Sistem değişti artık kabullenin
![]() |
Tamer Ashraf |
MHP NE SÖYLEDİYSE ONU YAPIYOR
CHP
zihniyeti için söyleyeceğimiz şudur: Siz isteseniz de istemeseniz de, millet
kararını verdi ve yeni sistem hayata geçti. Artık kabullenin ve buna göre
siyaset üretin. Bu her şeyden önce sizin menfaatinize olacaktır. Aksi halde
zaten birbirinizle uğraşarak tükettiğiniz enerjinizden geriye kalan çok az
kısım da beyhude işlerle heba olup gidecek. Hele hele MHP ile uğraşmayı hiç
aklınızdan dahi geçirmeyin, zira bütün söyledikleriniz ve yakıştırmalarınız
kendinizi kandırmaktan ve savrulmalarınıza yeni versiyon eklemekten başka bir
işe yaramıyor. MHP ne söylediyse onu yapıyor, ne yapıyorsa onu söylüyor. Bu dün
böyleydi, bugün böyle, yarın da değişmeyecektir.
İTTİFAK BİR SEÇİM İŞBİRLİĞİ DEĞİL
CHP'nin
sözcüleri MHP için bir şey söylerken şunu unutmasınlar: Cumhur ittifakı bir
seçim işbirliği değildir. En başından itibaren bunun böyle olduğu açıklanmıştır
ve bir protokole bağlanmıştır. Bu protokolün gereği seçim öncesinde ve seçimler
sırasında yapıldığı gibi, bundan sonra da aynen devam edecektir. Ve her iki
tarafta buna bağlı kaldıkça, bu durum değişmeyecektir. Hükümetin oluşumunda
MHP'nin bakan talep etmemesi de bu çerçevededir, Meclis başkanı seçimi de sayın
Binalı Yıldırım'a destek verilmesi de bunun sonucudur. Hükümet icraatları ve
meclis çalışmaları sırasında da yine esas alınacak şey bu protokoldür. Özel
hesaplar, siyasi beklentiler bir kenara bırakılmıştır ve gelecek beş yıl içinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin
bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesini temin etmek hedeflemiştir.
PROTOKOL
CHP
sözcülerine, hala fitne peşinde olanlara
Cumhur İttifakı Protokolün özellikle bundan sonrasını ilgilendiren kısımlarını
bir defa daha hatırlatalım: Bundan sonra MHP'in tavrı ve siyasetiyle ilgili bir
şey söylemeden önce bu protokole bakmalarını özellikle tavsiye ederiz.
Cumhurİttifakı, Türkiye'nin istiklâlini ve istikbâlini her şeyin üstünde tutan bir
anlayışla, güçlü ve istikrarlı bir parlamento yapısının oluşturulması ve
gelecek beş yıl içinde
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin
bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesini temin etmeyi hedeflemektedir.
Cumhur
İttifakı'nın 24 Haziran yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki ortak adayı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Cumhur İttifakı, Sayın RecepTayyip Erdoğan'ın yeni hükûmet sistemine
göre büyük bir seçmen desteği ile Cumhurbaşkanı
seçilmesi için birlikte çalışacak, gayret gösterecektir.
Cumhur İttifakı esasen, 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün teşebbüs
ettiği hain darbe ve işgal hareketi sonrasında, Türkiye'nin maruz kaldığı
saldırılara karşı yerli ve milli bir duruşun doğal bir sonucu olarak ortaya
çıkmıştır. Zira 15 Temmuz 2016, ülkemiz için her bakımdan dönüm noktası ve yeni
bir başlangıç olmuştur. 7 Ağustos 2016'da Yenikapı'da ortaya çıkan "millî
mutabakat", 16 Nisan 2017 Halkoylamasında milletimizin iradesiyle kabul
edilen hükümet değişikliğiyle
perçinlenerek "millî şuur'a dönüşmüş, 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde
kurulan Cumhur İttifakı'yla da millî bekayı esas alan "ahlâkî ve siyasî
uzlaşma" ile somutlaşmıştır.
