ABD'YE VERİLEN ROL VE TERÖRLE MÜCADELE DE ASIL MUHATAP
İSRAİL’DİR.
![]() |
Tamer Ashraf |
Amerika Birleşik Devletlerinde, 1981-89 yılları arasındaeski
bir filmyıldızı olan Ronald Reagan, Başkanlık yapabilmiştir.
Baba ve oğul Bushlarla, Bill Clinton'un da ondan daha zeki
olduğu söylenemez.
Buna rağmen 1983'ten 2009'a kadar geçen çeyrek yüzyıl,
ABD'nin "altın çağı" olmuştur.
39. Başkan Jimmy Carter döneminde, 1979'da Afganistan'ı
işgal etme cesaretini gösteren SSCB, 40. Başkan Reagan döneminde başlayan
Glasnost ve Perestroika politikaları sonucunda 1991'deçökmüştür.
ABD'yi zafere götürenhücum borusunun 70'lerde çalındığı da
bir gerçektir.
"BAŞKANCIK"LAR!
70'lerde Beyaz Saray'da yaşanan en sıra dışı olay
"WatergateSkandalı"dır.
Yani ABD'nin 80'lerdeki "tek kutuplu dünya"
yürüyüşünün ilk adımlarını, 1974'te Nixon'un istifasıyla sonuçlanan bu olayda
aramak gerekir.
ABD tarihinin "seçilmeden göreve gelen tek
başkanı" Gerald Ford'dur.
Ford'un başkan yardımcısı "Nelson Rockefeller"dır.
Gerald Ford döneminin en ilginç siyasi figürü ise 1973'teki
Arap-İsrail savaşından sonra yaklaşık dört yıl ABD Dışişleri Bakanlığı
yapan"HanryKissinger"dir.
Kennedy, Johnson veNixon'a da danışmanlık yapan Kissinger Harward'dan
doktoralı bir Alman Yahudisidir.
İşte SSCB'nin dağılmasının da Arapların bir daha İsrail'e
saldıramayacak hale getirilmesinin de 11 Eylül Saldırılarından sonra başlayan
Ortadoğu'yu tanzim sürecinin de mimarı bu ekiptir.
Başkan Bush'un 78 yaşındaki emekli hariciyeci Kissinger'ı
"11 Eylül Saldırılarının Sebeplerini Araştırma Komisyonu"nun başına
getirmesi, olayın hangi sırlarla dolu bir tezgâh olabileceğinin göstergesidir!
KİSSİNGER NE ANLATIYOR?
Kissinger hem sembolik değeri olan "markalaşmış bir
Yahudi"dir.
Hem "açık sözlü bir Siyonist"tir.
Hem de hâlâ konuşmaktadır.
20 Kasım 2017 tarihli gazete haberlerinde 94 yaşındaki
Kissinger'ın "3. Dünya Savaşı çok yakın" sözü manşete çıktı.
"Eğer savaş tamtamlarını duymuyorsanız sağırsınız
demektir" sözleri incelenmeye değer görünüyor.
Ona göre:
"Üçüncü dünya savaşı yakındır ve bunun başlangıç
noktası da İran olacaktır!"
Kissinger'a göre ardından İsrail bütün silahlarıyla
öldürebildiği kadar Arap öldürecek; işler yolunda giderse Orta Doğu'nun yarısı
İsrail'in olacaktır!..
Kissinger, Müslümanları küle çevirecek silahlardan
bahsederek belli ki "Nükleer güç"le muhataplarının gözünü korkutmaya
çalışıyor.
Bunu yaparken de "Nobel Barış Ödülü sahibi" eski
bir diplomattan asla beklenmeyen, çocuksu bir dil kullanıyor.
Yani bir Siyonist'in ölmeden önce yapabileceği en iyi şeyi
yapıyor!
Korkaklara korku pompalıyor.
GERÇEK MUHATAP TRUMPDEĞİLDİR!
ABD'nin PKK'ya yardım politikasının ardında Trump değil
İsrail vardır.
Dolayısıyla "PYD ve Afrin" konusunda Trump'la
uğraşmaktan vazgeçmeli ve gözlerimizi, İsrail'e çevirmeliyiz.
İsrail kendisini güvende hissetmediği sürece ABD'ninOrtadoğu'daki
oyunlarıbitmeyecektir.
Bu yüzden de "koskoca Amerika…" diye başlayan soru
cümlelerinin bir manasıyoktur.
İsrail'in PKK'ya, PYD'ye ve PJAK'a ihtiyacı vardır.
1967 Savaşında dört kat büyüyen İsrail, SSCB destekli Mısır
ve Suriye karşısında 1973'te neredeyse yeniliyordu.
74'te Nixon devrildi, 85'te SSCB'de Glasnost başladı, 91'de
SSCB dağıldı, 2001'de son haçlı seferi başladı, 2005'te Irak Parçalandı.
2010'da Arap baharı başladı, 2011'de Libya parçalandı, Takip
eden yıllarda Suriye darmadağın oldu.
Komünizm her tarafta çökerken nasıl olduysa "Marksist
terörizm" Şam'da yaşadı. Sonra da ABD eliyle İmralı'ya taşındı!
Kissinger'ın çömezleri her yerde "Medeniyetler
Çatışması"nı alevlendirirken "dinler arası diyalog ve ılımlı İslam"
aynı yıllarda ABD'ye taşındı.
Ardından, FETÖ+PKK kumpaslarıyla TSK zayıflatıldı.
Ve 15 Temmuz 2016'da, misyonu Kürdistan olan "Wilson Center"
Büyükada'da toplandı!..
NEDEN PYD?
Bütün bu gelişmeler ışığında düşündüğümüz zaman ABD, petrol
koridoru peşinde koşarken "Kissinger aklı"nınPYD'denfarklı
beklentiler içinde olduğu ortaya çıkmaktadır:
1- İsrail'i rahatlatacak ve koşulsuz destekleyecek bir
stratejik müttefik kazanmak.
2- Suriye'nin iç savaştan İran + Rusya desteğiyle tek parça
çıkmasına mani olmak.
3- Türkiye'nin emrine girebilecek Sünni muhalifler yerine,
kendi emrindeki Marksist Kürtler vasıtasıyla Suriye'yi bölmek ve zayıflatmak…
4-PYD'yi Türkiye'ye karşı savaştırarak Anadolu'daki bin
yıllık Türk-Kürt kardeşliğini bozmak.
5-Bütün bu açık ihanetlerden sonra Türk-Amerikan
ilişkilerini bozarak Türkiye'yi "geleceğin mağlupları" safına doğru
yuvarlamak…
Kissinger ve adamlarının senaryosu budur.
Şimdi bizim yılanın başını neden küçükken ezmemiz gerektiği
doğru anlaşılmalı ve Siyonistlerin bu oyunu özellikle Kürt vatandaşlarımıza çok
iyi anlatılmalıdır.
"Zeytin Dalı" Operasyonunun gerçek başarısı buna
bağlıdır.