Cumhuriyet tarihi içindeki hiçbir seçimde gaflet, dalalet ve
hatta ihanet bu kadar öne çıkmamış, bu kadar belirleyici olmamıştı. HDP’den
gelen açıklamalar karşısındaki suskunluk, zilletin kimlere teslim olduğunun
ispatıdır.
Yerel seçimlerin bir beka tercihine dönmesinden rahatsız
olanlar, Türk milletinin gözleri önünde yaşanan ihanetleri görmek yerine,
“savaşa mı gidiyoruz, belediye başkanlarımızı seçeceğiz” gibi beyanlarla, işin
aslını gizlemeye, karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi perdelemeye uğraşıyorlar.
Tespiti doğru yapalım ki, teşhisimiz de anlam kazansın. 31 Mart seçimlerinde
yerel yöneticilerimiz belirlenecek, buna bir itirazımız yok. Ancak, mesele bu
kadar basit değil. Ortaya çıkacak sonuca göre, ülkemizin varlığı, milletimizin
birliği üzerinde yeni ve tehlikeli tartışmalar başlatılacağını anlamamak için
kör ve akılsız olmak gerekiyor.
HİÇBİR SEÇİM BU KADAR ÖNEMLİ OLMAMIŞTI
Belki en
son söyleyeceğimizi, en başında açıkça yazalım. Cumhuriyet tarihi içindeki
hiçbir seçimde gaflet, dalalet ve hatta ihanet bu kadar öne çıkmamış, bu kadar
belirleyici olmamıştı. Terör olaylarının zirvede olduğu yıllarda bile, bölücü
partiler bu kadar ileri gidemiyordu. 31 Mart seçimlerinde zillet ittifakı açık
ve aleni şekilde terör örgütlerine sarılmış, iradelerini ipotek etmiş ve teslim
olmuşlardır. PKK uzantıları, Kandil’in uşakları açıkça zilleti oluşturanlara
talimatlar veriyor, meydan okuyor, tehditler savuruyor. HDP sözcülerinin, eş
başkanlarının beyanları orta yerde durmaktadır. 11 Büyükşehir’de neden aday
çıkarmadıklarını açıkça ilan etmiştir. Zilletin adaylarının buralarda kendileri
sayesinde seçim kazanacağını söylemiştir. Bu kadarla da kalmamış, bunun bir
karşılığı olacağını göstermiştir. Zilletin kimlerle ne tür iş birlikleri
yaptıkları, PKK uzantılarına ne sözler verildiği bu açıklamalarla ortalığa
saçılmıştır. Sayın Bahçeli’nin belirttiği gibi, Atatürk’ün partisi CHP, HDP’nin
kumanda merkezi, Kandil’in ana karargâhı haline getirilmiştir.
HDP KARŞISINDA SUSUYORLAR
CHP ve İP’in başındakiler, cımbızla çekilmiş sözler
üzerinden, çoğu zaman da aslı astarı olmayan yalanlara dayalı olarak ortalığı
ayağa kaldırmaya uğraşıyorlar. İP Başkanı'nın Denizli’de söyledikleri,
siyasetin sınırlarını çok aşmış ve mahkemelere taşınmıştır. Kılıçdaroğlu’nun
bir vatandaşın haddini ve maksadını aşan ve sadece kendisini bağlayan sözleri
üzerinden siyaset geliştirip, meydanları inletmeye çabaladığını, kahramanlık
naraları attığını ibretle izliyoruz. Ama diğer taraftan Kandillilerden gelen ve
doğrudan kendilerini bağlayan açık, net, kesin beyanlar karşısında susuyor ve
geriye çekiliyorlar. Rol icabı birkaç cılız laf edilse de, HDP sözcülerinin
açıklamalarına cevap olan, reddeden bir açıklama duyulmamıştır ve hiçbir zaman
da duyulmayacaktır. Susmak kabullenmektir. Bu suskunluk, zilletin HDP’ye teslim
olduğunun ispatıdır.
BİBER, BEKADAN ÖNEMLİ DEĞİL
Daha çok şey söylenebilir, ancak sadece bu kadarı zillete
belediye vermenin, ülkeyi hangi tehlikelere açık hale getireceğini anlamak ve
anlatmak için fazlasıyla yeterlidir. Bütün bunlar gösteriyor ki, bu seçimler
sadece belediye başkanlarını seçmekle sınırlı değildir. Çok dikkatli olmak,
doğru karar vermek ve harekete geçmek lazımdır. Karşı karşıya kaldığımız
tehlike, sadece Kandil’in tayin ettiği teröristlerin belediyelere
yerleştirilmesi ve dağlardan temizlenen hainlerin, buralarda yeniden canlanması
ile de sınırlı değildir. Sistem üzerinde bir tartışma başlatılacağı kesindir.
