Yaşanması muhtemel bir etnik savaşı engellemenin ilk şartı
şüphesiz etnik gruplar hakkında doğru bilgilere sahip olmaktır. Suriye’de
yaşanan/yaşanacak etnik savaşın taraflarından bir olan/olacak Kürt
etnisitesinin Suriye’deki nüfus yapısı hakkında doğru bilgilere sahip olunması,
Suriye’nin Yugoslavyalaşmasını engellemek için yapılacak çalışmalarda hayati
önemdedir.
Suriye’de Kürt nüfusu üzerine yapılan çalışmalar büyük
ölçüde güncel durumu yansıtmayan bilgilere veya farklı çizgideki Kürt
milliyetçisi internet sitelerindeki bilgilere doğrudan veya dolaylı olarak
dayanmaktadır. Bu bağlamda temel eksiklik, mevcut çalışmaların bölgede
yaşayan diğer halklarla ilişkili (Araplar, Türkmenler ve Süryani/Asuriler)
farklı dillerdeki kaynakları yansıtmamasıdır. Bu çalışma, Suriye’deki Kürt
etnisitesinin Suriye’deki nüfus yapısının Arap, Asuri-Süryani ve Türkmenlerle
ilgili kaynaklara da dayanarak idari birimler temelinde incelenmesini
hedeflemektedir.
Kürtler Suriye nüfusu içerisinde en büyük ikinci dil
grubudur. Ancak oranları konusunda yüzde 2,5’ten yüzde 20’e kadar farklı
rakamlar telaffuz edilmektedir.Arap kaynakları yüzde 5 rakamını verirken,
McDowall ve O’shea oranların yüzde 8, Bruinessen yüzde 8.5, Chailand
yüzde 10 aralığında olduğundan bahsetmektedirler. Kürt kaynakları ise
yüzde 20’ye varan abartılı rakamlar ileri sürebilmektedir. CIA Factbook ise
Suriye’deki Kürt oranı hakkında bilgi vermese de ülkedeki Araplar dışında kalan
tüm etnik gruplar için (Çerkez, Türkmen, Ermeni, Kürt gibi) yüzde 9,7 rakamını
vermektedir.
1925 nüfus sayımında Suriye ve Lübnan’ı içeren Fransız
bölgesinde Kürtler toplam nüfusun yüzde 6,2’sini oluşturmaktaydılar. Bununla
birlikte nispi olarak etkin bir azınlıktılar. Örneğin, Suriye ordusundaki
subayların yüzde 22,7’sini teşkil etmekteydiler. Suriye içinde Kürt oranı,
manda yönetimi döneminde Lübnan’ın Suriye’den ayrılması ve Türkiye’den
Suriye’ye Kürt göçü ile arttığı görülmektedir. Suriye Kürtleri hakkındaki son
resmi istatistiklere göre Fransız manda yönetimi tarafından oluşturulan
Suriye’de 1943 yılı nüfus sayımlarında ülkede yaşayan Kürtlerin, Suriye’nin
toplam nüfusunun yüzde 7,5-8’ini oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu oranın
(belki biraz fazlasının) günümüzde de büyük ölçüde geçerli olduğunu
söyleyebiliriz. Çünkü 1943 sonrası Suriye’ye büyük miktarlarda Kürt göçü
olmamıştır.
Suriye nüfusuna ilişkin 2004 yılında yapılan son nüfus
sayımında ülke nüfusunun 17.920.810 kişi olduğu belirtilmiştir. 2013 yılında
ülke nüfusunun CIA Factbook verilerine göre 22.457.336 kişiye ulaştığı ortaya
koyulmuştur. Suriye’nin nüfus artışı oldukça yüksek olmasına rağmen doğurganlık
oranı ve kadın başına çocuk sayısı düşmektedir. Kadın başına çocuk sayısı 3,5
olup kırsalda kadın başına çocuk sayısı 3,9 iken şehirlerde 3,1’e düşmektedir.
Genel olarak kadın başına düşen çocuk sayısı ülke içindeki azınlıklarda daha
düşüktür. Örneğin Dürzi’lerin yaşadığı Suveydiye’de (2,02) Nusayri nüfusun
yaşadığı Lazkiye’de (2.28), Tartus’da (2.17) kadın başına çocuk sayısı ülke
ortalamasının çok altındadır. Nüfus artışının ve kadın başına çocuk sayısının
ülke ortalamasından yüksek olduğu Deyr-i Zor (6,78), Dera, (5,13), Rakka (4,94)
İdlip (4,72) vilayetlerinde mutlak manada Sünni Arap çoğunluğu bulunmaktadır.
Diğer taraftan, Kürtlerin yaşadığı illerden Hasaka’da (3,46) ve Halep’te (3,16)
kadın başına çocuk sayısı ülke ortalamasının altındadır. Aşağıda da
belirtileceği üzere, Kürt nüfusun nüfus artış hızı ülkedeki Arap nüfusa göre
Kürtlerin daha yüksek oranda şehirli olmalarının da etkisi ile daha düşüktür.2004
yılı verileri temel alındığında Kürtlerin yüzde 30’dan fazla olduğu ilçelerin
(Afrin, Melkiye, Kamışlı, Ayn-El Arap, Resulayn) toplam nüfusu 1.154.760 olup
2004 yılı için toplam nüfusun içinde yüzde 6,4’lük paya sahiptir. Ancak
bu ilçelerin toplam nüfusunun ancak yüzde 65 kadarı Kürt olup kalanı Arap,
Süryani, Asuri yada Ermeni gibi gruplardan oluşmaktadır. Bu durumda Kürtlerin
Suriye nüfusu içinde oranlarının yüzde 8 civarında olduğunu kabul ettiğimizde,
Suriye’de Kürtlerin ancak yüzde 40-45’inin, nüfusun yüzde 30’dan fazlasını
oluşturdukları ilçelerde oturduğu görülmektedir.
Suriye’deki Kürt nüfusu bütünleşik bir coğrafyada
yaşamamaktadır. Suriye’de Kürt nüfusu ağırlıklı olarak birbirleriyle toprak
bağlantısı olmayan 3 bölge ile büyük şehirlerde yaşamaktadır. Suriye’deki Kürt
nüfusunun Afrin civarındaki Kürt Dağı bölgesinde yüzde 30’u, Ain al-Arab
(Kobani) bölgesinde yüzde 10’u, Cezire (Kamişlı ve Amuda çevresi) bölgesinde de
yüzde 40’ının yaşadığı belirtilmektedir. Ancak Suriye Kürtlerin kayda
değer bir kısmı Suriye’nin yerlisi olmayıp büyük çoğunlukla Türkiye’den
gelenlerden oluşmaktadır. Özellikle Cezire bölgesinin büyük kısmı böyledir.