MİLLİ VE AHLAKI DURUŞ
"Cumhur İttifakı" sadece bir seçim ittifakı
olmayıp, Türkiye'ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler
karşısında, millî ve ahlâkî bir duruş ve
bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir.
Cumhur
İttifakı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "muasır
medeniyet seviyesinin üzerine çıkma" hedefini yakalama azmi ile milli ve
üniter devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini ilelebet
yaşatma iradesidir. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ) ile MilliyetçiHareket Partisi (MHP), Yenikapı'daki
mili diriliş ruhu ile harekete geçmiş,
devleti ve millet iradesini tahkim eden bir Anayasa değişikliği
neticesinde güçlü bir yönetim sistemi getirmiştir.Böylelikle Türkiye yeni bir
siyasi sürece girmiştir ve bundan geriye dönüş olmayacaktır.
Cumhur
İttifakı, Türkiye'yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük
siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye'yi
zayıflatarak uluslar arası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü
faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır. Bu kararlılık ve işbirliği ile
ittifakımız Türkiye'yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin
yanı sıra, İ'la-yı Kelimetullah uğruna
asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam aleminin ve bütün
mazlum milletlerin yegane ümidi olan Türkiye'yi küresel bir güç haline
getirecek, 2053 ve 2071 vizyonun alt yapısını adım adım inşa edecektir.
24 Haziran
seçimleri, bir taraftan Türkiye'yi hedef alan sistematik saldırılara karşı
güçlü bir cevabın verileceği, diğer taraftan da ülkemizin ayağındaki prangaları
söküp atarak, bu saldırıları kalıcı olarak bertaraf edecek ve Türkiye'yi parlak
bir istikbale taşıyacak yeni hükümet sisteminin tam olarak yürürlüğe girecek
seçimlerdir. Cumhur İttifakı'nın yolu açık, Türkiye'nin ufku aydınlıktır.
MHP ne yaptığını bilir
Yeni sisteme geçilmiş ve yeni bir
hükümetle birlikte farklı ve iddialı bir döneme girilmiştir. Milletin
beklentileri son derece yüksektir. Sorunların ivedilikle çözümünün önünde artık
hiçbir engel kalmamıştır. Yeni sistem ümitleri arttırmıştır, ama ülke ve
milletle meselesi olanları da zıvanadan çıkarmıştır. Vazgeçmeyecek ve yeni
yollar deneyeceklerdir.
KURTULUŞ SAVAŞI VERİYORUZ
Hükümetin
açıklandığı saatten itibaren dövizin yükselişe geçmesinin makul bir izahı
yoktur. Belli ki birileri bizimle oyun oynuyor. İşin kolay olmadığı açıktır.
Türkiye bir kurtuluş savaşı veriyor. Ağır ve derin sorunlarız var. Ne baş
ağrılarımızdan, ne ayak bağlarımızdan henüz kurtulabilmiş değiliz. Çok çetin, yoğun, yorucu ve sarsıcı bir
dönemden geçiyoruz. 16 yıldır tek başına bir iktidar olmasına rağmen, ülkemiz
belini doğrultamamış, huzura kavuşamamış, etrafındaki kuşatmayı yaramamıştır.
Tam tersine üzerimizdeki baskı artmış, sis perdesi inmiş, sorunlar büyümüş ve
ülkeyi yönetenlerin kendi itiraflarıyla bir beka sorunuyla karşı karşıya gelmiş
durumdayız. Bir eleştiri değil tespit yapıyoruz. Neyin doğru olduğunu anlamak
için neyin yanlış olduğunu görmek ve kabul etmek gerekiyor.
