Ortadoğu’da yaşanan her olayda İsrail’in kıyameti getirecek
Armageddon Savaşı’nı planladı,kutsal kitaplara dayanarak İsrail'in sırasıyla
Irak, Suriye, Güneydoğu Anadolu ve Mısır'ı hedef alacak.
İsrail’in bütün dünyayı Armageddon (Kıyamet) Savaşı için
dizayn etmeye çalışıyor.
Bu savaşı Türkler bitirecek…
Türkiye’nin de dahil olduğu Suriye meselesi, Doğu Akdeniz’de
enerji atılımları, Yemen’de savaş, İran’ın durumu, Irak ve Lübnan’da
ayaklanmalar, vb… Aralarında sizin geçmişte bahsettiğiniz konular da var.
Ortadoğu’da neler oluyor?
Orta Doğu’da çok ciddi şeyler oluyor. Esasında, dünyanın
temel meselesi. Dünyada dökülen bütün gözyaşı ve kanın asıl müsebbibi Orta
Doğu’da yaşanıyor. Melhame için bütün savaşların anası denmiş. İyi ve kötünün
mutlak manada birbirlerini tefrik edeceği yer. Yer yüzünün en son savaşıdır bu.
Tevrat’ta geçen adıyla günlerin sonudur. Kur’an’da geçen adıyla da ''Ahiret
vaadi geldiğinde...'' Bu da burnumuzun dibinde, Mercidabık, Reyhanlı, Suriye
mıntıkası ve Türkiye’nin içinde kalan bölgede gerçekleşecek.
İyi ve kötünün, iki tarafı var. Bu tarafları ben İsrâ
suresinin başında görüyorum. Der ki: ''Kulu Muhammed’i Mescid-i Haram'dan
çevresi mübarek kılınan Mescid-i Aksa’ya getiren Rabb’in şanı ne yücedir.'' Allah
sonra Semî’ ve Basîr isimlerini kullanır. ''O Rahman ve Rahim’dir'' denilmez.
Semî’ ve Basîr kelimelerini kullanılır. Çünkü günlerin sonunda yaşanacak
hadiseler ve ıstıraplar karşısında ''Allah bunu görmüyor mu, duymuyor mu bu
çığlıkları ve zulümleri'' denilecek kadar şiddetli bir fesat yaşanacak.
Orada Cenabıhak İsrailoğullarına diyor ki, ''Ben size
yeryüzünde iki kez fesat çıkarma izni vereceğim'' Fesat çıkarma, yani devlet
olma izni. Bu devlet olma hakkı içerisinde siz yeryüzünde büyük bir kibre kapılacaksınız,
deniyor. Bu iki vaatten birincisi gerçekleşti. Kur’an’da geçtiğine göre
birincisinde Ninovalılar tarafından cezalandırıldılar. Ninovalılar, Kuzey
Irak’ta yaşamış bir halktır. M.Ö. 750-720 civarı ani baskınla Kuzey İsrail’e
saldırdılar ve onları yok ettiler. Samiriye merkezli Yahudi devleti o kadar
fazla bir fesat ve fitne içerisindeydi ki... Tarihlerini okuduğunuzda, insanın
''birileri gelse de bunları cezalandırsa'' diyesi geliyor.
''BÖLGEYİ EMANETÇİLERE VERDİLER''
İkinci fesat şimdi mi ortaya çıkıyor?
Bugün oralarda var olan ve Yahudilerden geliyor dediğimiz
halklar Ester’in çocukları... Yahudi Ester, Kiros ile evlendi. Orada bir Yahudi
nüfusu oluştu. Kürtlerin de İranlıların da içinde var. Bir kısmı Müslüman da
olmuş olabilir ama şu an hepsinin, Allah’ın bir cilvesidir ki kökenleri Yahudi.
Barzaniler için bu söylenir mesela, kökenleri Yahudi'dir. Zaten dikkat
ederseniz Kuzey Irak’ı ona emanet ettiler. Yapılan operasyonlarda hiç boşluk
yoktur yani. Mesela ABD güya İran’a müthiş bir düşmanlık beslediği halde Irak’ı
Şii bir militan olan Maliki’ye teslim etti. Bu olacak iş değildi normalde. Ama
siz tarih bilirseniz, yani siz Kiros ve daha sonra Daryus’un Ninova’da ve
Babil’de sürgünde olan Yahudiler için neler yaptığını bilirseniz onların iyi
bir emanetçi olduğunu da tahmin edersiniz. İsrail buraları kendisi için
hazırlatıyor.
