BİZLER TÜRKİYE İÇİN VARIZ

Amacımız Bu ülkenin hepimiz için huzurlu ve yaşanabilir olması için yürütülen çabalara katkı sunmak.

Alevisiyle, Kürdüyle; gelenekselcisi, Atatürkçüsüyle; milliyetçisi, solcusuyla… Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Bence, hepimiz daha iyi koşullarda yaşamayı hak ediyoruz.Daha onurlu, daha saygın, daha estetik, daha barışçı koşullarda birlikte yaşamak için bilgilendirme paylaşım yapıyoruz…

Günlük Haber Siyasi-Politik Yorum Platformu


Whatsapp ile paylaş

Kandil’in şubesi oldular


Cumhuriyet tarihi içindeki hiçbir seçimde gaflet, dalalet ve hatta ihanet bu kadar öne çıkmamış, bu kadar belirleyici olmamıştı. HDP’den gelen açıklamalar karşısındaki suskunluk, zilletin kimlere teslim olduğunun ispatıdır.
Yerel seçimlerin bir beka tercihine dönmesinden rahatsız olanlar, Türk milletinin gözleri önünde yaşanan ihanetleri görmek yerine, “savaşa mı gidiyoruz, belediye başkanlarımızı seçeceğiz” gibi beyanlarla, işin aslını gizlemeye, karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi perdelemeye uğraşıyorlar. Tespiti doğru yapalım ki, teşhisimiz de anlam kazansın. 31 Mart seçimlerinde yerel yöneticilerimiz belirlenecek, buna bir itirazımız yok. Ancak, mesele bu kadar basit değil. Ortaya çıkacak sonuca göre, ülkemizin varlığı, milletimizin birliği üzerinde yeni ve tehlikeli tartışmalar başlatılacağını anlamamak için kör ve akılsız olmak gerekiyor. 

HİÇBİR SEÇİM BU KADAR ÖNEMLİ OLMAMIŞTI

           Belki en son söyleyeceğimizi, en başında açıkça yazalım. Cumhuriyet tarihi içindeki hiçbir seçimde gaflet, dalalet ve hatta ihanet bu kadar öne çıkmamış, bu kadar belirleyici olmamıştı. Terör olaylarının zirvede olduğu yıllarda bile, bölücü partiler bu kadar ileri gidemiyordu. 31 Mart seçimlerinde zillet ittifakı açık ve aleni şekilde terör örgütlerine sarılmış, iradelerini ipotek etmiş ve teslim olmuşlardır. PKK uzantıları, Kandil’in uşakları açıkça zilleti oluşturanlara talimatlar veriyor, meydan okuyor, tehditler savuruyor. HDP sözcülerinin, eş başkanlarının beyanları orta yerde durmaktadır. 11 Büyükşehir’de neden aday çıkarmadıklarını açıkça ilan etmiştir. Zilletin adaylarının buralarda kendileri sayesinde seçim kazanacağını söylemiştir. Bu kadarla da kalmamış, bunun bir karşılığı olacağını göstermiştir. Zilletin kimlerle ne tür iş birlikleri yaptıkları, PKK uzantılarına ne sözler verildiği bu açıklamalarla ortalığa saçılmıştır. Sayın Bahçeli’nin belirttiği gibi, Atatürk’ün partisi CHP, HDP’nin kumanda merkezi, Kandil’in ana karargâhı haline getirilmiştir.

HDP KARŞISINDA SUSUYORLAR

CHP ve İP’in başındakiler, cımbızla çekilmiş sözler üzerinden, çoğu zaman da aslı astarı olmayan yalanlara dayalı olarak ortalığı ayağa kaldırmaya uğraşıyorlar. İP Başkanı'nın Denizli’de söyledikleri, siyasetin sınırlarını çok aşmış ve mahkemelere taşınmıştır. Kılıçdaroğlu’nun bir vatandaşın haddini ve maksadını aşan ve sadece kendisini bağlayan sözleri üzerinden siyaset geliştirip, meydanları inletmeye çabaladığını, kahramanlık naraları attığını ibretle izliyoruz. Ama diğer taraftan Kandillilerden gelen ve doğrudan kendilerini bağlayan açık, net, kesin beyanlar karşısında susuyor ve geriye çekiliyorlar. Rol icabı birkaç cılız laf edilse de, HDP sözcülerinin açıklamalarına cevap olan, reddeden bir açıklama duyulmamıştır ve hiçbir zaman da duyulmayacaktır. Susmak kabullenmektir. Bu suskunluk, zilletin HDP’ye teslim olduğunun ispatıdır.

