CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı
Erdoğan'a yönelik açıkladığı asılsız belgelerle ilgili konuşan MHP Genel
Başkanı Bahçeli, "ABD'deki tezgahın tamamlayıcısı gibi hareket ederek
pervasız belgeleri pervasızca sallayanlar, yeni cephe açmaya çalışan
namertlerdir. Yalan ve iftira kokanlar, belge de sallasa, haçlıların beşiğinde
de sallansa nihai son utanç verici bir kokuşmuşluk olacaktır." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup
toplantısında konuştu.
Devlet Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle:
Engelli olmak umutsuzluğa teslimiyet değildir. Çaresizliğe
gömülmek, hayatın dışına çıkmak hiç değildir. Bir defa, bu kaçınılmaz hakikati
anlamak ve kavramak lazımdır. Ruh ve vücut sağlığımızın ilelebet garanti
altında olacağınnı söyleyemeyiz. Engelli olmak yetersizlik, acziyet, acınacak
bir durum olarak asla değerlendirilmemelidir. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü
aynı zamanda tutarlı bir vicdan muhasebesi yapılmasının fırsatıdır. Engelli
kardeşlerimize önceliği vermeli ve onlara hak ettikleri ilgi ve alakayı
gösterebilmeliyiz. Sadece 3 Aralık günü ya da 10-17 Mayıs Haftası'nı da
beklemek hakkaniyetli bir davranış değildir. Asıl engellilik karamsarlıkla
birlikte engellere boyun eğmektedir. Kendi alanlarında rekorlar kıran
kardeşlerimiz engelleri birer birer atlayarak isimlerini milli hafızaya
yazmışlardır. Her zaman engelli kardeşlerimizin yanında duracağız. MHP varsa
huzur vardır, ümit vardır, sıcak gönüller vardır.
KADIN İNSANLIK ONURUNUN SİMGESİDİR
Demokrasinin erdem ve emanetlerine sahip çıkmanın ilk şartı
temsil ve katılımın önündeki pürüzleri gidermek, herkesin ülke yönetimine
katılmalarını temin etmektir. Kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmeleri
uzun ve zorlu bir sürecin sonunda gerçekleşmiştir. Kadın demek insan demektir,
insan ise eşrefi mahlukattır. Kadınlar aktif ve fedakarca mücadele ederken
demokratik imkanlardan mahrum olmaları akla ziyan bir çarpıklıktır. Kadının
ikinci plana itilmesi insani değerlerin ayağa düşmesi ile bir ve aynı anlama
gelecektir. İbn-i Sina'nın ifadesi ile; "köhne fikirler, paslanmış
çivilere benzer. Söküp atmak zordur." Kadın insanlık onurunun simgesidir.
Türk kadını üstlendiği milli ve manevi vazicefeleri vecd ile yapmıştır.
Kadınlar Avrupa'da cadı diye katledilirken Türk-İslam Medeniyeti gönül sultanı
olarak görmüştür. İlk Türk devletlerinde kadın da yer almış, devlet yönetiminde
söz sahibi olmuştur. Soylu Türk kadınıların hiç aklımızdan çıkmamıştır,
çıkmayacaktır. Türk kadını yuvasının da yurdunun da zarafet ile taçlanmış
mimarıdır. Kendini tanımanın marifetlerin marifeti olduğuna inanıyoruz. Tam 83
yıl önce bugün, yani 5 Aralık 1934'te Türk kadını milletvekili seçme ve seçilme
hakkını elde etmiştir. Demokrasi kültürümüz daha da genişlemiştir. Türk kadını
hakettiği mevkiye sonunda gelebilmiştir. 1935 genel seçimleri ile 18 kadın
TBMM'de yerini almıştır. Ülke yönetiminde, cinsiyet ayrımının rafa kaldırılması
muazzam bir kazançtır. Evinde eş ve anne, iş yerinde el emeği ve göz nuru olan
kadınlarımıza çok şey borçlu olduğumuz tartışmasızdır. Kadınlara verilen
milletvekili seçme ve seçilme hakkının tarihi ve ahlaki ehemmiyeti çok
fazladır. Ne üzücüdür ki bugünlerde kadınların her sorunları, karşılaştıkları
zulüm ve zorbalıklar korku verir dereceye ulaşmıştır. 2016'da 338 kadın
şiddetle can vermiştir. Bu yılın ilk 10 ayında ise 337 kadın can vermiştir.
Kadına şiddet artıyorsa medeni olmaktan, medeniyet seviyesinin yükselişinden
nasıl bahsedeceğiz.
KADIN ŞİDDETİNE SON VERİLMEDEN ADAM GİBİ ADAM OLAMAYIZ
Bahanesi ne olursa olsun kadına şiddet konusu çözülmeden
uzanan eller kırılmadan seçme ve seçilme hakkını konuşmanın tek başına anlam ve
karşılığı olmayacaktır. Kadın şiddetine son verilmeden konuşamayız, adam gibi
adam olamayız. Parti olarak her zaman kadınlarımızın yanındayız.