Bir kriz ve kaos arayışı şimdiden başlamıştır. Siyaseti bir belirsizliğe
sürüklemek hedeflenmektedir. Etrafımızda bu kadar sorun var. İçeride ivedi
çözüm bekleyen meselelerimiz mevcut. Ekonomi üzerinden başlatılan saldırı
kesintisiz devam etmektedir. Biber ve patlıcanı terörle mücadelenin, dış
saldırıların önüne geçirmek, hiçbir akıl ve vicdan sahibi insanın yapacağı ve
kabul edebileceği bir iş değildir. Bu ülke ve milletle meselesi olanların
tamamının zilletten yana tavır koymasının bir anlamı, bir sebebi
olmalıdır. Cumhur İttifakı'nın kesin
iradesi karşısında bütün hesapları suya düşenler için zillet tek ve son ümit
haline gelmiştir.
GERİ SAYIM BAŞLADI
Artık geri sayım başlamıştır. Kararsızlık, sandığa gitmemek,
küsmek, geri çekilmek gibi bir tercihimiz olamaz. Her şey meydandadır. Bilenler
bilmeyenlere anlatmalı, kafalardaki soru işaretleri giderilmeli ve bütün küçük
hesaplar, özel beklentiler bir kenara bırakılmalıdır. Bir beka seçimine
gidiyoruz. Bunun dışında söylenenler doğru ve iyi niyetli değildir. Biber ve
patlıcan fiyatları elbette önemlidir, ama ülkemizin varlığı ve birliği her
şeyin üzerindedir. Yaptığı işlerin hesabını veremeyen şaibeli adaylara, Kandil
uzantılarının talimatı ile hareket edenlere belediye teslim edilemez.
ADAY FARKI
Yoğun bir propaganda dönemi yaşanmıştır ve adaylar program
ve projelerini anlatma fırsatı bulmuşlardır. Yerel hizmetlerin karşılanması, hizmet
ve icraat yönünden, iddia ve donanım bakımından Cumhur İttifakı'nın adayları,
zillete açık ara fark atmaktadır. Tahmin ve tespitleri hiçbir zaman doğru
çıkmayan, sadece bir algı operasyonu aparatı olmaktan ileri gidemeyen araştırma
şirketlerinin, milletimizin zihnini bulandırma gayretleri beyhudedir. Artık bir
inandırıcılıkları kalmamıştır ve çabaları sonuç vermeyecektir. Türk milletinin
bütün bu şartları dikkate alacağı ve şaşmaz sağduyusu ile bekamıza sahip
çıkacağı kanaatindeyiz.
Yurtta sulh konseyi ortaya çıkacak mı?
FETÖ’nün kökü kazınacaksa Yurtta Sulh Konseyi ve siyasi
ayağın mutlaka ortaya çıkarılması gerekmektedir. Cumhurbaşkanının sözleri çok
önemlidir. Seçimden sonra terörle daha sıkı ve amansız bir mücadele verileceğini
göstermektedir.
Yerel seçimlerin çok önemli olduğunu ve doğrudan bekamızı ilgilendirdiğini
ilk fark eden, söyleyen ve tedbir alan lider, hiç şüphesiz sayın Devlet Bahçeli
olmuştur. Sayın Erdoğan, bu tespitin çok isabetli olduğunu ve mutlaka dikkate
alınması gerektiğini hissetmiş etmiş ve harekete geçmiştir. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, zillete geçit vermemek ve bu kirli hesapları bozmak için olağanüstü
bir çaba sarf ediyor. Bu kadar iş güç arasında her güne en az iki miting
sığdırıyor. Bu sayı üçe dörde ulaşabiliyor.
ANKARA MİTİNGİ
Cumhur
ittifakının bütün mitingleri olağanüstü ilgi görüyor. Ortak yapılan ilk miting
olarak tarihe geçen İzmir, topladığı kalabalık, coşkusu ve mesajlarıyla tarihi
bir nitelik kazanmıştır. Bugün yapılacak olan Ankara ortak mitinginde de sayı
rekorları kırılması çok ama çok yüksek ihtimaldir. Cumhur ittifakı liderlerinin
toplantılarda, televizyon açıklamalarında yaptıkları konuşmaları elimizden
geldiği kadar değerlendiriyor ve satır aralarını okumaya çalışıyoruz. Sayın
Bahçeli’nin her konuşması bir manifesto niteliğindedir. Tespit yapıyor,
uyarıyor, öneriyor ve yol gösteriyor. Bugün ülkemizin birlik ve beraberliği
tartışılmaz biçimde öne çıkmış, ihanet ve zillet geçit bulamamışsa, hiç
kuşkusuz bunda sayın Bahçeli’nin payı çok ama çok fazladır.
