SADECE HAKİKAT VE GERÇEKLER
Aytunç Altındal, "Gül ve Haç Kardeşliği" adlı
kitabında yazmıştı:
*Müslümanların Danyal Peygamber diye bildiği Daniel,
milattan önce 6'ncı yüzyılda yaşamış ve Babil kralı Nabukednazar'ın
büyücübaşılığını yapmıştı..
*Daniel, Nabukednazar'ın bir rüyasını hem açıklıyor hem
yorumluyor hem de insanlık tarihi ile ilgili kehanetlerde bulunuyordu. Daniel'e
göre altın, gümüş, bronz ve demir krallıklarından sonra, beşinci krallığı Tanrı
kuracaktı.
*ABD'yi kuranlar, işte bu rüyadan hareket ederek, Tanrı'nın
krallığını kurduklarını söylüyordu. 1779'da Mason bilim adamı John Priestley,
Daniel'in rüyasına ve 5. İmparatorluğa atfen, "Gelecekte Yahudiler
Filistin'e geri dönecek, tüm dinler birleştirilecek, Papalık ilga edilecek,
Türkler yok edilecek ve Avrupa'nın tüm krallıkları birleşerek Tanrı'nın
yeryüzündeki krallığını kuracaklardır" diye yazıyordu.
ABD ve Avrupa Birliği'ni kuranların zihniyet temelinde,
Daniel'in rüya yorumu vardır.
Yani hepsinin zihninin bir köşesinde "Türklerin yok
edilmesi" bulunuyor! Dolayısıyla, bu organizasyonların içine girerek veya
onların dayatmalarını yerine getirerek veya onların ipiyle kuyuya inerek
Türkiye'nin çıkış yolu bulacağını zannedenler işte bu rüyaların uygulayıcısı
olmaktadır.
2004 yılında ABD askerleri, Telafer'i bu zihniyetle
darmadağın ettiklerinde bir değerlendirme yayınlamıştım:
"Suriye'nin kuzeyindeki Kürtler ile Irak'taki Kürtler
arasında koridor açılabilmesi için Türkmenlerin Telafer şehrinden göç
ettirilmesi gerekir ki bu da Türkiye'nin bölgeden koparılması anlamına
gelmektedir .
Türkiye, Irak sınırında Habur'un yanına Ovacık'tan ikinci
bir sınır kapısı açmak, kamyonlarını Türkmen nüfusun yoğun olduğu Telafer
üzerinden Irak içine geçirmek istiyor.
Ovacık sınır kapısının açılmasına Barzani şiddetle karşı
çıkıyor. Çünkü bu durumda müthiş bir ekonomik kayba uğrayacak.
Barzani'nin, hem Habur'dan hem Türkiye'den beslenmesi
engellenmeli, Ovacık sınır kapısı açılmalıdır."
Aradan 13yıl geçti. Daniel'in rüya yorumuna göre dış
politika takip edenler, Ovacık kapısını açtırmadı.
Şimdi Türkiye, o kapıyı açmaya çalışıyor. Barzani ve PKK durduğu
sürece, Habur'dan bir fayda yok! Oysa, Türkiye ile Irak arasında yollar açık ve
güvenli olmalı ki iki ülkeye de refah gelsin!
Fakat Yalçın Küçük de 2004 yılında yazmıştı:
"Posta teşkilâtı, televizyon, güvenlik güçlerinin
eğitimi vesaire ile Barzani'yi Ankara ayakta tuttu ve bu 'devletsi' yapıyı,
Ankara hediye etti.
Bu açıdan baktığımızda, Türk Genelkurmayı ve dış
politikasını yönetenler büyük bir yanılgı içindeler.
İlnur Çevik, Barzani'ye televizyon kurarken Genelkurmay'ın
izin ve desteğine sahipti.
Barzani'yi büyüten Türk Devleti'dir.
Barzani'yi büyütmek ise Türkiye Devleti'ni küçültmektir.
Türkiye'de Başbakanlık sandalyesine oturtulan kimse, daha
Amerika, Büyük Ortadoğu Projesini ilân etmeden önce 'Diyarbakır'la Bağdat
birleşecek' dedi.
Barzani, 'Büyük İsrail' ve dolayısıyla, Washington'un 'Büyük
Orta Doğu Projesi'nin koşulmuş beygirlerindendir.
Şimdi sırada 'Diyarbakır-Van Hattı' var. Bu yapılırsa ve bir
de Suriye ile savaş olursa, İsrail, eski Sovyet sınırına kadar genişlemiş
olacak, misyon budur."
Aslında, ortada bir yanılgı yoktu. Türkiye'ye hâkim olanlar,
Barzani devletini kurarken, Suriye'yi karıştırırken, Büyük İsrail'e hizmet
ettiklerini görmüyorlar mıydı?
Petrol satışından zengin olmak da vardı tabii...
Hatta bazıları Daniel'in "Tanrı'nın krallığı"
hayaline de inanıyordu.
Üstelik bütün bunları, "Yeni Osmanlı kuruluyor"
diye inandırdıkları kitlelerin gücünü arkalarına alarak yapıyorlardı.
Şimdi ne değişti veya değişecek? Herkesin siyaseti, bu
açıdan ele alması gerekmez mi?
