CHP-HDP ilişikisi yeni bir boyut arz ediyor. Malum, bu ilişki 7 Haziran 2015 seçimlerine giderken iyice ayyuka çıkmıştı. Bir CHP'li vekilin 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra bir HDP yöneticisine söylediği "birlikte iyi salladık" lafı bu ilişkiyi en iyi sembolize eden ifadeydi. O seçimde CHP HDP'ye alan açmış, HDP'nin barajı geçmesi için yoğun bir gayret göstermişti. Öyle ki bugün CHP'de milletvekili adayı olan, yöneticilik yapan birçok kişi oyunu HDP'ye vereceklerini açıklamıştı.
7 Haziran seçimlerinden sonra PKK, bir yandan HDP'nin aldığı 6 milyon oydan, diğer yandan Suriye'de işgal ettiği topraklardan güç alarak yeni bir terör dalgası başlatmıştı. PKK bir yandan büyükşehirlerde bomba patlatmaya, öte yandan Güneydoğu şehirlerini sözüm ona özyönetim adı altında çukurlar kazarak izole etmeye ve o şehirlerde devlet otoritesine başkaldırmaya başladı.
Tam da bekleneceği üzere HDP PKK'nın bu eylemlerine destek
verdi. HDP'li yöneticiler, vekiller, belediye başkanları devleti, milleti
tehdit eden konuşmalar yaptılar. Kâh "PKK sizi tükürüğüyle boğar,
tükürüğüyle..." dediler, kâh "biz sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye dayamışız"
diye meydan okudular.
Bu süreçte HDP'nin PKK ile olan yakınlığı HDP'ye destek
veren CHP'lileri ürküttü. Ne var ki bu durum CHP yönetiminin PKK'nın terör
eylemlerini ve güneydoğudaki zorbalıklarını Erdoğan'ı yıpratmak için bir fırsat
olarak görmesini engellemedi. Bütün bu süreç CHP'nin HDP'lileşmesine hizmet
etti. Evet, CHP bu süreçte HDP'lileşti. CHP'nin HDP'lileşmesinde elbette her
şeyden önce 7 Haziran seçimleri öncesi CHP'nin HDP'ye verdiği desteğin büyük
bir payı vardı.
CHP'nin HDP'lileşmesine hizmet eden ikinci unsur 7 Haziran
seçimleri sonrasında CHP'nin PKK'nın terör eylemlerini bir fırsat olarak
değerlendirme çabasıydı. Bir diğer unsur ise CHP'nin HDP'nin yıpranmasıyla
birlikte kendisinden kaçan emanet oyları geri alma, HDP'nin boşluğunu doldurma
çabası oldu.
O günden bugüne CHP'nin HDP'lileşme süreci devam etti. CHP
ideolojik olarak HDP'nin vermesi beklenen bütün refleksleri verdi. HDP'yi
hiçbir surette aratmadı. Öte yandan HDP ile bir rekabet süreci içinde olduğunu
da hiçbir zaman unutmadı. Fırsatını bulduğunda HDP'ye karşı kendi alanını
genişletmeye dönük adım atmaktan çekinmedi.
24 Haziran seçimlerine giderken her ne kadar CHP ve HDP
resmi olarak aynı ittifakın parçası değillerse de fiili bir ortaklık içindeler.
CHP'nin HDP'lileşmesi süreci bu birlikteliği mümkün kılan en önemli unsur.
Nasılsa devletin etkin terörle mücadele politikası PKK'ya büyük bir hezimet
yaşattı ve bu durum kamuoyunun dikkatini HDP-PKK bağlantısından uzaklaştırıyor.
Bu ortamda CHP yönetimi bir kez daha HDP'ye destek verme
çabası içinde görünüyor.
CHP'den aday olması beklenen birçok ismin HDP'den aday
gösterilmesi bu projeyle alakalı. CHP'lilerin bir kez daha HDP'ye barajı aşması
için destek vermesi isteniyor. Fakat bu kez bir çelişki var. Eğer CHP'lilerin
bir kısmı HDP'ye oy verirse o takdirde CHP'nin oyu azalacak ve Cumhurbaşkanı
adayı Muharrem İnce'nin oyu CHP'den fazla olacak. Bu da CHP yönetimine 24
Haziran akşamı büyük sıkıntı yaratacak. Böylesi bir sonuç İnce'ye yarayacak. Bu
nedenle İnce, alttan alta Meclis seçiminde HDP'ye, Cumhurbaşkanlığı seçiminde
bana oy verin mesajını dolaşıma sokuyor. Bunlar muhalefetteyken böyle alavere
dalavere siyaseti uyguluyorlar. Allah muhafaza bir de iktidarda olsalar!
Son olarak... 7 Haziran seçimleri öncesinde söylemiştim. Bir
kez daha söyleyeyim. HDP'nin barajı aşıp Meclis'e girmesi teröre hizmet
etmekten başka bir işe yaramayacak. Bu süreçte rol alan bütün aktörler yarın
ortaya çıkacak faturadan sorumlu olacaklar. Yeter ki Erdoğan gitsin,
gidemiyorsa kolu kanadı kırık bir şekilde koltuğunda otursun diye ülkeyi ateşe
atanlar bunun bedelini öderler. Bu da böyle biline!