman ilan edilmiştir…
Bilmukabele Nazım Hikmet de vatan şairidir!
Öyle büyük bir vatanseverdir ki milli mücadele yıllarında 80 yaşındaki nineler mevzilere mermi taşırken o gençliğinin baharında Sovyet Rusya'ya kaçmış, sığındığı Rusya'dan komünistçe şiirler yazarak vatanı işgalden kurtarmıştır.
Bir de bu kervanın olmazsa olmazları olan Deniz Gezmiş ve yoldaşları vardır ki onların hikayesi en acıklı olanıdır.
Olayların silsilesi 2.Dünya Savaşı'ndan sonra Stalin'in Türkiye'yle olan saldırmazlık anlaşmasını tek taraflı kaldırarak boğazlardan üs talep etmesi ve Kars, Ardahan şehirlerinin kendisine teslim edilmesini istemesiyle başlar.
Türk devleti toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına bıyık buran tacizci komşusuna "hay hay" dememiş ve soluğu Amerika'nın başını çektiği Batı Bloğunun yanında almıştır.
Doğru mudur yanlış mıdır, son çare midir, tarihçilerin ve uluslararası siyasetçilerin konusu olabilir. Fakat bir gerçek varsa, Türkiye'nin adım adım Amerikan yörüngesine oturması Sovyet Rusya'nın tehditkar siyasetine karşı güvenlik telaşının neticesi olarak ortaya çıktı.
Alelacele Kore'ye asker gönderilmesindeki telaş,gırla akan Amerikan yardımları ve NATO'ya kabul için imzalanan anlaşmaların tek gerçek sebebi Sovyet istilasına karşı alınan önlemlerdi.
Ve zannedilenin aksine memlekete ilk Amerikan yardımları Demokrat Parti zamanına değil İsmet İnönü'nün CHP iktidarına dayanır. Sol gelenekten gelenlerin Demokratları Amerikancılıkla eleştirirken İsmet Paşa'ya toz kondurmamaları kendi tutarsızlıklarıdır.
Neticede ne olmuştur? Türk devleti bağımsızlığını açıkça tehdit eden güçlü komşusu Rusya'yı frenleyebilmek için hiç düşünmeden kendisini Amerika ve Batı'nın saflarına atmıştır.
Burada önemli ayrıntılardan birisi şudur ki Türkiye'nin Sovyet yayılmacılığına karşı bu bloğa katılması tamamen kendi hür iradesiyle imzaladığı anlaşmalarla gerçekleşmiştir.
Türkiye dış politikası gözle görülür bir Amerikancı çizgiye tutunsa da mütareke yıllarında olduğu gibi memleket yabancı orduların ve devletlerin işgal alanı haline gelmemiştir.
Öyleyse 68 Kuşağı denilen devrimci komünist örgütlenmeler Türkiye'nin bağımsızlığını kime karşı savunmak için ellerine bomba ve silahlar aldılar?
Türkiye yabancı orduların işgali altındaydı da bu kahraman yoldaşlarmemleketi bağımsızlığa kavuşturmak için mi Filistin'in Beka vadilerinde KGB ajanları tarafından eğitilmişti?
Demek asil Rus dostlarımız her şeyi Türkiye'nin hür ve bağımsız bir ülke olarak büyüyüp gelişmesi ve medeni dünyada hak ettiği konuma ulaşabilmesi için tertiplemişti!
Türklerin ana vatanı Orta Asya'yı işgal ederek tüm kaynaklarını sömürmeleri, Kırım Tatarlarını yurtlarından gönderdikleri sürgünlerde ölüme terk etmeleri, Türkiye'den üs ve toprak talep etmeleritamamen Türk milletine olan derin dostluklarından kaynaklanmıştı!
Biz Türkler kaba ve inatçı bir millet olduğumuz için insaniyetçi Sovyet rejiminin uzattığı yardım elini terslemiş ve yurdumuzu özgürleştirmek isteyen Deniz Gezmiş gibi vatan kahramanlarına kem gözle bakmıştık…
Keşke Afganistan'ın başına gelenler bizim de kaderimiz olsaydı değil mi?
Afganistan'da iktidara gelen komünistler iç kargaşayı engelleyemeyince Sovyet ordularını ülkeye davet etmiş, Sovyetler de fırsattan istifade ülkeyi özgürleştirmişlerdi! Türkiye'de yapılmak istenen de tam olarak buydu.
İşin mahiyetine gelecek olursakDeniz Gezmiş ve Türkiye'de devrim kollayan sol gruplar gerçekten milletperver ve vatansever olsalardı esas mücadeleyi Sovyet Rusya'ya karşı vermeleri gerekirdi. Çünkü Türkiye'yi Amerika'yla fazlaca yüz göz eden ilişkilerin ana sebebi Rusya'ydı…
Oysa kızıl yoldaşların tek amaçlarıvardı, o da Amerikan emperyalizmine karşı Rus emperyalizminin tetikçiliğiydi. Onlara göre Amerika bağımsızlıkları ipotekleyen işgalci, Rusya ülkeleri özgürleştiren devrimciydi.
O yüzden de 6.Filo'yu kovalarken Boğazdan geçen Sovyet savaş gemilerine el sallarlardı!
PKK ideolojisini ve yetişmiş eleman açığını "Kürt halkına özgürlük" ıkınmaları yaşayan banka soyguncusu Deniz Gezmiş ve kızıl yoldaşlarından almıştır.
Komünist gruplara Beka vadilerinde Rus KGB'si tarafından verilen sadık köpek eğitimi şimdi Kandil'de, Ayn El Arap'ta Amerikan CİA'sı tarafından verilmektedir.Sahiplik değişse de köpeklik bakidir. İkisinde de esas hedef yıldırılmak istenen Türkiye'dir.
Sinema solculuğunun ve vatan hainlerinin sığınağı haline gelen CHP'nin rüzgarıyla vatan hainlerinden şişme kahramanlarçıkarılmaktadır.
Deniz Gezmiş anti Amerikancılık yaparak kahraman oluyorsa PKK ve güncel sol ideoloji "ultra Amerikancı" olarak kendilerini hangi sıfata layık görüyorlar?
Deniz Gezmiş'e namusumuz diyerek sahip çıkan CHP'liler Amerika tarafından eğitilen PKK'lıların siyasi partisiyleiç içe geçmeyi hangi namus ölçüsüne sığdırıyor?
Ben asılİmralı'daki hainine zaman kahraman ilanedeceklerini merak ediyorum.

Onun da ölmesini mi bekliyorlar?

google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html