Suriye’deki idari yapı dikkate alındığında Suriye’deki Kürtler temel olarak
Hasaka vilayeti (Cezire bölgesi) ile Halep vilayetlerinde (Kobani ve Afrin
bölgeleri ile Halep merkezinde) oturmaktadırlar.
Hasaka Vilayeti
Haseke Vilayetinin Beşeri ve İdari Coğrafyası
Suriye’de Kürt nüfusun en fazla yaşadığı bölge hiç şüphesiz
Cezire bölgesidir. Nüfus büyüklüğünün yanında Irak ve Türkiye ile aynı zamanda
komşu olması da bölgenin önemini daha da artırmaktadır. Bölgenin coğrafi olarak
kritik konumda olması Kürt milliyetçisi yayın kuruluşlarında görev yapan bir
gazeteci tarafından, “Cizîrê her açıdan Rojava (Kürt milliyetçileri
tarafından Suriye’deki Kürt yoğun bölgeleri tanımlamak için kullanılan
ifade) demek. Bölgedeki tüm kentler Suriye'deki idari düzenlenmeye göre
Hesekê vilayetine bağlı.” şeklinde vurgusuyla bölgenin Kürt milliyetçileri
açısından önemine işaret etmekteydi.
Kürt nüfusun yaşadığı Cezire bölgesinin Suriye’nin idari
yapısı içinde tamamı Haseke vilayeti içerisinde yer almaktadır. Bu vilayet
Suriye’nin kuzeydoğusunda, kuzeyde Türkiye (Urfa’nın bir kısmı Mardin ve Şırnak
illeriyle), doğuda Irak, batıda Rakka, batıda ve güneyde Deyri Zor vilayetleri
ile komşudur. Bu bölge Suriye’de birbirleriyle sınır bağlantısı olmayan
Afrin-Kürt Dağı, Kobani-Aynül Arap ve Cezire-El-Haseke şeklindeki üç Kürt
bölgesinden en fazla Kürt nüfusu barındıran bölüm olması ve genel olarak
Kürtlerin yaşadığı bölgelerle kesintisiz olarak komşu olması nedeniyle önemlidir.
Ayrıca bu bölge Suriye’nin petrol üretimini gerçekleştiren önemli vilayetlerden
biridir.
Harita 1:Haseke Vilayetinin İdari Bölümleri ve Nahiyelerdeki
En Büyük Etnik Grup Durumu
Haseke vilayeti 23.334 km²’lik alanda 2004 yılında yapılan son nüfus
sayımlarına göre 1.275.118 nüfusa sahiptir. Vilayet içinde Haseke,
Kamışlı Suriye’nin en büyük 10 kentinden biridir. 2011 yılı için Haseke
vilayetinin nüfusunun 1.512.000’e ulaştığı belirtilmektedir. Haseke
vilayetinin idari olarak 1-Haseke Merkez ilçe, 2-Kamışlı, 3-Melkiye ve
4-Resulayn olmak üzere 4 ilçesi ve 16 nahiyesi bulunmaktadır. İl içindeki
nüfus, ağırlıklı olarak Türkiye’ye komşu kuzey bölgesi ile Haseke kent merkezi
çevresinde yoğunlaşmış olup diğer bölgelerin nüfus yoğunluğu oldukça düşüktür.
İl içinde kırsal nüfus oldukça yoğun olup vilayetin 1683 adet köyü
bulunmaktadır.
Haseke vilayetinin içinde bulunduğu Cezire bölgesi Osmanlı
döneminde büyük ölçüde göçebelerin otlak alanları olarak kullanılmaktaydı.
Bölge kışın Kürt aşiretlerinin yazın ise Arap aşiretlerinin otlaklarıydı.
1900-1910’lu yıllar arasında bölgedeki aşiretlerin bu durumları hakkında Ziya
Gökalp ayrıntılı bilgiler vermektedir. Milli, Halemban, Dekuri, Kiki, Tatar,
Harp, Muammere, Karaçine aşiretlerinin bugünkü Mardin civarından daha güneydeki
Cırcıp, Habur, Çağçağ gibi nehirlerin kenarına yaşadıkları yerlerin bir saatlik
güneyine inip oba kurduklarını belirtmektedir. Arap aşiretlerinden, Tay
aşiretinin Nusaybinin güneyinde kendi köyleri çevresinde yaşadığını tarımla da
uğraştığını, Şammar aşiretinin Sincar dağı ile Cebeli Abdulaziz arasındaki
kuzey sahada, Şerabi aşiretinin Resulayn ve Habur ile Cercep yöresinde, Beggare
aşiretinin Fırat sahillerinden Rakka’ya kadar sahada ve Habur ve Cebeli Abdül
Aziz bölgesinde, Cura aşiretinin Habur, Çağçağ ve Deyri Zor’a kadar münbit
sahada bulunduğunu, Cubur’un ise Tay aşiretinin güneyinde yerleşik olmakla
birlikte Tel Reman’a kadar olan bölgede yaşadığını tarımla da uğraştıklarını
ifade etmektedir. Aşiretler arasındaki dengede Bedevi Arap aşiretlerinin daha
üstün olduklarını Milli Kebir, Harp gibi aşiretlerin Şammar aşiret reislerine
vergi verdiklerini belirtmektedir.