FİTNE ÇABALARI
Bu şartlar
altında günlük siyasetin labirentlerinde zaman kaybetmek, kısır çekişmelerle
oyalanmak yerine, ülkenin biran önce selamete çıkması için çare ve çözüm
üretmek, her Türk vatandaşının görevidir. Milliyetçi Hareket Partisi bunu
yapmış, sayın Devlet Bahçeli, muhalefet etmek için çok uygun bir zemin olmasına
rağmen, "önce ülkem" diyerek, hükümete her konuda yol göstermiş ve
yardımcı olmuştur. Bütün sorunların kaynağı olarak gösterilen Parlamenter
sistemin değişmesinin yolunu açmış, çok istenen yeni döneme geçişi
kolaylaştırmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı hükümetini kurmuş ve yeni sistemin
işlemesi için harekete geçmiştir. Buna rağmen bazı çevrelerin hala MHP
üzerinden, hükümet üyeliği bahanesiyle bir fitne ve fesat çıkarmaya uğraşması,
eğer bir cehalet değilse bu ülkeye ihanettir. MHP ne yaptığını, ne istediğini,
nerede duracağını, nerede harekete geçeceğini çok iyi bilir ve bunun için ne
kimsenin aklına, ne tavsiyesine ihtiyacı yoktur.
BU ÜLKEYİ KARŞILIKSIZ SEVDİK
MHP
yönetimi adına ahkam kesmek haddimiz değildir. Ancak, aynı düşünceleri, aynı
hassasiyetleri taşıyan kalem sahibi insanlar olarak, özellikle kabine üyeliği
üzerinden koparılmak istenen fırtına karşısında sessiz kalmamız düşünülemez.
MHP'nin siyasi menfaatler üzerinden hesap yaptığını düşünmek dahi büyük bir
yanılgıdır. Sayın Bahçeli net biçimde pazarlık içinde olunmadığını söylemiştir.
MHP'nin hiç kimseden bir beklentisi, bir çıkar arayışı yoktur ve olmayacaktır.
MHP'yi bir türlü anlamayanlar ve anlamak isteyenler şunu unutuyorlar: Ülkücüler
ve milliyetçiler bu ülkeyi ve bu milleti karşılıksız severler ve bu uğurda
canlarını ortaya koymaktan çekinmezler. Ödenmiş olan bedeller, göze
alabileceklerin bir işareti, küçük bir ölçüsüdür. Her kim olursa olsun, nereden
gelirse gelsin, hiç kimse aklımızla alay etmeye, iyi niyetimizi suiistimale,
vatan ve millet sevgimizi ölçmeye ve özel hesaplarına alet etmeye kalkışmasın.
Hele hele düzeltmek ve ayar vermek gibi haddi aşan şeylere, hiç tevessül dahi etmesin.
Bu ülke MHP'siz yönetilemeyeceği gibi, MHP'de ülkeyi yönetme iddiasından hiçbir
zaman vazgeçmeyecektir.Kimse bu ulvi görevi, menfaat hesaplarına alet etmesin.
BAHANE KALMADI
Muhatap
bellidir, beklenti açıktır. Bu ülkeyi tek başına 16 sene idare etmek kimseye
nasip olmamıştır. Bu kadar zamanı, bu kadar imkanı kullanıp da, olumsuzlukları,
yetersizlikleri, yanlışları, ağırlaşan sorunları başka yerlere, başka dönemlere
yıkmak ve bahane üretmek artık inandırıcı olmadığı gibi, kamuoyunda bir
karşılığı da yoktur. Hiçbir bahane kalmamıştır. Terörü kökünden çözmek, içerisi
ve dışarısı fark etmeden dağdaki hainleri indirip yok etmek, Kandil'e Türk
bayrağı dikmek fazla uzun sürmemelidir. İçi boş övünmeler bir kenara bırakılmalı
ayağı yere basan, dünya ve bölge gerçeklerine uyan, ülke menfaatlerini öne
alan, milli bir bir dış politika geliştirmek şart olmuştur.
MİLLİ
Ekonomimiz
her türlü etkiye açık olmaktan mutlaka kurtarılmalıdır. Vazgeçmeyeceklerdir ve
ekonomi üzerinden saldırılarını arttırarak sürdüreceklerdir. Ekonominin
bozulması ve bir kriz ortamına girilmesi için özel bir çaba gösterildiği
açıktır. Çok ama çok dikkatli olmak, isabetli ve hızlı kararlar almak gerekiyor.
Neredeyse her 4 dükkandan birisi ya kapalı, ya kiralık veya satılıktır. Başka
hiçbir göstergeye gerek kalmadan, sadece bu kadarı, işlerin iyi gitmediğini
anlamaya da anlatmaya da fazlasıyla yeterlidir. Borçla, rahtla gidebileceğimiz
bir yer kalmamıştır. Topyekün bir seferberlik başlatmak ve milli bir ekonomiye
geçmek zorundayız.
