![]() |
Tamer Ashraf |
Tarih tekerrürden ibaret..
Yakın ve uzak tarih için de aynı şey pekala söylenebilir..
YSK’ya salı akşamı listeler teslim edildi..
Oyunlar, dolaplar, gizli ilişkiler, ortaklıklar hepsi
ortalığa saçıldı..
İstanbul’un birçok ilçesinde de aynı yolu izlediler..
Buraya kadar sürpriz yok..
Her şey beklendiği, planlandığı gibi..
Böyle hareketlere gerek var mı?
16 Nisan Referandumunda denemişsin olmamış..
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde duvara
toslamışsın..
Azimle devam ediyorsun..
“31 Mart’ta bu kez başaracağız” diyorsun..
Gaz birikince patlama kaçınılmaz oluyor..
CHP-DSP arasındaki geçişkenliği iyi izlemek gerekir..
DSP VE “ORTANIN SOLU”
Ecevit, İnönü’ye bayrak açmıştı..
O yıllarda kullandığı ifade sanki bugünlerin CHP’si için
söylenmişti:
“Ortanın Solu”..
Ecevit neden “ortanın solu” dedi?
-CHP halka yabancılaştığı,
-Dışarıdan yönlendirildiği,
-İçindeki bürokrasinin partiyi yemeye başladığı için..
Ecevit, İnönü’yü devirdi devirmesine ama..
CHP’nin “Jön Türkleri” zaman içinde Ecevit’i kapının önüne
koymayı bildi..
CHP’den kaçarcasına gidip DSP’yi bu yüzden kurdu..
“Sol”u halkla barıştırdı..
Milleti kucakladı..
Sonra da iktidara geldi..
Gerisini anlatmaya gerek yok zaten..
KILIÇDAROĞLU NİYE ESAD’I DİLİNDEN DÜŞÜRMÜYOR?
İttihat-Terakki veya Jön Türkler..
Ta Abdülhamid Han’dan bu yana kirli oyunlarla Türkiye’ye
tuzak kuruyor..
İçeriden dışarıya bayrak sallayanları kastediyoruz..
Milleti hakir görüyorlar..
Statüko, bürokrasi ve askerî vesayetin yılmaz savunuculuğunu
yapıyorlar..
İşte tam da bu yüzden iktidara gelemiyorlar..
Orta Doğu’daki Baas tarzı yapılanmaların bunlardan farkı
yok..
Kendi halklarına zulmederler..
Toplumlarını gözlerini bile kırpmadan iç savaşa
sürüklerler..
Kılıçdaroğlu, Esad’ı aynı geleneğin bayraktarlığını yaptığı
için savunuyor..
“BİZ İLERİCİ, SİZ GERİCİ”
Kırmızı kazak, beyaz gömlek giyerek ilerici olduğunu sanan
Mansur Yavaş ne dedi?
-“Hayvanlara dindarların çocukları eziyet ediyor..”
Kılıçdaroğlu’ndan benzer onlarca örnek verebilirim..
Bugün karşımıza “Cumhur İttifakı” olarak çıkan
milliyetçi-muhafazakârları gericilikle suçluyor..
Kılıçdaroğlu’nun CHP’si Jön Türkleri yeniden hortlatmaya
çalışıyor..
CHP’yi daralta daralta ‘mezhepçi-vesayetçi sistem’ içine
oturtmasının sebebi de bu..
CHP-HDP GEÇİŞKENLİĞİ
Son iki seçimde başka bir şeyle de yüzleştik..
HDP’den CHP’ye veya CHP’den HDP’ye yöneliş..
Bununla da kalmadı..
Söylem ve eylem birliği..
Kimse pek farkında değil ama TBMM’de CHP-HDP tek grup gibi
hareket ediyor..
İşte “CHP seçmeni neden küstü?” sorusunun cevabı..
DSP’ye yönelişin asıl nedeni;
-HDP ile yapılan ittifak..
-FETÖ ile yapılan söylem birliği..
DSP, bir anda “gerçek CHP’liler”in çekim merkezine dönüştü..
Kendi partilerinde “sığıntı” gibi kaldıkları için..
CHP HIZLA MARJİNALLEŞİYOR
Siyaset bilimcilerden ilginç sözler duyuyoruz..
-“CHP böyle giderse 2023 seçimlerine kadar küçücük bir
partiye dönüşecek”..
-“Sürekli kendisini yenileyen rakipleri karşısında
marjinalleşecek”..
-“DSP merkeze oturacak ve Ecevit’in 1990’lardaki çıkışını
arayacak”..
ERDOĞAN’IN SUÇU
Bakın Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si başka bir şey daha
yapmaya çalışıyor..
Fransa’daki Le Pen ve Almanya’daki Alternatif Parti’nin
retoriklerini kullanıyor..
-Popülizm..
-Göçmen karşıtlığı (Suriyeliler)
-Ayağı yere basmayan ekonomik vaatler..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “her şeyi yaptın ama bir şu
muhalefeti dönüştüremedin” diye suçlayanlar var..