Arap aşiretlerinin büyük ölçüde geçmişte yaşadıkları
bölgelerde bugün de yaşadıkları görülmektedir. Ali El-Rabu’nun Haseke
vilayetinde yaşayan Arap aşiretlerinin güncel yerleşim durumları hakkında
oldukça ayrıntılı bilgiler veren bir çalışması bulunmaktadır. Arap
aşiretlerinden Şammar, Irak sınırından başlayarak Hasaka vilayetinin kuzeydoğu
ucunda yüzlerce köyde yaşamaktadır. Liderleri Şeyh Hadi Duham’ın Barzani ile
güçlü ilişkileri bulunmaktadır. Bölgede bulunan ikinci büyük Arap aşireti ise
Tay aşiretidir. Bu aşiret Musul ve Erbil’den Suriye’ye geniş bir alana
yayılmıştır. Aşiret Haseke vilayetinde Kamışlı merkezin çevresini çepeçevre
yerleşerek ilçenin güneyine yerleşik aşiret federasyonu şeklinde 200.000 nüfusa
ulaşan bir nüfusu bulunmaktadır. Aşiretin 640’lı yıllarda ilk olarak İyad bin
Ganem’in bu bölgeyi Bizans’tan ele geçirdiği dönemde geldiği ifade
edilmektedir. Aşiretin reisi olan Muhammed Faris rejim yanlısı olup Kamışlı’da
rejimin temel dayanaklarından biridir. Bölgede bulunan üçüncü büyük aşiret ise
Cubur aşiretidir. Cubur aşireti Suriye’den Bağdatın kuzeyine, Musul’un güneyine
geniş bir alana yayılmıştır. Haseke vilayetinde ise Tay aşiretinin daha
güneyindeki Kamışlı’nın güney batısından Hasaka şehrine kadar geniş bir alana
yayılmıştır. Aşiretin lideri Şeyh Abdülaziz Haseke merkezin gerçek hakimi
konumundadır. Rejime muhalif durumdadır. Advan aşireti ise Rasulayn’ın batısı
ile güneyinde 12.000 civarında nüfusa sahip bulunan bir aşirettir. Aşiretin
lideri Muhammed Halu Resulayn’da oturmaktadır. Resulayn’ın doğusu ve güneyinde
yaşayan Harb aşiretinin 10.000 civarında nüfusu bulunmaktadır. Vilayette
dağınık olarak yaşayan Şerabeyn aşireti Beni Tağlib aşiretinin devamı olarak
tarihi ilk İslam fetihlerine kadar gitmektedir. Aşiret Dırbesiye, Resulayn, Hasaka
arasındaki bölgeye yerleşmişlerdir. Fransızlar bu aşireti yaşadıkları yerden
çıkararak Irak’tan kaçan Asurilere köyler kurmuşlardır. Büyük Baggara
aşiretinin 10.000 kadar nüfusluk bir kısmı Hasaka ilinin güneyi ile Resulayn
çevresinde yaşamaktadır. Rabu nüfus miktarı hakkında bilgi vermese de Rakka
civarından gelen Walda adındaki aşiretten de söz etmektedir.
Gökalp’ın bölgedeki aşiretler hakkında verdiği bu bilgiler, Kürt
milliyetçilerinin Haseke bölgesindeki Arapların sonradan devlet tarafından
yerleştirildiğine dair iddialarının temelsiz olduğunu göstermektedir.Gökalp’in
1910’lu yıllarda bölgede bulunduğunu bahsettiği Arap aşiretlerinin, günümüzde
de bölgede aşağı yukarı aynı mekanlarda yaşamaya devam ettiği görülmektedir.
Tejel’in de belirttiği üzere, hükümet sadece Tabka Barajı’nın yerinden ettiği
4.000 Arap aileyi Rakka ve Cezire bölgesinde inşa edilen modern çiftliklere
yerleştirmiştir.Rakka’da kayda değer Kürt yaşamadığı için Kürtlerin bu
yerleştirmeden etkilenmesi mümkün değildir. Cezire’deki yerleştirmede ise kayda
değer bir nüfus olmadığı için önemli bir Kürt nüfusunun etkilenmeyeceği tahmin
edilebilir.
Bölgede II. Abdülhamid döneminde asayişin sağlanması
sonrasında göçebe Kürt aşiretleri yavaş yavaş daha güneydeki arazilere
yerleşmeye başlamışlardır. Bu dönemde ayrıca önemli miktarda Hristiyan nüfus da
yaşamıştır. Birinci dünya savaşı sonrasında Fransız mandasında Suriye
devletinin kurulması ile sınırlar aşiretlerin göçüne kapatılmışsa da Türkiye’de
devlet ile çatışan aşiretlerin Suriye’ye göçü devam etmiştir. Örneğin Haco Ağa
Heverkan aşiretinden 400 aile ile birlikte 1926’da Suriye’ye göç ederek bölgeye
yerleşmiştir.
1920 sonrasında Suriye Kürt göçü sadece politik değil,
ekonomik gerekçelerle de devam etmiştir. 1950’li yıllarda Cezire bölgesindeki
makineleşme ve su kuyuları ile sulama büyük bir tarım mucizesi gerçekleştirmiş,
bu durum özellikle Mardin çevresinden göçün devam etmesine neden olmuştur. Bu
şartlarda Suriye hükümeti bu gelenlere karşı tedbir almak durumunda kalmış ve
1962 yılında 1945 öncesinde Suriye’de yaşadığını ispat etmeyen 120.000 Kürdü
vatandaşlıktan atmıştır. Cezire bölgesindeki
Kürtlerin büyük çoğunlukla Türkiye’den göçmüş olması, Arap grupların Kürtlerin
Cezire bölgesinin halkı olmadığına dönük ısrarına neden olmuştur.Diğer
taraftan, Türkiye’den Cezire’ye özellikle Kamışlı’ya sadece Kürtler değil, Tur
Abidin Süryanileri, Ermeniler, Mıhalmiye ve Mardin Araplarının da göçerek
yerleştiği görülmüştür.
Cezire ve Suriye Kürtlerinin sayısını belirleme konusunda
sorun olan konulardan biri de vatandaş sayılmayan Kürtlerdir. Gambill
2004 yılında vatandaşlık hakkından mahrum olan Kürtlerin sayısının 160.000’ı
yapancı (ajanib), 75.000’i kayıtsız-kaçak (maktumin) olarak nitelendirilen insan
kitlesi olduğunu belirtmektedir.Suriye
hükümeti 2011 yılında ülke genelinde yapılan gösteriler sonrasında vatandaşlık
hakkı olmayan ve sayıları 300.000 civarında olduğu iddia edilen bu insanlara
vatandaşlık haklarını vermeye başlamıştır.
Osmanlının son yıllarında Cezire’ye başlayan Kürt göçü ile
bugünkü Haseke vilayetine yerleşmeye başlayan Kürt nüfus, 1950’li yıllara kadar
süren göç dalgaları ile kuzey Cezire bölgesinde artmıştır. 1937 yılında ise
Kuzey Cezire bölgesinde 42.000 Arap (yüzde 27), 82.000 Kürt (yüzde 53), 32.000
(yüzde 20) Hıristiyan bulunmaktaydı. Bedevi Arap nüfus zaman Kürt
milliyetçisi kaynaklarının da belirttiği üzere (Tarım yapan Cubur ve Tay
aşireti dışında) temel olarak 1930’lardan sonra yerleşik hayata geçmeye
başlamıştır. Böylelikle 1937 yılındaki sayımdan sonra Haseke vilayetinin
güneyinde çok fazla Arap köyü oluşmuş, vilayet içinde Arap nüfus artmaya devam
etmiştir. Ayrıca Hükümet farklı dönemlerde Arapların bölgeye göçünü planlı
olarak da desteklemiş, böylelikle bölgedeki dengenin Araplar lehine değişmesini
sağlamaya çalışmıştır.
