Cumhur ittifakının ne kadar doğru, haklı ve elzem olduğunu hala anlamayanların, ön yargılarını, etraftan gelen baskı ve hücumları bir kenara bırakıp, akıl ve vicdan ölçüleri ile 5 benzemez ittifakının yaptıklarına ve söylediklerine bakmalarını özellikle ve ivedilikle tavsiye ederiz. Olmayacakları ayıklamak, olması gerekeni zaten ortaya çıkaracaktır. 5 benzemez ittifakı ortaya çıkış şekli, temsil edenlerin sicilleri, söyledikleri, yaptıkları ve hedefleri ile bu milletin çok uzağında, bu ülkenin bekasının aksi istikametindedir.
ACİL MESELE TERÖR
Ülkemizin en acil meselesi terördür. Türkiye terörün her türlüsü ile yıllardır baskı altına alınmak ve buradan açılacak yolla birlikte, bölünmek istenmektedir. Bunu artık herkes görüyor ve kabul ediyor. Dolayısı ile birlik ve beraberliğimiz, bölünmez bütünlüğümüz her şeyden öncedir ve her hesabın üzerindedir. Biz bu ihaneti durdurursak, gerisi kendiliğinden gelecektir.Ekonominin belini doğrultması ve şahlanması da, dış politikada daha etkili ve yetkili bir konuma gelmemiz de, lider ülke olarak öne çıkmamız da buna bağlıdır. Yıllardır, zamanımızı, enerjimizi, birikimlerimizi bunun için harcıyor, bu girdaptan kurtulmaya uğraşıyoruz.ÜZERİNİ ÖRTÜYOR
Şimdi gelelim
işin püf noktasına. 24 Haziran seçimlerinin neden bu kadar önemli, hatta hayati
olduğuna. Şu anda yarışan 5 tane Cumhurbaşkanı adayı var. Yani yürütmenin başı
olmaya, ülkeyi yönetmeye talip 5 isim milletten onay ve destek istiyor.
Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı bu ağır beka sorununun aşılması için kimin ne
söylediğine biraz dikkatli bakmak, vicdan ölçüleri içerisinde karar vermek için
yeterli olacaktır. Hem anamuhelefet patisinin desteği sebebiyle, hem de sayın
Erdoğan karşısında diğer adaylardan daha ilerde olduğu kabulüyle Muharrem
İnce'nin meydanlarda söyledikleri çok önemli bir göstergedir. Bay İnce'nin
ülkenin en önemli ve ivedi sorun olan terörle mücadelede, akla yatkın, doğru ve
isabetli, milleti heyecanlandıran ve ümitlendiren bir tek sözünü duyan olmuş
mudur? Terörü de, terörle mücadeleyi de görmezden geliyor ve neredeyse yok
sayıyor. Televizyon programlarında bu konuda sorulan cılız soruların bile
etrafından dolanıyor, üzerini örtüyor. Ama diğer taraftan terörün siyasi
uzantısı Demirtaş'ı cezaevinde ziyaret edip, onun temsil ettiklerine mavi boncuk
dağıtmaktan geri durmuyor.
"3 B" İLE NEYİ KAST EDİYOR?
Bu
siciline bir de ezberlediği bir tekerlemeyi ekliyor. Türkiye'nin en hayati ve
ivedi sorunu "3 b" ile çözecekmiş. Barışacakmışız, büyüyecekmişiz ve
bölüşecekmişiz. Böylece terör bitecekmiş. Kiminle barışacağız bay İnce? Dağdaki
teröristlerle mi, Kandilli katillerle mi, İmralı'daki caniyle mi?
Pensilvanya'daki hainle mi? Yoksa onların ipini tutan, silah ve imkan veren
asıl sahipleriyle mi? Bunların dışında biz zaten kimseyle küs değiliz, kimseyle
bir meselemiz yok ki, barışalım. Büyümeyle ne kast ediyorsunuz? Eğer ekonomiyi,
refahı büyütmek istiyorsanız, buna kimin itirazı var? Ama bunu nasıl
yapacağınızı bir anlatın da bilelim. Zira, söylediklerinizden şu ana kadar
hiçbir anlam çıkaramadık. Ve korkarım sizin bu tavrınızla, bu tarzınızla, bu
siyasetinizle büyüyen sadece bu milletle ve devletle meselesi olanlar olacak.
