BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

29 Kasım 2019 Cuma

Diyarbakır annelerinin evlat nöbeti

SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ & UNUTMAYIN TEK GELİR KAYNAĞIMIZ REKLAMLAR & SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ

Diyarbakır annelerinden Altıntaş: Ya oğlumu alacağım ya da burada öleceğim

Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP İl Başkanlığı binası önündeki evlat nöbeti devam ediyor.



Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, partinin il binası önünde 3 Eylül'de başlattığı oturma eylemi 87'nci gününe girdi.
5 yıl önce dağa kaçırılan oğlu Müslüm'e kavuşmak ümidiyle oturma eylemi yapan Songül Altıntaş, evlatlarını almadan parti binası önünden gitmeyeceklerini söyledi.

"Ya oğlumu alacağım ya da burada öleceğim"

Altıntaş, şöyle konuştu:
"Ne kadar uğraştıysam HDP ve PKK çocuğumu vermiyor. Uğraştık, yalvardık, oğlumu vermiyorlar. Hangi kapıya gideceğimizi bilmiyoruz. Tek kelime söylüyoruz. Çocuğumuzu versinler. Biz de buradan kalkıp gidelim. 87 gündür buradayız, 87 yıl da olsa biz buradan kalmayacağız. İlk geldiğim gün de dedim ya oğlumu alacağım ya da burada öleceğim, başka çaresi kalmadı."
Artık dayanacak güçlerinin kalmadığını belirten Altıntaş, "Çocuğum bu soğukta, biz burada dayanamıyoruz. Oğlum kaç yıldır, mağaralarda, dağlarda, karlar üstünde, tipide şimdi ne hallerde? Buna yürek dayanır mı? Bunlar ne biçim insanlar? Anlamıyorum." dedi.
"Kürtler için bunlar ne yapmışlar? Kürtler için asla bir şey yapmamışlar. Kürtlere zarar vermekten başka bir şey yapmamışlar. Sadece, Kürtlere acı, gözyaşı vermişler. Annelerin yüreğini yakmışlar. En büyük acıyı Kürtlere yaşatıyorlar." diyen Altıntaş, terör örgütünün kaçırdıkları çocukların hayatlarını söndürdüklerini belirtti.
Altıntaş, "Bizim bir Türkiyemiz, vatanımız, bayrağımız var. Biz başka bir şey istemiyoruz. Ben oğlumu özledim. Oğlumun sesine, kokusuna, yürüyüşüne hasretim. Oğlum aklıma gelince yüreğim yanıyor. Artık ne yapacağımı bilemiyorum." ifadelerini kullandı.

"Bunların dini, imanı yok"

Oturma eylemindeki annelerden Sevdet Demir de oğlu Fatih'in 4 yıl önce Hani ilçesinde ekmek fırınında çalışırken dağa kaçırıldığını söyledi.

"Oğlumdan hayırlı haber gelene kadar, ölsek de buradan gitmeyeceğiz" diyen Demir, evladını istemekten vazgeçmeyeceğini dile getirdi.
Oğlunun zalimlerin eline düştüğünü, merhamet ve vicdanlarının olmadığını kaydeden Demir, şunları söyledi:
"Onlardan sadece çocuklarımızı istiyoruz. Ölse de cesedini de bize vermiyorlar. Bunların dini, imanı yoktur. Çocuklarımız şimdi bu soğukta açtır. Kuru ekmek ellerine düşüyor mu? Onlar gitsin çocuklarına kuru ekmek versin. Çocuklarımızın üzerinde elbise var mıdır? Onların çocukları markalı bot ve montlar giyiyor. Kim bilir ne haldeler. Allah onların belasını versin, onlar da çoluk çocuğundan hayır görmesin inşallah."

'Annelerin bedduası çok kötüdür. Çocuklarımızı bıraksınlar'

Diyarbakır annelerinin başlattığı evlat nöbeti 86'ncı gününde devam ederken anne Süheyla Demir "Bu dünyada olmasa da öbür dünyada elimiz onların yakasındadır. Annelerin bedduası çok kötüdür. Çocuklarımızı bıraksınlar" dedi.



Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP İl Başkanlığı binası önündeki evlat nöbeti devam ediyor.
Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, partinin il binası önünde 3 Eylül'de başlattığı oturma eylemi 86'ncı gününe girdi.
İstanbul'dan 5 yıl önce 14 yaşında dağa kaçırılan oğlu Tuncay için oturma eylemine katılan Fatma Bingöl, yaptığı açıklamada, oğluna kavuşuncaya kadar eylemini kararlılıkla sürdüreceğini söyledi.
Evladını istemekten vazgeçmeyeceğini dile getiren Bingöl, şöyle konuştu:
"Bir umutla geldik oturduk, çocuklarımızı bekliyoruz. Evime eli boş gitmek istemiyorum. Çok özlediğim çocuğumu almadan gitmek istemiyorum. Onu çok seviyorum, hasretine dayanamıyorum. Çocuğumu istiyorum, başka bir şey
istemiyorum."
HDP'ye çağrıda bulunan anne Bingöl, "Artık insanların canını yakmasınlar, anneleri ağlatmasınlar. Anaların bedduası zordur, arşı titretir. Milletin çocuklarını geri göndersinler. Artık milletin canını yakmasınlar. Neden benim ciğerimi
parçaladılar? Çok şükür Müslümanız, toprağımız da devletimiz de var. Niye çocuklarımızı dağa götürüp devlete karşı silah doğrultuyorlar." ifadelerini kullandı.

