BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

18 Eylül 2017 Pazartesi

Türkiye, sesini iyice yükseltmeli

Iraklı Türkmenlerin lideri Erşad Salihi, peşmergebaşı Mesut Barzani'nin 25 Eylül'de yapmayı düşündüğü sözde referandum ve Türkmenlerin geleceği konusunda açıklamalar yaptı.
Irak'taki Türkmen varlığı hakkında  ve Türkmenler'e uygulanan katliam, saldırı ve asimilasyonlar hakkında neler söylersiniz?
Irak'taki Türkmen varlığı Türk dünyasının bir varlığıdır. Buna karşı buradaki Türkmenler'in üzerinde bir tehdit oluyorsa mutlaka Türk dünyası da tehdit edilebilir. Irak Türkmenleri'nin varlığı Kuzey Irak bölgelerinde özellikle Telafer, Kerkük, Diyala, Erbil, Tuzhurmatu bu bölgenin üzerinde dağılmıştır. Ama bu varlık kesinlikle bazı politikalara asimilelere maruz kalmıştır. Saddam döneminde ve Saddam sonrasında.
Biz yine de Irak Türkmenleri'nin üzerine uygulanan katliamlar tarih boyudur ki  bazıları da Türk varlığının faturasıdır. 1924'te Ermeni katliamı, 1959'da bazı yasadışı Kürtler'in yaptığı katliamlar, Saddam dönemindeki katliamlar. Şimdi de bu devam ediyor, bir kısmı da DEAŞ eliyle. Yani biz Türkmenler Türk varlığının hedefinin karşısında biz hedef olmuşuz.
Irak'ta yaşayan 2003 yılında Irak'ın işgali sonrası peşmergeler tarafından Kerkük'te nüfus ve tapu dairelerini yağmalanması ve Kerkük'ün o günden bu yana demografik yapısının değiştirilmesi ve Irak'ın işgali sonrasında yapılan yeni anayasada Kerkük'ün statüsü   hakkında değerlendirmeniz nedir?
''KERKÜK'ÜN DEMOGRAFİK YAPISINI DEĞİŞTİRDİLER''
2003'ten sonra Irak'ın içinde özellikle Türkmenler'e uygulanan politikalar demografik yapıyı değiştirdi. Nüfusu Kerkük'ün 850 bin olan Saddam döneminde 2003'den önce. Şu anda bir milyon altı yüzelli bin. Sekizyüz elli bin olduğunda yarısı Türkmen,  diğer yarısı Arap ve Kürtlerdi. Şimdi bir milyon altıyüz elli binin yarısı Kürtler diğer yarısı Türkmen ve Araplardır. Bu bir demografik yapının değişmesinde maalesef uygulandı. Bu terkedilen meselelerdir, 2003-2004 yıllarında terkedildiler. Irak anayasası maalesef bu hususta ciddi bir şekilde çözüm bulamadı. Irak'ın işgal sonrası  yapılan anayasada da Kerkük'ün statüsü önceden bir özellik verildi, Irak'ın geçici anayasasında Kerkük ve Bağdat'a bir özellik verildi. Ama ondan sonra Irak Anayasası yazıldığında bu özellik kaldırıldı. Çünkü Kürtlerin baskıları çok güçlü idi. Şiiler de o zaman zafiyet gösterdi. Ama Türkmenlerin ve Kerkük'ün ne kadar önemli olduğunun farkında olmadılar. Şimdi yeni farkında oldular. Öyle bakıyorlar ki Irak'ın toprak bütünlüğünü gerçekleştiren biziz.
 IŞİD'in Musul'u ele geçirmesinden sonra Kerkük'ten de çıkan Irak ordusu ile birlikte Kerkük'te yaşanan bayrak krizi, Kerkük İl Meclisi'nde alınan kararlar ve daha sonrasında yaşananları  ele alır mısınız?
''IŞİD BİR PROJEYDİ''
IŞİD sonrası Kerkük'te 12. Kolordu'nun kalmaması ve özellikle peşmergenin genişletilerek getirilmesi bu sıradan bir olay değildir. IŞİD bir projeydi. Bölgeye getirildi. Irak'ın toprak bütünlüğünü tehdit etmek için. Proje bitti o zaman herkes geldiği yere gönderiyorlar IŞİD'i. Bunun neticesinde en çok zararlı çıkan kesinlikle Türkmenler olacaktır. Onun için Irak ordusunun orada kalmaması ve peşmergenin o bölgeye getirilmesi öyle planlı bir şekilde gerçekleşmişti. Bu hususta yine de Kerkük'te yaşanan bayrak krizi bunun bir başlangıcı idi. Bugün vilayet meclisinde alınan tek taraflı kararlar onlara bir fırsat verdi, yeni bir karar aldılar referandum kararı. Mahkemeler, idare mahkeme yargıç reddetmesine rağmen bayrak krizini yaratan Kerkük valisi hâlâ ona itaat etmiyor. Ama bu başbakanın görevidir bunun uygulanması ve o bayrakların indirilmesine Başbakan Haydar İbadi'nin el atması gerekmektedir. 