''TÜRKLER HZ. NUH'UN OĞLU YAFES'İN SOYUNDAN GELİYOR''
İsrâ suresinde ''Ey Nuh ile gemiye bindirdiklerimizin
çocukları! Siz sabırlı olun'' der. Bu mana normalde Hz. Musa ve Hz. Muhammed’i
de içerir çünkü hepsi Hz. Nuh’un gemisine binmişlerin zürriyetinden gelir.
Yafes ya da Nuh’un çocukları dendiği zaman doğrudan Türkler kastedilir.
Tevrat’ta Hz. Nuh Yafes’e diyor ki, ''Senin mekânın düzlük olsun. Ne zaman
gelsen Sam’ın çadırında oturasın ve Ham sana hizmet etsin.'' Yahudiler
kendilerini Sam’a dayandırıyorlar. Çünkü bir önceki ayette ''Rabb Allah sana
mübarek olsun ey Sam'' deniyor. Ham ise Yafes’in soyu ve İsrailoğulları
dışındaki bütün halklardır. Bu halklar sadece hizmet için yaratılmışlar. Başka
da hiçbir manaları yoktur. Tevrat’ın orada ayrı tuttuğu Yafes ve çocuklarıdır.
Talmud’un tercümesinde ''Türk'e ilişme, onlarla savaşma” denilir. “Onlar sana
ilişmeden sen onlara bulaşma.'' Çünkü Türkler geldiği zaman Sam’ın evinde
oturacak onlardır, tehdit olarak görülüyorlar.
İNANÇLARINA GÖRE TÜRKLERİ DİZAYN ETMELERİ GEREKİYOR
O zaman bizi neler bekliyor?
Hz. Nuh, ''Geldiğinde Sam’ın çadırında oturasın'' diyor.
Sam’ın çadırında oturmak, sen efendisin, Sam’ı da idare et demektir. Düzen ver
ona, Ham da sana hizmet etsin demektir. İsrail bunu bildiği için, Nuh’tan
kastedilenin, Yafes’in çocukları olduğunu da biliyor. Bu yüzden, ''Günlerin
sonunda bir Tanrı’ya hizmet edeceğiz ve Türkler bizi koruyacak'' diyorlar. Eğer
Türkler İsrail’i koruyacak şekilde dizayn edilse, onların İslam’la ilgili bir
dertleri kalmasa, ortada mesele kalmaz. Bu şekilde olsa, bütün İslam coğrafyalarını
cayır cayır yakarlar. Arz-ı mev'ûd denilen bölgeyi Yahudi yerleşimi için
açarlar.
İLK DURAKLARI IRAK OLDU
İsrailoğullarına, ''Devletinizi yıkanlara karşı size rövanş
hakkı vereceğim'' diyor Cenabıhak. Yeniden yapılanmanın başlangıcı, 1800’lerin
sonuna tekabül ediyor biliyorsunuz. Abdülhamid Yahudiler’e toprak vermeyince bu
teklif İngiltere’ye götürülüyor ve İngiltere buna balıklama atlıyor. I. Cihan
Savaşı’nın amacı, arz-ı mev’ûd’un önündeki en büyük engel olan Osmanlı yönetimi
ve siyasetini yıkmaktı. 1800’lerin ortalarına kadar Yahudiler Avrupa’da
gettolarda yaşıyor ve Yahudilerin yakılmadığı yer yoktur. Fakat birdenbire her
şey tersine dönüyor. Çünkü Kur’an’ın vadettiği zaman geliyor. Sonra da İsrail
için bir yer ayrılıyor, onları koruyalım adına. Osmanlı I. Dünya Savaşı’nda
mağlup olunca ve bütün o topraklarda müthiş katliamlar yaptılar. 1948’de
İngiltere ve ABD’nin desteğiyle devlet kuruldu. Bu devletin kurulması için
kurulan komisyonlarda 7 ülke vardı, bunlardan bir tanesi de İran’dır. Protokolleri
onlar hazırladı. O devlet kurulduğunda yapılmış olan ilk açıklamaların içinde
''Bizim amacımız bu kadar değildir, biz bu sınırlara razı değiliz, Türkiye de
dahil, Süleyman’ın sınırlarına talibiz ve bunu mutlaka alacağız'' ifadeleri
vardır. Hakikaten de toplanmaya başladılar. Kendi devletlerini yıkanlardan
intikam almaya çalışacaklar. Kuzey’i yıkan Ninova, Güney’i yıkan yıkan da Kral
Nebukadnezar’dır. İkisi de bugünün Irak toprakları içerisindeydi. O yüzden
Irak’ı yok etmekle başlayacaklardı.