Tablo 1:Haseke Vilayetinde Kent Merkezi Nüfusları
İl içinde büyük yerleşim yerlerinin (El Cevadiye hariç)
nüfusu dikkate alındığında, Kürtlerin 6 yerleşim yerinde birinci grup olduğunu
ve buna mukabil bu yerleşim merkezlerinde toplam 280.000 kişi yaşarken,
Arapların birinci grup olduğu 12 yerleşim yerinde ise 300.000 nüfus yaşadığı
görülmüştür. Kürt nüfusun birinci grup olduğu; Kamışlı, Amuda, Melkiye (Derike
Hemko), Kahtaniyah (Tırbe Spi), Ma’bada (Gırke Lege) Derbesiye, yerleşim
yerleri haricinde Cevadiye (Çil Ağa)’de nüfus dengededir. Ayrıca nahiye
nüfusları dikkate alındığında vilayet içindeki nüfusun ağırlıklı olarak kırsal
alanlarda yaşadığı görülmektedir. Özellikle Melkiye ve Resulayn ilçelerinde
nüfusun büyük bir kısmı kırsal kesimde yaşamaktadır.
Tablo 2:Haseke Vilayetinin Nüfus Yapısı (2004 nüfus
sayımlarına göre)
Elcezire-Haseke İlinde Etnik Denge
Bölgenin etnik dengesi konusunda Arap kaynakları bölge
nüfusu içerisinde Kürt oranının yüzde 25-30 civarında olduğunu iddia ederken,
Vilayet içinde önemli bir ağırlıkları olan Asuri-Süryani kaynaklar ise Kürt
nüfusunun yüzde 35-yüzde 40 civarında olduğunu belirtmektedir. Kürt kaynakları
ise vilayet içinde çoğunlukta olduklarını ima etmektedir.
Vilayet içinde bulunan etnik gruplar, ilçelere ilişkin
açıklamalarda da görülebileceği gibi sırasıyla Araplar, Kürtler, Süryaniler,
Ermeniler ve Çeçenler olarak öne çıkmaktadır. Araplar ilin daha çok güneyinde
yoğunlaşırken Kürtler daha çok vilayetin kuzeyinde yaşamaktadırlar. Süryani
nüfus ise ağırlıklı olarak Melkiye, Kamışlı Amuda ve Haseke merkezde
yoğunlaşmışlardır. Çeçen nüfus ise daha çok Resulayn çevresinde
yaşamaktadırlar.
Harita 2:Haseke Vilayetinde Arap ve Kürt köyleri
El Melkiye İlçesinde Etnik Denge
Eski adı Derik olan Melkiye ilçesi; Melkiye, El
Javadiye (Çil Ağa), Yarubiye (Tel Koçer) adlı nahiyelerden oluşmakta ve 2004
sayımlarına göre 189.634 nüfusu barındırmıştır. Melkiye Süryanice’de
küçük manastır demek olan Deruni’den türetilerek Derik olarak söylenen yerleşim
yerinin adı 1957 yılında Adnan Malki adındaki subaya ithafen Melkiye olarak
değiştirilerek oluşturulmuştur.
Melkiye’de bulunan Kürt aşiretlerinden Abbasan (Kunduk Dağı
çevresinde), Haruna Melkiye ilçe merkezi çevresinde yer almaktadır. Ayrıca,
Beydari aşireti Karaçuk Dağı’nın güneyinde yaşamakta, Arap aşiretlerinden
Şammar’ın Tel Alu ve Tell Koçer (Yarubiye) çevresinde, Şerabin’in ilçe geneline
dağılmış şekilde, Zavba’nın Tel Koçer çevresinde, Tabka barajının sular altında
bıraktığı araziden getirilerek yerleştirilen Gamr aşiretinin Melkiye civarında
bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca bölgenin aynı zamanda meşhur Arap aşireti
Tay’ın da yurdu olduğu ifade edilmektedir.Melkiye’de
bulunan Kürt aşiretlerinin Hesinan, Herûna, Koçer, Torî, Abasî û Omerke olarak
sıralanabildiği görülmektedir.
Arap Gençlik Merkezi’nin verilerine göre ilçenin 278 köyü
bulunmakta ve bunlardan 151’i Arap, 115’i Kürt ve 12’si ise karışık köydür. Bu
durumda köylerin yüzde 54’ü Arap, yüzde 41’i Kürt yüzde 4’ü Karışık köylerden
oluşmaktadır. Ancak bu hesaplamada Semitik dil kullanan Hıristiyanlar Arap
sınıfına dahil edilerek Arap nüfusunun daha yüksek gösterildiği görülmektedir.Süryani köylerini de dikkate alan bir diğer
çalışmaya göre de, Melkiye bölgesinde 148 Arap köyü (yüzde 50.34) 16 Süryani
köyü (yüzde 5.44), 14 Kürt-Arap karışık köy, 1 köy Kürt Süryani karışık
bulunduğu belirtilmektedir.
Özellikle Melkiye merkezi geçmişte mutlak manada
Hıristiyan nüfusun çoğunlukta olduğu bir yer olsa da sonraki yıllarda ilçede
yaşanan Kürt göçü ve Hristiyanların bölgeden göçü ile ile git gide Müslüman
ağırlığına sahip bir yerleşim yeri haline gelmiştir. Günümüzde merkez nüfusunun
yüzde 60’ını Kürtler, yüzde 30’unu Hıristiyanlar ve yüzde 10’unu da Araplar
oluşturmaktadır.Diğer taraftan Harita 3’te de ilçe merkezinde Kürtlerin yüzde
60 oranında oldukları teyit edilmektedir.
Harita 3:Melkiye İlçesinde Arap ve Kürt Yerleşim
Yerleri (Soldaki harita köyleri gösterirken, sağdaki harita Melkiye
merkezdeki nüfus yapısını göstermektedir.)
Melkiye İlçesinin bir diğer nahiyesi olan El-Cevadiye ise
daha küçük bir nüfusa sahiptir. Nahiye Merkezi 6.630 nüfusa sahip iken bunun
yarısı Arap yarısı da Kürtlerden oluşmaktadır.Harita 2’den de anlaşılacağı
üzere Kürtler nahiyenin kuzeyine yerleşik iken Araplar nahiyenin güneyinde
yoğunlaşmışlardır.
Melkiye İlçesinin bir diğer Nahiyesi olan El-Yarubiye veya
Tel Koçer Kürt nüfusun çok az olduğu bir idari birimdir. Nahiyenin köylerinin
kahir ekseriyeti Arap köylerinden oluşmaktadır. Yarubiye’de bulunan aşiretlerin
ağırlıklı olarak Şammar, Şerabî ve Cewala aşiretleri olduğunu, Suriye’de Arap
bölgelerini ele geçirme çabası içindeki PYD’nin çağrısından anlıyoruz.Harita
4’te görüldüğü üzere, YPG ile Nusra’nın çatışma bölgesi de büyük ölçüde Arap ve
Kürtlerin yoğun olduğu sınırlardadır.
