SADECE HAKİKAT VE GERÇEKLER
![]() |
Orhan Karataş Ortadoğu Gazetesi |
Türkiye'nin gerek Kuzey Irak'daki Barzani kalleşliği
karşısında, gerek Suriye'deki PKK ihanetini durdurmak konusunda, gerekse hukuk
sisteminin gereklerini yapmakta kendi menfaatleri ve milli güvenliği
çerçevesinde kararlı adımlar atması, ABD'yi çok rahatsız etti.Sözde
müttefikimiz ve stratejik ortağımız olan bu ülkenin vizeleri askıya alması,
zaten var olan düşmanlık politikalarının son aşamasıdır.
KANLI PLANDA TÜRKİYE'DE VAR
Hemen
belirtelim, ABD'nin vize kararı Türkiye için asla bir endişe doğurmamalıdır.
Herkes varlık sebebinin gereğini yerine getiriyor. ABD özellikle son yıllarda
tamamen zıvanadan çıkmış bir şekilde BOP'u hayata geçirmeye çabalıyor. Ve bu
kanlı planın içinde Türkiye'nin de olduğu yıllar öncesinden ilan edilmiştir. Bu
kan emiciler nasıl ki, kendi kirli planlarını hayata geçirmekte hiçbir engel
tanımıyor ve insan canı üzerinde yürümekte zerre kadar tereddüt
göstermiyorlarsa; bizim de varlığımıza ve birliğimize yönelik tehdit ve
tehlikeleri bertaraf etmek, her kimden gelirse gelsin düşmanlıkların karşısına
dikilmek, sonuna kadar hakkımızdır. Bu hakkı kullanmaktan ve gereğini yerine
getirmekten hiçbir şekilde vazgeçemeyiz.
CANINIZ CEHENNEME
Siz,
Türkiye'nin taleplerini, itirazlarını, tekliflerini hiçbir şekilde dikkate
almadan, Suriye'de terör örgütü PKK'nın kolları YPG/PYD'ye her türlü yardımı ve
desteği vereceksiniz.Binlerce tır dolusu ağır silahlarla teçhiz edip ordu
kurduracaksınız. O silahlar Türkiye'ye yönelirken hiç sesiniz çıkmadığı gibi,
bir de insan hakları gibi başı sonu belli olmayan gerekçelerle bize ayar
vermeye kalkışacaksınız. FETÖ gibi tarihimizin gördüğü en büyük ihaneti
yapanları başlarıyla birlikte ülkenizde saklamaktan ve hatta yine bize karşı
kullanmaktan geri durmayacaksınız. Bütün teamülleri, uluslararası hukuku ve
sözde dostluk hatırlarını hiçe sayarak ve son derece haksız şekilde sayın
Cumhurbaşkanının korumalarına tutuklama kararı çıkaracaksınız. Sonra da dönüp
Türkiye'nin kendi güvenliği için Rusya'dan S-400 füze sistemi almasına itiraz
edeceksiniz. FETÖ'yle bağlantılı ajanlardan yargı önünde hesap sorulmasını
bahane ederek Türkiye'ye vize sınırlaması getireceksiniz. Aslında söylenecek tek
söz var: "Canınız cehenneme."
HÜKÜMET GERİ ADIM ATMAMALI
Biliyoruz,
her ne kadar sözde karşıymış gibi görünseniz de Barzani'yi azdıran ve
Türkiye'ye ihanet etmeye sağlayan sizsiniz. Türkmen varlığının bu peşmergebaşı
tarafından soykırıma tabi tutulması, Kerkük gibi bin yıllık Türk yurdunun bir
oldu-bittiye getirilmesi oyunlarının arkasında da siz bulunuyorsunuz. Dolayısı
ile Türkiye'nin anasının ak sütü gibi helal olan haklarını kullanarak bu pis
tuzağı bozacak bir tavır almasından çok rahatsız oldunuz. Sizin onbin kilometre
öteden gelip bölgeyi kan gölüne çevirmeniz, oluk oluk Müslüman kanı akıtarak
İsrail uydusu terör devletçikleri kurdurmanız ve bu yolla bölgedeki petrol ve
enerjinin üzerine çöreklenmeniz hakkınız olacak. Ama Türkiye'nin doğrudan
varlığına ve birliğine yönelik tehditleri ortadan kaldırmak için harekete
geçmesi, politika geliştirmesi ve gereğini yapması haksızlık olarak
değerlendirilecek. Patlasınız da, çatlasanız da, bu değişmeyecektir. Hayatımız
pahasına ülkemizin menfaatlerini, milli varlığımızın gereklerini yerine
getirmeden çekinmeyiz. Hükümetin de bu kararlılıkta olmasını bekliyor ve zerre
kadar geri adım atmamasını istiyoruz.
