Türkiye son 30 yıldır ciddi ve ağır bir tehdidi ile karşı
karşıyadır. Bu durumu sadece bir kanlı örgütle yapılan silahlı mücadele olarak
göremeyiz. Çok yönlü sonuçlar doğurmaktadır. Siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal
etkileri ülkenin dengelerini bozmakta ve yeni dengeler oluşmasına sebep
olmaktadır. Terör örgütlerini üzerimize salanların bir maksadı da budur. Bir
taraftan genlerimizle oynuyor, diğer taraftan Türk milletinden tarihin intikamı
alınmak istiyorlar. Binlerce yıldır karşımızda olan, fakat her defasına geri
püskürtülüp haddi bildirilenler, her fırsatta yeniden şanslarını deniyor, bir
daha saldırıyorlar.
YENİ YÖNTEM
İnsanlığı
toptan yok edecek silahlar geliştirilmiştir ve bunun üzerinden bir dehşet
dengesi oluştur. Bu sebeple artık açıktan savaşı göze almak çok zordur. Yeni yöntem içeriden çökertmektir. Bunun
birkaç yolu var. Etnik ve mezhep temelli karışıklıklar çıkarmak ve terör
örgütlerini devreye sokmak en çok kullanılan yöntemlerdir. Bizim üzerimizde
hesabı olanlar da bunu yapıyor. Mezhep temelli bir kargaşa çıkarmak için her
türlü alçaklığı denedi, türlü tezgahlar kurdular. Çok şükür Türk milleti bu
oyuna gelmedi. Bunula yetinmedi etnik temelli kargaşa için uğraştılar. PKK,
bunun ürünü olarak ortaya çıkarılıp, üzerimize salındı. Ancak, Türk milleti bu
oyuna da gelmedi. PKK ile Kürt kökenli kardeşlerimizi her zaman ayırmayı bildi.
Eğer PKK'lı kahpelerin arkasında artık herkesin malumu olan ABD'sinden
Almanya'sına İngiltere'sinden Hollanda'sına kadar olan ülkeler ve bu ülkelerin
desteği olmasaydı, bu kanlı yapı çoktan yok edilmiş olurdu.
FEDA EDECEK TEK BİR İNSANIMIZ YOK
Bu ülkeyle ve
milletle hesabı olanlar hiç vazgeçmiyorlar. Bunları yapıyorlar diye, oturup
karaları bağlayacak, vazgeçip geri çekilecek değiliz. Bunu yapanlar, bu
hinlerin istediğinin verilmesini isteyenler, bu da olmazsa ülkeden kaçıp
gidenler olabilir. Ancak, bizim ne verecek tek bir çakıl taşımız, feda edecek
tek bir insanımız, ne de bu ülkeden başka ne gidecek, ne yaşayacak bir
vatanımız var. Dedelerimiz kanlarıyla bu toprakları vatan yaptılar. Bu ülkenin
varlığından ve birliğinden yana olan herkesin yakın geçmişinde mutlaka ya bir
şehit, ya bir gazi vardır. Bu durum aynı zamanda bizim için de çok önemli ve
değerli bir ölçüdür. Ne yapmamız gerektiğini ecdadımız ve tarihimiz bize
söylüyor. Her ne şartta olursa olsun gerekirse yine bedel ödeyerek, bu
toprakların vatan kalmasını sağlamaktan başka bir yol ve yöntem yoktur.