Harita 4:YPG-Nusra Çatışma Bölgesi
Kamışlı İlçesi
Kamışlı İlçesi Kamışlı, Tel Hamis, Amuda ve El-Kahtaniye
(Tırbesipi) nahiyelerinden oluşmaktadır. 2004 yılı sayımlarına göre ilçe
merkezinin nüfusu 184.231; kasaba nahiye ve köyleri ile toplam nüfusu ise 423.368’dir.
Arap Gençlik Merkezi’ne göre ilçenin 557 köyünden 360 köyü Arap (yüzde 65), 191
köyü Kürt (yüzde 34) ve 6 köyü ise karışıktır. Süryanileri ayrı bir grup olarak
dikkate alan çalışmaya göre toplam 549 köy vardır. Bunların 185’i Kürt köyü
(yüzde 33.70), 345’i Arap köyü, 6’sı Süryani köyü, 9’u Arap Kürt karışık, 3’ü
Süryani Arap karışık, 1’i de Arap Süryani Kürt karışık nitelikte köydür.
Kamışlı ilçesinin en büyük nahiyesi olan Kamışlı’da
nüfusun yüzde 75’i ilçe merkezinde yaşamaktadır. Kürt kaynakları ilçenin
(merkezinin) nüfusunun 400.000’e yakın olduğunu ve bunun yüzde 70’inin Kürt,
yüzde 20’sinin Arap, yüzde 10’unun Hıristiyan olduğunu iddia etmektedir. El-Cezire, Kürt oranı hakkında bilgi vermezken,
Hıristiyan oranının yüzde 20 olduğu iddiasındadır. İlçe
merkezinde Kürt ağırlığı bulunsa da (muhtemelen yüzde 40-60) Harita 5’ten de
görüleceği üzere köylerin büyük çoğunluğu Arap olduğu için ilçe genelinde Kürt
oranı daha düşüktür.
Kamışlı’nın bir diğer ilçesi olan Kahtaniye (Qubur Bid-Tırbe
Sipi) 2004 nüfus sayımlarına göre 65.000 nüfusa sahip olup, nahiye merkezi
Kamışlı şehrinin 18 kilometre doğusundaki verimli ovada yer almaktadır. Kürt
kaynaklarına göre ilçe 120.000 nüfusa (25.000’i merkezde) sahip olup Kürt,
Ermeni, Süryani ve Arapların yerleştiği bir idari birimdir.Arap kaynakları
Kahtaniye nahiyesinde Arap oranın yüzde 45’lere ulaştığını ifade etmektedir. Harita
5’te de görüleceği üzere nahiyenin Arap köy sayısının oldukça yüksek bulunması
ilçede Kürt oranının yüzde 50-60 civarında olabileceğini düşündürtmektedir.
Amuda nahiyesi ise 2004 sayımlarına göre 56.100 nüfusa sahip
ilçenin en küçük nahiyesidir. Kürt kaynakları ilçenin nüfusunun 200.000’e
ulaştığı iddiasındadır. Nahiye merkezinde ve nahiye köylerinde Kürt oranının
yüksek olduğundan nahiye genelinde Kürt oranı yüzde 70’in üzerindedir.
Harita 5:Haseke Vilayetinde Arap ve Kürt köyleri
Kürtlerin en büyük grup olduğu Kamışlı merkez, Kahtaniye
merkez ve Amuda merkeze karşılık Arapların köy sayısı olarak üstünlüklerinin
bulunması, bu ilçede Kürtlerin daha çok kentli iken Arapların daha yüksek
oranda kırsal kesimde yaşadıklarını göstermektedir.
Resulayn İlçesi
Hasaka ilinin en batısındaki ilçesi Rasulayn’da Kürt, Arap,
Çeçen ve Hristiyan nüfus birlikte yaşamaktadır. Resulayn ilçesinin kent
merkezinde Kürt milliyetçilerinin de kabul ettiği üzere Arap çoğunluğu vardır. İlçenin
batısı ve merkezi Arap çoğunluğa sahip iken doğu tarafındaki Dirbesiye
nahiyesinde Kürtlerin çoğunluğu bulunmaktadır.
Resulayn ilçesi Haseke vilayetinin en az nüfusa sahip
ilçesidir. İlçenin 271 köyünün 160’ı Arap köyü (yüzde 59), 97’si Kürt köyü
yüzde 36, 14’ü karışık köylerden oluşmaktadır. Süryanileri de hesaba katan
çalışmaya göre de ilçenin 279 köyü bulunmakta ve bunların 96’sı Kürt (yüzde
34.41), 167’si Arap (yüzde 59.85), 16’sı Arap-Kürt karışıktır.
Haseke İlçesi
Haseke ilçesi, Haseke, Şeddada, Tel Tamer, Margade, Bir
El-Helo, El-Arişe, Al-Hawl nahiyelerinden oluşmakta ve toplam 577 köyü (Şeddade
Dahil) bulunmaktadır. Bu köylerden 520’si Arap köyü (yüzde 90), 48’i Kürt köyü,
yüzde 8, 9’u ise karışık köydür. Kürtler ilçenin kuzeyinde bulunurlarken
ilçenin kuzeyinde Arap nüfus bulunmaktadır. Süryanileri de dikkate alan
çalışmaya göre de 595 köyün, 57’si Kürt köyü, 501’i Arap Köyü, 28’i Asuri köyü,
9’u Arap-Kürt karışık köydür.
Hasaka vilayetinin tüm köyleri hesaba katıldığında,
1717 olan toplam yerleşim yeri sayısının yüzde 67.62’si olan 1161 köy Arap
köyü, yüzde 26.38’i Kürt köyü (453 köy), 50 adedi Hristiyan köyü,
48 adedi Kürt-Arap karışık, 3 köy Arap Süryani, 2 köy Kürt Süryani
karışık köylerden oluşmaktadır. Her ne kadar Kürt köylerinin oranı yüzde
26,38 olsa da, Kürt oranının daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Kürtler
ağırlıklı olarak daha kalabalık olan şehirlerde yaşarken Araplar kırsal alanda
daha yoğundurlar.
Harita 6:Haseke İlçesinde Arap ve Kürt köyleri
Haseke vilayeti ile ilgili, Arap, Kürt ve Hıristiyan
kaynakları beraber değerlendirildiğinde, vilayet içinde Kürt nüfus çoğunluğunun
bulunmadığı görülmektedir. Bununla birlikte kuzeydeki 6 nahiyede Kürt nüfusun
en azından en büyük grup olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda Haseke
vilayetinde Kürt nüfusunun Asuri kaynaklarında belirtildiği üzere yüzde 40
civarında olduğunu söylemek hata olmayacaktır.