HER KILIĞA GİRİYORLAR
Her şey
ortaya çıkmıştır. 31 Mart’ta yerel yöneticileri seçmekle kalmayacağız.
Ülkemizin geleceğini belirleyeceğiz. Bekamıza yönelmiş yüksek tehdide cevap
vereceğiz. Bu açık ve net tablo karşısında zilleti oluşturanların beka
meselesini görmezden gelmeye, yok sayma çabalamasının nedeni çok daha iyi
anlaşılıyor. Ne kadar saklar, ne kadar asıl niyetlerini gizlerlerse o kadar
vatandaşı aldatabileceklerini zannediyorlar. Akla ziyan değerlendirmeler
yapıyor, her türlü yalanı söylüyor, her kılığa giriyorlar. Bazen domates ve
patlıcanın arkasına saklanıyor, bazen gerçek dışı argümanlar geliştirip
vatandaşın aklıyla alay ediyor, bazen tehditler savurarak korku oluşturmaya
çabalıyorlar. Ancak, yağma yok. Bu ülke sahipsiz değil. Sayın Bahçeli her
konuşmasında bütün bu yalanları, fitneyi ortaya çıkarıyor, gerçek niyetleri,
ihanetleri ifşa ediyor.
YURTTA SULH KONSEYİ
Sayın
Erdoğan’ın da zillet ve ihanet konusunda yüksek bir duyarlılık ortaya koyduğunu
memnuniyetle görüyoruz. Konuşmalarında çok önemli değerlendirmeler yapıyor. HDP
sözcülerinin, Kandil piyonlarının açıklamalarını doğrudan miting alanlarını
dolduran vatandaşlarımıza dinleterek, zilletin kirli yüzünü belgeliyor. Böylece
zilletin ne olduğu, nereye gittiği, kime hizmet ettiği en küçük bir itiraza yer
kalmayacak şekilde ortaya çıkıyor. Kandil’den gelen talimatların CHP ve İP’i
nasıl bağladığı, en küçük bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanıyor.
Konya mitingindeki konuşması çok dikkat çekicidir. Zillet ittifakını kast
ederek, "içlerinden biri var güya hanımefendi yurt konseyinin temsilcisi
ayın 15’inden sonra Başbakan olacağım dedi. Oldu mu? Şu anda senin iyi günlerin
sen Erdoğan’a söylememiş olduğu sözleri söylemiş gibi yaptın, asıl fatura sana
kesilecek. Ben halkıma nasıl terörist derim? Bu ülkede adalet var gereken
hesabı vereceksin dirsek temasında olduğun Bay Kemal vekilliğine güveniyor. Onunla
ilgili çalışmaları da avukatlarımla yaptırıyorum. Seçimden sonra bir taraftan
parlamento bir taraftan yargıyla işin üzerine gideceğiz, bu seçimi sırf
kızgınlıkla sandık hesaplaşmasına döndürmeye çalışanlar şunu aklından
çıkarmasın hesap sorulacaktır" diyor.
YENİ BİR GELİŞME
Kişisel
hakaretler, iftiralar, yalanlar sahiplerini bağlar. Kaldı ki, bunların yargı
önünde hesabının sorulması da mümkündür. Ancak, asıl önemli olan devletin
varlığını ve birliğini hedef alan, terör ve ihanetle bağı bulunanların ortaya
çıkarılmasıdır. Biz eğer yanlış anlamıyorsak, seçimden sonra Yurtta Sulh
Konseyi’nin parlamento ve yargı yoluyla üzerine gidileceği ifade edilmiştir. Bu
çok önemli ve yeni bir gelişmedir. Yurtta Sulh Konseyi FETÖ ihanetinin en
karanlık tarafıdır. Bir türlü net şekilde ortaya çıkarılamamıştır. Siyasi
bağlantılarının ne olduğu anlaşılamamıştır.FETÖ’nün kökü kazınacaksa Yurtta
Sulh Konseyi ve siyasi ayağın mutlaka ortaya çıkarılması gerekmektedir. Sayın
Bahçeli’de bu konuya sıklıkla dikkat çekmekte ve bu karanlığın aydınlatılmasını
beklediğini söylemektedir. Cumhurbaşkanının sözleri çok önemlidir. Seçimden
sonra terörle daha sıkı ve amansız bir mücadele verileceğini göstermektedir.
KAPSAMLI MÜCADELE
Türk
milletinin sandıkta bekasına sahip çıkacağını, zillete geçit vermeyeceğini
biliyoruz. Parlamento ve yargı da bu konuda üzerine düşeni yapar ve terör ve
ihaneti bağlantıları ile ortaya çıkarıp gereğini yaparsa bekamıza yönelik
tehditle çok daha kapsamlı ve kalıcı bir mücadele yapılmış olur. Sayın
Cumhurbaşkanının sözleri bu bakımdan çok ama çok önemlidir.