BİRLİK VE BERABERLİK
Çok zor bir
dönemdeyiz. Bu zorluğu aşmak için topyekün aynı kararlılığı göstermek
zorundayız. Bunu en güzel ve dünyayı
hayran bırakan örneğini 15 Temmuz akşamı verdik. Bir ve beraber olursak, tankın,
topun, uçağın, helikopterin, hatta gizli kurulmuş ordunun hiçbir işe
yaramadığını gösterdik. FETÖ ihaneti ve terör kahpeliği karşısında bu milletin
nasıl kenetlendiğini görmek bizi çok ümitlendirmiş ve gururlandırmıştır. Bütün
beklentimiz ve dileğimiz bu kenetlenmenin, bu şahlanışın siyasete de
yansımasıdır. Bu noktada CHP'nin ne yapmaya çalıştığını hala anlayamıyoruz. CHP
sözcüleri ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun akıllara durgunluk veren değerlendirmeleri
karşısında, bu partinin nereye gittiğini tekrar tekrar sorgulama ihtiyacı
hissediyoruz. Terörle mücadele eden kahramanlarımızı ve kullandığımız teçhizat,
araç ve gereçleri dahi tartışmalı hale getirmeye uğraşıyorlar.
ABD VE ALMANYA BİLE SÖYLEYEMEDİ
İnsansız
Hava Araçları terörle mücadelede çok etkili olmuştur. Bu araçlar teröristlere
dağları, ovaları, saklandıkları inleri dar ediyor. Hainlere kaçacak delik
bırakmıyor. Ancak, gelin görün ki, CHP'yi de son derece rahatsız etmiştir. Bu
araçlardan sivil insanların zarar gördüğünü söylemek, açık düşmanlık içindeki
ABD ve Almanya'nın dahi aklına gelmemişti, ama CHP sözcüleri hiç tereddüt
göstermeden bunu söyleyebildiler. CHP yanlış yapmanın, yanlışın yanında olmanın
çok ötesine geçip, ülkenin en önemli ve ivedi güvenlik sorunu haline gelmeye
başlamıştır. Yollara düşüp adalet arıyor, kurultaylar düzenleyip bu ülkeyle
meselesi olanlara malzeme veriyorlar. CHP'nin gerçekten de büyük bir kurultaya
ihtiyacı var. Bu kurultayı, nereden nereye savrulduklarını görmek, anlamak,
milli güvenlik sorunu haline gelen siyasetlerini gözden geçirmek ve düzeltmek
için yapmalıdırlar. Aksi halde, Türk milleti bu CHP'ye ilk seçimde hak ettiği
dersi en ağır şekilde verecektir.
YAPACAK ÇOK İŞ VAR
CHP'yi
bir kenara bırakarak yapmamız gereken çok iş var. Devlet mekanizmasının
üzerinden FETÖ silindiri geçti. Terör hala canımızı acıtıyor. Ekonomiden,
sosyal sorunlara, dış politikadan eğitime kadar birçok alanda ivedi tedbirler
almak gerekiyor. Hiç vakit geçirmeden ve kararlılıkla bir taraftan devleti
bütün kurumlarıyla yeniden işler ve güvenilir hale getirip ayağa kaldırırken,
diğer taraftan varlığımıza doğrudan tehdit teşkil eden terör örgütleriyle
esaslı, kararlı ve sonuç alıcı bir mücadele vermek durumundayız. Diğer
taraftan, Suriye en uzun sınırımızın olduğu ülkedir ve ABD'nin gayreti ile açık
bir bataklığa dönüşmüştür. Kimin ne dediğine, ne yaptığına, ne istediğine,
hatta nerede durduğuna bakmadan, kararlı biçimde bu bataklığı kurutmak
zorundayız. Bir kere daha ve altını çizerek belirtelim: Suriye'deki belirsizlik
devam ettikçe, bize huzur yoktur. Varlığımızın temini için ne ABD'den, ne
Rusya'dan, ne İsrail'den, ne de başka bir ülkeden himmet bekleyemeyiz. Gelinen
aşamada kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız. Onların hangi hesabı
yaptığı, Türkiye'ye hangi rolü biçtiği kendi sorunlarıdır. Biz ne
yapabileceğimizi Fırat Kalkanı Operasyonu ile gösterdik. Gerekirse yine aynı
sorumluluğu alacağımızı, başta bölgedeki devletler olmak üzere, bütün dünyaya
hissettirmeliyiz.