Halep Vilayeti
Halep Vilayetinin Beşeri ve İdari coğrafyası
Kürtlerin nahiyeler düzeyinde çoğunluğa sahip olduğu
vilayetlerden bir diğeri de Halep vilayetidir. Tarihi bir şehir olan Halep
18.482 km²’lik yüzölçümü ve 4.868.000 nüfusu ile Suriye’nin en kalabalık
vilayetidir. Vilayet kuzeyde ve batıda Türkiye (Hatay, Kilis, Gaziantep),
doğusunda Rakka, güneybatısında İdlip, güneyinde Hama vilayetlerine komşudur.
Halep vilayetinde Kürt nüfusunun çoğunlukta olduğu idari
birimler, Ayn El Arap nahiyesi ile Afrin ilçesidir. Bunun dışında Kürtler Halep
kent merkezinde vilayetin diğer ilçelerindeki köy, kasaba ve ilçe merkezlerinde
dağınık olarak yaşamaktadırlar. Örneğin Kürt milliyetçilerinin katliam
yapıldığını iddia ettikleri Tel Hasel ve Tel Arran kasabaları Kürtlerin yoğun
olarak yaşadığı coğrafyanın oldukça uzağında El Safira ilçesinde bulunmaktadır.
Tablo 3:Halep Vilayetinin Nüfus Yapısı
Afrin
Afrin, Halep kent merkezi dışında Halep vilayetinde en fazla
Kürdün yaşadığı idari birimdir. İlçe nüfusu 2004 sayımlarına göre 172.095
kişidir. Ancak ilçenin nüfusu ve köy nüfusu hakkında birbiri ile çelişen
bilgiler bulunmaktadır. Kürt milliyetçileri genel olarak nüfuslarını abartma
eğilimindedirler. Kürt milliyetçilerini kaynak olarak kullandığı izlenimi veren
Çiçek; “Afrin’in toplam nüfusu 250.000 civarıdır. Bunun yaklaşık 70.000’i Afrin
merkezde yaşamaktadır. Nüfusun çoğunluğunu Kürtler oluşturmaktadır. Ancak
Kürt nüfus olarak kabul edilenler arasında Kırmançi konuşan Yezidiler de
(Yezidiler ya da Ezidiler Kürttür; inanış olarak farklıdırlar) bulunmaktadır.
Afrin kırsalında Sünni Araplar da bulunmaktadır” derken PKK-PYD çizgisinde
olduğu izlenimi veren Dicle ise “Bölgenin nüfusu 500 bin civarında ancak
Suriye'nin diğer kentlerinde yaşanan son göçlerle birlikte nüfusu şuan ikiye
katlanmış durumda”iddiasında bulunmaktadır. Barzani çizgisinde olduğu izlenimi
veren Kurdwathc ise Afrin’in nüfusunun 470.000 olduğunu ilçe merkezinin ise
80.000 olduğunu savunmaktadır. Ancak harita incelemesi sonucunda ilçenin
(merkezinin) 80.000 nüfuslu bir yerleşim yerinden daha çok 40-45.000 nüfuslu
bir yerleşim yeri olduğu sonucu çıkmaktadır. Nüfusunun da 50.000 olarak
gösterildiği bilinmektedir.Bir başka Kürt siyasetçi ise Afrin-Kürt dağı
bölgesinin nüfusunun 80-90.000 olduğunu, çevre il ve ilçelere bağlı olan Kürt
köylerinin dahil edilmesi halinde ise nüfusun 150.000’e ulaşabileceğini ancak
şehirlerdeki Kürt nüfusun dahil edilmediğini belirtmektedir.
İlçenin köy sayısı hakkında da birbirinden uzak farklı
rakamlar telaffuz edilmektedir. Chaliand, Afrin-Kürt dağı bölgesinde, Kürtlerin
360 civarında köyde yaşadıklarını, 290.000 civarında nüfusları olduğunu belirtmektedir.Rizgar
Kurdaxî ise Afrin bölgesinde yaşayan Kürtlerin 366 adet köyde yaşadığını, az
miktarda da Arap nüfus bulunduğunu belirtmektedir.Kürtçe kaynaklarda köy sayısı
olarak 253 zikredilmektedir. Bununla birlikte köylerin nüfusları yüksek gösterilerek
ilçenin 490.000 kişiye ulaştığı iddia edilmektedir.Trejafrin sitesi ise köy
sayısının 292, nüfusun 446.000 olduğunu iddia etmektedir.
Gerek ilçenin nüfusu gerekse köy sayıları konusunda resmi
rakamlarla Kürt milliyetçilerinin verdiği sayılar arasındaki uçurum olmasının
temel sebebi, Kürt milliyetçilerinin abartıları olduğu şüphesizdir. Kürt
milliyetçilerinin verdiği rakamlara ilişkin yaptığımız çalışmada Kürt
milliyetçilerinin abartı yaptığı net olarak anlaşılmaktadır. Bu bağlamda
yapılan harita incelemesinde köylerdeki hane sayıları sayılmış ve Kürt
milliyetçilerinin verdiği köy nüfusu sayıları ile karşılaştırılmış ve büyük
tutarsızlıklar olduğu görülmüştür. Örneğin, 35-40 hane görünen Şengal köyünün
nüfusu için 619 nüfusu verilmekte ya da yine 40-50 hane görünen Bek Obası
köyünün nüfusu 1.112, Meydanı Ekbez köyününki ise 300-400 hane nüfusu
görünmesine mukabil 1.166 kişi olduğu ifade edilmektedir. Bu durum Kürt
milliyetçilerinin verdiği rakamlardaki tutarsızlıkları net olarak ortaya koymaktadır.
Bu bağlamda Afrin köy sayısının 250-300 arasında olduğunu, nüfusunun ise
200.000 civarında olduğunu söyleyebiliriz.
Afrin bölgesinde yaşayan belli başlı Kürt aşiretleri, Bülbül
ve Reco nahiyelerinde Amikî, Bülbül nahiyesindeki Biyan (Biyî), Bu iki nahiye
ile birlikte Hastiyan Dağı civarında bulunan Şeyhan, Hastiyan Dağı’nda
(Mabetan) Hastiyan aşireti, Cinderesi nahiyesindeki Cumiyan aşireti olarak
sıralanmaktadır. Ayrıca, Şikakan, Rubaran, Heştiyan, Şerevan, Çakallı
aşiretleri de bulunmaktadır. Afrin Kürtlerinin tamamına yakını Sünni
Hanefi’dir.