BEKA OYUNCAK DEĞİL
Uzun bir
süredir var olan ve seçim öncesinde daha da amansız hale gelen kuşatma devam
etmektedir. Milli bekamız içten ve dıştan olmak üzere iki ateş arasındadır. Bu
ateşin söndürülmesi, bu ateşi yakanların tamamen silinmesi Türkiye'nin yegane
hedefidir. Bu itibarla bekamızın kökünü kurutmak isteyenlerin azı dişini söküp
nefeslerini kesmek Milliyetçi Hareket Partisi'nin her şartta destek olacağı
milli diriliş ve silkiniş hamlesidir. Beka oyuncak değildir, oyun değildir,
şaka değildir, şarlatanların lütfuna, tesadüflerin akıntısına asla
bırakılamayacaktır. Nitekim beka Türkiye'dir, Türklüğün yüzyıllar içinde millet
varlığı şemsiyesi altındaki maddi ve manevi kazanımlarıdır. İşte bu yüzden,
işte bu sebeple, işte bundan dolayı Türklüğün bekası için yapılanlara evet
denilmektedir.
Bakanlar ve beklentiler
Türk milletinin tarihi kararıyla değişen hükümet sistemi,
görkemli törenlerden sonra yapılan bakan atamalarıyla birlikte tam olarak hayata
geçmiş oldu. Atanan bakanların kimlikleri, kişilikleri, birikimleri,
kariyerleri elbette önemlidir. Hiç birisi hakkında bir önyargımız yoktur.
İsabetli seçimler yapılmış olduğunu umuyoruz. Meclisten 4 bakan alınması dikkat
çekicidir. Biz sayın Berat Albayrak'ın bakan yapılamasını bekliyorduk ve bunu
zaten okuyucularımızla paylaşmıştık. Maliye ve Hazine'nin başına getirilmiş
olması, sorumluluğunu çok daha arttırmıştır. Zira, ekonominin çok ciddi bir
revizyona ihtiyacı olduğu ve ivedi tedbirler alınması gereği ortadadır.
Kabinenin açıklandığı saatte dövizin hareketlenmesi, ne kadar dikkatli olunması
gerektiğini de net olarak ortaya koyuyor.
DEVAM EDEN BAKANLAR
Adalet,
İçişleri ve Dışişleri Bakanları değişmemiştir. Bu anlaşılabilir bir durumdur.
Hem devlette devamlılık açısından, hem de üstlendikleri görevlerdeki başarıları
bakımından, böyle bir yola gidildiği görülüyor. Adalet'in mülkün temeli olduğu
dikkate alınırsa, yeni dönemde bu konuda çok mesafe alınması gerektiği
kendiliğinden ortaya çıkar. Abdülhamit Gül geçtiğimiz dönemde genel anlamda
olumlu intibalar bıraktı. Bakanlığa devam etmesinde bu durumun etkili olduğu
anlaşılıyor. İçişleri Bakanlığı çok kritik bir görevdir. Terörle mücadelede
artık kesin sonuç almak şart olmuştur. İçeride ve dışarıda yapılması gereken
çok şey var. Kandil operasyonunun biran önce ve başarıyla tamamlanması ve
terörün kaynağında kurtulması milletin yüksek beklentisidir. Terörün kökünün
kurutulması için hayli mesafe alınmıştır, ama aynı kararlılıkla devam edilmesi
ve bu katil güruhuna hiçbir şart altında hayat hakkı tanınmayacağının bütün
dünyaya gösterilmesinin artık zamanı gelmiştir.
MİLLİ DIŞ POLİTİKA
Dış
ilişkilerimiz bakımından sıkıntılı bir dönem geçirdiğimizi kabul etmek
zorundayız. ABD'den AB ülkelerine, yakın komşularımızdan Türk Cumhuriyetlerine
kadar her yerde birikmiş ciddi sorunlarımız var. Bunları aşmanın zamanı çoktan
gelmiştir. Milli bir duruş şarttır ve meselenin özünü oluşturmaktadır.