"Çocuklarımızı bizden kopardılar"

Ağrı'dan gelerek 5 yıl önce 17 yaşında dağa kaçırılan kızı Hayal'e kavuşma ümidiyle eyleme katılan Süheyla Demir de 86 gündür çocuklarına kavuşma ümidiyle oturma eylemini sürdürdükleri söyledi.
"HDP ve PKK çocuklarımızı bizden kopardı. Ciğerlerimizi yaktı." diyen Demir, şunları dile getirdi:
"Allah'tan dilerim ki onlar da evlat acısı çeker. Bu dünyada olmasa da öbür dünyada elimiz onların yakasındadır. Annelerin bedduası çok kötüdür. Bizim çocukları bıraksınlar. Artık yeter, bu acıyı 5 yıldır çektik. Artık dayanamıyoruz. Çocuklarımızı çok özledik. Çocuklarımızın sesini, kokusunu özledik. Çocuklarımızı bizden kopardılar. Şimdi sadece fotoğraflarını taşıyoruz. Bu da ciğerlerimizi yakıyor."

'85 yıl da olsa evladımızı almadan buradan kalkmayacağız'

Asker oğlu 2015'te usta birliğine giderken kaçırılan Cennet Kavaklı, "Oğlumu çok özledim. Bugün 85'inci gün, 85 yıl da olsa evladımızı almadan buradan kalkmayacağız. İnşallah oğlum sağ salim gelir." dedi.



Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP İl Başkanlığı binası önündeki evlat nöbeti devam ediyor.
Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, partinin il binası önünde 3 Eylül'de başlattığı oturma eylemi 85'inci gününe girdi.

"İnşallah bundan sonra hiçbir annenin ve babanın yüreği yanmaz"

Gaziantep'ten gelen Cennet Kavaklı yaptığı açıklamada, 2015'te usta birliğine giderken Tunceli Pülümür yolunda PKK'lı teröristlerce kaçırılan asker oğlu Adil Kavaklı'ya (24) kavuşuncaya kadar eylemini kararlılıkla sürdüreceğini söyledi.

Evladını istemekten vazgeçmeyeceğini dile getiren Kavaklı, şöyle konuştu:
"Oğlumu çok özledim. Bugün 85'inci gün, 85 yıl da olsa evladımızı almadan buradan kalkmayacağız. İnşallah oğlum sağ salim gelir. Oğlumun kokusunu, konuşmasını özledim. O bana 'anneciğim' diyerek boynuma sarılırdı. Oğlumun her şeyini özledim. Bazen yemek yaparken 'Adil bu yemeği çok severdi.' diyorum. Ondan sonra yiyemiyorum. Aklımdan hiç çıkmıyor. Çoğu zaman onun sevdiği yemekleri oğlum yanımda olmadığı için yapmıyorum."

Terör örgütü PKK ve HDP'ye tepkisini dile getiren Kavaklı, "İnşallah bundan sonra hiç bir annenin ve babanın yüreği yanmaz. Bir vatanımız, bir bayrağımız var. Önce Allah sonra vatan. İnşallah biter ve zafer bizim olur." dedi.

"PKK'dan korkmuyorum"

Dağa 5 yıl önce kaçırılan oğlu Roşat için Hakkari'den gelen anne Necibe Çiftçi ise evladı gelinceye kadar oturma eylemini sürdürmekte kararlı olduğunu söyledi.
Büyük oğlu Sami Çiftçi'nin de terör örgütüne destek vermediği için 2017'de PKK'lılarca köyden kaçırılarak katledildiğini anımsatan Çiftçi, "Çocuğumu almadan buradan kalkmayacağım." dedi.
Anne Necibe, kaçırılan oğlu Roşat için oturma eylemini sürdüreceğini belirterek, "HDP bizi temsil etmiyor. Bizi temsil etseydiler çocuğumuzu dağa götürürler miydi? Çocuklarımızı kandırırlar mıydı? 8. sınıfta okuyan, liseye geçecek çocuğu yaz tatilinde zorla dağa kaçırırlar mıydı?" ifadelerini kullandı.

Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"PKK'dan korkmuyorum. Onlardan korksaydım buraya gelmezdim. Onlar benim iki yavrumu, güya benim için öldürmüşler, birisini dağa kaçırdılar, birisini de şehit ettiler. İçim yanıyor, her gün bir fırında ekmek nasıl pişiyorsa benim içim de öyledir. Burada ölürsem,Türk bayrağı üstüme örtüp şehitliğe defnetsinler. Ben çocuğumu almayana kadar buradan kalkmam."
Çocuğunu çok özlediğini anlatan Çiftçi, "Çocuğumun kıyafetleri valizde her gün onları çıkarıp kokluyorum. Gece yatana kadar kokusu burnumda. Yatağını da daha yıkamadım, her gün yatağını kokluyorum." dedi.

"Çocuklarımız gelsin temiz yataklarında uyusun"

Tüm annelerin kendilerine destek vermesini isteyen Çiftçi, şunları dile getirdi:
"Bütün anneler gelin buraya, dik durun çocuklarımızı isteyelim. Çocuklarımız o rezillikten, pislikten, o bitlerin içinden çıksın. Çocuklarımız gelsin temiz yataklarında uyusun. Şemdinli'de tanıdığım annelere telefon açıp buraya çağırıyorum. Siz de gelip çocuklarınıza sahip çıkın. Bugün 85 gündür buradayım 85 sene de sürürse devam edeceğim. Ölene kadar buradayım. Eğer ölürsem de Türk bayrağını üstüme örtün beni şehitlik mezarlığına götürsünler. Ben Türk bayrağının altında yaşıyorum.Türk bayrağının altında da öleceğim."
Oğlu Vedat için eyleme katılan baba Şehmus Kaya ise çocuğuna kavuşuncaya kadar eylemini sürdüreceğine işaret ederek, "Ben Kürt'üm ama bu bayrağın altında yaşamaktan mutluyum." diye konuştu.

'Ellerinde kalem olması gereken çocuklarımızın eline silah vermişler'

Dağa kaçırılan 14 yaşındaki oğlu için oturma eylemi yapan anne Fatma Bingöl, "Ellerinde kalem olması gereken çocuklarımızın eline silah vermişler. Çocuğumun kokusunu özledim, artık çocuğuma sarılmak istiyorum. dedi."



Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP İl Başkanlığı binası önündeki evlat nöbeti devam ediyor.
Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, partinin il binası önünde 3 Eylül'de başlattığı oturma eylemi 80'inci gününe girdi.
Ellerinde çocuklarının fotoğrafıyla bekleyişini sürdüren annelerden Fatma Bingöl, İstanbul'dan 5 yıl önce 14 yaşında dağa kaçırılan oğlu Tuncay Bingöl için oturma eylemine katıldığını söyledi.
Evlatlarından haber alma umuduyla oturma eylemlerini sürdürdüklerini belirten Bingöl, "80 gündür buradayız. Çocuklarımızı endişeyle bekliyoruz. Bizim sonumuz ne olacak? Çocuklarımızın sonu ne oldu? Yaşıyorlar mı öldüler mi bilmiyoruz. Bizim sabrımız tükendi. Hepimiz hastayız. Artık bize bir haber getirsinler, bilgi versinler." dedi.

"Evlatlarını kimseye yedirmesinler"

Çocukları dağa kaçırılan anne ve babalara çağrıda bulunan Fatma Bingöl, şöyle konuştu:
"Bütün anne ve babalara sesleniyorum; Bize destek versinler, sessiz kalmasınlar. Kendi haklarını savunsunlar. Evlatlarını kimseye yedirmesinler. Bizim evlatlarımız gitti. Onlar da gelsinler burada mücadele versinler ve kendi evlatlarını istesinler. Korkmasınlar. Korkmakla hiçbir şey elde edilmez. Korkmadan kendi çocuklarını buradan istemeye gelsinler."
Bingöl, oğlunu rüyasında gördüğünü de ifade ederek, şöyle dedi:
"Çocuğumun kokusunu özledim, artık çocuğuma sarılmak istiyorum. Rüyalarımda çocuğumu görüyorum, uyandığımda gerçek sanıyorum. O çocukların suçun günahı neydi? Çocuklarımız bugün evde olması gerekirken dağdalar. Ellerinde kalem olması gereken çocuklarımızın eline silah vermişler. Biz bunu istemiyoruz. Çocuklarımızı istiyoruz, artık duysunlar bizi."

"80 gündür HDP'den hiçbir bilgi alamadık"

Ağrı'dan gelerek 4 yıl önce dağa kaçırılan oğlu Mehmet için eyleme katılan baba Salih Gökçe ise anne ve babaların evlatlarını kavuşmak için oturma eylemine devam ettiğini belirterek, "Bugün bir aile daha geldi. Mutlu olduk. 80 gündür HDP'den hiçbir bilgi alamadık. Burada anne babalar çocukları için oturuyor. Evlat acısını bize yaşatanlara bedduamız, bize evlat acısı yaşatanlar da aynı acıyı yaşasın." diye konuştu.





google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html