Tablo 4:Afrin İlçesinde idari yapı ve nüfus
Afrin-Kürt dağı bölgesinde nüfus büyük ölçüde Kürt olsa da
Türkiye’ye komşu kuzey bölgesinde Kızılbaş ve Bek obası Küçük Kargın gibi
oldukça fazla Türkmen köylerinin de bulunduğu ifade edilmektedir.Afrin bölgesinde Türkmen köylerinin hakimiyeti
için Özgür Suriye Ordusu mensupları ile PYD arasında çatışmalar da yaşanmıştır.Ayrıca
Kürt Dağı’nın uzantısı olacak şekilde Azzaz ilçesi ve İdlip ilinde de Kürt
köyleri bulunmaktadır. Ancak bunlar Afrin ilçesinde olduğu gibi toplu şekilde
değil, dağınık şekilde yaşamaktadır. Kürt kaynakları Azzaz bölgesinde
Türkmenler, Kürtler, ve Arapların bulunduğu ancak Kürtlerin burada azınlıkta
olduklarını ifade etmektedir.
Ayn-el Arap İlçesi (Kobani)
Aynul Arap ilçesi Osmanlı kaynaklarında Arap Pınar olarak
adlandırılan yerleşim birimin Suriye yönetimince Arapçaya çevrilerek Ayn-el
Arap olarak değiştirilmesi ile ortaya çıkmıştır. Bağdat demiryolu kenarında
1910’lı yıllarda kurulan Alman şirketine ithafen kullanılan ‘kompany’ kelimesi
Kürtçeleşerek ‘Kobani’ şeklinde söylenişi ile Kürtler tarafından Kobani olarak
ilçe merkezi adlandırılır olmuştur. Chailand
Kobani bölgesinde yaşayan Kürtlerin sayısı hakkında rakam vermemekle birlikte,
Kürtlerin 120 adet köyde yaşadıklarını ifade etmektedir.
Tablo 5:Aynel Arap ilçesi nüfusu
Nahiye Adı
|
Nüfus
|
Merkez Nüfusu
|
Nahiye Adı
|
Nüfus
|
Merkezi Nüfus
|
Ayn El Arap
|
81.424
|
44.821
|
Serrin
|
69.931
|
6.140
|
Şeyuk Tahtani
|
43.861
|
4.338
|
TOPLAM
|
192.513
|
İlçenin 3 nahiyesi olup bu nahiyelerinden en kalabalığı olan
Ayn El Arap’ta Kürtler çoğunluktadır. Diğer iki nahiyede Kürt nüfus çoğunluğu
bulunmamaktadır. İlçenin Şeyuk Tahtani merkezi ve çevre köyleri temel olarak
Tay aşireti tarafından oluşturan köylerden oluşmaktadır. Serrin
nahiyesinde kayda değer bir oranda Kürt nüfus bulunmamakta ve nahiye merkezi
muhalifler tarafından kontrol edilmektedir.
Aynül Arap-Kobani Kürt milliyetçileri açısından çok
önemlidir. Dicle “Bölgede 500 binden fazla Kürt yaşıyor. Kent merkezi ve
köylerin önemli bir kısmı Kürtlerin denetiminde. Bilindiği gibi, Kürt Halk
Önderi Abdullah Öcalan, Temmuz 1979'da Suruç'tan Kobanê'ye geçerek Orta Doğu’ya
açıldı ve orada tanışmadığı aile neredeyse hiç yok. PKK'nin yaşamını yitiren
ilk Rojavalı gerillası da Kobanê'dendir. Kobanê'nin böylesi tarihsel bir önemi
var Kürtler için… Yine aynı öneme dayanarak, Rojava Devrimi 19 Temmuz 2012'de
Kobanê'de başladı”diyerek hem Kobani nüfusunu abartmakta hem de Kürt
milliyetçileri açısından Ayn El Arap’ın önemini vurgulamaktadır.
Kobani-Aynul Arap bölgesinde yaşayan Kürt aşiretleri ise
temel olarak Berazi aşiretinin kollarından oluşmaktadır. Bunları Aladînan,
Didan, Dinan, Kêtikan, Mîran, Ohîyan, Pîjan, Kurdîkan, Şedadan, Şêxan olarak
sıralayabiliriz. Aşiretin lideri olan Şahin Bey ailesi uzun süre Suriye
parlamentosunda görev yapmıştır.
Harita 7:Suriye’de İlçeler ve nahiyeler bazında Kürt
oranları
İç Savaş Sonrası Etnik Yapıda Değişim
Suriye’deki iç savaş sebep olduğu büyük göç hareketleri ve
etnik-dini çatışmalar nedeniyle etnik yapının değişmesini beraberinde
getirmiştir. Suriye’deki iç savaş 2 milyondan fazla kişinin ülke dışına 4,5
milyon kişinin ülke içinde muhacir-mülteci durumuna düştüğü bir devasa bir
nüfus hareketliliğine neden olmuştur. Ülke nüfusunun üçte birinin göç
etmek durumunda kaldığı göç hareketleri ile ülke içindeki etnik dengede
bölgesel düzeyde kısmi düzeyde değişmelerin olacağı aşikârdır. İnsanların daha
güvenli bölgelere göçmesi sonucu bu bölgelerde nüfus yoğunluğu artmıştır.
Örneğin, daha güvenli olan Hasaka vilayetine çoğunluğu Arap olan Deyr-i Zor,
Rakka ya da Halep gibi vilayetlerden olan göçün 115.000 kişiye ulaştığı ifade
edilmektedir. Önemli bir kısmı Kamışlıya da yerleşen bu göçmenler Kürt
milliyetçilerce hassas olan dengenin Kürtler aleyhine değişebileceği korkusunu
doğurmuştur. Kamışlı’ya olan göçün Arap oranını artırdığını söylemek
mümkünse de ancak bunu hesaplamak zor görünmektedir.
Diğer taraftan Suriye’de zorla yerinden etme de devam
etmektedir. Bundan, yerine göre bütün gruplar etkilenmektedir. PYD bölgedeki
Hıristiyan ahaliye baskı yapmış ve onlardan zorla para toplamıştır. Ayrıca
Kamışlı şehrinde radikal Kürt gruplar Hristiyanlara ait evlere saldırılarda
bulunmuşlardır.Melkiye-Derik’te Kürt gruplar Hıristiyanlara ait işyeri ve
araçları yakarak şehirde terör estirmişlerdir. Yine
Nusra gibi radikal örgütler de Hristiyanları hedef almaya devam etmektedir. Ekonomik
sorunlar, genel asayişsizlik sorunları, gruplar tarafından hedef alınmaları
Hıristiyanların bölgeden göçünü beraberinde getirmektedir.