OYUNLARI BOZACAĞIZ
Siz oyun
oynayacaksınız, biz de o oyunları bozacağız. Siz terör örgütleri ile iş tutup
Türkiye'yi tehdit edeceksiniz, biz de gereğini yapıp, bütün hamlelerinizi boşa
çıkaracağız. Şu anda İdlib'de yapılan budur. Biliyoruz, burayı bölgeye
yığdığınız ağır silahlarla temizletip PYD'ye teslim etmeyi planlıyordunuz.
Böylece Türkiye'nin Fırat Kalkanı Operasyonunu boşa çıkarmış, PKK uzantıları
üzerinden yürüttüğünüz kanlı planın bir aşamasını daha tamamlamış olacaktınız.
Etrafımız bir terör kuşağı ile sarılacaktı ve artık sıra bize gelecekti. MHP,
bu pis oyunu yıllar önce gördü, hükümeti uyardı, ne yapılması gerektiğini
söyledi. Biraz zor oldu, ağır bedeller ödemek zorunda kaldık, ama hükümet
nihayet doğruyu gördü ve gereğini yapmak için harekete geçti. Keşke çok daha
önce bu tavır alınmış olsaydı.
MİLLİ DURUŞ ŞART
Bu millet en
zor zamanlarında dahi 7 düvele birden ders vermiştir. Gerekirse yine yapar.
Yeter ki, hükümetimiz bu doğru duruşunu devam ettirsin. Yeter ki, ülkemizin
varlığı ve birliği her şeyin üzerinde tutulsun. Bu noktada bütün siyasi
partilere büyük görev düşmektedir.Siyasi hesapları bir kenara bırakmak, birlik
ve beraberlikten zerre kadar ayrılmamak ve bir milli duruş ortaya koymak
zorundayız. Sayın Devlet Bahçeli'nin daha bir gün önce Ankara Spor Salonunda
Kerkük Sevdalıları ile buluşması ve burada yaptığı konuşma dosta güven düşmana
korku salmıştır. Çok net ve kesin şeyler söylemiş ve Türk milletinin sesi,
nefesi ve vicdanı olmuştur.
AYNI SİPERDEYİZ
Bir defa
daha ve altını çizerek hatırlatalım: Bu süreçte Milliyetçi Hareket Partisi
devletin ve hükümetin yanında sağlam, tavizsiz, milli çıkarlara uygun bir
şekilde duracaktır. Aynı siperdeyiz. Aynı cephedeyiz. Aynı saftayız. Türkiye ve
Türk düşmanlarına karşı biriz, beraberiz, çok güçlüyüz. Bu iradeyi
kıramayacaklar. Bu azmi bozamayacaklar. Bu kaleyi aşamayacaklar. Biz ya
istiklal ya ölüm dedik Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduk. Biz hattı müdafaa yoktur,
sathı müdafaa vardır; o satıh tüm vatandır dedik, düşmanı denize süpürdük.
Böyle gelmiş böyle gider demeyeceğiz. İhmal etmeyeceğiz. İnkârcılardan
olmayacağız. İhanet edenlerden teker teker hesap soracağız. Bunu yapmazsak
hayat bize haram olsun. Ülkülerimiz uğruna yürümezsek namertlik bizim sıfatımız
olsun. Tarihe yön vermek için yerimizden doğrulup güneşin doğuşu istikametinde
Selçuklu kartalı gibi kanatlarımızı açacağız. Asrın diline "Ne Mutlu
Türküm Diyene" söyleteceğiz