BİBER, BEKADAN ÖNEMLİ DEĞİL

Daha çok şey söylenebilir, ancak sadece bu kadarı zillete belediye vermenin, ülkeyi hangi tehlikelere açık hale getireceğini anlamak ve anlatmak için fazlasıyla yeterlidir. Bütün bunlar gösteriyor ki, bu seçimler sadece belediye başkanlarını seçmekle sınırlı değildir. Çok dikkatli olmak, doğru karar vermek ve harekete geçmek lazımdır. Karşı karşıya kaldığımız tehlike, sadece Kandil’in tayin ettiği teröristlerin belediyelere yerleştirilmesi ve dağlardan temizlenen hainlerin, buralarda yeniden canlanması ile de sınırlı değildir. Sistem üzerinde bir tartışma başlatılacağı kesindir. Bir kriz ve kaos arayışı şimdiden başlamıştır. Siyaseti bir belirsizliğe sürüklemek hedeflenmektedir. Etrafımızda bu kadar sorun var. İçeride ivedi çözüm bekleyen meselelerimiz mevcut. Ekonomi üzerinden başlatılan saldırı kesintisiz devam etmektedir. Biber ve patlıcanı terörle mücadelenin, dış saldırıların önüne geçirmek, hiçbir akıl ve vicdan sahibi insanın yapacağı ve kabul edebileceği bir iş değildir. Bu ülke ve milletle meselesi olanların tamamının zilletten yana tavır koymasının bir anlamı, bir sebebi olmalıdır.  Cumhur İttifakı'nın kesin iradesi karşısında bütün hesapları suya düşenler için zillet tek ve son ümit haline gelmiştir.

GERİ SAYIM BAŞLADI

Artık geri sayım başlamıştır. Kararsızlık, sandığa gitmemek, küsmek, geri çekilmek gibi bir tercihimiz olamaz. Her şey meydandadır. Bilenler bilmeyenlere anlatmalı, kafalardaki soru işaretleri giderilmeli ve bütün küçük hesaplar, özel beklentiler bir kenara bırakılmalıdır. Bir beka seçimine gidiyoruz. Bunun dışında söylenenler doğru ve iyi niyetli değildir. Biber ve patlıcan fiyatları elbette önemlidir, ama ülkemizin varlığı ve birliği her şeyin üzerindedir. Yaptığı işlerin hesabını veremeyen şaibeli adaylara, Kandil uzantılarının talimatı ile hareket edenlere belediye teslim edilemez.

ADAY FARKI

Yoğun bir propaganda dönemi yaşanmıştır ve adaylar program ve projelerini anlatma fırsatı bulmuşlardır. Yerel hizmetlerin karşılanması, hizmet ve icraat yönünden, iddia ve donanım bakımından Cumhur İttifakı'nın adayları, zillete açık ara fark atmaktadır. Tahmin ve tespitleri hiçbir zaman doğru çıkmayan, sadece bir algı operasyonu aparatı olmaktan ileri gidemeyen araştırma şirketlerinin, milletimizin zihnini bulandırma gayretleri beyhudedir. Artık bir inandırıcılıkları kalmamıştır ve çabaları sonuç vermeyecektir. Türk milletinin bütün bu şartları dikkate alacağı ve şaşmaz sağduyusu ile bekamıza sahip çıkacağı kanaatindeyiz.

Yurtta sulh konseyi ortaya çıkacak mı?

FETÖ’nün kökü kazınacaksa Yurtta Sulh Konseyi ve siyasi ayağın mutlaka ortaya çıkarılması gerekmektedir. Cumhurbaşkanının sözleri çok önemlidir. Seçimden sonra terörle daha sıkı ve amansız bir mücadele verileceğini göstermektedir.
Yerel seçimlerin çok önemli olduğunu ve doğrudan bekamızı ilgilendirdiğini ilk fark eden, söyleyen ve tedbir alan lider, hiç şüphesiz sayın Devlet Bahçeli olmuştur. Sayın Erdoğan, bu tespitin çok isabetli olduğunu ve mutlaka dikkate alınması gerektiğini hissetmiş etmiş ve harekete geçmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zillete geçit vermemek ve bu kirli hesapları bozmak için olağanüstü bir çaba sarf ediyor. Bu kadar iş güç arasında her güne en az iki miting sığdırıyor. Bu sayı üçe dörde ulaşabiliyor.

ANKARA MİTİNGİ

         Cumhur ittifakının bütün mitingleri olağanüstü ilgi görüyor. Ortak yapılan ilk miting olarak tarihe geçen İzmir, topladığı kalabalık, coşkusu ve mesajlarıyla tarihi bir nitelik kazanmıştır. Bugün yapılacak olan Ankara ortak mitinginde de sayı rekorları kırılması çok ama çok yüksek ihtimaldir. Cumhur ittifakı liderlerinin toplantılarda, televizyon açıklamalarında yaptıkları konuşmaları elimizden geldiği kadar değerlendiriyor ve satır aralarını okumaya çalışıyoruz. Sayın Bahçeli’nin her konuşması bir manifesto niteliğindedir. Tespit yapıyor, uyarıyor, öneriyor ve yol gösteriyor. Bugün ülkemizin birlik ve beraberliği tartışılmaz biçimde öne çıkmış, ihanet ve zillet geçit bulamamışsa, hiç kuşkusuz bunda sayın Bahçeli’nin payı çok ama çok fazladır.