PYD’nin Arapların çoğunlukta olduğu Resulayn kasabasını ele
geçirmesi Kürtlerle Araplar arasında gerilimi artırmış, bu durum kısmi etnik
temizliklere neden olmuştur. Buna karşılık Nusra ve diğer gruplarda özellikle
Tel-Abyad çevresinde Kürtleri bölgeden çıkararak etnik temizlik uygulamıştır.Kürt
milliyetçisi gruplar da Kürtlerin azınlık ya da çoğunluk oldukları Kürt bölgesi
olarak nitelendirdikleri bölgeleri ele geçirdiklerinde bölgedeki diğer gruplara
etnik temizlik uygulayabilmektedirler. PYD’li gruplar ele geçirdikleri
bölgelerde yaşayan Araplara ‘artık buralar bizim toprağımız; buraları terk
edin’ diyerek bazı köylerde Araplara karşı etnik temizlik uygulamışlardır. Bununla
birlikte Kürt milliyetçileri ile onlara karşı savaşan muhaliflerin geniş çaplı
sistematik bir etnik temizlik yaptığını söylemek zordur. Bunda hala PYD ile
ittifak içinde bulunan bazı Arap aşiretlerinin bulunması ve
Kürt İslamcılarında PYD’ye karşı savaşmaları bölgedeki
savaşın tamamen etnik savaş görünümünü almasını engellemektedir.
Suriye’den Kuzey Irak’a 200-300.000 civarında olan Kürt göçü
Amerika’nın eski Ankara Büyükelçisi Abramowitz’in de söylediği üzere
çatışmalardan değil, temel olarak bölgedeki gıda yokluğu ve ekonomik
kaygılardan kaynaklanmaktadır. Kaldı ki PYD
bölgede Kürtlerin çoğunluk olduğu bölgelerin büyük kısmını ele geçirmiş
durumdadır. Şu anda çatışma büyük ölçüde Kürtlerin azınlıkta olduğu yerlerin
(Resulayn, Yarubiye gibi) PYD tarafından elde tutulması ya da ele geçirilmesine
çalışılmasından kaynaklanmaktadır.
Bölgede diğer etnik gruplar Kürt milliyetçilerinin
maksimalist bir tutum içinde olduklarını, azınlık oldukları yerleri dahi ele
geçirme gayretinde olduklarını ifade etmektedirler. “Aslında Kürt bölgesi diye
zikredilen bu bölgeler normalde Kürtlerin azınlık oldukları yerlerdir. Örnek
vermek gerekirse, 3 Ağustos 2013’te Şiyuh bölgesine ait, yüzde 20’si Kürt olan
bir köye PYD askeri nokta kurdu. Bunu Araplar da kabullenemedi ve çatışmalar
arttı. Şiyuh gibi Kürtlerin azınlıkta oldukları birçok köy de PYD’nin elinde;
nitekim PYD, bir köyde üç Kürt evi varsa orayı Kürdistan ilan ediyor. Buna
biran önce dur denmesi gerekmektedir”.
Sonuç
Suriye’de Kürt nüfusu büyükşehirler ve dağınık olarak
yaşadıkları yerler dışında yoğun olarak Suriye’nin kuzeyinde birbiri ile toprak
bağlantısı olmayan Afrin-Kürt dağı, Ayn-el Arab-Kobani ve Cezire-Haseke
bölgelerinde meskûndurlar. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bu bölgeler Suriye’deki
Kürt nüfusunun ancak yüzde 40-45’ine ev sahipliği yapmakta, geri kalan nüfus
Kürtlerin yüzde 30 oranından daha az oldukları büyük şehirler ile diğer
bölgelerde yaşamaktadırlar. Ayrıca, Kürtlerin yaşadığı diğer ülkelerden farklı
olarak Kürtler Suriye’de daha şehirli olup nüfus artışı Kürtlere komşu
bölgelerde yaşayan Araplara göre daha azdır.
Suriye’deki Kürtlerin geleceği temel olarak Kürt
milliyetçilerinin ne yapacağı ve Suriye’nin ne olacağında düğümlenmektedir.
Mevcut durum itibariyle PYD-YPG birbiri ile toprak bağlantısı olmayan Afrin,
Kobani ve Cezire bölgelerinde yaşayan Kürtlerin yüzde 30’dan fazla nüfusa sahip
oldukları yerlerin tamamını (Kamışlı dışında) Esad rejiminin de onayı ile büyük
çoğunlukla çatışmasız olarak ele geçirmiş durumdadır. Bununla birlikte Kürt
nüfusunun ancak yüzde 40-45’inin bu bölgelerde yaşıyor olması, Kürt milliyetçilerinin
Kürtlerin kurtarıcısı olmasını engellemektedir. Kürt milliyetçilerinin
Kürtlerin azınlıkta olduğu ya da karışık nüfuslu bölgeleri (Resulayn gibi) ele
geçirmek veya elde tutmak için yaptığı saldırılar karşıt tepkiye neden olmakta
ve Kürtlerin azınlıkta olduğu yerlerde Kürt nüfusunun etnik temizliğe
uğramasına (PYD’nin Arap çoğunluğa sahip Resulayn’ı ele geçirmesi sonrasında
Tel Abyad’taki Kürt nüfusun sürülmesi ya da kaçması gibi) yol açmaktadır. Bu
durum orta veya uzun vadede Kürt milliyetçilerinin Kürt halkının kurtarıcıları
değil, felaket getiricileri olarak nitelendirilmelerine neden olabilecektir.
Diğer taraftan, Suriye’de Kürtlerle Kürt olmayanlar
arasındaki doğal bir sınır olmadığı için Kürt bölgesi olarak tanımladığı
bölgeyi elinde tutabilmek için Kürt milliyetçileri alanını genişletmek ya da
devamlı olarak savunmada kalmak gibi ikilem içinde olmaktadırlar.
Suriye’deki dengelerin büyük ölçüde bugünkü gibi kaldığı varsayımı
altında savunma amaçlı alan genişletmek, etnik çatışmayı artıracağı için
beraberinde Kürt nüfusun diğer bölgelerde hedef olmasını getirebilecektir. Öte
taraftan savunmada kalmak ise radikal örgütler karşısında devamlı kan
kaybedilmesine neden olabilecektir.
Ayrıca Suriye’de genel olarak Kürt nüfusun artış hızının
komşuları Araplara göre daha az olması Kürt nüfusun orta uzun vadede bazı
bölgelerde çoğunluktan azınlığa düşmelerine neden olabilecektir. Ayrıca, Arap
nüfus için yakın coğrafyalarında cazibe merkezi bulunmazken, Suriye’deki Kürt
nüfus için cazibe merkezi olan Kuzey Irak’taki Kürdistan federe bölgesinin
varlığı ve bu bölgenin Suriye’den göç çekmesi Suriye Kürtlerinin nüfus oranının
özellikle Cezire bölgesinde azalmasına sebep olabilecektir.
NOT: Bu yazı 21.YÜZYIL DERGİSİ 60.Sayı'da
yayınlanmıştır.