SADECE HAKİKAT VE GERÇEKLER
11 Şubat 1979... Bu tarihte İran halkı Şah Rıza yönetimini
devirmişti. Bu devrimin siyasi ve ruhani lideri de İmam Humeyni idi. İmam
Humeyni, Amerika’yı “büyük şeytan”, İngiltere’yi ise o şeytanı doğurup büyüten
karın olarak tanımlamıştı. 11 Şubat 1979’a kadar şahlıkla yönetilen İran,
Amerikan yönetiminin kuklası halindeydi. Humeyni, bu kölelik ilişkisine son
verince ABD, İran’ı “gerici ve saldırgan” gösteren bir propaganda ve yıkım
operasyonu başlattı. Oranın Şiiliği üstünden Sünni kesimleri kışkırttı. Irak
Lideri Saddam Hüseyin’i kandırıp 1980’de İran’a saldırttı. Irak ile İran
arasında tam 8 yıl kanlı bir savaş sürdü. Ve aynı ABD; gün geldi; Saddam
Hüseyin’in canını aldı. İşte karşımızdaki Şeytan Amerika bu...
Bugün de aynı şeyi Türkiye Üzerinde uyguluyor.
Türkiye Cumhuriyeti'ni kendi çıkarları için 70 yıl kullanan Amerika Artık Türkiye'yi kullanamayacağını anlayında parçalamaya,zayıflatmaya yönelik adımlar attı.Türkiye'deki provakatörler aracılığıyla büyük gösteri ve ayaklanmalar planları,Tutmayınca,Kendisininde Terör örgütü olarak kabul ettiği Pkk'yı silahlandırdı.Yetmedi Kendi yetiştirdikleri CAI ajanı Sahte Din adamı Fettullah Gülen tarafından Devletin kılcal damarlarına sızdı.Devleti ele geçirmeye çalıştı.Bunuda başamayınca Sahte terör örgütleri kurarak onları yok etme bahanesi ile Türkiye'ye Irak ve Suriyede Komsu oldu,Sahte örgütler üzerinden Türkiye Sınırında Son teknoloji silahlar ile Bir ABD ordusu kuruyor.Amaç Belli tabiki.....
Türkiye oyunu gördü ve Fırat kalkanı operasyonu ile oyunu bozdu..
Suriye'de Dışlanan ABD, Teröristleri Mehmetçik'in Üzerine
Salıyor
Türkiye'nin İdlib operasyonuna başlaması PKK'yı panikletti.
Terör örgütü, Afrin'deki teröristleri tahliye ederken ABD de bölgedeki güçlere
Türk askeri ile çatışın mesajı gönderiyor.
İdlib'e müdahale ederek terör koridoruna büyük bir darbe
daha indiren Türkiye'ye karşı çok boyutlu tuzak kuruluyor. ABD bölgedeki
gruplara "TSK ile savaşın, destek veririz" derken, Esed'e bağlı
Muhaberat ajanları ise Mehmetçiğe karşı sabotaj göreviyle İdlib'e sızdı.
Çatışmasızlık bölgelerinde istikrar sağlama amaçlı olarak
İdlib'e intikal edecek Türk birliklerine başta Esed ve ABD olmak üzere farklı
aktörler tarafından tuzaklar kuruluyor. Yeni Şafak'ın ulaştığı bilgilere göre,
İdlib hazırlıklarının başlamasıyla birlikte sayıları 150 ila 200 arasında
değişen kadın ve erkek el-Muhaberat mensubu provokatörler, Hama-Humus yönünden
'mağdur-mülteci' görümünde İdlib'e girdi. Bu grubun, önümüzdeki günlerde
çeşitli sabotajlar yapmasından endişe ediliyor. Astana'da yapılan anlaşmaya
rağmen kışkırtmayı sürdüren Esed rejimi de İdlib'in çeşitli noktalarına bomba
yağdırmaya devam ediyor.
ABD: TSK İLE ÇATIŞIN
Bu arada Türkiye'nin müdahalesiyle İdlib'de safdışı kalan
ABD, süreci baltalamak için her yolu deniyor. Pentagon ve CIA'in İdlib'deki
bazı gruplarla görüşerek TSK'nın bölgeye girmesi durumunda silahlı direnişe
başlamaları yönünde onları teşvik ettiği öğrenildi. Yeni Şafak'ın ulaştığı
bilgilere göre bazı muhalif gruplarla görüşen Amerikalılar, "Türkiye ile
savaşmanız durumunda Ürdün üzerinden size yardım ederiz." vaadinde
bulunuyor.
DEAŞ'LILAR DA ORADA
Aynı kapsamda Hama-Akerbat ve Kalemun bölgelerinden rejim
otobüsleriyle taşınan binlerce DEAŞ'lıdan bir kısmı da İdlib'e sevk edildi.
TSK'ya karşı sabotajlarda bulunacak DEAŞ'lıların mühimmat ihtiyaçları ise
el-Muhaberat tarafından sağlanacak. Türkiye ile İdlip'te bulunan muhalif
gruplar arasında büyük çaplı çatışma çıkarılması ve Afrin hedefinin ötelenmesi
Türkiye karşıtı blokun öncelikli hedefi olarak gösteriliyor.
SINIRDA İLK SALDIRI
İdlib operasyonu kapsamında ilk Türk heyeti dün sabah
İdlib'e geçerek temaslarda bulundu. Bölgedeki muhalif grupların refakatiyle
terör örgütü PKK/PYD'nin sınır mevzilerinin yeraldığı Saman Kale bölgesine
giden 3 araçlık Türk konvoyu 8 saat boyunca içeride kaldı. Daha sonra bölgenin
hemen güneyindeki Dar ed-Izze'ye geçen Türk heyetine PYD'li teröristlerce
saldırı düzenlendi. Afrin güneyindeki PYD'li teröristlerin top atışı, Türk
heyetinin 200 metre yakınına düştü. Saldırıda can kaybı ya da yaralanma olmadı.