HER KILIĞA GİRİYORLAR

         Her şey ortaya çıkmıştır. 31 Mart’ta yerel yöneticileri seçmekle kalmayacağız. Ülkemizin geleceğini belirleyeceğiz. Bekamıza yönelmiş yüksek tehdide cevap vereceğiz. Bu açık ve net tablo karşısında zilleti oluşturanların beka meselesini görmezden gelmeye, yok sayma çabalamasının nedeni çok daha iyi anlaşılıyor. Ne kadar saklar, ne kadar asıl niyetlerini gizlerlerse o kadar vatandaşı aldatabileceklerini zannediyorlar. Akla ziyan değerlendirmeler yapıyor, her türlü yalanı söylüyor, her kılığa giriyorlar. Bazen domates ve patlıcanın arkasına saklanıyor, bazen gerçek dışı argümanlar geliştirip vatandaşın aklıyla alay ediyor, bazen tehditler savurarak korku oluşturmaya çabalıyorlar. Ancak, yağma yok. Bu ülke sahipsiz değil. Sayın Bahçeli her konuşmasında bütün bu yalanları, fitneyi ortaya çıkarıyor, gerçek niyetleri, ihanetleri ifşa ediyor.

YURTTA SULH KONSEYİ

          Sayın Erdoğan’ın da zillet ve ihanet konusunda yüksek bir duyarlılık ortaya koyduğunu memnuniyetle görüyoruz. Konuşmalarında çok önemli değerlendirmeler yapıyor. HDP sözcülerinin, Kandil piyonlarının açıklamalarını doğrudan miting alanlarını dolduran vatandaşlarımıza dinleterek, zilletin kirli yüzünü belgeliyor. Böylece zilletin ne olduğu, nereye gittiği, kime hizmet ettiği en küçük bir itiraza yer kalmayacak şekilde ortaya çıkıyor. Kandil’den gelen talimatların CHP ve İP’i nasıl bağladığı, en küçük bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanıyor. Konya mitingindeki konuşması çok dikkat çekicidir. Zillet ittifakını kast ederek, "içlerinden biri var güya hanımefendi yurt konseyinin temsilcisi ayın 15’inden sonra Başbakan olacağım dedi. Oldu mu? Şu anda senin iyi günlerin sen Erdoğan’a söylememiş olduğu sözleri söylemiş gibi yaptın, asıl fatura sana kesilecek. Ben halkıma nasıl terörist derim? Bu ülkede adalet var gereken hesabı vereceksin dirsek temasında olduğun Bay Kemal vekilliğine güveniyor. Onunla ilgili çalışmaları da avukatlarımla yaptırıyorum. Seçimden sonra bir taraftan parlamento bir taraftan yargıyla işin üzerine gideceğiz, bu seçimi sırf kızgınlıkla sandık hesaplaşmasına döndürmeye çalışanlar şunu aklından çıkarmasın hesap sorulacaktır" diyor.

YENİ BİR GELİŞME

         Kişisel hakaretler, iftiralar, yalanlar sahiplerini bağlar. Kaldı ki, bunların yargı önünde hesabının sorulması da mümkündür. Ancak, asıl önemli olan devletin varlığını ve birliğini hedef alan, terör ve ihanetle bağı bulunanların ortaya çıkarılmasıdır. Biz eğer yanlış anlamıyorsak, seçimden sonra Yurtta Sulh Konseyi’nin parlamento ve yargı yoluyla üzerine gidileceği ifade edilmiştir. Bu çok önemli ve yeni bir gelişmedir. Yurtta Sulh Konseyi FETÖ ihanetinin en karanlık tarafıdır. Bir türlü net şekilde ortaya çıkarılamamıştır. Siyasi bağlantılarının ne olduğu anlaşılamamıştır.FETÖ’nün kökü kazınacaksa Yurtta Sulh Konseyi ve siyasi ayağın mutlaka ortaya çıkarılması gerekmektedir. Sayın Bahçeli’de bu konuya sıklıkla dikkat çekmekte ve bu karanlığın aydınlatılmasını beklediğini söylemektedir. Cumhurbaşkanının sözleri çok önemlidir. Seçimden sonra terörle daha sıkı ve amansız bir mücadele verileceğini göstermektedir.

KAPSAMLI MÜCADELE

           Türk milletinin sandıkta bekasına sahip çıkacağını, zillete geçit vermeyeceğini biliyoruz. Parlamento ve yargı da bu konuda üzerine düşeni yapar ve terör ve ihaneti bağlantıları ile ortaya çıkarıp gereğini yaparsa bekamıza yönelik tehditle çok daha kapsamlı ve kalıcı bir mücadele yapılmış olur. Sayın Cumhurbaşkanının sözleri bu bakımdan çok ama çok önemlidir.

google-site-verification: google2afd6f3c8ec4d6d7.html