Özellikle son dönemlerde milli ve yerli olma önemsenmiştir, ciddi mesafe
alınmıştır. Bunun devam etmesinin çok isabetli olacağı, meselelere Ankara'dan
bakmanın sorunların çözümünü kolaylaştıracağını ve hızlandıracağını düşünüyoruz.
Genelkurmay Başkanı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na getirilmesi dikkat çekici
bir durumdur. Bu seçimi, terörle mücadele kadar, dış destek başta olmak üzere,
terörün diğer unsurlarıyla mücadelede de yeni bir döneme girilmesi olarak
yorumlamak yanlış olmayacaktı
KURULLAR VE OFİSLER
Meclisten 4
bakan alınması aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin meclisteki sandalye
sayısının 4 eksilmesi anlamına da geliyor. Bu durum MHP'nin meclisteki
sorumluluğunu daha da arttırıyor.
Sonuçta sorumluluk sayın Cumhurbaşkanındadır. Arka arkaya
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yayınlanmıştır. Tamamı teşkilatlanmaya
yöneliktir. Oluşturulan kurullar da
bakanlıklar kadar önemlidir. Hatta bazı kurulların veya ofislerin çok daha üst
görevler yapacağı anlaşılmaktadır. Kimin hangi göreve getirileceği, nasıl bir
çalışma sistemi kurulacağı sayın Cumhurbaşkanının bileceği iştir. Asıl önemli
olan ve bizi ilgilendiren kısmı, atanan isimlerin üstlendikleri görevdeki
başarılarıdır. Ülkemiz çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır ve ivedi olarak bu
girdaptan çıkmamız gerekiyor. Sabırla ve olgunlukla sürecin işlemesini
bekleyeceğiz. Ümidimiz, beklentimiz ve dileğimiz sistemin doğru kurgulanması,
başarılı bir dönem yaşanması, bir an önce düze çıkabileceğimiz bir performans
sergilenmesidir. Bu ülkenin menfaatleri bakımından hayati öneme sahip olduğu
gibi, yapılan sistem değişikliğinin isabeti açısından da bir ölçü olacaktır.
ANAYASA TARTIŞMASI YOK
Yeni
sistemle birlikte sonu gelmeyen Anayasa tartışmalarının da artık bir sonuca
bağlanacağını düşünüyoruz. Anayasa değişikliği istisnasız her dönem gündeme
gelmiş, ancak hiçbir zaman gereği yapılamamıştır. 24 Haziran seçimlerinin
öncesinde ve sonrasında, ne yeni Anayasa ne de bir değişiklik fikri hiçbir
siyasi parti tarafından dillendirilmemiştir. Sadece bu kadarı, yeni sistemin
isabetini anlamaya yeterlidir. Artık hükümeti doğrudan millet belirlemektedir.
Bu çok önemli ve çok köklü bir değişimdir. Milletin devletine net olarak sahip
çıkması, devletin milletinin emrine aracısız girmesidir. Tek adamlık
eleştirilerinin ne kadar boş ve temelsiz olduğu uygulamada çok daha net
görülecektir.
GÜÇLÜ MECLİS
Yeni
sistemin yürütme erkini elinde bulunduranların bahane üretmek yerine iş
yapmasını mecburi hale getirmekle kalmayacağı, aynı zamanda ciddi bir denetim
de sağlayacağı kanaatindeyiz. Güçlü bir meclis yapısı ortaya çıkmıştır. İhtiyaç
duyulan kanun düzenlemelerinin meclisten geçmesinde bir sorun yaşanmayacaktır.
Yeter ki, ülke ve millet menfaatine olsun. MHP denge ve denetleme görevini
eksiksiz biçimde yerin getireceğini daha seçim akşamından ilan etmiştir. Her
şeyin yolunda gitmesi durumunda 5 yıl sonrasında yine milletin önüne
gidilecektir ve yapılanların isabeti işte o zaman çok daha net anlaşılacaktır.
CHP’de Güneş Gözükmemektedir
"-Sende CHP'ye amma taktın beyim" diyenler
olabilir. Ancak siz HDP'yle bir ilişkiye kalkışsanız bu ortaklığın ne uğruna
nereye kadar olduğunu siz sorgulamazsanız sizin yerinize sorgulayanlar bulunur.