Topraklarımızı işgal mi edecekler?
''GÜNEYDOĞU ANADOLU VE GAZZE'Yİ İLHAKA GİRİŞECEKLER''
Bedeli ne olursa olsun Türkiye’nin Suriye’ye girmesi
gerektiğini söylemiştim. Çünkü girmezse yapılan operasyon olduğu gibi devam
edecekler. Hatırlayın, Barzani zamanında bir referanduma giriştiler. Türkiye
orada ağırlığını koymasaydı gerçekleşecekti. Türkiye ağırlığını koyunca
korktular. Suriye’den sonra da sıra Güneydoğu Anadolu’ya gelecek. Dertleri bu,
Asur'a sıra gelecek. Tevrat, ''Asur’u cezalandırırken, Pers ve Mısır Asur’un
kralıyla biz tedbirimizi aldık ama şimdi senin tepene çökecekler diye dalga
geçecekler'' diyor. Sonra şöyle devam ediyor: ''Ey Pers ve Mısır, ben Asur’un
icabına baktıktan sonra seni daha rezil edeceğim.'' Bunu görmüyorlar ama. Eğer
Güneydoğu Anadolu bölgesini Türkiye’den koparırlarsa sıra İran ve Mısır’ı
yutmaya gelecek. Bunun akabinde paralel olarak Gazze’yi ilhak edecekler,
Tevrat’ta verilen sıraya göre. Gazze’yi ilhak etmek de gündeme geldi
biliyorsunuz. Güneydoğu Anadolu ile birlikte Gazze’yi ilhaka girişecekler çünkü
birbiriyle irtibatlı görünüyor. Tek dertleri boşaltmak. Sonra da dünya
İsrailoğullarına karşı, Hitler’de yaptıkları gibi, terör estirecekler. Bunu da
yeni Siyonistler yapacak. Ta ki dünyanın hiçbir bir yeri İsrailliler, Yahudiler
için yaşanabilir güvenli bir yer olmasın diye… Bu sayede onları buralara
getirecekler. Yerleştirecekler. O yüzden bölge nüfuslarını boşaltıyorlar.
Suriye’dekilerin bir kısmı Türkiye’ye bir kısmı Ürdün’e az kısmı İran’a gitti.
Yeter ki gitsinler ve boşaltsınlar bölgeye onlar için…
''UYDURMA MEHDİLERİN HEPSİ SİYONİZM’LE BAĞLANTILI''
Peki bu savaş nasıl bitecek?
Uydurma Mehdiler çıkıyor, dikkat ederseniz bu uydurma
Mehdilerin hepsinin İsrail ve Siyonizm ile bağlantıları var. Çünkü gerçek
Mehdi, ''Ben Mehdi’yim'' demeyecek. Bu, kendi eylemlerinden anlaşılacak. Bir,
ittihat-ı İslam’ı sağlayacak. İki, Ayasofya’yı açacak. Hz. Peygamber’in Melhame
dediği, Avesta’nın iyi ve kötü dediği savaşın bir tarafı İsrail’dir. Diğer
tarafı ise Yafes’in çocuklarıdır. İyiler burada, iblise ve Siyonizm'e hizmet
eden herkes de öbür tarafta toplanacak. Mehdi ve Deccal ilk kez yüz yüze geldiklerinde
bir minare ile bir insan savaşı olacak bu. Yine insan onu yenecek. Bu kimdir,
işte Yafes’in çocukları. Bu yüzden amaçları Türk milletini sürekli meşgul
ederek bölge ile ilgilenmelerine mâni olmaktır. Çünkü çok net biliyorlar ki bu
savaşın neticesini değiştirecek Müslüman Türk halkıdır..
Yarabbim, Tevrat’ta öyle dehşetlerden haber veriliyor ki...
''Bu sefer size kuzeyden geleceğim ve sen onun dilini anlayamayacaksın''
deniliyor. ''Kavim kıran bir kavimle geleceğim'' diyor. ''Arslanlar yurdundan
gelecekler'' deniyor, aslanlar yurdu gerçekten de Anadolu’dur.