SÖZDE HUKUK SİSTEMİ HER DAİM AYAKLARIMIZIN ALTINDA
Türk milleti çetin şartları çevik iradesi ile aşmanın
çabasındadır. Pek çok sorun birikmiştir. Üzüntümüz sorunların gittikçe
kemikleşmesidir. İç meselelerimizin ağırlığı, siyasetteki gelgitler bugün daha
fazladır. Türkiye zaman ve zemin kaybetmektedir. Güney sınırlarımız boyunca
yuvalanan ihanet mevzi kazanmaktadır. Tehdit artmıştır. ABD'nin YPG ile bağı
tüm itirazlarımıza rağmen sürmektedir. Teröristler cesaretlendirilmektedir.
Verilmiş sözler çiğnenmektedir. Türkiye'nin çıkarlarını perdelemek maksadıyla
küresel fitne ile düşmanca oyunlara bel bağlamışlardır. Rusya, Deyrizor'da YPG
ile poz vermekte, aynı kalıp ve kareye girmektedir. Bunda da bir sakınca
görmemektedir. Ekonomik oyun ve operasyonlar devamlı körüklenmektedir. ABD'de
kurulan yanlı mahkemelerde Türkiye yargılanmaktadır. Buna razı olamayız, sessiz
kalamayız. Karanlık ve kaçak bir şahsın, hain bir suçlunun kirli itirafları
ülke kamuoyunu meşgul etmektedir. Türkiye'den nasıl kaçtığı ya da kaçırıldığına
dair türlü spekülasyonlar yapılmaktadır. Türkiye'yi yere düşürmek amacıyla yer
çekimi ile yarışanların iffetsizlikleri hepimizin gözü önünde cereyan
etmektedir. Zehri zemzem diye yutturmaya çalışan dolandırıcılar ülkemizin
saygınlığını zayıflatmanın hevesine kapılmışlardır. Türkiye soytarıların ithamı
ile değerinden bir şey kaybetmeyecektir. Türkiye'yi sanık, şarlatanı tanık
yapan, jürisi alık, iddiaları sarsak olan sözde hukuk sistemi her zaman her
daim ayaklarımızın altındadır. Her zamna öfkemizin hışmına uğrayacaklardır. Biz
demiyoruz ki ortada suç yoktur, demiyoruz ki şarlatan yargılanmasın. Hukuki
sınırları Türkiye Cumhuriyeti'dir. Uluslararası kumpasın hükmü Türkiye'de
geçmeyecektir.
PERVASIZ BELGELERİ, PERVASIZCA SALLAYANLAR NAMERTTİR
MHP duyarsız, tarafsız kalmayacaktır. Tarafımız sonuna kadar
Türkiye Cumhuriyeti'dir. İhanet, melanet ve rezalatin kuşattığı bir ortamda
tarafsızlık namussuzluktur. ABD'deki tezgahın tamamlayıcısı gibi hareket ederek
pervasız belgeleri pervasızca sallayanlar, yeni cephe açmaya çalışan
namertlerdir. İşgüzar ve işbirlikçilerin gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır.
Yazıktır bu ülkeye, bu vatana. Yazıktır günahtır ayıptır bu millete. Biz
yabancıların elinden su içip çanağından yemlenen çevrelere benzemeyiz. Bizim
siyasetimiz ilkelidir, iradelidir. Atalarımız demiş ki, ilham mümine vesvese
kafire benzer.
TÜRKİYE DÜŞMANLARINA MERHAMET YOKTUR
Öfke, haset, tamah, kötülük, er kişinin değil, şer kişinin
hasletleri arasındadır. Çok şükür çektiğimiz köken belli, geldiğimiz kaynak
bellidir. Ülkemiz belli, tertemiz ülkülerimiz belirgindir. Türkiye'nin
kaybetmesine oynayanlar en acı yenilgiyi tadacaklardır. Bunlara merhamet ise
maraz doğuracaktır. Türkiye düşmanlarına merhamet yoktur. Kaos ve kriz
tacirlerine af yoktur. Yorgun siyasetleri ile ülkeyi karanlık çöllerine çekmeye
çalışanlara hoşgörü olur mu? Elbette olmaz, olmayacaktır.
BELGE DE SALLASA ZAFER TÜRK MİLLETİNİNİNDİR!
NİHAİ SONU KOKUŞMUŞLUKTUR
Zafer Türk milletinindir. Yalan ve iftira kokanlar, belge de
sallasa, haçlıların beşiğinde de sallansa nihai son utanç verici bir
kokuşmuşluk olacaktır.