Zira, onları hedef alan bir tek sözünüzü duymadığımız gibi, sizinle birlikte
çok ümitlendiler. Bölüşmek ayrı bir vahamet. Biz ekmeğimizi zaten bölüşüyoruz.
Türk milletinin bütün unsurlarıyla bölüştüğümüz gibi, 3,5 milyon Suriyeliyle de
bölüşüyoruz. Bu kadarla da kalmıyor. Dünyanın en ücra köşesinde mazlum, mağdur
her kim varsa hepsiyle bölüşüyoruz. Birliğimizi, ülkemizi, toprağımızı asla ve
ne pahasına olursa olsun bölüşmeyeceğimize ve buna hiç kimsenin gücü yetmeyeceğine
göre, geriye ne kaldı bay İnce? Bütün bunlar Kandil'e selam çakmaktır ve PKK'ya
umut veren birisinin Cumhurbaşkanı olması mümkün değildir. FETÖ'ye tek kelime
laf etmeyen birisinin Cumhurbaşkanı olması ham hayaldir.
HDP'YE BARAJI AŞTIRMA TELAŞI
5 benzemezin
diğerlerinde de durum farklı değil. MHP'nin milliyetçiliğini sorgulayacak kadar
gaflete düşenlerin, tutundukları iple birlikte şimdi nerelere savrulup kimlerle
iş tuttukların bu millet ibretle izliyor. PKK söylemlerini parti tüzüklerine
yerleştirmekle kalmadılar, şimdi meydanlarda tıpkı diğer ortakları gibi, bu
terör örgütünün siyasi uzantılarına güzellemeler yapıp, Selahattin Demirtaş'a
af istiyorlar. FETÖ ile mücadeleyi bir kenara bıraktık, bahsinin açılmasına
dahi tahammülleri yok. Bu terör örgütünü soranlara hakaret ve küfür yağdırıp,
meselenin üzerini kapatmak için çırpınıyorlar. Son günlerdeki gündemlerini
ise, gizli ortakları PKK uzantısı HDP'ye
barajı nasıl aştırabilecekleri oluşturuyor. Elbirliği ile neler yapabileceklerini
tartışıyorlar.
CUMHUR İTTİFAKI VE MHP
Durum budur.
Bir tarafta nereden gelip nereye gittiği, kime ve neye hizmet ettiği artık
malum olan, merkezinde PKK uzantısı HDP'nin bulunduğu 5 benzemez ittifakı,
diğer tarafta da milletin bağrından çıkmış, ülkenin karşı karşıya kaldığı
ihanetleri aşabilmek için çırpınan Cumhur ittifakı. Sayın Bahçeli'nin belirttiği gibi, Cumhur İttifakı Türk ve
Türkiye düşmanlarının korkulu rüyası olarak tarihimizin en stratejik ve
isabetli kararlarından birisi olarak milli vicdanda cevap ve cevaz bulmuştur.
Cumhur İttifakı, 7 Ağustos Yenikapı ruhundan ilham ve duruşunu almaktadır.
Cumhur İttifakı bizzat cumhurun ta kendisidir, Cumhuriyet'in kader çizgisidir.
Dolayısı ile yine sayın Bahçeli'nin deyimi ile, kim ki, Cumhur İttifakı'nı
dinamitlemeye kalkışırsa, kim ki Cumhur İttifakı'na vade biçip çürütmeye
çalışırsa, biliniz ki, Türkiye'nin mahvına hizmet eden saat ayarlı alçaktır.
Cumhur
İttifakı Millet Aklı ve elbette TBMM'de çok güçlü bir Milliyetçi Hareket
Partisi. Türk milletinin bu konudaki engin sağduyusuna sonuna kadar inanıyor ve
güveniyoruz.
#Milletİttifakı #Cumhurİttifakı #24haziranseçimleri #Muharremİnce