Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyaset kurumu ve kuvvetler ayrılığı
gibi devleti ayakta tutan temeller üzerindeki etkinliğini hiçbir dönemde
olmadığı kadar artırmış durumda.Vatandaşlar çaresiz kaldıklarında "Erdoğan
bu duruma bir el atsın" diyerek tek çözüm noktası gibi kendisine
başvuruyor.Erdoğan'ın her konu üzerinde yaptırım etkisi olan sözleri bu
manzaraya sebep oluyor.Bu kapsamda Erdoğan'ın ağzından çıkan her söz, birçok
kurumda emir telakki ediliyor.OHAL'in verdiği imkânlar, çıkarılan KHK'lar ile
de gücüne güç katıyor.Erdoğan'ın sözleri medyanın büyük bir bölümü tarafından
desteklense de serbest sermayeli medyada aynı destek olmuyor. Bağımsız sosyal
medyada "troll" hesaplar hariç ciddi bir Erdoğan eleştirisi var.
Toplumsal ağırlığı ve okuyucu kitlesi olan yazarlar Erdoğan'a tepkili...Bu
tabloda partinin istediği "tam biat" ortamı sağlanamadığı için,
sınırlı kelime ve argümanlara sahip bir kısım medya devreye giriyor. Erdoğan'ı
savunayım derken saldırganlaşıp, acımasızlaşıyor ve takınılan çirkin üslup
nedeniyle en büyük zararı Erdoğan ve AKP'ye veriyorlar.Tüm bu gerçekler bir
yana Erdoğan'ın TEOG sözlerini doğru okumak zorundayız.Erdoğan katıldığı canlı
yayında şunları söyledi:"Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık
yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik? Ne TEOG
vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla
beraber yürürsün. Gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite
imtihanlarına. Üniversite imtihanında da sosyalde, sayısalda başarı durumun
neyse bu başarıya göre girmen gereken yer nereyse girersin."Konu gündeme
adeta bomba gibi düştü. Erdoğan ABD'ye gitmeden önce de sözlerine açıklık
getirdi:"Sayın Başbakan ile dün mutabakatımız oluştu. Temenni ediyorum ki
hemen süratle bunu ülke gündeminden çıkaracağız. Bütün aileleri, yavrularımızı
rahatlatacaktır. Bu konuyu gündemimizden çıkarırken çocuklarımızın okul
derslerine yönlenmesinin önünü açmamız ve yarışı okullarında yapmasını
sağlamamız çok daha isabetli olacaktır. Bütün mesele, orta kısımları
bitirdikten sonra liseye geçerken tercihlerinde ne yapacakları konusu,
okullarda atılacak adımlardır."Erdoğan bu konuda sonuna kadar haklıdır.
Eleştirin eleştirmeyin ama milyonlarca çocuğumuzun ilkokul sıralarından itibaren
yarış atına dönüştürülmesi, adeta sınav çılgını haline getirilmesi geleceğimize
ihanettir.Bu sınavlara son halini, şeklini veren AKP'dir... Ancak bu garip
eğitim anlayışı AKP'den önce de vardı.Her şeyden ötesi bu gibi kanayan eğitim
sorunlarına dikkat çeken, doğru düzgün bir siyaset söylemi de
duyamıyoruz.Partilerin alakadar olmadıkları konuların başında eğitim
geliyor."Zararın neresinden dönülse kârdır" mantığıyla hareket
edilmesi en azından bundan sonraki süreç için önemli bir adımdır.Eğitim sendikalarının
sustuğu, gazetecilerin eğitimci yazarlara kapılarını kapattığı, Atatürk'ü
müfredatlardan ayıklamak için her yıl programların değiştiği, partili olmanın
eğitim kurumlarında yükselmenin önünü açtığı bir dönemdeyiz.FETÖ gibi
"eğitim"e sızmayı kendine öncelikli yöntem edinen ve bu yöntem
üzerinden kendini güçlendiren bir yapı tasfiye ediliyor.Bu yapının tasfiye
edilme sürecinde eğitimde yapılacak iyi niyetli adımları geliştirmek
elzemdir.TEOG süreci ucube bir süreçti, umarım bundan ders çıkarılarak, çocuklarımızın
ve gençlerimizin geleceğine katkı sunacak bir sisteme geçilebilir.Suni ve
siyasi mesajlar bakımından müfredatların çağın gerekliliklerine uygun hale
getirilmesi de yapılması gereken bir diğer önemli değişikliktir.Dört bir yana
eğitim fakültesi açmakla Türkiye'nin eğitim kalitesinin yükselmediği aksine
daha da kötüye gittiğini yaşayarak görüyoruz. O bakımdan niceliksel değil,
nitelikli eğitim öncelikli hedef olmalı.Türkiye'yi yönetmeye talip olan her
siyasi girişimin en büyük önceliği de eğitim konusunda olmalıdır.
![]() |
Kaynak: Erdoğan bu sefer haklı! - Batuhan ÇOLAK |