Barzani'nin referandum çıkışını, bölgede bir Kürt devleti hamlesini ve bu hamlede Kerkük'ü de ele geçirme faaliyeti hakkında neler söyleyeceksiniz?
''TÜRKİYE SESİNİ İYİCE YÜKSELTMELİ''
Barzani'nin ve Kerkük valisinin bayrak krizi ile referandum krizi öyle sıradan bir olay değildir. Planlı bir şekilde olmuştur. Bölgede krizi daha fazla artırmaktır. Bir Kürt oluşumunu gerçekleştirmektir. Burada Türkiye sesini iyice yükseltmeli. Bu meselenin üzerinde ciddi bir şekilde durulmalıdır. Sadece beyanatla olmaz. Daha fazla adımların atılmasını bekliyoruz. Sözde referandum gelecekte en çok Türkiye'ye zarar verecektir. İran'a zarar verecektir, Irak'a; hatta Suudi Arabistan onu bilsin ki Şii bölgesi Mekke ve Medine'nin karşısında onu bırakabilirler. Bu proje devam ederse aynısı olur. Irak merkezi hükümeti, uluslararası çevreler,  Türkmenleri ihmal ederse, can güvenliğimiz tehdit edilirse; bizim de başka seçeneklerimiz olacaktır ve bu durumda devreye girer. Bunun altını çiziyorum.
 MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin Türkmen davası ile ilgili gösterdiği hassasiyet ve milli bilinç ile ilgili neler söylersiniz?
Sayın Bahçeli'ye biz teşekkür ederiz. Sürekli görüşürüz kendisi ile. Verdiği destekten de memnuniyetlerimi takdim ederim. Özellikle sayın Cumhurbaşkanına ve iktidara yaptıkları baskıları  takdirle karşılıyorum. Beyanatlarını da takdirle karşılıyorum. Temennimiz hükümetimiz Sayın Bahçeli'nin söylediklerini uygulaması lazımdır. Ciddi adımların atılması lazımdır. Sadece beyanatlarla, bildirilerle bu iş gerçekleşmiyor. Bir Türkmen varlığı tehlikededir, tehdittedir bunu herkes bilmesi lazım.
Buradan Türkiye'ye ve Türk milletine mesajınız var mı?
''MUKAVEMET RUHU İÇİMİZDE İRADEMİZLE DEVAM EDECEKTİR''
Bizim mesajımız Türk halkına. Ciddi bir şekilde yanımızda olduğunu görüyoruz. Eğer fiilen bizim üzerimize bir oluşum olursa Türk halkı mutlaka yanımızda olsunlar. Bu ayıp değil, herkes birbirinden yardım talep edebilir, herkes birbirinden destek talep edebilir. Irak'ın kuzeyindeki bölgede Türk varlığını korumak sadece bizim görevimiz olarak görülmemelidir.  Herkesin görevidir, Türk dünyasının görevidir, Türk varlığının, Anadolu'nun, herkesin görevidir. O yüzden hem iktidara, hem muhalefete, hem Türk halkına önceden buradaki millet Türk varlığının kimliğinin faturasını biz ödüyoruz. Onu herkesin bilmesi lazımdır, pişman değiliz ama bu kadarda devam etmek zor olur. Maalesef benim de ahidimde ben bir cephe başkanı olarak Türkmenlerin can güvenliği için tedbirler alınması lazımdır. O tedbirler benim için gerçekleşmedi zamanında. Ama işte yine de direneceğiz, mukavemet ruhu içimizde irademizle devam edecektir.

Yanımızda durana her kim bizimle beraber oldu özellikle bu hassas durumlarda bize yardımcı olanlara teşekkür iletmekteyim. Ama sadece bunlar sözde kalmasın. Kuzey Irak yönetimi bölgeyi yavaş yavaş fiile dönüştürmüş olursa biz de buna fiile karşı fiil yapmamız lazımdır. Ne yazık ki bu bölgede biz temenni etmeyiz silah konuşsun. Ama bu bölge budur. Burada gücün varsa, silahın varsa siyasi pozisyonun olur. Aksi takdirde hiçbir şeyin olmaz."
google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html