Siz HDP'lilerlle birlikte yürümeyi göze alan Y-CHP'liler PKK'ya hayat öpücüğü
vermiştir. Verdiği nefes ile birlikte beraber nefes alıp verenler çok kötü bir
şekilde yakalanmışlardır.
Bu seçimde yaşanılan Millet ittifakının HDP-Y-CHP görünmez
ittifakının altyapısını oluşturan dolgu malzemesidir. Teşne olmuşlardır.
Adlarıyla büyük milliyetçi olanlar milletvekili seçilmek uğruna yemedikleri
herze kalmamıştır. Ve istedikleri olmuş Y-CHP'nin oylarıyla HDP'yi Meclise
taşımışlardır. Bu vesile ile yaptıkları hile ile ortalığı fena
karıştırmışlardır. Bu karışıklık onları Meclise taşıyan Y-CHP'yi çok kötü bir
şekilde sarsmış, adeta eşekten düşmüş karpuza benzetmiştir.
Bu kongre istekleri, muhabbetleri, Meclise HDP'lileri
taşımakla övünen Y-CHP yönetiminin sonrasında oluşan muhalefetin kongre
isteklerine maruz kalmıştır. İstenilen kongre çığlıkları kesilmeye
çalışılmaktadır. İyi de bu tablo daha ne kadar süre ile bu şekilde cereyan edecek
HDP'ye dayanak olacak şekilde davranan Y-CHP nereye doğru koşturmaktadır?
Kendisine CHP'ye diye atılan oylarla Y-CHP'ye oy toplayan bu
zındıklar Başbuğ Alpaslan Türkeş'in söylediği sözlerden "Milliyetçiliği
reddeden bir dincilik anlayışı ve İslamiyete
düşman bir Milliyetçilik anlayışı bize yabancıdır, dışımızdadır"
diyerek hareket eden, bu tarz milliyetçileri milliyetçi ve İslam uğruna
çalışanlar diyemeyiz.
İnsanların bu tarz bir yapıdan acilen kurtulması
gerekmektedir. Ama onlar Eren Erdem'in belirttiği gibi "2bin 920 gündür
Genel Başkan olan 9 seçim kaybeden birinin 50 günlük çalışmayla çalışmasıyla
CHP'nin mahkum edildiği yüzde 25 barajını aşıp yüzde 30'ları geçen bir siyasal
hareketlilik karşısında yapması en erdemli davranış istifa olacaktır. Bu
saygın, erdemli bir davranış olarak mutlaka tarihe geçer" diye eleştiri
yüklü beyanda bulunmuştur.
Böyle bir Liderin Liderliği tartışılmaktadır. 9 seçimdir
kaybeden birinden daha farklı olarak ne beklenmektedir? 10.-11. Seçimlerde
mağlubiyetle sonuçlanacak ve böylece bir daha mağlubiyet alınacaktır. Satır
arasında özüne düşmanlık taşıyan yapı içinde bulunanların ulaşacakları son
nokta asla kabul edemeyeceğimiz bir düşmanlık içinde yeşeren sonuç
doğuracaktır.
Tam bu noktada ihanete tenezzül edenler "özerkliği"
mal bulmuş mağribi gibi sahiplenir hatta savunurlar. Bu elbette cezasız
kalamazdı. Ve kalmadı da Y-CHP alışık olduğu yerde mağlubiyetler kulübünde en
baş yerini almıştır.
Buna alışamayıp Y-CHP de hayat arayanlar hayat öpücüğünü
HDP'lilerden almıştır. Bu duruma Y-CHP Kılıçdaroğlu'nu korumak için zaten
geride olan oy potansiyeli ile Muharrem'in aday olmasına izin vermiş,
Türkiye'yi karıştırmak için HDP'yi desteklemiştir. Bu ihanet oyununun sonunda
kurultay gözükmektedir ya da parçalı bir Y-CHP gözükmektedir. Onlar için ufukta
güneş gözükmemektedir.
Sağlıcakla kalın!