BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

11 Eylül 2017 Pazartesi

TÜRKİYE ATEŞ ÇEMBERİ İÇİNDE

   
   Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz Mayıs ayında ABD'ye yaptığı ziyaret sırasında Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği önünde bölücü terör örgütleri gösteri yapmış, sonra da saldırmışlardı. Cumhurbaşkanının korumaları, varlık sebeplerinin gereği olarak, bu hainlere müdahale etmiş ve dağıtmışlardı. ABD, sayın Cumhurbaşkanından tedbirlerdeki yetersizlik dolayısı ile özür dileyip, korumalarına teşekkür etmek yerine, eşi-emsali görülmemiş bir pişkinlik gösterdi. Cumhurbaşkanının korumalarına dava açtı ve tutuklama kararı çıkardı.
               
ABD VE ALMANYA'NIN DÜŞMANLIK YARIŞI
         Bu durumun anlaşılır, kabul edilir veya görmezden gelinir hiçbir tarafı yoktur. ABD, NATO'da müttefikimiz ve sözde stratejik ortağımızdır. Ancak, özellikle son dönemlerde yapılanlar müttefiklik ve ortaklıkla izah edilemeyeceği gibi, düpedüz Türkiye'ye karşı bir düşmanlık siyaseti izlenmektedir. Türkiye'nin varlığına ve birliğine saldıran terör örgütü PKK ve uzantısı PYD ile yapılan işbirliği, bu kanlı katillere binden fazla TIR dolusu silah ve mühimmat verilmesi, ordu kurdurulması ve ortak operasyonlar düzenlenmesi tam bir kepazeliktir. Bu kepazelikte Almanya ile yarışılması ayrı bir vahamettir. Ne yazık ki, bu iki ülkenin Türkiye'ye karşı düşmanlık politikaları hergün yeni bir boyut kazanmaktadır.  
             
NEW YORK ZİYARETİ ÖNCESİ GELİŞMELER
         Sayın Cumhurbaşkanı 19 Eylül'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 72. Dönem Toplantıları'na katılmak için New York'a gidecektir. Bu ziyaret öncesinde çok enteresan gelişmeler yaşanmaktadır. Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında Rıza Zarrab davasıyla bağlantılı olduğu iddiasıyla tutuklama kararı çıkarılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı bu kararı, "ABD'den pis kokular geliyor" diye değerlendirmiştir. Rıza Zarrab ve karıştığı iddia edilen olaylarla ilgili ne düşündüğümüz, değerli okuyucularımızın malumudur. Bu konularda onlarca yazı yazdık ve hala aynı görüş ve düşüncedeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir bakanının bu durumlara düşmüş olması çok acı bir durumdur. Ancak bu gelişmeler üzerinden Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanına yönelme teşebbüsü olduğu anlaşılmaktadır.Sayın Cumhurbaşkanının "pis kokular geliyor" sözüyle kast ettiği de büyük ihtimalle budur.
                                     
KEPAZELİK
            New York ziyareti öncesinde ABD'den çok dikkat çekici ve pis kokuları daha arttıran bir hamle gelmiştir. Cumhurbaşkanı  Erdoğan'a eşlik edecek korumalara 'diplomatik nota' verilmesini istenmiştir. ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'dan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın korumalarının yeni bir şiddet olayına karışmamaları için gerekli diplomatik adımların atılmasını talep etmiştir. Bu durum kelimenin tam anlamıyla bir kepazeliktir. Cumhurbaşkanına yönelik bir şiddet eyleminin olmayacağının garantisini vermesi gereken ülke ABD'dir. Bu garantinin verilmesi de yetmez, gereğinin de yerine getirilmesi şarttır. Ancak, gereğinin yerine getirilmesi konusunda ABD sabıkalıdır. Bu durumda görev korumalara düşmektedir ve Mayıs ayında ki ziyaret sırasında yapılan budur.  Korumaların yeni bir şiddet olayına karışmayacaklarını talep etmek, kepazeliğin de ötesindedir. Korumalar sayın Cumhurbaşkanına yönelik en küçük bir tehdit ve tehlikeyi her ne pahasına olursa olsun önlemekle görevlidirler ve bu görevi mutlaka yerine getireceklerdir. Hiç kimse, "Mayıs ayındaki olay Cumhurbaşkanına yönelik bir şiddet değildi, basit bir protestoydu" gibi bir argümanla karşımıza çıkıp, aklımızla alay etmesin. Olay büyükelçiliğimizin 50 metre yakında gerçekleşmiştir ve ABD polisi sadece seyretmekle yetinmiştir. Görüntülerden ve orada bulunanların ifadelerinden anladığımız, Cumhurbaşkanı korumaları müdahale etmeseydi, çok vahim şeyler yaşanabilirdi.   
                                   
KABUL EDİLEMEZ DURUM
         Korumalara görevlerini yapmakta sınır koymak, Cumhurbaşkanına yönelik tehdit ve tehlikelere kapı aralamaktır. Bu kabul edilemez bir durumdur. Arkasından ne geleceği meçhuldür. Rıza Zarrab olayındaki gelişmelerle bu taleplerin aynı zamana denk gelmesi bir tesadüf olmayabilir. ABD'nin sözlerine güvenilemeyeceğini, kendi kirli ve kanlı planları için her türlü oyunu oynayabileceklerini artık çok iyi biliyoruz. Pis kokular artmıştır ve çok dikkatli olunmalıdır. Söz konusu olan Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'dır. Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti'ni ve cumhuru temsil etmektedir. Ona yönelik tahammülsüzlük ve kötü muamele, tüm Türkiye'ye yapılmış sayılacaktır. Unutulmasın ki, Türk milleti her türlü iç ve dış muhasım odaklara karşı bir ve beraberdir. Hiç kimse, hiçbir güç Türkiye'nin imajını, saygınlığını ve prestijini kıramayacak, tahrip edemeyecektir.
                                 
ATEŞ ÇEMBERİ İÇİNDEYİZ
           Bizim içerideki mesellerimiz ayrıdır ve burayla karıştırılmamalıdır. CHP'nin her milli meselede olduğu gibi, bu konuda da yalpaladığını, vatan-millet düşmanlarını sevindirecek ve cesaretlendirecek söz ve davranışlarda bulunduğunu ibretle izliyoruz. Bir ateş çemberinin içindeyiz. İktidar hesaplarımızı her zaman yaparız. ABD'nin PKK ile işbirliği yaparken siyasi parti ayırmıyor, Almanya'nın düşmanlık politikaları izlerken CHP'yi bir kenara koymuyor, doğrudan Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti hedef alınıyor. Hiç olmazsa milli meselelerde ve dış odaklara karşı siyasi ayrılıklarımızı bir kenara bırakmak, yumruk gibi olmak ve aynı şeyi söylemek zorundayız. Cumhurbaşkanı ile hesaplaşmak, AKP'yi devirmek uğruna ülkenin felakete sürüklenmesini göze alamayız. Önce ülkemizi düze çıkaralım, siyasi hesaplarımızı sonra yine devam ettiririz.
google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html