Dünyada yaşanan tüm olaylar, hem Orta Doğu hem de diğer
bölgelerde yaşananlar, bu topraklarda yaşananlara müdahale edemesin diye
kendilerine düşürmek için planlanan operasyonlardır. Başta Türkiye olmak
üzere...
BU SAVAŞI TÜRKLER BİTİRECEK
Az önce bahsettiğim ikinci fesatlık dönemi 1948’de başladı
ve takvimleri 2021’de bitiyor. Sonrasında ne olacağı belli değil, çünkü kıyamet
çağına girdiğimizi söylüyorlar. Müslümanların kıyamet çağı da 1527’ye tekabül
ediyor. Bu da miladi 2125 yılına denk geliyor. Bunun başlangıcı 2083’te dünyada
ve özellikle Avrupa’da ne kadar Müslüman ve inanan halk varsa cezalandırılması
ve oradan çıkarılmasıdır. Benim şöyle bir tezim var: Yarın öbür gün güçlenmek
istiyorsak Siyonistler tarafından bloke ve işgal edilmiş Hristiyan ümmetini de
onların tasarrufundan kurtarmak gerekiyor. Hatta varsa, İsrailoğulları içindeki
iyileri de. Onları da kendi tanımıza çekebilmemiz lazım. Bu böyle bir savaş,
ırklar savaşı değil. Bu ''iyiler'' ile ''kötüler'' savaşı olacak. İyiliğin
merkezi de Yafes’in çocukları olacak, Müslüman Türk halkı yani. İyiler denince
Araplar ve Farslar diye algılamamız lazım. Bunun merkezi Müslüman Türkler
olacak ve diğerleri de onların etrafında toplanacak. Türkiye Cumhuriyeti, bu
bölgede yaşanan her acı ve kurulan her terör örgütünün İsrail’in bu toprakları
tamamen boşaltmaya yönelik operasyonları olduğunu bilmeli, bunu bilhassa
askeriye ve stratejistler bilmeli. Bu bilindiğinde, biz de onların tezgahlarını
bozarız. Çünkü elhamdülillah Türkiye sahada artık.
Şu an Kürtlerin üzerine oyunlar oynandığını görüyoruz. Onlar
kimin tarafında olacak?
BOŞANAN TÜRK İLE KÜRT VAR MI
Usül şu: Önce Irak’ı üç parçaya ayıracaklar, yani Babil.
1991’de ilk yazmıştım bunu. Bir tarafta Şiiler, Kürtler ve Sünniler.
Nihayetinde ayırdılar da. Her birine yer verdiler, ama Kürtlere nispeten özerk
ve müstakil bir yer verdiler. Bu da Kürtleri tamamen kendi saflarına çekmek
için. Kürtler, İslam’ın en samimi kavmi. Abbasiler döneminde, İslamiyet’i kabul
ettiklerinden beri, hiç problem çıkarmamış, İslam’a hizmet edenlere hizmet
etmiş bir kavimdir. Onların bizden ayrılmak gibi de bir derdi yok. Aykırı
düşünenlerin zaten büyük bir kısmı Kürt değil. Onlar ya Pakraduni’dir ya da
Ermenilerin içerinde kalmış bir gruptur, kendilerini Müslüman saymışlardır.
Yani Kürtlerin bizden ayrılmak gibi bir durumu yok. Bir misal vereyim. Bosna
Savaşı’ndan sonra 110 bin boşanma gerçekleştirdi. Sırplar ve Boşnakların
evlilikleri sürmedi. Peki, 40 senedir burada kan dökülüyor. Güya Türkler ve
Kürtler mücadele ediyor. Hiç bundan dolayı eşini bırakmış Kürt ve Türk gördünüz
mü? Hayır. Çünkü bu iki millet et ve tırnak gibi birbirine geçmiş durumdalar.
Adamlar bunu yıkamazlarsa arzu ettiklerini gerçekleştiremezler. Bediüzzaman
diyor ki, “Kürtler bütün halkların içerisine saldığı gibi, inşallah ittihadı
İslam’a zamk olacaklar.” Adam işte bu zamkı yok etmeye çalışıyor. Yine
Münazarat’a baktığımız zaman Bediüzzaman diyor ki, ''Ey Türkler, dikkat edin.
Kürtler sizin kuvvetinizdir. Ey Kürtler dikkat edin. Türkler sizin
aklınızdır.'' Türkleri bir havuza benzetiyor, diğer kavimlerse birer çeşmedir
diyor.