Aslında bu ne onun işi ne de konusu..
CHP İÇ BARIŞI TEHDİT EDİYOR
Bu talep CHP’nin sürekli sokağı dürtmesinden kaynaklanıyor..
Halk huzursuz..
Sokak çağrılarından rahatsız oluyor..
İşte DSP’ye yönelimin bir başka nedeni de bu..
Acaba DSP, İngiltere’deki işçi partisi, Almanya’daki sosyal
demokratlar gibi olur mu?
Neden olmasın..
DSP’nin Türkiye’deki muhalefet eksikliğini doldurup
dolduramayacağını birlikte göreceğiz..
31 Mart HDP ortaklığı, CHP’nin şapkadan çıkardığı son tavşan
olabilir..
CHP tabanı ve örgütü bile artık Kılıçdaroğlu’na tahammül
edemiyor..
Türkiye 2023’e kadar huzur istiyor..
O halde CHP=HDP diyebilir miyiz?
Geçtiğimiz gün Meclis Genel Kurulu'nda CHP'li
milletvekilleriyle Ak Partililer arasında yaşanan sözlü kavganın nedenini bir
hayli ilginçti.
CHP'nin grup yöneticileri, HDP'yi PKK ile eşitleyen
söylemelere çok sinirlenmişlerdi. Öyle ki o anda genel Kurulda olan HDP'lilerden
bile önce Ak Partililerle kavgaya tutuştular.
CHP'lilerin itirazlarını genel olarak şöyle özetlemek
mümkün:
"HDP=PKK söylemi yanlıştır. Çünkü söz konusu
milyonlarca oy almıştır. Ve Mecliste temsil edilmektedirler."
Çok eskiden bahsetmeyeceğim. Bir partinin kapatılıp başkanın
da asıldığı 27 Mayıs hukuk katliamını yıllarca "bayram" diye
kutlamalarından dem vurup "hayırdır sen CHP" falan demeyeceğim.
CHP'nin parti kapatmalar konusundaki tavrı hatırlamak için
birkaç yıl önce AK Parti'ye kapatma davası açılması sürecindeki işlevini
hatırlamak yeterli.
Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek'in
ağzından dinleyelim:
"Beklenen bir karardı. Savcı görevini yapıyor. Bu
davanın esası ile özüyle ilgili bir karar değil. Usulüne uygun yeterli belgeleri,
bilgileri içeren davanın açıldığını Anayasa Mahkemesi kabul etti.
Özellikle AKP çevrelerince sanki farklı karar verilebilir şeklinde izlenim yaratıldı. Normal bir karar."
Özellikle AKP çevrelerince sanki farklı karar verilebilir şeklinde izlenim yaratıldı. Normal bir karar."
Peki, ne oldu da tek partili sistemde doğan CHP bir anda
siyasi tahammül dersi verecek hale geldi?
Ekseninde HDP olan bu tartışmada, parti kapatmayı anayasa değişikliğiyle zorlaştıran Ak Parti'ye ders verir hale geldi?
Ekseninde HDP olan bu tartışmada, parti kapatmayı anayasa değişikliğiyle zorlaştıran Ak Parti'ye ders verir hale geldi?
Bildiğiniz üzere Cumhurbaşkanı her fırsatta "suçun
şahsiliği" vurgusu yapıyor ve partilerin tümden kapatılmasına ilkesel
olarak karşı olduklarını açıklıyor.
Cevap malum. CHP, 31 Mart seçimlerinde HDP ile fiili bir
ittifak yaptı. HDP, İzmir'de olduğu gibi bazı iller de çok beğendiği CHP adayları
lehine aday göstermiyor. CHP de MHP'nin bile altında kaldığı kimi doğu
illerinde yarışa hiç girmiyor.
HDP bu ittifakı açık açık ilan ediyor. Ama biliyorsunuz,
tıpkı referandum ve 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi, ulusalcı ve PKK
karşıtı taban rahatsız olmasın diye CHP bu birlikteliği resmen kabullenmiyor.
Hatta zaman zaman sinirle inkâr ediyor.
Siyaset bu.
Ancak CHP'li yöneticiler fazla zorlamasınlar bence.
Zira vekillerinin açık açık çıkıp "Sırtımızı
dayıyoruz" dediği, "Sayın Öcalanlarının" bile "Listelerinizi
Kandil hazırlıyor. Siz de hiç mi onur yok" diye fırçaladığı HDP'liler bu
işe bozulabilirler.
Öyle ya, HDP'nin kendisi PKK ilişkisiyle gününü kurtarıp oy
toplarken bu ilişkiyi inkâr etmek CHP'ye mi kaldı?
Aklım başka şeyler de gelmiyor değil hani.
Acaba diyorum CHP'liler seçim öncesi iktidara "HDP
yasal değilse kapatın kardeşim" restini çekerek ters manuel mi yapıyorlar?
İstedikleri toplumsal bir dalga yaratıp HDD'yi kapattırmak,
oylarına çökmek ve faturayı da içeride ve dışarıda Ak Parti'ye kesmek mi?
Olmaz olmaz.