SADECE HAKİKAT VE GERÇEKLER
![]() |
Tamer Ashraf |
ABD ile yaşanan vize krizi bize yeniden müttefiklik
kavramını hatırlattı. Bazı yorumcular bu yaşanan olayın bir benzerinin daha
önce olmadığını ifade etti.
Ben de kendilerinden 60 yıllık ittifakın bir sorgusunu
yapmalarını istedim. Bana, Türkiye lehine yaptıkları bir hamleyi ve bu hamle
yüzünden ödedikleri bir bedeli söylemelerini istedim.
Sanırım soru biraz devreleri zorlamış ki hâlâ cevap
alabilmiş değilim. Aslında toplumun büyük bir kesimi ABD’ye bunu soruyor. Doğru
cevabı alamadığı için de en sevilmeyen ülke listesindeki birinciliği kimseye
kaptırmıyor.
Müttefik bir ülke için bu sonuç normalde yüz kızartıcı
durumdur. Çünkü müttefikliğin en önemli unsuru, içinde güven unsuru
barındırmasıdır. Peki Türk toplumu hangi konularda ABD’ye güvenmiyor?
Öncelikle Türkiye’nin bölünme projelerinin arkasında ABD
olduğunu düşünüyor.
Darbe ve demokrasiye müdahale girişimlerinin arkasında da
onların olduğunu düşünüyor.
PKK’ya destek verdiğini ve Kürt devleti projesini İsrail ile
birlikte desteklediğini düşünüyor.
Savunma sanayii dahil olmak üzere birçok projenin önünde o
ülkenin engel olduğuna inanıyor.
BOP projesi ile Ortadoğu’yu mezhepsel ve etnik olarak
parçalayacağını düşünüyor.
FETÖ dahil olmak üzere birçok örgütün kurulmasında örtülü
desteği olduğunu düşünüyor.
15 Temmuz’un arkasında birkaç ülke ile birlikte onların
olduğuna inanıyorlar.
Halk Bankası genel müdür yardımcısının tutuklanması ile
devlet bankası olan Halkbank’a; tablet yasağı ile THY’ye operasyon çekildiğine
inanıyorlar.
Ekonomik anlamda Türkiye’nin önünü açacak projelerde
lehimize çalışmadıklarını düşünüyorlar.
Yani toplumun düşünceleri, yapılan onlarca anket sonucunda
böyle çıkıyor. Hatta bu anketlere inanmayıp kendi yaptıklarında bile sonuç
değişmiyor.
Şimdi ben de herkese soruyorum, NATO dahil olmak üzere
birçok projede ortağımız olan bu ülkenin yaptıkları sizce doğrumu? ‘İnanın
doğru değildir’ demekten başka bir cevap aklıma gelmiyor.
1991 sonrasında Ortadoğu’da yarattıkları kaosun bedeli bu
ülkeye yaklaşık 750 milyar dolara mal oldu. 30 bine yakın insanımız hayatını
kaybetti. Bölgeyi devletsizleştirerek Türkiye’yi sorunlarla tek başına mücadele
etmek zorunda bıraktılar.
Siz sorunumuzun vize olmadığını bilenlerdensiniz, asıl sorun
bizim millet olduğumuzu anlamayanlarda.
Bugün bu basit sorun gibi gözüken konularda geri adım atmaya
başlarsak inanın sonumuz Irak’tan farklı olmaz.
Devlet bu sorun karşısında aklı selim davranmalı ama bizler
Türk milleti olarak ayağa kalkmalıyız. Bunu, bize yapılmış bir hakaret olarak
algılayıp ona göre davranmalıyız.
Millet olma kavramı keyif zamanlarında oluşmaz, dertle
birlikte yoğrulur. Bizde ise ondan fazlasıyla var.
Devletin aklı vardır, milletin ideolojileri. Sevdamız bu
topraklar, sevdamız bu millet, sevdamız ülkülerimiz.
Ben, kendisini vatansever veya milliyetçi olarak gören
herkesi daha fazla çalışmaya çağırıyorum.
“Bu vatanı en çok seven en çok çalışandır” sözüyle yazımı
bitiriyorum.